İş dünyasının önemli isimlerini biraraya getiren Yüksek İstişare Kurulu’nun geçtiğimiz günlerde yapılan ilk toplantısında aşağıdaki tespitlerde bulunuldu;
GENEL :
Soğuk Savaş sonrası olarak adlandırılan, içinde yaşamakta olduğumuz dönemde, ülkelerin jeopolitik konumlarının artık sadece ülke coğrafyasına dayandırılarak politikalar üretmede yeterli olmadığı görülmektedir.
Jeopolitikin kalıcı unsuru olan coğrafi unsurlar, şüphesiz jeopolitike dayalı politika üretmede geçerliliğini korumaktadır. Ancak, bu kalıcı unsurların günümüzde özellikle insanların dolayısıyla ulusların yaşamları üzerinde çok önemli etkisi olan, geleceği etkilemede en önemli faktör olan ve değişkenlik gösteren ‘Ekonomik’ unsur ile birlikte politikaların üretilmesini kaçınılmaz hale getirmiştir.
Jeopolitik, günümüzde coğrafya, ekonomik ve diğer unsurların siyasi yorumu haline gelmiştir.
Bu nedenle, ulusal stratejiler günümüzde askeri ve ekonomik güç unsurlarını, diğer ulusal güçleri yönlendirici öğe olarak dikkate almakta ve jeostratejik yaklaşımlarda ekonomik unsur önemli bir etken olmuştur.
TESPİTLER :
Yaşamakta olduğumuz bölgede meydana gelen son gelişmeler, Türkiye’nin jeopolitik konumunun bundan böyle ekonomik güç unsurunun mutlaka yönlendirici bir rol oynayacak şekilde değerlendirilmesi ile gündemde tutulmasını kaçınılmaz yapmıştır.
Irak Savaşı ve sonrasındaki gelişmeler, özellikle tek süper güç olan ABD’nin savaş sonrası bölgedeki ve yakınındaki konuşlanma yaklaşımları, dünyanın ağırlık merkezinin bölgemize kaymakta olduğunun göstergesidir.
Bu durum, Türkiye için yeni güvenlik ve ekonomik odaklı ve ülke jeopolitikinin bu odaklara dayalı değerlendirilmesi fırsatlarını yaratmıştır.
Bu nedenle, iş dünyamız jeoekonomik stratejiler üretme fırsatları kazanmıştır. Bu fırsatların akılcı stratejik öngörüler ile geliştirilmesine ihtiyaç vardır.
FIRSATLAR :
ENGELLER :
Ülke imajındaki sıkıntılar ve dış tanıtım eksikliği ile uluslararası hukuk kurallarına parelel yönetim konusundaki eksikler, sermaye yetersizliği ve belirsizlik ortamı ile beraber Türkiye’nin önündeki en önemli engeller olduğu saptandı.
İŞ DÜNYASI VE YÖNETİCİLER NE YAPMALI :
Türk şirketleri ve işadamları uluslararası rekabette kilit rol alma vizyonunu taşımalı ve bu vizyonu destekleyen bölgesel büyüme stratejileri oluşturmalıdır.
Türkiye’nin jeopolitik konumunun eski rekabetçi avantajını garanti etmediğinden hareketle, Türk şirketleri uluslararası rekabet gücünü artık jeoekonomik avantajlarından sağlamalıdır.
Bu amaçla Türk şirketlerinin,
Uzun dönemde bu alanlarda gelişme sağlamış ve Sürdürülebilir Rekabet, Sürdürülebilir Kalkınma ve Sürdürülebilir Büyümeyi temel prensipleri olarak benimsemiş firmalar ayakta kalablecektir.