İşletmeciler hızla sistemlerini, kadrolarını, POP’larını kurmaya çalışıyorlar. Ancak hala belli olmayan şeyler var. Örnegin Türk Telekom’la yapılması gereken ara bağlantıda teknik cihazların standartlarını bilmiyorlar. (Bilmeyenler için ara bağlantı: VoIP yada basitce Internet üzerinden gelen ve giden sesin, bildiğimiz telefonlara “PSTN” aktarılması yada telefondan gelen sesin Internet’e aktarılması için gereken bağlantı ve bununla ilgili cihazlar) Türk Telekom’un elinde birden çok seçenek var ve her seçeneğe göre ayrı cihazlar şeçmek gerekli. Eğer yanlış cihaz seçerseniz ve TT size o cihaz için gerekli bağlantıyı vermez ise ayrıca çeviriciler almanız gerekli.
Normalde TK’nın bir referans ara bağlantı sözleşmesi yayınlaması gerekli idi. Bu çalışmanın TT’den TK gitmesi, TK kurulunun onay verip yayınlaması gerekli idi. Bildiğimiz kadarı ile TT böyle bir teklifi TK’ya sundu. Ancak TK ne yayınladı ne de lisanslı şirketlere yada temsilcisi derneklere bu tekifi gösterdi. Bu teklifin içinde teknik bağlantı yöntemleri, ticari (bağlantı bedellerinin ne olacağı) ve idari şartlar yazmalı idi.
Referans Ara Bağlantı sözleşmesi olmadan, TT UMTH şirketlerini ara bağlantı görüşmelerine çağırmaya başladı. Bu görüşmelerden duyumlarımız, TT’nin kabul edilemez teknik, ticari ve idari şartlar öne sürmekte olduğudur. Zaten bu referans sözleşmenin amacı UMTH şirketlerine “elde etmeniz gereken en kötü şartlar bunlardır” demektir. Bu sözleşme örneği olmadığı takdirde TT istediği şartları istediği işletmeciye sunar, istemediğine daha ağırlarını iletir, isterse TK’dan sonra hiç kimseden istemediği güvence bedelleri ister. Hesap sorulmaya kalkılınca da “Bu bir ticari anlaşmadır. Kimse karışamaz” diyebilecek cesareti kendinde bulur.
TT tam bir tekel şirketidir. Pazarlamasını geliştirse de hala tekel zihniyetindedir ve tekel haklarını sonuna kadar korumaya kararlıdır. Bu anlayışına TK’yı kendine ait telefon numaralarını UMTH işletmecilerine verdi diye idari mahkemeye vermesini gösterebiliriz.
Yayınlanan “Numaralandırma Yönetmeliği”’ne göre numaralar TK’ya aittir ve her türlü tasarrufu TK yapabilir. Ancak TT mahkemeye giderek numaraların tümünün kendine ait olduğunu iddia ermekte, yönetmeliği ve dolayısı ile TK’tı tanımadığını ilan etmektedir.
Tekelini hiç bir şekilde bırakmak istemediğine bir başka örnek ise, bu günkü tarifeler üzerinden ISDN-PRI ile hizmet vermek isteyen UMTH işletmecilerine imzalatılmak istenen “taahütname” dir. Yazının ekinde görebileceğiniz taahütnameye göre TT’den ISDN-PRI alan bir UMTH işletmecisi bu bağlantı ile hiç bir şey yapamaz. Hatta kendi şirketinin telefon ihtyacı için bile kullanamaz. Aksi takdirde TT’nin her türlü zarar ziyan talebini karşılamakla yükümlüdür.
Sayın okuyucular UMTH işletmecisi eğer 10 adet ISDN-PRI istiyor ise bunları muhakkak ki lisansını aldığı iş için istiyordur. Böyle bir taahütname imzalamaya zorlamak, “bu işi yapmayı düşünme bile” demektir. TT gereken tüm süreleri kullanacak, yapılabilecek tüm engellemeri yapacak ve ülkemizin maalesef yavaş çalışan adalet sistemini sonuna kadar kullanacaktır. Yarın UMTH işletmecilerinin numaralarını çeviren müşterilerin “sayın abonemiz bu numara kullanım dışıdır, numaranızı kontrol edip yeniden çeviriniz” gibi bir ses duyması süpriz sayılmamalıdır. TT kolaylıkla konu mahkemeye intikal etti. Mahkeme sonlanana kadar bu numaraları sistemime tanıtmam diyebilir.
TT inatla UMTH işetmecilerine ISDN-PRI değil, Numara yedi E1 bağlantıları vermek istemektedir. Özellikle önümüzdeki bir yıllık süre içersinde UMTH işletmecilerinin Numara 7’ye ihtiyacı yoktur. (Bilmeyenlere Numara 7: aynı şehirde birden çok hizmet noktası yada telefon numarası olan işletmecisinin dolu olan birinci noktasına gelen telefon çağrısının alğılanıp, boş olan ikinci hizmet noktasına yönlendirilmesidir. Özetle siz meşgulken size gelen çağrıyı örneğin sekreterinize yönlendirilmesi gibi bir şeydir).
Önümüzdeki bir yıllık süreçte UMTH işetmecileri en az 8 ilde bir hizmet noktası kumak zorundadır. Bir çok işletmeci 15 – 20 cıvarında ilde hizmet noktası kuracaktır. Ancak bir ilde birden çok hizmet noktası kurulması (mahallelere ve ilçelere inilmesi) 2006 yılı ve sonrasında olacaktır. Öyle ise illa Numara 7 inadı neden?
Çünkü Numara 7 için daha fazla yatırım gerekli. Daha fazla cihaz ve yazılım almak gerekli. Böylece TT rakiplerini finansal olarak da zorlayacağını hesaplamakta. İşe başlama maliyetlerini ne kadar yukarda tutarsanız rakibiniz o kadar az olur prensibine sarılmaktadırlar.
TK bile Avrupa Birliğinin en yüksek lisans bedellerini tespit ederek bu sistemin TT lehinde çalışmasına izin vermiştir.
UMTH işletmecilerinin TT ile yaptıkları ara bağlantı görüşmelerinde;
- İstendiğinde ISDN-PRI verilmesi
- Numara 7 verilecek ise sinyallerin (yani gelen cağrı sinyallerinin) UTH işletmeci merkezide teslim edilmesini
- Ara bağlantı ücreti olarak TK’nın referans verdiği 52.000 ve 72.000 yerine TT’nin kontür bedelinin % 50 ve %30 düşüğü olarak anlaşılmasını
- Kesinlikle TT’ye bir teminat sözü verilmemesini (zaten TK’ya verildi)
- Anlaşmada hizmet kalitesi şarlarını konulamasını
a.Arızaların giderilme süresi
b.Bakımların önceden bildirilmesini
c.Kesinti süresinin toplam aylık sürenin %1’ni aşılması durumunda aşılan sürenin her dakikası için ara bağlantı ücreti * 2 kadar tazminat talep edilebilmesi
Konularında ısrar etmelerini öneririm. Böylece işe başlamadan işin yüreyeceğini görme ihtimalleri olur.
Bunlar sağlanamaz ise işletmecilere TK’yı mahkemeye verip yasal faizleri ile ödedikleri parayı geri almalarını öneririm. Böylece zararı en azda tutmak mümkün olur.
Sayın Okuyucular, Yazı biraz teknik oldu. Ancak telekomunikasyon teknik bir dal ve teknik terimlere girmeden izah edilemiyor. Burda dikkatlere sunulan tehlikeler ve işletmecilere sunulan öneriler ülkemizde yaşayan tüm insanların esenliği içindir. Şimdiye kadar tekel ile yönetilen Telekomunikasyon sektörüne yeni oyuncular girdikce hayretle TT’nin fiyatlarını aşağıya çekeceğini, hizmet kalitesini arttıracağını izleyeceğiz. Bu gelişmeler hepimizin yararına olacaktır.