28 ocak 2013 salı günü TBMM’de tartışılmaya başlanacak olan torba kanun teklifi[1] içindeki internet maddeleri konusunda propoganda çalışmaları devam ediyor ama bu çalışmalarda iletilen bilgilerde yanıltmalar ya da yanlış anlamaya neden olacak ifadeler söz konusu.
Yıllar içinde gerek 5651 sayılı kanunun iyileştirilmesi, gerekse Türkiye’de internetin geliştirilmesi için yaptığımız önerilerin, bugün başımıza farklı amaçlar için bir kılıf şeklinde çıktığını görmekten, internet camiası olarak büyük üzüntü duyduğumuzu da belirtelim. Bunlardan birisi “internet trafik değişim noktası”.
Şimdilerde bu trafik değişim noktası ile erişim engelleyiciler birliği aynı şeymiş gibi sunuluyor. Kanun teklifindeki itirazlarımızın önemli bir tanesi olan “Erişim Sağlayıcılar Birliği” konusuna daha detaylı ve belki biraz teknik olarak bakalım;
Erişim Sağlayıcılar Birliğine Neden İtiraz Ediyoruz – Sivil İnisiyatif mi?
Torba kanun teklifi içindeki maddelerle kurulması hedeflenen “Erişim sağlayıcılar birliği”, kanun maddeleri kabul edilirse, bundan sonra ülkemizdeki erişimi engellemeleri yapacak olan kurum.
Bu haliyle de “erişim sağlayıcılar birliği” yerine bir avukat arkadaşımızın da adlandırdığı şekilde “erişim engelleyiciler birliği” demek daha doğru olur herhalde.
Kanun teklifinde “sivil inisiyatif” olacağı iddiası var.
Peki neden “sivil inisiyatif” ifadesi kanuna konuluyor?
Batı dünyasında çok az yapılan erişim engellemelerinde en önemli nedenlerden birisi “çocuk pornosu”dur. Batı dünyası özgürlükler konusunda daha bilinçli oldukları için kendi kendilerini düzenlemekteler ve çocuk pornosu konusunda da “Family Online Safety (FOSI)”[2] ya da “InHope [3] (aynı zamanda kaçırılan çocuklarla uğraşan bir dernek)” gibi dernekler, doğrudan ISS’ler ve Yer Sağlayıcılar ile yaptıkları protokollerle bu engellemeleri mahkeme dışında gerçekleştirebiliyorlar. Mahkeme dışında diyoruz ama bu konuda sorumlulukları da var. Engelledikleri bir içerik eğer yanlış ise başlarına alacakları önemli tazminat davaları var.
Bizde ise, bırakın sivil olmayı, kanunla kurulacak olan “erişim sağlayıcılar birliği”, batıda bu sivil inisiyatiflerin üstlendiği görevi üstlenecek. Artık ne kadar “sivil inisiyatif” olacaksa?
Bu kuruma itirazlarımızın başında, sunulduğunu aksine “sivil inisiyatif” olmaması geliyor. Neden sivil değil?
- En başta katılınması mecburi olan bir kurum (katılmayana çalışma lisansı yok)
- Ayrıca tüzüğünü kendisi yapıyor gözükse de, BTK’nın onayını almak zorunda. Yani devlet kontrollü bir kurum.
- Son olarak da, bu sektörün kalbi İstanbul’da atmasına karşın, kurumun merkezinin Ankara olması isteniyor. Çünkü devlete yakın olmak zorunda. Üstelik bu kanunda yazılarak kesinleştirilmiş.
Peki bu kurumun sivil inisiyatif olarak tanıtılmasının arkasında yatan neden nedir? Baştan söyleyelim; Devlet kendisi “sansür” yapmıyor, sivil inisiyatif (aslında taşaronu) sansür yapıyor olacak.
KOMİK. Sanki batı dünyası bu numarayı yiyecek. Sanki Türk internet kullanıcıları yeterince akıllı değil. Belki de öyledir. Ne dersiniz? Ya da bunu bu şekilde kanuna koyanları mı sorgulamak lazım?
Ama belki de başka bir amaç var..
Bu Hep Olması Gerektiğini Yazdığımız-Çizdiğimiz Trafik Exchange Point midir?
Bir zeka sorgulatacak konu da bu. turk-internet.com eski yazılarına bakarsanız, hep trafik değişim noktası kurulması gerektiğini yazdığımızı görürsünüz.
Peki erişim sağlayıcılar birliği bir trafik değişim noktası mıdır? Cevap kocaman bir HAYIR….
