Evvelki gün başladığımız bu seri yazı grubunda, “Uçtan Uca Yerli ve Milli 5G” denilen ve 2018’de başlatılan projeye dair olarak 3 ocakta yayınladığımız yazının arkasından gelen cevap yazı ve bu yazıya karşı bizim sorularımız, sonra bu sorulara gelen cevaplara karşı yeni sorularımız vardı. Onları da gelen cevaplarla aşağıda bulacaksınız.
Bu yazıda da bir yorum yapmıyoruz. Sadece soruları ve cevapları sunuyoruz. Belki biraz teknik, biraz da fazla uzun ama yararlı bir yayın oldu. Özellikle de konuyu takip eden ve anlayanlar açısından. Yarın ki son bölümde bütün yayınla ilgili yorumlarımı yazacağız.
Yine not edelim; bütün bunları okurken, aklınızda tutmanız gereken şey şu;
- Bu ülkenin –zaten sınırlı olan para-eleman-malzeme gibi– kaynaklarının doğru kullanılması gerekli
- Bu kaynaklarla yapılan projelerde, varsa hataları anlamak ve o hatalarını tekrarlamamak için kayıt altına almak gerekli…
YENİ SORULAR ve CEVAPLAR
Cevabi yazıya karşı sorduğumuz suallere gelen ve en altta yer alan cevaplara karşı sorduğumuz yeni sualler şunlar (koyu olanlar bizim suallerimiz, açık renk olanlar Gtent’ten gelen cevaplar)
Füsun Hanım Soruları cevaplamaya çalışalım, ancak sorularınızdan anlaşıldığı kadarı ile bütün konuyu GTENT ortaklarının “ULAK’ın haklarını yağmalamak ve önünü keserek ülkeyi de dış güçlerin kucağına atmak” amacında olduğu önyargısıyla değerlendirmektesiniz. GTENT firmalarının “Kendi kaynaklarını ülkeye özel sektör liderliğinde 5G yetkinliği kazandırmak için risk etmiş, bu yolda ULAK’ı da aralarına paydaş olarak almak için kucak açmış firmalar” olabileceği ihtimali ile okusanız gerçek ve cevaplar çok daha kolay anlaşılacak. Ayrıca, UUYM5G projesinin senede yüzlercesi dağıtılan TÜBİTAK TEYDEB 1501 destek projesi olduğunu, bu proje ortakları ve pek çok firmanın ayrı ayrı başvurularla benzer projeler aldıklarını, ortada “yağmalanacak” bir kaynak dağıtılmadığını, bu projenin binlerce projeden farkının firmaların takdir edilecek şekilde paylaşımcı ve normal 1501 projelerine göre çok daha sıkı kontrol altında yaptıklarını bilmenizi isterim. Üstte de belirttiğim gibi, firmalar kendi kaynaklarıyla geliştirme yapmış, harcamalarının bir kısmını (%60-75) ortalama 1 sene sonrasında geri almıştır. ULAK projesi ise 3 firmanın özel olarak seçilerek, kendileri hiçbir yatırım yapmadan peşin fonlarla tamamlanmış bir projedir. Sorulara geçersek:
Radyolink grubunda 8 firma 7GHz, 13GHz ve 80GHz ürün geliştirmek üzere başlamıştı, ancak C-TECH, 80GHz AR-GE çalışmalarını zaten yapmakta olduğunu söyleyerek, hem tek bir projeden iki ayrı destek almamak, hem de kendi geliştirmiş olduğu fikri mülkiyet haklarını paylaşmak zorunda kalmamak için çıktı. Kalan firmalar sadece 7 ve 13 GHz üzerine çalıştılar.
Burada defalarca belirtmemize karşın anlaşılmayan bir konu var:Ne UUYM5G projesi kapsamında, ne de GTENT olarak, ULAK’ın daha önce geliştirmiş olduğu herhangi bir ürün/projeyi vermesi gibi bir istek olmadı. UUYM5G projesi kapsamında ortak geliştirmek ve ortak sahip olmak teklif edildi. Temeline de ULAK’ın daha önce geliştirdiği herhangi bir teknoloji değil, i2i firmasının daha önce UUYM5G projesi kapsamında lisans alarak kullanmakta olduğu BBU ürünü konması teklif edildi.
BTK, projeye destek verdi, ve takipçiliğini üstelendi. Ancak teknik içerik konusunda 3 mobil operatörün ve TÜBİTAK hakemlerinin belirleyici olmasını hedefledi. 2019 yılındaki revizyon sonrası, Ali Taha Bey’in üstlendiği liderlik rolü, hem içeriğin kapsamı, hem de yapılan işlerin istenen standartlara uygun olmasıydı. Defalarca ürünleri kontrol ederek istenen uluslararası standartlara uygunluğunu kontrol etti.
ULAK’ın bir süre radyo bölümünde mimari çalışmalara katıldığı ve katkı yaptığı doğrudur. Daha sonrasında kendi geliştirdikleri BBU ile Yeni Radyo ünitesinin birlikte çalışması gerektiği de doğrudur. Ancak, ULAK, yerli ve milli ürün geliştirmek yerine Intel’den açık kaynak kod almış ve bu kod da sadece belirli konfigürasyonları desteklediği, bu konfigürasyonlar da UUYM5G projesi kapsamındakilere uygun olmadığı için birlikte çalışılamadı.
