Tether, ABD’de Wall Street Journal ve Ana Akım Medyasına; Tether Hakkında Yaratılmaya Çalışılan FUD İçeriğinin Ardından Sert Açıklama yaptı. Bu açıklamayı aynen sunuyoruz;
Kripto endüstrisi, bir dizi yüksek profilli çöküş, dolandırıcılık ve sahtekârlık yüzünden uzun zamandır kuşku duyanlar için popüler bir hedef haline geldi. Kriptodaki kötü aktörlerin geçmişi ne yazık ki olmasını dilediğimizden çok daha eskiye dayanıyor. Sektöre yoğun bir şekilde odaklanmalarına rağmen, asıl kötü aktörlerin, dolandırıcılıkların ve sürdürülemez yatırım planlarının çoğunun kuşku duyanların ve eleştirenlerin radarlarına girmemiş olması oldukça şaşırtıcı. Tether yıllardır bu kuşkucuların, gazetecilerin ve hatta ana akım medya kuruluşlarının popüler bir hedefi haline geldi.
Bu göz önüne alındığında, sorulması gereken makul soru şu: Tether’in kemikleşmiş muhaliflerinden kaçı FTX, Alameda, BlockFi, Genesis, Celsius, 3AC veya Terra konusunda uyarıda bulundu? Kötü aktörlerin kökünü kazımaya ve yatırımcıları korumaya odaklanan kişi ve kuruluşlar, en azından Tether’in faaliyetlerinin her ayrıntısını incelemek için harcadıkları enerjiyle bu kuruluşları da araştırırlar mıydı?
Maalesef bu sorunun yanıtı “Hayır“.
Muhalifler ve medya kuruluşları yıllarını Tether’in sözde “yaklaşmakta olan ” çöküşünü acımasızca eleştirerek, araştırarak ve bu konuda uyarılarda bulunarak geçirdiler, ancak kripto sektörünün çok önemli bir kısmı mesuliyetsiz kaldıraç, düpedüz sahtekarlık ve yasal arbitraj yüzünden çökerken bu kişiler direksiyon başında tam anlamıyla uyuya kaldılar. Bu durum bu kişilerin güvenilirliklerini artırıyor mu? Bu durum bu kişilerin kripto piyasasını anladıklarını kanıtlıyor mu?
Kripto varlıkların fiyatı %15’ten fazla düşüş yaşadığında nasıl oldu da Tether’in yaklaşan çöküşü için çağrıda bulunabildiler ve neredeyse tüm borç verenleri alaşağı eden ve milyarlarca dolarlık serveti yok eden yapısal dolandırıcılığı tamamen gözden kaçırdılar?
Ne yazık ki, çoğu medya kuruluşu öz eleştiri yapmak, özür dilemek ve kendini düzeltmek yerine aynı hatayı tekrarlamaktadır.
“Bankaya Kaçış”
Tekrarlanan söylemlerden biri FTX’in basit bir bankadan kaçışın kurbanı olduğu yönünde. Bankadan kaçış, bir bankanın veya başka bir finans kuruluşunun çok sayıda müşterisinin, bankanın ödeme gücüne ilişkin kaygılar nedeniyle mevduatlarını aynı anda çekmesi durumunda meydana gelir.
Her kuruluş kendi varlık ve yükümlülüklerini düzgün bir şekilde yönetmek, kendi ödeme planını karşılamakla sorumludur ve bu anlamda herhangi bir haneden farkı bulunmuyor.
FTX olayını bir bankadan kaçış olarak adlandırmak ya cehaletin zirvesidir ya da son iki yılını Sam Bankman-Fried’ın güzellemelerini yazarak geçiren ve durumun gerçekliğini kabul etmeleri halinde suratlarına çok sayıda yumurta atılacak olan medya kuruluşları tarafından siyasi bir kılıf uydurulması anlamına geliyor.
Şunu açıklığa kavuşturalım: FTX’i bir “bankadan kaçışı” olarak tanımlayamamanızın 2 ana nedeni var:
- Kripto borsalarının, müşterilerin mevduatlarını korurken yatırım yapmalarını mümkün kılması, müşteri varlıklarını ilgili bir tarafa (örneğin, ortak hissedarları olan bir şirkete) kredi vermemesi ve müşterilerinin parasıyla spekülasyon yapmaması gerekiyor.