Çünkü, madem trafik değişim noktası, o zaman neden yeni bir birlik kuruluyor. Halen ISS’lerin kurduğu TNAP isimli bir trafik değişim noktası var[4]. Ama etkin değil. Çünkü trafiğin % 90-95’ine sahip olan Türk Telekom buraya katılmıyor. ISS’ler BTK’dan son 10-15 yıldır ama TNAP özelinde 3 yıldır yardım istiyorlar, TTnet’in de bu oluşuma dahil olması için. Ama başaramıyorlar.
Öyleyse yeni kurulacak olan erişim sağlayıcılar birliğinin hedefi interneti engellemek (ve muhtemelen 18 temmuz kararı ile açıklanan telefon ve internet trafiğini tek noktaya çekerek kayıtları tek noktada toplamak, tüzüğün onaylanması vs bize bunu düşündürtüyor) olacaktır sanıyoruz. Yani bu bir trafik değişim noktası değil.
İnternet Trafik Değişim Noktası Nedir?
“Trafik Exchange Point nedir?” derseniz, doğal kavşak olan ülkemizi aynı zamanda internet kavşağı haline getirecek olan ve ISS’lerin kendi aralarındaki trafiklerini değiştirecek oldukları “tarafsız” noktadır.
Bunun ilk örneği 1995 yılında devlet tekelinden gelme British Telecom dahil 5 ISS firma ile Londra’da kurulan, Londra Exchange Point (LINX) dir. Burayı tıklayarak okuyabileceğiniz 10 yıl önceki yazımıza bakarsanız [5] hem trafik değişim noktasının ne anlama geldiğini, hem de Türkiye’de 2004’e kadar bu konuda neler olduğunu görebilirsiniz.
Yukardaki yazıdan da görebileceğiniz üzere, LINX herkesin kendi masrafını ödediği 5 ISS ile 20 yıl önce kuruldu. Bugün ABD’ye (ve ordan da denizaltı kabloları ile doğu Asya’ya) giden ve gelen trafikte kavşak noktasıdır.
Burada bir sual soralım.. Sizce bizim kanunla ve Ankara’da, tüzüğü devletten onaylı internet erişim sağlayıcılar birliğine, yabancı bir operatör dahil olmayı düşünür mü? Para öder mi? Buradan hatlarını geçirir mi? Sivil olup olmadığına şimdi bu soruyla karar verin.
Eğer buraya tıklayıp 3 hafta önceki haberimize bakarsanız da[6] ABD’de kendi hub’ını kurmakta olan LINX’in bugün 60 ülkeden 490 üyesi olduğunu ve 3,5 Tbps trafik taşıdığını görebilirsiniz. Tabi bunlardan da hem bu ilk 5 ISS, hem İngiltere devleti dünya kadar para kazanıyor.
Kafkaslar, Ortadoğu ve Balkanlar arasında bir doğal kavşak olan biz ne yaptık? Hatta bu kurulsa Doğu Asya’ya gidecek hatları bile taşıyabilecek olan biz ne yaptık? Bunlardan tonla para kazanacak olan biz ne yaptık?
Bilişim ve telekomda 2023’de 160 milyar TL ciroyu hedefleyen biz bu konuda ne yaptık?
Bir de ona bakalım;[7]
Türkiye’de İnternet Servis Sağlayıcılar Bir araya Gelmiyor mu?
Türkiye’deki İnternet Servis Sağlayıcılar 1997’den itibaren bu trafik değişim noktasını kurmaya çalıştılar. Önce TR1, sonra TIX[4] ve en son TNAP kuruldu. Bunların gelişememesinin en önemli nedeni, Türkiye’de trafiğin % 90+’ını taşıyan Türk Telekom’un bu organizasyonlara (İngiltere’de BT’nin yaptığını aksine) girmiyor olmasıdır.
Girmemesinin en önemli nedeni ise, Türk Telekom’un hem gelenden, hem gidenden para kazanmasıdır. Bu tür bir trafik noktası kurulur ise, Türk Telekom’un kazandığı parayı azaltacaktır.
Peki Türk Telekom para kazanıp da ne yapıyor? Borcu ne kadar? Bunu bir başka yazıda önümüzdeki günlerde anlatacağız ama burada hemen not edelim. Türk Telekom 2013 hariç, borsaya açıldığından bu yana 6 yılda (yaptığı yatırımlar dahil) 12,7 milyar TL kar etti ve buna karşın şu anda takriben 10-12 milyar TL civarı borcu var (daha detaylı bilgiyi bir kaç gün içinde yayınlayacağız).
O zaman.. Türk Telekom ne yapıyor? Biz Türk Telekom’u koruyalım derken acaba ülkenin internetini ve de ülkenin kazanabileceği paraları mı engelliyoruz?
