Özelleştirme öncesinden gelen, Türk Telekom’un Türksat’a borcunun hala ödenmediği ortaya çıktı. 15 yılda faizi ile 260 milyon TL’ye ulaşan borç Hazine’ye “zarar” olarak yazılacak. Borcun durumu, Sayıştay’ın Türksat AŞ’ye ilişkin 2017 yılı denetim raporunda ortaya konuldu.
2017 yılı sonu rakamları ile 260,3 milyon TL’ye ulaşan döviz karşılığı borç, 2004 yılından önceye dayanıyor. Borç, 1992 tarihli Milli Güvenlik Kurulu kararına dayalı olarak gerçekleştirilen TRT yayınları ile ilgili. Türki Cumhuriyetlere yayınlarının ulaştırılması kapsamında, 2002 yılında Başbakanlık bütçesinden kaynak ayrıldı. Ancak, o yıllarda önce PTT Genel Müdürlüğünce, sonra Türk Telekom AŞ tarafından verilen hizmetin bedeli karşılanmadı.
Türk Telekom Dışında, MEB ve KKTC Bayrak Radyosu da Türksat’a Borçlu
Türk Telekom’dan Türksat’a bu borçla birlikte 10 milyon 169 bin liralık KKTC Bayrak Radyo TV’nin uydu kira ücretinden kaynaklanan alacaklar da devredildi.
Ayrıca Türksat, Milli Eğitim Bakanlığı Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğüne verilen hizmet bedellerinden kaynaklanan 24,60 milyon liralık alacağını da tahsil edemedi. Bakanlık 2006 yılından itibaren tesis edilen terminallerden kaynaklanan borcunu şirkete ödemedi. Bu borç, internet erişim hizmeti sağlanması ile ilgili.
2011 yılından 2016 yılının Şubat ayı sonuna kadar düzenlenen 52 adet fatura tutarı olan 24 milyon 602 bin TL’lik alacak hiç ödenmedi. Alacağın tahsili için yasal takip ve sulh yolu dahil her türlü girişimde bulunulması önerildi. Ya da şüpheli alacak hesabına alınması istendi.
Borçların “Vazgeçilen Alacak” Kapsamına Alınması da Yapılmadı
Türksat 2005 yılında bu alacaklar için Hazine Müsteşarlığı’na başvurdu. Hazine, hizmetlerin karşılığının aynen ödeneceğine dair hukuki bir düzenleme bulunmadığını ileri sürdü. Bu nedenle de bir ödeme yapılamayacağını iletti. Ancak, konunun çözümlenebilmesi için yasal düzenleme yapılması konusunda girişimde bulunulmasının gerekli görüldüğünü bildirdi.
Türksat 2015 yılında, alacaklarının “vazgeçilen alacak” olarak zarar kaydedilerek kapatılması için kanun teklifi hazırlayarak, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na gönderdi ancak teklif o günden bu yana TBMM’ye sunulmadı.
Sayıştay raporunda, incelemenin yapıldığı 2018 yılı Mayıs ayında, şirketin nakit tahsilat beklentisi ile Hazine Müsteşarlığının kar payından veya sermaye payından mahsup edilmesi yoluna gidilmeyen alacakların, zarar yazılması için yasal düzenleme yapılması çabalarından sonuç alınmasının da mümkün olmadığı kaydedildi.
Ancak döviz bazındaki alacakların kur farkı nedeniyle her yıl arttığı belirtilerek, şu önerilerde bulunuldu:
“Alacağın tasfiyesi hususunda, yasal düzenleme çalışmalarının biran önce sonuçlandırılması için ilgili merciler nezdinde başlatılan girişimlerin sürdürülmesi yanında, bu alacağın, Şirketin sermaye sahibi olan kuruluşun olumlu görüşü alınarak, sermaye payı ve kar payına mahsuben veya zarar yazılarak, Şirket Genel Kurulu kararı ile tasfiye edilebilip edilemeyeceğinin araştırılması, alacağın şüpheli alacaklar hesabına alınması ve tamamı için karşılık ayrılması gerekmektedir.”