- FTX sadece müşteri mevduatlarını kredi vermekle kalmadı aynı zamanda bu kredileri zamanında geri alamadı. Bunları giderek daha riskli hale gelen bir dizi bahse girmek için kullandı ve zarara maruz kaldı. Para kaybedilmiş olabilir ama bunu zaman gösterecek. Müşterilerin kaygılarını artıran da bu oldu.
Bazı kişilerin ve medya kuruluşlarının öne sürdüğü gerekçe, tüm bilgilere sahip olmadığımızdır. Bu tabii ki doğru. Ayrıntıları bilmek için daha fazla bilgiye ihtiyaç var. Ancak, bu iki temel nokta SBF tarafından Vox’a verilen röportajda aşağı yukarı ifade edildi bu nedenle ” daha fazla bilgiye” neden ihtiyaç duyduğumuzu anlamak zor.
Duyulmak İstenen Şeyleri Söyleyin, Görülmek İstendiği Gibi Görünün
Tüm bunlar nasıl oldu? FTX böylesine büyük bir yapısal hatayı gerçekleştirirken bu kadar yandaş bulmayı nasıl başardı?
Bunun büyük bir kısmı SBF’nin oyunu nasıl oynaması gerektiğini bilmesi. “Duyulmak istenenleri söyleyen”, özenle seçilmiş bir kişilik yarattı. Ayrıca “görülmek istendiği gibi görünüyordu”.
Daha da önemlisi, bu vaka, ana akım medyanın bir kısmının ya siyasi nedenlerle ya da yüklü miktarlarda aldıkları çekler (ya da onların tercih ettiği şekliyle bağışlar) karşılığında, olayları görmezden gelmeye ne kadar hazır olduklarının açık bir örneği. Onlar için mesele bir mesaj vermek değil; mesele para.
SBF’nin medya karşısında kendi kişiliğini dikkatle inşa ettiğini açıkça ifade etmesine rağmen, aynı medyanın utanmadan onu desteklemeye devam etmesi de bu kanıtı güçlendiriyor. Umuyoruz ki bu bağışlarla ilgili bilgiler, iflas sürecinin ortaya çıkardığı bilgilerin bir parçası olarak kamuoyuna açıklanacak.
Arthur Hayes bu dinamiğiburadaki yazısında çok daha ayrıntılı bir şekilde ele alıyor.
İlginçtir ki, Silbert’in grubu DCG konusunda da benzer bir örüntü görülebilir. DCG, temel ürünü GBTC ve şirketlerinden Genesis, bilançolarındaki önemli bir deliği kapatmak için hızla milyarlarca sermaye toplamak zorunda kalmak da dahil olmak üzere kripto topluluğunun pek çok kesimi tarafından dile getirilen benzer kaygılara maruz kalırken (burada konuya ilişkin iyi bir özet bulunabilir), ana akım medya bu konuda haber yapmakta son derece isteksiz davranmış ya da görmezden gelmeyi tercih etmiş gibi görünüyor.
Ayrıca CoinDesk, şeffaflık adına Tether’in New York Başsavcısına verdiği özel raporlara erişmeye çalışmak da dahil olmak üzere yıllardır Tether’e odaklanmış, ancak aynı şeffaflığı kendi sahibinden talep edememiştir.
Evet, CoinDesk’in sahibi DCG’dir.
Ve evet, DCG aynı zamanda Tether’in doğrudan rakibi olan Circle’ın da yatırımcısıdır.
Tesadüf mü? Kim bilir…
DCG’nin ana ürünü %50’ye yakın bir iskonto ile işlem görürken, varlıkların tam değerinden (yatırımcıların fark edemediği) %2’lik bir ücret almaktadır. Yatırımcılar, DCG’nin ürünü tasfiye ederek düzeltebileceği, toksik hale gelmiş bir ürüne hapsolmuş durumdalar.
GBTC, Blockfi ve 3AC’nin başarısız olmasının başlıca sebeplerinden biriydi. DCG, bu yatırımcılara GBTC hisselerini indirimli olarak ihraç etmeleri ve perakende yatırımcılardan değer elde etmeleri için bir tür arka kapı sağladı. Bu alışveriş patlak verdiğinde her iki taraf da battı.
Genesis sadece tüm FTX fiyaskosunun kolaylaştırıcısı olmakla kalmadı, FTX’e değersiz teminatlar karşılığında nakit borç vererek sonunda hem tüm sektör hem de FTX müşterileri için bir felakete yol açtı, aynı zamanda alım satımları kolaylaştırarak ve değersiz UST teminatları karşılığında borçlanarak Terra’nın batmasına da neden oldu.