Ve de.. ülkenin gelişmesini mi?
BTK’nın ve Rekabet Kurumu’nun bu konuda ne yaptığı görülmüyor. Özellikle de sonuca baktığımızda. Acaba BTK ve Rekabet Kurumu kendisini sorguluyor mu? Ne yapıyoruz, ülke için ne yapıyoruz ya da yapmıyoruz diyorlar mı? İçlerinde ülkesini gerçekten sevenler var mıdır?
Ve hatta SPK yetkililerinin ve tabiki Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının, giderek Başbakan’ın ve Cumhurbaşkanı Gül’ün kendisine sorması gereken sorular yok mu? Türk Telekom ne oluyor? Ülkenin telekom sektörü ne oluyor? İnternet sektörü ne oluyor? Bakıyor musunuz?
Bu ülkeyi mi seviyorsunuz, bir şirketi mi? Bunu duymak isteriz.
Telekomda Serbestleşmenin 10cu Yılında Nerdeyiz?
Türkiye’de telekom alanında serbestleşmenin başlangıç tarihi 2004’dür[8]. Yani 10 yıl oldu.
Üstelik bu tarih de gecikmeli olarak değerlendirilmektedir. Çünkü özelleştirme 90ların ilk yarısından beri konuşuluyor. BTK ise 2000 yılında kuruldu[9]
Bu 10 yılda nereye geldik kısaca bakalım (burada takribi verdiğimiz rakamları da başka bir haberde tam rakamları ile yayınlayacağız);
- Türk Telekom 10 yıl önce sabit telefon hatlarının % 100’üne sahipti. Bugün % 90-95’in üstüne
- 2000’li yıllarda henüz net raporlar yoktu ama Superonline, Türk.net gibi firmaların yaptığı abone sayısı açıklamalarına bakılırsa, Türkiye’de yaklaşık 2 milyon bireysel internet aboneliği vardı. Türk Telekom yaklaşık olarak bunun % 30’u gibi bir sayıya sahipti. ADSL’in başlaması ve firmaların ADSL konusunda engellenmesi daha sonra da fiber yatırımların engellenmesi sonucu durum altüst oldu, bugün TTnet % 90+ aboneye sahip. Ülkede Turkcell destekli Superonline ve herşeye rağmen ayakta kalmayı başaran Turk.net ve Milleni.com dışında dosdoğru bireysel ISS yok.
- İnternet abone sayısı konusunda 35 ya da 40 milyon gibi abartılı rakamlar veriliyor. Bugün 7 milyona yakın sabit geniş bant abonesi (ki ortalama 2 kişi hesabıyla 14 milyon denilebilir), mobil abone sayısı bunun üstüne sayılıyor. Halbuki pek çok kişide sabit + mobil internet var. Benim tahminim, ülkemizde internet abone sayısını 20 milyon, belki biraz daha olumlu bakarak 25 milyon ancak alabiliriz. Yani anons edilenin ancak yarısı kadar.
- 2000’li yılların ilk yarısında, Turkcell’in % 60’ı, Telsim’in % 100’ü, Avea’nın % 50’si ve Türk Telekom’un % 100’ü Türkiye’nin malıydı. Bugün durum nedir? Telekom sektörünün 25 milyar TL civarında yarattığı gelirin maaş, az yatırım dışında Türkiye’ye kalan kısmı nedir?
Eylül-ekim 2013’de dünyada yayınlanan ITU gibi ciddi kurumların 6 farklı raporuna bakıldığında. Bunlarla sabitte dünya 68cisi, mobilde dünya 78cisiyiz ve hala dünyanın ilk 10 ekonomisine girmekten bahsediyoruz. NEYLE??? [10][11][12][13][14][15][16]
ve en önemli konu; internet hızında nerdeyiz?
- Dünya trafiğinin % 20sini üstünde taşıyan ve Türkiye’de de sunucuları olan bulut firması Akamai’nin düzenli İnternet Hızı raporlarının sonuncusunda Türkiye 3,7 MB ile dünya 56cısı durumunda. [17]
Sayın Bakan’a bir çağrımız var. İnterneti ucuzlatmanın yanısıra ve hatta daha önce internet hızını arttırmalı.
Hani Telekomda Rekabet? – Nerde?
Türk tüketicisinin daha iyi bir telekom servisi alabilmesinin yolu “rekabetin artmasıdır”. 2000 yılında BTK’nın (o zaman TK) kurulmasının hedefi budur. Yani devlet tekelini geride tutup, bazı firmaların filizlenmesini sağlamak.
Geldiğimiz noktada biz bunu göremiyoruz. 10 yıl yeterince uzun değil miydi?
