Parsons’un bu yöntem ile bir çok bankadan, binlerce kredi kartı bilgisini ele geçirdiği, kendisine çete kurduğu ve İngiltere’de bir depoda bu bilgileri sakladığı anlaşıldı.
Son zamanlar da bu tür olayların artmasının nedenlerini araştıran bankacılar ise olaya bir anlam veremediler. Parsons “S Methodu” adını verdiği ve kendisinin geliştirdiğini söylediği yöntem ile hack edemeyeceği banka ATM’si ve para çekme makinesi olmadığı iddia etti.
Parsons önderliğinde ki Papazlar çetesi (arkadaşları) yakalandıktan sonra polise verdikleri ifadede, bu yöntemin aslında Malezya’da daha çok kullanıldığını ve orada uzun zamandır bu yöntem ile dolandırıcılık yapıldığını söylediler.
Parsons ve Papaz isimli çetenin kullandığı yöntem herkesi şaşırttı ve hacking olayının ne kadar farklı ve geniş boyutlara yayılabildiğini gösterdi. Görüldüğü gibi, hacking olayı sadece sunuculara, sitelere ve açık olan sistemlere saldırmakla bitmiyor.
Zaten son dönemde, real hacking, sosyal mühendislik, ters mühendislik gibi çok farklı kavramların gündeme gelmesi de bunu gösteriyor.
Çetenin, bu düzeneği kurmak için bir çok ülkeden farklı parçaları bir araya getirmiş oldukları bildiriliyor. Çetenin uyguladığı yöntem, bazı sinema filmlerinde görülen tuşlara karşı gelen sinyalin tespit edilmesi şeklinde. Parsons ve arkadaşları, ATM’lere yerleştirilen düzeneklerle, MP3 çalarların ucuna bağladıkları bir kablo sayesinde, fax cihazlarındaki sinyallere benzeyen sinyalleri algılayıp, daha sonra bir cihaz yardımıyla bu sinyalleri okunabilen sayılara çevirmişler. Bu yolla, ATM ve Para çekme makinelerindeki kredi kartı bilgilerine ulaştıkları anlaşılan çetenin yöntemi hem finansman hem de bilişim çevrelerinde, şaşkınlık yarattı.
Ancak Parsons ve çetesi, MP3’ü ancak arkası boş olan yani bar ve alışveriş merkezlerinde bulunan (ülkemizde bu tür para makinaları henüz yok) tür para makinalarının arkasına monte ederek bu işlemi gerçekleştirebilmişler. Duvara monte edilen ve arkasına erişilemeyen ATM’lerde bu sistemi uygulayamamışlar.
Parsons ve ekibi, ele geçirdikleri kart bilgilerini kullanarak, kopya (sahte) banka kartları yaratmış ve bunlarla alışveriş etmişler.
Olay, Manchester’da Minshull Street Crown Mahkemesinde dün görülen dava sırasında duyuldu. Parsons 32 aya mahkum edildi. Yapılan işlemler sonucunda bilgileri çalınan kartlardan toplam 200,000 £ çalınmasına karşın, polis Parsons’un ancak 14,000 £’i aldığını düşünüyor.
Polisin olayı Parsons’un Londra’da arabasıyla yaptığı bir yanlış U-dönüş nedeniyle durdurulması sırasında farkettiği bildiriliyor. Böylece sahte banka kartı bulunuyor ve şüphe üzerine evi aranıyor. İşte bu arama sırasında da suça ait deliller ortaya çıkıyor. İlk başta olayı inkar eden Parsons deliller bulununca, nasıl yaptığını itiraf etmek zorunda kalmış.