Reklam dünyasına göz attığımızda da “sürekliliğin” kritik önemde bir yapı taşı olduğu hemen göze çarpıyor. Aynı temanın farklı senaryolarla ve mecralarda defalarca önümüzü kesmesi, ister istemez o markanın belleklerimizde yer etmesini sağlamada büyük etken. Bu noktada Adidas’ın ClimaCool reklam kampanyası incelemeye değer…
Adidas, yeni ClimaCool ürünlerinin lansmanını yapmak için Avrupa ve Amerika bölgelerine yönelik olarak ve ayrıca Asya Pasifik bölgesi için 3’er farklı senaryodan oluşan bir reklam serisi hazırlamış. Şimdilerde ülkemizde ünlü tenisçi Anna Kournikova’lı olan dahil 2 reklam filmiyle gösterimi devam eden kampanya billboard’larla ve basılı yayınlarla da destekleniyor. Senaryolarda ilgi çekici ve karmaşık bir anlatım modelinin benimsenmesi ve reklamın yerelleştirilmemesi nedeniyle, ClimaCool’un nasıl bir ürün olduğu net olarak algılanmasa da Jean-Claude Carriere’in “Bir öykünün dünya turu yapması için elbette bir yerlerden yola çıkması gerekir” dediği gibi, Adidas da “Feel The Breeze” (Esintiyi Hisset) sloganıyla global bir tura çıkarak güçlü bir “esinti” yaratıyor.
Terleme yapmayan ve ayağı serin tutan yeni ClimaCool ürünlerinin ve dolayısıyla Adidas’ın esintisi farklı senaryolarla önümüze çıkarken; ürünün seriliği, hızı, enerjisi ve farklılığı da güçlü kamera hareketleri ve sürekli değişen sahnelerle yansıtılmaya çalışılıyor. Uygulama aşamasında, 1 yerine 3 farklı filmle ekranlardaki yerini alan Adidas, uygulamadaki sürekliliği sayesinde izleyeni reklamla defalarca kez buluşturuyor ve “Feel The Breeze” sloganı belleklere kazınmaya çalışılıyor. Sonuç olarak firma, izleyenlerini sıkmadan aynı temayı farklı şekillerde vurgulaması ile “Adidas esintisini” izleyicinin ve tüketicinin bilinçaltına yerleştirme konusunda iddialı görünüyor.
ABD ve Avrupa bölgelerinden farklı olarak, Asya Pasifik bölgesinde ise animasyona dayalı 3 film ile ekranla buluşan Adidas, bu filmlerde de aynı mesaja odaklanıyor. Kulaklarında walkman’i olan ve hep bir esintiyle savrulan “cool” bir çorap figürünün konu alındığı filmlerde, esprili bir yaklaşımla izleyenin “esintiyi hissetmesi” isteniyor.
Sonuç olarak, Adidas’ın bu kampanya ile yakaladığı başarı grafiğini net olarak bilemesek de, firmanın sağladığı devamlılık sayesinde hep bir ağızdan “Feel The Breeze” diye bağırabilirmişiz gibi geliyor…