Daha önce dikkatlerinize sunduğum Türkiye’nin Yurtdışı İnternet Erişimi Üzerine – 1 ve Türkiye’nin Yurtdışı İnternet Erişimi Üzerine – 2 başlıklı yazılarda Türkiye’nin yurtdışı erişiminin durumunu anlatmıştım.
İçinizden bazıları, tamam durum bu ama peki neler yapılmalıydı diye soruyor olabilir. Tabi ki bunun da cevabını vereceğim.
Öncelikle hep söylediğimiz bir husus var. Türk Telekom yurtiçinde tekel olmak için şartları zorlamak yerine, bölgenin hub’ı durumuna gelmeliydi. Bunun için nasıl davranmalıydı?
- Türkiye’nin internet konusunda hub olmasi icin fiber kablo çekme konusunun serbest bırakılması lazım. Aslında yönetmelik Telekomünikasyon Kurumu tarafından taslak olarak da hazırlanmış durumda.
Eğer böyle olursa, Dünya’nın pek çok büyük operatörü Türk Telekom ya da ISS’lere hat satmak için sıraya girecek. Hatta coğrafi konum nedeniyle Arap Ülkelerine çekilecek kablolar da Türkiye’nin uzantısı olarak planlanabilir. Bölgemiz bir kavşak haline dönebilir. Ama bir miktar geç kalmış gibiyiz de..
- Türk yatırımcılara da Yunanistan, Bulgaristan, İran, Irak gibi ülkelere fiber çekme yolu açılmalıdır. Bu da ülkemize para girişi sağlayacağı gibi, kablo alanında yeni olanakların ülkemize çekilmesini sağlayabilecektir.
- Ülkemizin yurtdışı internet omurgası yedeklenmelidir. Sadece lafla değil ama daha önceki yazılarda sizlere anlattığım tarzda ringler oluşturulmalıdır. Mesela Med Natilus hattı bir de Antalya’dan bağlanabilir. Böylece bir taraf kopsa da diğer yönden erişim sürer.
- Avrupa’ya denizaltı yanı sıra Batı Avrupa’ya ulaşacak karasal fiber hatlar çekilmelidir. Bu Ukrayna hattının güçlendirilmesi şeklinde olabilir. Ya da Bulgaristan, Yunanistan üzerinden yapılabilir.
Şimdi yukarıda saydığımız yararları gerçekleştirmel için yani bölge hub’ı olmak için uğraşarak, bir yandan yurtdışından ülkemize telekom alanında yeni para girişini sağlarken, Türk Telekom, Türkiye’deki tüm ISS’lere ve telekom şirketlerine omurga yani altyapı sağlayarak, yurtiçi pazarında onlarla birlikte büyümeyi tercih edebilirdi.
Ancak bu zor.. Çünkü
- Türk Telekom, diğer KIT’ler yani THY, Tekel gibi şirketlerle birlikte yıllardan bu yana hazineye girdi sağlamış. Bu girdi de, bu şirketlerin kar’lılığı ile değil, bazı yıllarda aşırı-fahiş zamlarla Türk halkının sırtından sağlanmış. Özetle bu KİT’lerin herbirisi aslında devletin gizli vergi tahsildarı olmuş. Toplanamayan vergi yerine, cazip ürünleri tekel olarak sunan firmaların hizmetlerine konan zamlarla bu hale gelmişiz.
- Yine bu firmalar yıllardan bu yana çeşitli partilerin oy sandığı yani delegelerin oğluna, damadına, filancanın oğluna istihdam sağlama noktası olmuş. Bu nedenle de bugün konumuz olan Türk Telekom’da, Genel Müdür Ekinalan’ın normali diye açıkladığı 25.000 kişi yerine 65.000 kişi çalışıyor. Fazlalık 35.000 kişiye 1 yılda ödenen ortalama 1 milyar $ da sizin-bizim yani telefon kullananların cebinden çıkıyor.
- Telekom’a mal satmaya alışmış şirletler de, durumdan mutsuz. Çünkü bir kalemde satmaya alıştıkları büyük rakamları artık uğraşarak satmak zorunda kalacaklar.
Bütün bunların ve üstüne banka sorununun bizi getirdiği nokta 2001 krizi oldu biliyorsunuz. Bu nedenle de serbestleşmenin önüne engeller çıkıyor, ya da fiber kabloya izin verilmiyor.. Fiyatları size daha önceki bölümlerde kıyaslamanız için vermiştim..
Şimdi bu yazı dizisinin sonunu şöyle bağlayacağım.
Türkiye’nin telekom ve internet altyapısı kararı, artık 2-5 kişiye, ya da devlet şirketi de olsa bir şirkete bırakılamayacak derece önemlidir.
Bu konuda telekom sektörünün fikri alınmalı, devlete ve hazineye gelir getirecek bir şirketi düşünmekten önce, ülkenin geleceği gözönüne alınmalıdır.
Bu hafta turk-internet.com’da Bush’un Amerika’lıların hepsinin sağlık verilerinin kayıt altına alınacağını bildirdiği haberi vardı. Daha önce yine Bush ABD’nin ileri gitmesi için, Amerikan vatandaşlarının yükselmesi için her eve geniş bant götürülmesi gerektiği emri veriyordu.
Ülkemizin de ileriye gitmesinde telekom ve internet hatları ticaret, finans, hukuk, sağlık, e-devlet, şeffaflık,…… gibi pek çok konuda şimdiden önemini ortaya koymaya başladı. Ama bu kadarı yetmez.. Ülkemizin iyiliği için, telekomun ipotek altına alınması doğru değil. Bu konuda serbestliğin oluşturulması yönünde kararlı adımlar atılması gerekli..
Ama bu konuda, siz kullanıcılara da önemli görevler düşüyor. Bugün dünyanın kullandığı seviyede internet ve telekom şartları istemelisiniz. Ya da tercih hepimizin, yıllardan bu yana diğer ülkelerin 3-4 katı pahalı telefon kullanan bizler, hala bunu istiyorsak.. sesimizi çıkarmadan oturacağız.
Aslında bugüne kadar da farklı bir şey yapmış gibi değiliz.. Hatlar kopunca ayağa kalkıyor, ADSL hattımızda sorun olduğunda mail atıyor ama sonra herşeyi unutuyoruz.. Biz böyle miyiz? Buna mı layığız?