Labris, Ali Taha Koç’un “siber güvenlik bir 5G projesi değil, daha genel bir proje, onun için bu projede yeri yok” demesi üzerine çıkartılmıştır.
Burada da nedense yazdıklarımızın yanlış anlaşılması var: – Çekirdek Şebeke, tamamen yerli ve milli olarak, i2i, HAVELSAN, TTG ve Telenity tarafından geliştirildi. – BBU ise hem yerli olarak (2019 öncesi Extunda, sonrası ULAK tarafından), hem de teknoloji transferi ile geliştirilmesi planlandı.
Ülke kaynaklarının verimli kullanılması açısından, zaten bu projede i2i ve HAVELSAN tarafından geliştirilen Çekirdek Şebeke’nin iki defa geliştirilmemesine karar verildi. “Askeri kullanım açısından” bahanesiyle ULAK da geliştirmeye devam etti, şu anda sivil sektörde UUYM5G kapsamında geliştirilmiş olan ürüne rakip olarak ihalelerle giriliyor bu ürün ile.
4.sorudaki nedenin aynısı, Ali Taha Koç’un “anahtarlama bir 5G projesi değil, daha genel bir proje, onun için bu projede yeri yok” demesi üzerine çıkartılmıştır.
TÜBİTAK, bu çeşit projeleri sadece 6 ayda bir izleyici toplantıları ile izler. Daha detaylı izlemek gibi bir süreçleri yok, olsaydı hiç bir engel olmazdı. Bu arada, bu testler, UUYM5G projesinin sonrasında başlamıştır.
Önceki soruda sorduğunuz, 3 Operatörde test edilen ürün, HAVELSAN’ın da katkıda bulunduğu ürün olan Çekirde Şebeke’dir. UUYM5G projesi kapandıktan sonra, HAVELSAN Temmuz ayına kadar bu testleri desteklemiştir –yani başarıyla bitmiş bir projedir. Çöpe giden 2 kaynak vardır: – HAVELSAN tarafından geliştirilmiş olan, TELCO Cloud isimli, her projede en az 300 Bin USD tutarında yerlilik sağlayacak ürün transfer olmamış, bu ürünü geliştiren ekip ULAK’a yapılan yatırım sonrası dağılmıştır. – HAVELSAN tarafından geliştirilmiş olan Çekirdek Şebeke ürünü ULAK’a devredilmemiş, bu ürünü geliştiren ekibin de çoğu dağılmıştır. Nedeni HAVELSAN ile ULAK arasında bu projelerin transferi konusunda bir anlaşma olmaması, ayrıca yukarıda da söylediğimiz gibi, ULAK’ın bu ürünü zaten Savunma Sanayi fonları ile geliştirmiş olmasıdır. Hem ürünler çöpe gitmiş, hem de bu iki projede 3 sene boyunca eğitilmiş insan kaynağı dağılmıştır. Bu boşa giden emeklerin HAVELSAN’a maliyetinin 40 Milyon TL üzerinde olduğu, 20 Milyon TL üzerinde TÜBİTAK fonu kullanıldığını tahmin ediyoruz.
Şu ana kadar başvurulmuş bir patent yok. Uzunca anlatmaya çalıştık,bu ürünlerin ticari başarısı için patent “şart” değil,olması ticari şansını yükseltebilir, hazırlık aşamasında olan patent başvuruları var.
Öncelikle, bu projeyi gerçekleştiren kümelenme değil, 15 firma. Yine anlatamıyoruz sanırım, sadece BBU’da dışarıdan lisans alındı ve projenin başlangıcında BBU da yerli yapılacaktı, ULAK tamamladığında da yapılmış olacak. Proje biteli 10 ay oldu, tam olarak neyin düzeltilmesi beklendiğini de anlamakta zorlanıyoruz.
Evet, projenin ikinci adımı olarak planlanan Teknoloji Odaklı Hamle başvurusuna Türkiye’de chip üretimi konusunda uzmanlaşmuş YONGA firmasını dahil ettik, çeşitli chipleri yerli olarak üretmeyi planlıyoruz.
TÜBİTAK projeleri, Savunma Sanayi projeleri gibi belli bir bütçe vaadi ile değil, önceden onaylanan harcamalarınızın %60-75’inin karşılanması şeklinde ödenir. Bu projede de çeşitli kapsam kısıntılarına gidildiği için geçen haftaki kapanışa göre 90 Milyon TL’nin biraz altında bir ödeme yapıldı. UAB’den, ya da Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Hamle programından fon bulunamazsa firmalar kendi katkıları ve bulurlarsa finansal yatırımla ilerlemeye çalışacaklardır. Büyük üreticilerin 5 Milyar USD harcadıkları bu teknolojiyi hepsi KOBİ olan firmaların finans etmesini beklemek gerçekçi değil maalesef. GTENT Yönetim Kurulu |
[1] 5G’de hazin bir “Uçtan Uca Yerli ve Milli” projesi
[2] Uçtan Uca Yerli ve Milli 5G Projesi’ne içeriden bir bakış
[3] Uçtan Uca Yerli ve Milli 5G Projesi’ne dair sorular ve yanıtlar