“Amerika hala bir süper güç mü?” Pek çok kişi, bu soruya tereddüt etmeden, “evet” diyecektir. Peki, nasıl oluyor da ABD, bu “süper güç” sıfatını hala sürdürebiliyor? Bunun, yönetime gelen kişilerin ister Demokrat, ister Cumhuriyetçi olsunlar ülke menfaatlerini gözetmeleriyle alakalı olduğu ortada.
Başkan Barack Hussein Obama’yı örnek alalım. Daha seçim kampanyalarında ileriye dönük bir çok açılımın mesajını veren Obama, ülkesinin refah ve mutluluğunun ekonomik kalkınma ve ilerlemeyle ve tabii ki inovasyonla sağlanabileceğini ifade ediyor. Bu çerçevede, örneğin yeşil enerji gibi yenilikçi teknolojiler kullanılarak bir taraftan istihdam, bir taraftan verimlilik ve aynı zamanda tasarruf sağlanabileceğini ve bu yönde politikalar üretilmesi gerekliliğini savunuyor.
Başkan Obama, hayallerini yasama ile hayata geçirmek için mücadeleler vererek diğer politikacılardan ayrışıyor. Obama’nın, “Devlet, vatandaşın kendisi için iyi olan, ancak tek başına yapamayacağı şeyleri yapmakla yükümlüdür” sözü pragmatizm yaklaşımını şeffaf bir biçimde ortaya koyuyor. Bu, aynı zamanda ülke için kritik yatırımların yapılmasında özel sektöre önemli teşvikler uygulanması gerekliliğine işaret ediyor. Bu çerçevede Obama, ar-ge’ye yatırım yapan şirketlere vergi avantajları sağlayan ilgili yasa maddelerinin “geçici” değil sürekli olması gerektiğini savunuyor.
Endüstri çevreleri, uzun vadeli ciddi yatırımlar yapmak isteyen şirketlerin olası risklere karşı bir devlet desteği aradıklarına işaret ediyor. Şirketler için karlılık önemli bir unsur. Ancak, uzun vadede istihdam ve ekonomiye sağlayacakları katma değer esas alındığında devletin, olası risklere karşı destek verebileceğini vurgulaması, ekonomi için çok ciddi getiriler sağlayabilir.
Teknoloji geliştirmek, ar-ge yapmak uzun soluklu şeyler ve sabır gerektiriyor. Büyük ölçüde şirketler, daha kısa dönemler içerisinde en yüksek karlılığı sağlayacak alanlara girmek istiyorlar. Ekonomik ve sosyal hayatta ciddi ivmeler sağlanabilmesi için bu bakış açısının değiştirilmesi gerektiğini belirtmeye gerek yok.