5651 Sayılı Internet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun, hukuk sistemimize çok yeni kavramlar kazandırmıştır. Kanunda, genel olarak içerik sağlayıcı, yer sağlayıcı ve erişim sağlayıcı kavramlarına yer verilerek bunların yükümlülükleri ve sorumlulukları düzenlenmiştir. Bu makalenin konusu ise, ikinci nesil internet sitelerinin[1]kanunda geçen bu ifadelerden hangisinin tanımına girdiği, statüsünün ne olduğu ve dolayısıyla sorumluluk alanının genel olarak nelerden ibaret olduğunu tespit etmektir.
İçerik Sağlayıcı kavramı, 5651 sayılı kanunda “internet ortamı üzerinden kullanıcılara sunulan her türlü bilgi veya veriyi üreten, değiştiren ve sağlayan gerçek veya tüzel kişiler” olarak tanımlanmıştır. Bilgi veya veriyi üretmek, daha önce var olmayan bir bilgiyi ortaya koymak, yaratmak olarak düşünülmelidir. Bilgi veya veriyi değiştirmek ise, var olan bir bilgi veya veri üzerinde kısmen ya da tamamen değişiklik yapmaktır. Değiştirilen veri, bizzat veriyi üretene ait olabileceği gibi, veriyi üreten kişiden farklı bir kişiye de ait olabilir. Veriyi sağlamak ise genel olarak bilgi veya verinin internet ortamı üzerinden üretilerek veya değiştirilerek sunulması için gerekli şartları hazırlamak veya temin etmektir.
Kanunda ve ilgili yönetmelikte[2] yer alan bu tanımdan yola çıkılarak, içerik sağlayıcı kavramının ‘webmaster’ da denilen site yöneticilerini ifade ettiği gibi yanlış bir kanıya varılabilir. Ancak, site yöneticisi genel bir kavramdır ve internet sitesi yapan ve bu siteleri yöneten kişileri ifade eder. Ancak kanundaki tanımıyla, içerik sağlayıcı kavramı sadece internet sitesi yöneticilerini değil aynı zamanda, internet sitesi sahiplerini, yayın sorumlularını ve internet sitesi tasarımcılarını da kapsayabilmektedir ve vakıf, dernek veya ticaret şirketi gibi tüzel kişiler de içerik sağlayıcı olabilmektedir.
Madde metninde geçen “ve” bağlacını “veya” olarak anlamak gerekir. Aksi halde, bir gerçek veya tüzel kişinin içerik sağlayıcı olarak kabul edilebilmesi için, internet ortamı üzerinden sunduğu bilgi veya veriyi hem üretmesi hem değiştirmesi hem de aynı zamanda sağlaması gerekir ki kanun koyucunun kastının bu olmadığı yorum yoluyla rahatlıkla anlaşılabilir. Bu bakımdan, içerik sağlayıcı kavramını, internet ortamı üzerinden kullanıcılara sunulan her türlü bilgi veya veriyi üreten, değiştiren veya sağlayan gerçek ya da tüzel kişiler olarak anlamak gerekir.
Bunun sonucu olarak, ikinci nesil internet siteleri olarak adlandırılan ve internet kullanıcılarının, internet sitelerinde yer alan içeriği (bilgi ve verileri) üretebildiği veya değiştirebildiği internet sitelerini de İçerik Sağlayıcı olarak kabul etmek gerekir. Zira, bu tür internet siteleri, internet kullanıcılarına, internet sitesindeki içeriği üretme ve değiştirme imkanı sunmak suretiyle bilgi ve veri sağlamaktadır. Bilgi ve veriler bizzat kullanıcılar tarafından üretilse veya değiştirilse dahi, bu bilgi ve verilerin üretilerek ya da değiştirilerek internet ortamı üzerinden diğer kullanıcıları sunulmasını sağlayan kişi içerik sağlayıcıdır. Dolayısıyla, içerik sağlayıcılar, bizzat üretmedikleri ve değiştirmedikleri ancak kullanıcılara sunulması noktasında ortam ve imkân sağladıkları veri ve bilgilerden sorumlu tutulmuştur. Örneğin, video paylaşım sitelerine video dosyasını yükleyen kişi, sitenin sahibi veya sorumlusu değil bizzat kullanıcının kendisidir. Ancak, site sahibi veya sorumlusu, içerik sağlayıcı olarak, kullanıcının ürettiği bu videoyu, kendi sitesinde yayınlanmaya uygun ortam ve şartları hazırladığı için bu video dosyasını kanunda geçen ifadesiyle “sağlamış” olmaktadır. Bu bakımdan, site sahibi veya sorumlusu, içerik sağlayıcı sıfatıyla yayınlanan bu videodan sorumlu olacaktır.
İçerik sağlayıcı, internet ortamı üzerinden kullanıcılara sunulan her türlü bilgi veya veriyi üreten, değiştiren ve sağlayan gerçek veya tüzel kişiler olduğuna göre, akla gelen diğer bir soru ise, ikinci nesil internet sitelerinde, site içeriğine ait bilgi ve verileri üreten veya değiştiren kullanıcıların, “içerik sağlayıcı” olarak kabul edilip edilemeyeceğidir. Zira, internet kullanıcıları bu tür sitelerde bilgi ve verileri üreten veya değiştiren kişi durumundadırlar. 5651 Sayılı Kanun ve ilgili yönetmelik birlikte dikkate alındığında, bu soruya verilecek cevap, ikinci nesil internet sitesi kullanıcılarının ‘içerik sağlayıcı’ olmadığıdır. İkinci nesil internet sitelerinde kullanıcılar, bilgi ve verileri üreten ya da değiştiren kişiler durumunda olsalar da, bu bilgi ve verileri sağlayan bir başka ifadeyle yayınlayan kişi durumunda değildirler. İçerik sağlayıcı olmanın kıstası sadece bilgi ve verileri üretmek değil aynı zamanda bu bilgi ve verileri internet üzerinden kullanıcılara sağlamaktır. İkinci nesil internet sitelerde, kullanıcılar bilgi ve verileri değiştirme ve üretme imkânına sahiptirler ancak bu imkânı internet sitesinin yöneticisi veya sahibinin onayı ile elde etmişlerdir. Eğer internet sitesinin yöneticisi veya sahibinin sağladığı imkân olmasaydı, kullanıcıların değiştirdiği veya ürettiği içerik diğer kullanıcılara sunulamayacaktı. Öte yandan, yönetmelikte içerik sağlayıcılara, sitenin ana sayfasında kimlik ve adres bilgilerini açıklama yükümlülüğü getirildiğinden ve bu yükümlülüğün site kullanıcılarını kapsamasının mümkün olmadığı gayet açıktır. Sonuç olarak, ikinci nesil internet sitelerinde içeriği üreten veya değiştiren ancak site yönetimiyle doğrudan bağlantısı olmayan kullanıcılar, ‘içerik sağlayıcı’ değil bu kanun kapsamında ‘kullanıcı’ durumundadırlar.
Bu makalenin devamını burayı tıklayarak okuyabilirsiniz.
[1] Aynı anlamda olmak üzere “Web 2.0” de denmektedir
[2] İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine Dair Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik