Anayasa Mahkemesi, aralık ayında aldığı 703 sayılı KHK iptal kararlarına dair gerekçeleri açıkladı. 4 haziran 2024’de Resmi Gazete’de yayınlanan gerekçeli kararlar, bir yandan da ülkenin köklü demokrasi geleneklerini, bir yandan da iktidarın kafasına göre hareket edemeyeceğini göstermiş oldu.
Mahkeme iptal kararını temelde iki gerekçeye dayandırdı. Bir kısım değişiklikler, Anayasa’ya uyum ve Yetki Kanunu kapsamında olmadığı gerekçesiyle iptal edildi. Diğer kısım maddelere gelen iptaller ise, iktidarın kendi isteğine göre, Anayasa’da yer alan temel hak ve hürriyetlere ilişkin kararname çıkaramayacağı, bunların ancak yasayla düzenlenebileceğini gösteriyor.
İptal maddelerinin bazılarına, 14 üyeden 4’ü yani Muammer Topal, Basri Bağcı, İrfan Fidan ve Muhterem İnce, 10 sayfalık gerekçe ile karşı oy kullanmışlar.
Anayasa Mahkemesinin 4 haziran 2024 tarihli, gerekçeli kararına ve bunun içindeki “rektörlük atamaları” konusuna yakından bakalım.
Anayasa Mahkemesine 2 Temmuz 2018’de İtiraz Edilmişti
16 Nisan 2017 tarihinde yapılan Anayasa değişikliği referandumunun ardından geçilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne uyum amacıyla, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve dönemin Başbakanı Binali Yıldırım’ın başında bulunduğu Bakanlar Kurulu tarafından 233 maddelik Kanun Hükmünde Kararname (KHK) imzalanmıştı. 703 sayı ile ve “Anayasada Yapılan Değişikliklere Uyum Sağlanması Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname” adını taşıyan bu KHK, 9 temmuz 2018’de Resmi Gazete’de yayınlanarak, yürürlüğe girmişti. İşin ilginç yanı, bu kararnamede, Anayasa değişikliği ile ilgisi bulunmayan bazı yasalarda değişiklik yapılmasıydı.
CHP yönetimi bu değişikliklerin yer aldığı KHK’nın toptan iptali için 2 temmuz 2018’de dava açmıştı. CHP’nin 97 maddede özetlenen itiraz dilekçesinde, bu KHK’nın Anayasa’nın başlangıç kısmına, 1, 2, 5, 6, 7, 11, 13, 35, 47, 51, 53, 63, 70, 87, 90, mülga 91, 104, 123, 127, 128, 130, 131, 140, 149, 155, 158, 159, 166 ve geçici 21.maddelerine aykırılık ileri sürülüyordu.
–Daha Cumhurbaşkanlığı sistemine geçililir geçilmez yayınlanan ilk KHK’lardan birinde bile Anayasa’ya aykırı olmayan madde kalmamış. Buraya bakarak, bugünlerde neden Anayasa’yı değiştirmeye çalıştıklarını daha iyi anlamak mümkün oluyor–
CHP itiraz dilekçesinde, KHK çıkarma yetkisinin ancak ivedilik gerektiren belli konularda ve TBMM’nin hızlı hareket edemeyeceği zorunlu durumlarda kullanılması gerektiğine ve KHK ile düzenleme yapılmasının yasama yetkisinin yürütme organına devri anlamına geleceğine işaret etti.
Anayasa Mahkemesi, CHP’nin 2018 yılında açtığı dava için 4 haziranda Resmi Gazete’de 482 sayfalık gerekçeli kararını yayımlandı. 7 Aralık 2023 tarihinde alınan karara göre, KHK’nın tümünün iptali talebini reddedilirken, iptali istenen 228 farklı düzenlemeyi 6 sene sonra iptal etti.
Üniversite Rektörleri Atama Düzeni İptali
Bu kararlar içinde, üzerine eğildiğimiz bir konu olduğu için rektör atamalarına yakından bakalım. Daha önce rektörler, üniversitelerin kendi içlerinde yapılan seçimler sonucunda YÖK’ün gösterdiği üç aday arasından Cumhurbaşkanı tarafından atanıyordu. Ayrıca rektör olabilmek için profesör olarak üç yıl olarak görev yapmak gerekiyordu. Ancak bu düzenleme, kararnameyle kaldırıldı ve rektörlerin doğrudan Cumhurbaşkanı tarafından atanacağı hükme bağlandı.