Son birkaç ayda yaşanan tahribat ve yaygın dolandırıcılık DCG olmasaydı meydana gelir miydi diye sormaktan kendimizi alamıyoruz.
DCG ile ilgili köşe yazısı nerede? Teftiş çağrıları nerede? Tether, kripto sektöründeki tüm finansal istikrar kaygılarının hedefi olmuştur, ancak günün sonunda Tether, gerçek risk yönetimi ve işleyen uygulamaları ile sektörün yegâne yetişkinlerinden biri gibi görünüyor.
Medyanın siyasi veya parasal nedenlerle rakiplere karşı silah olarak kullanılması şaşırtıcı değil, ancak medya kontrolü potansiyel olarak tehlike arz eden davranışları örtbas etmek için kullanılmaya başlarsa, bu apaçık gerçek ötesi bir durum.
Önyargılı Olma Konusunda
Bu kuruluşların çoğunun medya kuruluşları ve kuşkucuların neden hiç dikkatini çekmediğini ve Tether’in neden bu kadar çok dikkat çekmeye devam ettiğini kestirebilmek mümkün değil. Üstelik bu durum, Tether’in internet sitesinde neredeyse iki yıldır yayınlanan Konsolide Rezerv Raporları ve bağımsız denetim raporlarına rağmen yaşanıyor.
Ancak, bunun nedeni kısmen de olsa önyargılı olmanın yarattığı tehlikelerden kaynaklanıyor olabilir. Zira bu durum, söz konusu tarafların neyin doğru olduğuna dair kararlarını çoktan vermiş oldukları anlamına geliyor.
Volatilite ve İstikrar
Yüksek volatilite dönemlerinde, yatırımcılar sıklıkla bir şeylerin ters gideceğinden kaygı duyarlar ve bu yıl daha önce istikrarlı olarak algılanan birçok firmanın iflas ettiği göz önüne alındığında, bu anlaşılabilir bir durumdur.
Yatırımlar ağırlıklı olarak kısa vadeli olduğundan, Tether’in rezervleri geleneksel finans piyasalarındaki bu çalkantılı dönemi atlatmak için iyi bir konuma sahip. Tether’in rezervleri, finansal piyasalardaki veya kripto/dijital varlık fiyatlarındaki düşüşlerden bağımsız olarak değerini ve likiditesini büyük ölçüde koruyor.
Kısa bir süre önce WSJ, Tether’in teminatlı kredilerini sorgulayan ve bunların Tether’in paraya çevrilebilirliği açısından risk oluşturabileceğini ima eden bir makale yayınlamıştır.
Makalede Tether ve USD₮ ile ilgili birçok yanlış kanıya yer verilmiş olup, bunlardan en göze çarpanı Tether’in teminatlı USD₮ kredilerinin USD₮ cinsinden olması nedeniyle Tether’in USD₮’nin değerindeki düşüşe maruz kaldığı yönündeki iddia olmuştur. Bu iddia hedefi tamamen ıskalamakta ve USD₮’nin kendisini onu destekleyen teminatla karıştırmaktadır. Tether’in teminatlı kredileri aşırı derecede teminatlandırılmıştır ve hatta gerektiğinde Tether’in ek öz sermayesi ile desteklenmektedir.
Özkaynağımız şu anda hızla büyümektedir, böylelikle toplam Tether rezervlerinin %82,45’i ABD Hazine tahvillerinde ve getirileri son yılların en yüksek seviyelerinde olan diğer nakit eşdeğerlerinde bulunmaktadır. Celsius’un çöküşünde de açıkça görüldüğü üzere yüksek düzeyde likit aşırı teminatlandırma, artan kur ortamı için büyüyen bir öz kaynak desteği ve Tether’in hassas ve kapsamlı risk yönetimi göz önüne alındığında, teminatlı kredilerin Tether’in USD₮ tokenlerini paraya çevirme kabiliyeti açısından risk oluşturduğu bir senaryoyu tasavvur etmek oldukça zor.
Bazıları halka açık olanlar da dahil olmak üzere birçok şirket, serçe parmakları birbirine sararak edilen yeminlere dayalı kredi programlarına ihtiyatsız şekilde yönelirken, Tether piyasayı ve hatta Wall Street’in eski kafalılarını risk yönetimi konusunda eğitmeye devam ediyor.
