Teminat alımında dikkate alınması gereken esas, işletmeciye verilecek hat sayısı ve kapasitesi orantılı hesaplanmalıdır. 100 hat sahibi ile 1000 hat sahibinden aynı miktarlar alınmamalıdır. Dünyadaki uygulama böyledir. Serbestleşmenin başında yeni işletmecilerine bu kadar yüklenen ana operatör olmamıştır. TT ile mahsuplaşmaya giden şirketler bu teminatı geri alabilecekler mi?
Taraflardan birinin şebekesi üzerinden, hukuka aykırı söz konusu hizmet dolayısıyla, diğer işletmecinin hatlarını kesebilir, çağrıların taşınmasını engelleyebilir. Hukuka aykırılık nedir? Örneğin TT’nin hatları üzerinden VoIP yapan bir işletmeci hukuka aykırılığı nedeniyle TT tarafından hatları kesilebilir mi? Yeni teknolojik uygulamalar kesilebilir mi? Mahkeme kararı olmaksızın hat kesmek veya kestirmek suçtur.
TT kendi tarafına konulacak cihazları tüm masraflarını işletmecilerden istemektedir. Bu durum hukuka ve ahlaka aykırıdır.
Bugüne kadar TT haksız olarak, zoraki imzalattırdığı sözleşmelerle işletmecilerin satın alıp, TT’ye ‘bağışlamak’ zorunda kaldıkları cihazlar ne olacaktır? Bu haksız zenginlik sahiplerine geri verilecek midir? Dünyanın hiçbir yerinde ana operatör bunu yapmamıştır. TT yaptığı yatırımı aylık kira bedeli adı altında fazlasıyla geri almaktadır. TT tarafına yeni işletmeci neden cihaz koysun? TT müşterinin adresine ara bağlantı için gerekli olan cihazları ücretsiz olarak koymalıdır. TT bu bağlantıdan fazlası ile para kazanmaktadır. Bu haksız zenginleşme mahkemelere gidecek niteliktedir.
Tarafların anlaşamazlık halinde, TT’ye sınırsız bir şekilde sözleşmeyi iptal etme ve hatları kesme hakkı tanınmıştır.
Bu ara bağlantı sözleşmesi ile yeni şirketler zerre kadar korunmamaktadır. Bu taslak sektörü iyice kaosa sürüklemek ve engellemek amacını taşımaktadır.
Bu haliyle bu sözleşme tüm ticari ciddiyetten uzak, tekelci ve yasakçı zihniyetin devamını öngörmektedir.
Bu teklif doğru bir metin değildir. Doğrusu, TK veya tarafsız sektör temsilcilerinin teknik ve hukuki bir ara bağlantı teklifi hazırlamaları gerekirdi.
Sözleşmenin teklif ettiği alan içi ve dışı ücretleri kabul edilmeyecek kadar yüksektir. TÜFE göre her yıl uygulanacak artışlar eşyanın tabiatına aykırı ukalalıktır. Bu fiyatlar dünya ortalaması %4 düşmektedir. Teklif edilen fiyatlarla işletmeciler zarar edecektir. Bu ücretler maliyet hesaplı yapılmalıdır.
UMTH işletmecisinin sistem kurduğu ilden kaynaklanan TT şebekesinden başlatılıp İşletmeci Şebekesine teslim edilen İşletmeci trafiği için işletmeci TT’e net 70.353 TL./dk. Başlatma ücreti ödeyecektir.
Aklınızı peynir ekmekle yemişsiniz, kusura bakmayın. Burada asıl ödemesi gereken TT’dir. Kendi abonelerinin işletmecinin hatlarına yönelik yapacağı aramalardan dolayı işletmeciye ‘kick back’ ödemek zorundadır. Hem TT’nin müşterisini hizmet verilecek, işletmecinin alt yapısı kullanılacak, hem de üstüne para ödeyecek. Ulusal transit ücretlerde de TT’ye işletmeci ile kar paylaşımına gitmelidir. Bu miktarın en az yarısı işletmeciye ödenmelidir. 0822’li hatlarla ISS’lerin içine düşürüldüğü tuzağa bu defa düşülmemelidir. Bu numaralara yönelik aramaları TT tarafından cebe indirilmesine müsaade eden holding ISS’le bu defa iyi düşünmelidir.
TT kendi müşterilerinin diğer mobil işletmecilere yönelik aramaları nedeni ile böyle bir ödeme yaptığı unutulmamalıdır.
Kiralık hat ücretleri Paris ile Frankfurt arasında satılan 155 Mbit/sn ücreti 2.200.000.000 TL iken, aynı hızdaki hat İstanbul Ankara arasında 81.521.000.000 TL.dir. Acaba TT half circut uluslar arası hatların fiyatlarını da yüzde seksen indirecek midir?
İşletmecinin TT’nin abone-numarasını devrinin dışında, işletmeci tanımlama bedeli, abone başına tanımlama bedeli, abone numarası değişim bedeli gibi uyduruk hizmetler için ücret istemesi insafsızlıktır. Bu kadar aç gözlülük haramdır.
TT altyapısında sıkışıklık ve taleplerin zamanında karşılanmaması durumlarında uygulanacak prosedür ve müeyyidelerin olması gerekirdi.
Buradaki fiyatların Haziran 2004 yılına kadar geçerlidir denilmektedir. Buradan anlaşıldığı üzere bu teklifin önceden hazırlandığı, ancak sektöre yeni girecek şirketleri engellemek amacıyla Temmuz ayında açıklanmıştır. Bu açıklanan metin dahi bu engelleme ve geciktirme amacıyla hazırlandığı görülmektedir. Bu teklifin imzalanmaması da bunu göstermektedir.
Bu ara bağlantı teklifini imzalayacak işletmeciler, idam fermanlarını peşinen imzalamış olacaklardır.
Referans Ara Bağlantı teklifi, 406 ile 2813 sayılı ve bu kanunlara uyarınca yapılacak TK düzenlemelerine tabii tutulmaktadır. 4502 sayılı kanuna atıfta bulunmaması düşündürücüdür.
TT bu kanunu çıkaranları acımasızca eleştirdiğini, bu kanunu tanımak istemediğini burada da belli etmektedir. Bilindiği üzere, 4502 sayılı kanun yeni işletmecilerin genel haklarını ve yetkilerini düzenlemiştir.
Referans ara bağlantı teklifinde, işletmecinin, üçüncü taraf trafiğini de TT şebekesinde sonlandırmak istemesi durumunda, bu tür trafiğin taşınması bu sözleşmeye ek olarak yapılacak protokol hükümleri çerçevesinde gerçekleştirilmesini içermektedir.
TT bu teklifinde UMTH işletmecisi yetkilendirildiği üçüncü taraf trafiğini de ayrı bir protokol çerçevesinde gerçekleştirmek istemektedir. Bu durum mevcut yetkilendirmelere aykırıdır.
TT’nin yapacağı tüm işlerin yeni operatörlerinde yapabilmesinin hukuken sağlanması gerekir.
TK ve TT’nin demokratikleşme sürecini başlatmalıdır. Kanunlara ve ilgili mevzuatlara uyulmalı ve uygulanmalıdır. Demokratik olamayan kurumlar, sektörün asıl sorunudur.