Popülerliğin yeni ölçütlerinden birisi Facebook ve Twitter gibi sosyal ağlar. Bu konuda İngiltere’de yapılan bir araştırmayı okuyucularımızla paylaşmıştık [1]. Bu yazımızla ülkemizdeki durumu ve yaklaşımları irdeliyoruz.
Sosyal ağlar aslında oldukça uzun zamandır varlar. Ancak ilk patlamalarını 2004 yıllarında kullanıcı üretimi içeriğin yaygınlaşması ile yaşadılar. Günümüzde Facebook, Twitter ve My Space gibi eğlence ve paylaşıma yönelik web-tabanlı uygulamaların yanı sıra LinkedIn ve XING gibi iş amaçlı pek çok sosyal ağ mevcut ve kullanımları da sürekli artmakta.
Küçük bir örnek vermek gerekirse yapılan araştırmalar Facebook’un kullanıcı sayısının 400 milyonu, My Space’in kullanıcı sayısının 200 milyonu Twitter’ın kullanıcı sayısının ise 100 milyonu bulduğunu gösteriyor. Kullanıcı sayısının bu denli yüksek oluşu aynı zamanda sosyal ağları reklam ve pazarlamacılar için de hızla birer mecraya dönüştürüyor.
İngiltere’de yapılan bir araştırma politikanın, salt parlamento koridorlarında ya da kulislerde değil, sosyal ağlarda da alabildiğine hızlı bir gelişim gösterdiğini ortaya koydu. Bir kaç yıl öncesine kadar siyasilerin bihaber oldukları ağlar, artık popülaritelerinin belirlenebilmesinde kritik rol oynuyor.
Daha önce Barrack Obama’nın seçim kampanyasının önemli bir bölümünü sosyal ağlar üzerinden yürüttüğü ve bu sayede özellikle genç nesil üzerinde etkili olduğu bilinen bir gerçek. A.B.D.’de seçimden önce yapılan aday zirveleri de YouTube gibi mecralarda yayınlanmış ve izlenme rekorları kırmıştı.
Türkiye’deki siyaset ve bürokrasi dünyası ise bu gelişmeleri biraz geriden takip ediyor. Her ne kadar bazı partilerin ilçe teşkilatları sosyal ağlar üzerinden yayın yapıyor ve bazı milletvekillerimiz de Twitter ve Facebook gibi mecraları yakından takip ediyorsa da, sosyal ağların bir propaganda yöntemi olarak kullanımı henüz başlamadı.
Oysa Başbakan’ın “One Minute” çıkışı ve CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin TBMM’de yaptığı konuşma gibi siyasetçilerimizin zaman zaman yaptığı çıkışlar YouTube ve DailyMotion gibi video sitelerinde izlenme, Facebook gibi sosyal ağlarda da paylaşım rekorları kırmıştı.
Yine bir örnek üzerinden gidersek Twitter’daki girdileri süzgeçleyen Topys arama motoruna göre Tayyip Erdoğan kelimesi ile 13000, Deniz Baykal kelimesi 2918 ve Devlet Bahçeli kelimesi ise 1420 kez Tweet girilmiş. Elbette bu rakamlar tek başına bir şey ifade etmiyor. Ancak siteden aylık girilen Tweet’lerin nasıl artıp azaldığı dolayısıyla liderlerin popülerlik durumu da takip edilebiliyor.
Ülkemizde erken seçim söylentilerinin başladığı bu dönemde bakalım siyasi partiler sosyal ağların gücünü kullanmaya başlayacaklar mı?