Sertifikalı Bilgisayarcı Olmak.. ya da Olmamak..

Turk-internet.com Notu :Geçen hafta yayınlanan “Ehliyetli Olmak mı? Ehil Omak mı?” yazısından sonra bu yazıyı da yayınlıyoruz..

“Bilgisayarcı” demek eskiden gelen bir alışkanlık olsa gerek. Bilgisayarların ülkemizde yeni yeni yaygınlaşmaya başladığı dönemlerde az sayıda olan bilgisayarcılar el üstünde tutulur yakın çevrenin dahileri olarak görülürlerdi. Tabi ki iş yaşamında bilgisayarlaşmanın artması ile de bu bilgisayarcı arkadaşlar birer birer iş buldular.

Neticede “bilgisayarcılar işsiz kalmaz” diye bilinen bir akımın öncüleri oldular.

Şimdilerde ise, tıpkı üniversite ve ortaöğretim dershaneleri gibi her tarafı “bilgisayar kursları” sarmış durumda. Hem de öyle böyle değil düpedüz bilgisayarcı yetiştiriyor bu kurslar. 100-200 en kötüsü 300 saatte sizi bilgisayarcı yapıyor. Hem de sertifikalı.

“Öğrendiniz bu işi bravo. Elinizde 200 saatlik bilmem ne sertifikası var”. Şimdi kursu aldığınız yer size iş garantili bir eğitim vermemişse 🙂 iş bulma zamanınız geldi. Eğer yaşınız gençse anneniz bile komşu toplantılarında “bilgisayar kursuna gidip sertifika da aldı hala iş bulamadı” gibisinden konuşmalar yaparak arama sürecinde size elinden gelen desteği gösterecektir, emin olun.

Fakat ben; bu “sertifikasyon eğitimleri” ve “verilen sertifikaların bilgisayarcı olma yeterliliğini ne kadar ortaya koyduğu” konularında biraz kötümserim.

Aslında benim sorum, sertifikalı ya da sertifikasız olmak değil. Bahsetmek istediğim şey sertifikasyon eğitimlerinin ve verilen sertifikaların ne kadarlık bir yeterliliği ifade edebildiği. Sonuçta ise “sorun gördüğüm bu noktada” bir çözüm önerisi getirebilmek.

Bu yollu bir sertifika eğitiminden geçip bir veya bir kaç (veya koleksiyonculuk düzeyinde) sertifika almış olanlar mutlaka olacaktır bu yazıyı okuyanlar arasında.

Önce bir kursa gider, sonundaki sınava odaklı temel bir eğitim alır, sonra sınava girer ve sertifika sahibi olursunuz. Sertifikasyon konusu eğitim her ne olursa olsun süreç bu şekilde işliyor kısaca.

Peki mesleki yeterliliklerin bir sınavla çerçeveye alındığı ve yalnızca bu sınav odaklı bir eğitim almış olmak ne kadarlık bir yeterlilik sağlayabilir?

Sınav içeriği belli olunca, eğitmenleriniz de belli bir seviyede oluyor. Hatta belki de sizin ulaşmayı planladığınız kadar bile bilgisi olmayan eğitimenlerden dersler alıyorsunuz. Öyle ya bu sınav içeriği belli olduğundan ve eğitmeniniz de yıllardır aynı şeyleri tekrarlayıp durduğundan dolayı problem olmayacaktır. Bu sözüm tüm eğitmenler için geçerli değil tabi, benim de tanıdığım bu işi hakkıyla yapan insanlar da var.

Şöyle düşünüyorum, eğer ülkemizde ilgili eğitimleri, tam yeterlilikte verecek sayıda eğitmen olsaydı, zaten eğitmenlik yapmaktan çok daha güzel işleri olabileceği için bu işleri yapmazlar yani yeterli eğitmen bulamazdık.

Dolayısıyla bu düşünce ile ne eğitmenlere, ne eğitilenlere ne de verilen sertifikalara güvenemiyorum.

Düşüncem tıpkı Microsoft, Cisco veya benzeri bir özel sektör firmalarının yaklaşımı ile sertifikasyon eğitimlerinin çıtasının yükseltilmesi ve benim açımdan güvensizlik taşıyan bu üç öğenin kalitesinin arttırılması.

Çizmeden yazarsam biraz anlaşılmaz olacak sanırım. Hemen çiziyorum.

Bu tür bir sürecin, halihazırda yurt dışında ülkemiz uzantılı olarak işletilmekte olduğunu ben de biliyorum. Fakat kendi sertifikasyon yapımızın da ortaya çıkarılması ve kanımca bir çoğu, çok da yeterli eğitim vermeyen salt ticari amaç için bu işi yapanların önüne geçebilecektir.

En nihayetinde hem bizim işi bilen bilgisayarcılarımız olabilecek hem de insanlar sertifikayla bilgisayarcı olunamayacağını anlayacaklardır.

Tüm bilgisayarcı familyasına saygı ve sevgilerimi sunarım.