Buna ek olarak WSJ, teminatlı bir kredide USD₮ token fiyatlarındaki düşüşün önemsiz olduğunu, çünkü bu düşüşlerin yalnızca döviz değerini yansıttığını ve temel teminatın paraya çevrilme değerini yansıtmadığını gözden kaçırıyor. Hemen hemen her şeyde olduğu gibi, asıl önemli olan varlık teminattır. USD₮’nin belirli bir günde kaça işlem gördüğü değildir.
Tether’in Güvenli Kredilendirme Programı Nasıl Çalışıyor?
Bunu özel bankaların müşterilerine yaptıklarına benzetebiliriz. Bu benzetmeyi, bu basit kavramın kolayca anlaşılabilmesi ve herkesin bir makale ya da tweet paylaşmak yerine doğrudan soru sormak amacıyla kendi bankacısını arayabilmesi için kullanıyoruz.
Bir özel bankacılık müşterisi kısa vadeli likidite ihtiyacı duyduğunda ve satmak istemediği önemli bir yatırım portföyüne sahip olduğunda, müşteri kısa vadeli likidite için portföyünü rehin vermek ister. Banka, rehin verilen teminata atfedilebilecek değere (kredilendirme değeri olarak bilinir) enstrümanların likiditesine, para birimine, enstrümanların türüne, ihraççılarına ve diğer faktörlere dayalı olarak karar verir. Rehin verilen teminatın fiyatı düşerse, banka müşterisiyle iletişime geçer ve müşteriden kısa vadeli krediyi geri ödemesini veya ek uygun (likit) teminat sağlamasını ister. Buna marj çağrısı denmektedir.
Bankanın talebi müşteri tarafından yerine getirilmezse, banka teminatı derhal piyasada satarak kullanır ve müşterinin bankaya kredinin geri ödenmesi için borçlu olduğu parayı tahsil eder. WSJ’nin iddia ettiği gibi banka müşterinin kredisini başka bir finans kuruluşuna ya da bir kripto şirketine satmaz.
Tether’in kredilendirme programı da benzer şekilde işliyor ancak Tether her zamanki gibi kendi ev ödevini profesyonelce yapmış, diğer finans kurumlarıyla kıyaslama yapmış, tanınmış bankalara kıyasla daha ihtiyatlı kredilendirme değeri (yukarıdaki tanımlamaya bakınız) ve marj çağrılarına ilişkin katı şartlar ortaya koymuştur. Daha da önemlisi Tether her zaman son derece likit varlıklarla geniş bir aşırı teminatlandırma yapılması şartı koşmaktadır.
Bankaların genellikle kısmi rezerv senaryosuna düşmelerine müsaade edilirken, Tether için durum böyle değildir. Tether’ın teminat büyüklüğü ve kalitesi, Tether desteğinin her zaman %100’ün üzerinde kalmasını sağlamaktadır.
Tether’ın kredilendirme politikası çok ihtiyatlıdır ve marj çağrısı Celsius örneğinde görüldüğü üzere çok etkilidir. Eğer böyle olmasaydı, makalede de belirtildiği üzere, Celsius hiçbir şey kurtaramazdı. Makale bunu kabul edip takdir etmek yerine, bir kez daha Tether raporlarında teminatın açıklanması gerektiğine atıfta bulunarak bunu ayrımcılık içeren bir şekilde sunmaktadır. Tether, düzenlemeye tabi bankaların bunu açıkladıklarını duymamıştır. Ayrıca, gazetecilere daha önce de belirtildiği gibi, Tether’in mali sıkıntı içindeki şirketlerden herhangi bir hacizli kredi satın almadığını, bunun yerine teminatı / rehini kontrol altında tutarken uygun müşterilere aşırı teminatlı bir kolaylık sunduğunu vurgulamak isteriz.
Tether’in müşterileri, dünyada açık ara en çok kabul gören ve saygın stablecoin olan Tether tokenlerinin sunduğu benzersiz hizmetten yararlanmaktadır. Tether rezervlerini profesyonel bir şekilde yönetmektedir, zira en iyi 5 denetim firmasından birinin bağımsız olarak tasdik ettiği CRR raporunda, Şeffaflık sayfasında belirtilen likit rezervlerle tüm müşterilerin paraya çevirme işlemlerini garanti altına almayı taahhüt etmektedir. Tether kârlı bir kuruluştur ve en kritik senaryolarda dahi ödeme gücünü muhafaza edecektir. Tether müşterilerin parasıyla kumar oynamamaktadır, aksine rezervlerini doğru bir şekilde yönetmektedir ve kısmi rezerv uygulamamaktadır.