Bu makalenin ilk bölümünü1 Kg Aydınlatılmamış Fiber Rica Edeyim, ÖİV’siz Olandan – 1 başlığı altında okuyabilirsiniz.
Kamu kurumlarının geçiş hakkı yönetmeliği öncesi kapasiteleri parsellendiği için yeni altyapılar kurabilmek için yeni modeller keşfetmek lazım. Kısacası “önümüzdeki maçlara bakacağız” Şimdilik durum 0-1-1 (sırasıyla: AİH işletmecileri, Türk Telekom, Kamu Kurumları)
İlk başta da belirttiğimiz gibi geçiş hakları ücretleri, TK’nın yönetmelikte de belirttiği gibi -çok da izafi bir yaklaşımla- “makul” olmak ile kaydıyla kamu kurumları ile işletmeciler arasında uzlaşmaya bırakılmıştır. Fakat kamu kurumlarından alınan izlenimlere ve yaşanan TEİAŞ macerasına bakıldığında, bu izafi tanım işletmecileri fiyat ve model konusunda edilgen bırakıp, kamu kurumlarına telekomculuk oynatacak boyuta gelmiştir. Geçiş hakkına mevz-u bahis olan kamu kurumlarının kafalarındaki genel model işletmecileri kiralama süresi ve fiber adedine göre yarıştırarak kazanan işletmeciye döşetilen fiberlerin mülkiyet hakkına sahip olmak ve arta kalan fiberleri de diğer işletmecilere belli bir fiyattan kiralamaktır. E ne de olsa önlerinde çok güzel bir TEİAŞ örneği ve kapı gibi kurul kararı vardır!
Yasal çerçevenin yanında, alanında ilk olan TEİAŞ ihalesi bir de rakamlarla analiz edildiğinde ucu çok başka yerlere uzanan ilginç sonuçlara varılmaktadır. Türk Telekom’un km başına yaklaşık 1,150 YTL/km/yıl ile en yüksek fiyatı verdiği, TEİAŞ ihalesine konu olan Kırklareli-Istanbul arası hat yaklaşık 300 km’lik bir güzergahtır. Birim fiyat hesabı her firmanın kendi insiyatifinde olduğu için, bu işin maliyetini bir de bağımsız bir piyasa araştırması sonucuna göre hesapladığımızda aşağıdaki ilginç sonuçlara ulaşıyoruz:
Bu güzergaha yepyeni bir altyapı kazıp çok sayıda fiber koymanın (ki fiberin birim maliyeti 1$/m olduğu için, fiber sayısı çok rahat artıralabilinir ve azaltılabilinir) maliyeti 3.6 milyon YTLdir. Bu fiber kapasitesini minimum 4 işletmeci paylaştığını varsayarsak, (ki daha fazla talep olacağı kesindir) geçiş hakkı için 10 yıllık amortismanla 300 YTL/km/yıl/işletmeci gibi bir fiyat elde edilmektedir. Bu durumda TEİAŞ ihalesinde verilen rakamların ilk olma ve pazara giriş zamanlama avantajlarını düşünürsek yüksek olması doğaldır.
Fakat bu fiyat, maliyet hesabından da görüleceği gibi geçiş hakkı ücretlerine baz olmamalıdır. Çünkü TEİAŞ ihale fiyatlarını baz alıp Türk Telekom’un mevcut hatları için ödeyeceği geçiş hakkı ücretlerini kabaca hesapladığımızda yıllık 460 milyon YTL* bir tutar elde etmekteyiz. Maliyet hesabına göre de 120 milyon YTL/yıl’dır.
Sonuç olarak geçiş hakları ücretleri çalışılırken Türk Telekom’un toplam geçiş hakkı yükümlülük bedeli de hesaplanmalıdır. Tabi bunları söylerken varsayıyoruz ki, kanun ve yönetmeliklere uyularak Türk Telekom’un aynı koşullarda mevcut hatları için de geçiş hakkı ücreti ödemesi sağlanacaktır. (bknz: 406 sayılı kanun 2inci maddesi (c) ve (e) bendi, geçiş hakkı yönetmeliği 4üncü maddesi (ç) bendi). Nihai olarak belirlenen geçiş hakkı ücretlerinin Türk Telekom için altından kalkılması yüksek bir meblağ olmasından dolayı aşağı çekilerek revize edilmesi yerine; Türk Telekom’dan ödeme almayıp yerine başka bir çözümlere gidilmesi hem rekabete, hem özelleştirmeye, hem de kanunlara aykırı bir harekete sebep olur.
Somut bir kaynağımız olmasa da alınan duyumlardan yola çıkarak bu konuda da gerekli mercileri uyarmak isteriz, çünkü Türk Telekom eğer halen geçiş hakkı ücretlerinin belirlenmeyişini fırsat bilip, tekel günlerinden kalan alışkanlıklarla Türkiye’nin çeşitli yerlerinde özgürce kazı ve fiber döşeme faaliyetlerine devam ediyorsa bu soruşturulmalı ve durdurulmalıdır! Ve hatta Telekomünikasyon Kurumu 406 sayılı kanunun 4673 kanun ile değişik 2inci maddesinin (f)bendine gereğince yetkisini kullanarak tedbir almalıdır.
Özetlemek gerekirse geçiş hakkı haksızlıkları;
- Turk Telekom’un haksız rekabete bu belirsizlik ortamından yararlanarak tekel alışkanlıkları ile devam etmesine,
- Devletimizin belirlenmeyen geçiş hakkı ücretleri yüzünden Turk Telekom’dan alması gereken vergiyi alamasına;
- AİH lisanslı firmaların pazara giremeyerek lisanslarının karşılığını alamamasına;
- Ülkemizin coğrafik önemini telekomünikasyon altyapısında kullanarak uluslararası pazarda hak ettiği gücü elde edememesine;
Sebep olmaktadır. Bu nedenle en yakın zamanda doğru bir strateji ile rekabete uygun, hiç bir kamu kurumu ya da işletmeciyi tekel konumunda bırakmayan kamusal yararları da güden geçiş hakkı ücretlerinin ve modellerinin belirlenmesi gerekmektedir. Bu süreç çok uzun tutulmadan bugüne kadar bu konu hakkında hazırlanmış raporları ve uluslararası örnekleri baz alınarak gerçekleştirilebilinir.
* Bu hesaplamada yaklaşık Turk Telekom’un ülke çapında 150.000km fiber kablosu ve 250.000km bakır kablosu olduğu varsayılmıştır. Bakır kablo güzergahları içinde aynı fiyat baz alınsa da aslında bu alanların şehiriçinde olduğu düşünülerse daha yüksek bir birim ücret alınması gerekir.