Anayasa Mahkemesinin bu konudaki iptal kararında şöyle deniliyor
“Dava konusu kuralla, YÖK’ün rektör atama sürecinde; devlet üniversiteleri yönünden aday gösterme, vakıf üniversiteleri yönünden mütevelli heyetinin teklifine olumlu görüş verme şeklindeki rolüne son verilmek suretiyle rektör atama usulü değiştirilmiş ayrıca atanma şartları, görev süresi gibi rektör atanmasına ilişkin hükümler madde metninden çıkarılmıştır.
Devlet üniversitelerine rektör atanma şartlarında değişiklik öngören kural, Anayasa’nın İkinci Kısmı’nın Dördüncü Bölümü’nde yer alan kamu hizmetlerine girme hakkına ilişkin düzenleme içerdiğinden Anayasa’nın mülga 91. maddesi uyarınca KHK ile düzenlenemeyecek yasak alanda kalmaktadır.”
Bunun anlamı, rektör belirleme düzenlemesinin Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle yapılamayacağı şeklinde.
Ayrıca 703 sayılı KHK ile yükseköğretim kurumlarında yabancı uyruklu öğretim elemanı çalıştırılmasına ilişkin esas ve usuller de düzenlenmişti. Bunun Anayasa’da yapılan düzenlemelere uyum kapsamında olmadığını belirten yüksek mahkeme bu bölümü de iptal etti.
Şimdi TBMM bu konuda, halkın ve gençliğin yanında yer almalı ve iptal edilen maddenin devam edeceği şekilde bir düzenleme yapmamalıdır. Üstelik bunu görüşmek için 12 ay da beklememeli ve bir an önce üniversite özerkliğini güvence altına alan bir düzenleme yapmalıdır.
Diğer Önemli İptal Konuları
İptal edilen bir madde de, Merkez Bankası Başkanlığına yapılan atamalar ile ilgili. Cumhurbaşkanlığı sistemi öncesinde atamanın Bakanlar Kurulu kararıyla 5 yıllık süre içi olacağı kuralı vardı. Ama KHK bunu yürürlükten kaldırılmıştı. Anayasa mahkemesi burada da, rektörlerle aynı gerekçeyi gösterdi ve T.C.Merkez Bankası Başkanı atamasının “KHK ile düzenlenemeyecek yasak alanda kaldığı” belirtildi.
Aksi durumun neye yol açtığını, $’ın 30 TL’lere fırlaması, Merkez Bankası rezervlerinin yok olması, enflasyonun % 70’lere fırlaması ile görüyoruz. Keşke Anayasa Mahkemesi bunlar olmadan önce CHP’nin itirazını ele alıp görüşmüş olsaydı.
TRT Genel Müdürüne en yüksek devlet memurunun aldığı aylık ve sözleşme ücretinin ödeneceği, aylık ödemelerinde ek gösterge, kıdem ve taban aylıkları ile sosyal yardım, zam ve tazminatların esas alınacağına ilişkin düzenleme de mülkiyet hakkına ilişkin düzenlemelerin KHK ile düzenlenmeyecek yasak alan içinde kaldığı gerekçesiyle iptal edildi. TRT Yönetim Kurulu’nun amaçlarına uygun şirket kurmasına izin veren düzenleme de Anayasa’ya uyum kapsamında görülmedi ve iptal edildi.
TBMM, 12 Ay Beklemeden Düzenlemeleri –Demokrasiye Uygun Şekilde– Yapmalı
Bu iptal kararında ne görüyoruz? AKP tarafından, 2017 referandumunda Anayasa konusunda alınan yetkilerin aşıldığı anlaşılıyor. AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan iktidarı kaybetmemek için bugünlerde yeniden Anayasa’yı değiştirmeyi konuşuyorlar ama kendi yaptıkları 2017 referandumunda çıkan sonuçları bile ihlal etmiş oldukları anlaşılıyor.
Anayasa Mahkemesi’nin, AKP tarafından Anayasa değişikliklerinin yüksek sesle dillendirildiği bugünlerde kararını açıklaması iyi bir şey. Bize neden iktidarın Anayasa’da illa değişiklik yapmaya çalıştığını da düşündürüyor.
Ama bir vatandaş olarak, Anayasa’yı bu şekilde ihlal edilen konulardaki kararların 6 sene sonra değil, en öncelikli görüşülmesi gerektiğini ve de hala 12 ay süre verilmesinin anlamlı olmadığını düşünüyoruz.
Ayrıca TBMM, kendisinin bir partinin değil halkın temsilcisi olduğunu düşünmeli ve Anayasa’yı ihlal eden bu iptallerle ilgili olarak 12 ay beklememeli ve bir an önce eski –örneğin Üniversite konusunda özerklik gibi– uygulamalara dönülmesinin yolu açılmalıdır.
Zaten bugün açıklama yapan Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği de benzer şeyleri söylüyor;