Ya da acaba telekomu tekelde tutmak, sansürü ve yönetimi, dinlemeyi, takibi mi kolaylaştırıyor?
Sektör serbestleştiğinde, rekabet artar, fiyatlar düşer, kalite artar, servisler çeşitlenir?
Ama bugün serbestleşmenin önü tıkanıyor, Türk Telekom networkünün dışında kurulacak olan fiber ya da diğer altyapılar gerek belediyeler, gerek ise mahkemelere giderek, 2-5 yıl süren davalarla engelleniyor.
Yani başarılı bir tiyatro önümüzde duruyor. BTK gerekli düzenlemeleri yapıyor ama belediyeden ya da mahkemeden dönüyor. O zaman BTK düzenlemeleri sadece AB görüşmeleri için mi yapılıyor? Ya AB yetkilileri aptal mı? Bir AB yetkilisinin bir konferans sırasında söylediği cümleleri tekrarlayalım;
Çok güzel, özerk bir kurum (BTK) oluşturmuşsunuz. Uzmanlarınız var. Gerekli düzenlemeleri çıkarmışsınız. Ama o zaman uygulama neden hala böyle?
Böyle dediği uygulama, uyuyan internet kullanıcılarının da sorgulamadığı, internetin % 95’inin TTnet tarafından veriliyor olması. Üstelik yukarıda belirttiğimiz borç rakamına bakarsanız, üstelik ona da yaramıyor bu durum. Yoksa başka bir durum mu söz konusu?
İnternet Ucuzluyor.. Ama Nasıl ? Yeni Bir Oyun mu?
Bugünlerde duyduğumuz diğer bir söylenti. BTK’nın mobil internet çok yayıldı, o zaman ADSL’i denetlemeye gerek yok diye Türk Telekom’u Etkin Piyasa Gücü olmaktan çıkaracağı yani artık fiyatlarını denetlemeyeceği şeklinde. Yani az sayıda kalan internetçiler iyice öldürülecek.
Yeni Bakan Lütfi Elvan da bunu açıklamış “internet ucuzluyor” diye. Bu konuya dikkat. Ucuzlamadan ziyade tekeli yani sansürü güçlendirmek geliyor.
Ama tam da bugünlerde ortaya çıkarılmasının nedeni sanırız, internet kanununa tepkilere karşı “ama ucuzlatıyoruz” demek. Buna itiraz etmek lazım. Burada bir oyun mu saklı acaba? Bunu diğer bir yazımızda daha detaylı anlatacağız.
Sonuç…Telekom Sektörü Kime ve Nasıl Hizmet Ediyor?
İnternetini savunmayan, ne olup bittiği ile ilgilenmeyen, sadece kullandığı site engellendiğinde bağırmaya başlayan internet kullanıcıları ve “gözlerimi kaparım, görevimi yaparım” diyen yöneticilerle bugün bu noktaya geldik.
Şimdi soruyoruz.. Bu ülkeyi seven yok mu? Bu ülkenin geleceğini ve telekom sektörünün anlamını düşünen yok mu?? Bunu bugün biz soruyoruz ama ileride tarih de soracak..
[2] FOSI
[3] INHOPE
[4] İnternet Servis Sağlayıcılar, TNAP’i Kurdular
[5] LINX 10 Yaşına Bastı.. Ya Türkiye’de Neler Oldu?
[7] Bu arada Türk Telekom JADI diye bir bağlantıya dahil oldu. Internet Değişim noktası denildiğinde de öne bunu sürüyorlar. Ama trafik değişim noktaları taşıyıcı bağımsız (carrier neutral) olurlar.
[8] UMTH Lisansları Pazartesi Günü Törenle Veriliyor
[9] Telkoder’den Serbestleşmeye Yönelik Yeni Duyuru
[10] Türkiye Genişbantta 68ci, Mobil Genişbantta 78ci Sırada
[11]-The State of Broadband 2013: Universalizing Broadband
[12]-The State of Broadband 2012: Achieving Digital Inclusion For All
[13] IPv6 Dönüşümünde Türkiye 2,2 ile Sınıfta Kalmış Durumda
[14]-ITU Gelişmişlik Endeksi Raporu
[15] Türkiye, Genişbant Raporunun Ardından ITU Gelişmişlik Endeksi Raporunda da 69.’luğa Geriledi
[16] Ülkemiz ‘İnternetin Yerli’leri Sıralamasında ITU’ya Göre 49.Sırada
[17] Akamai 2013’ün 2.Çeyrek Raporunda Türkiye Saldırı Yapmakta 5ci, İnternet Hızında 56cı Sırada