Pandeminin hayatımızın öznesi olduğu 2020’yi uğurlarken aşı ve ilaç haberleriyle birlikte 2021’e umutla girmek istiyoruz. Pandemi sadece sağlığımızı değil bildiğimiz iş yapış şekillerini de ciddi şekilde tehdit etti ve bizi sıkı bir dönüşüme zorladı. E-ticaret, kargo, eve teslim, iletişim, uzaktan eğitim, maske ve dezenfektan üreticileri gibi bir çok sektör de esasen iyi bir yıl geçirdiler. Tüm bu sektörlere ve işini bu dönemde sürdürebilen iş dünyasına bakarsak hemen hepsi ya mobil uygulamalar ya da web siteleri üzerinden satış yapabilmelerini iletişim altyapısına borçlular. Üstelik artık sabit bir yerlerde durmak, ya da belirli zamanlarda servis almak da istemiyoruz. Mobiliteye, her yerden her zaman istediğimiz kadar cihazdan bağlanmaya ihtiyacımız var. İşte tam da bu noktada mobil teknolojilerin, mobil altyapıların kapasitesinin, kapsama alanının gerekliliği öne çıkıyor.
Mobil dünyada bugün kullanılan en gelişmiş teknoloji 5G. 2020 sonu itibariyle 1 milyar kişi yani dünyanın %15’i 5G kapsamı altına giriyor. Kapsama alanı bu olmakla birlikte 5G kullanan abone sayısı henüz 200 milyon civarında. 2026’da 5G kullanacak kişi sayısı ise toplam kullanıcı sayısının %40’ına denk gelen 3,5 milyar olması bekleniyor. Bu teknolojiye en çok adapte olanlar ise Çinliler. Çin’in önde gitmesinin en önemli sebebi ise devletin desteği ve teşviki, telefon üreticilerinin uygun fiyatlı telefon üretmeleri ve telekom firmalarının altyapı çalışmalarına pandemiye rağmen hız kesmeden devam etmeleri. 2020 yılında dünyadaki 4G kullanıcı sayısı 4,5 milyar civarında olmasına rağmen 2021 yılında maksimum sayısı olan 4,8 milyara ulaşıp daha sonra da 5G’ye geçişlerle beraber bu sayı inmeye başlayacak. Doğal bir süreç olarak her yeni gelen teknolojiyle beraber eskisine veda edeceğiz. 3G’yi bırakıp nasıl 4G’ye geçtiysek artık 4G’yi de bırakıp 5G’ye geçme vakti gelecek. Ve her yeni gelen teknolojinin de eskisinden çok daha iyi olacağını unutmayalım. Yeni bir teknoloji aynı zamanda yeni bir dünya da demek olacak. Daha hızlı, daha çevreye duyarlı, daha az enerji harcayan, daha çok bağlantıya olanak sağlayan, daha az gecikmeli ve tüm bu özellikleriyle her sektördeki dijital dönüşüme ve yeni teknolojilerin hayata geçmesine olanak sağlayacak.
Aşağıda Ericsson ve GSA tarafından hazırlanan yıllar içinde farklı mobil teknolojilerin ne ölçüde kullanıldığını ve geleceğe dönük öngörülen rakamları görebilirsiniz. 2015-2016 yılları arasına kapsayan bu grafikte 2G, 3G, 4G ve 5G kullanımının yıllar içinde nasıl değiştiği ve evirildiği görülüyor. 2020 özeti ise 2G neredeyse yok olurken dünyanın çoğunluğunda 4G kullanılıyor. Bu yıl itibariyle 7,9 milyar mobil abonelik var.
Sabit Kablosuz Erişim (Fixed Wireless Access)
Mobil erişimde mobil telefon dışında önemli kullanım yöntemlerinden biri de “Sabit Kablosuz Erişim” (Fixed Wireless Access). Bu yöntemde 2 sabit lokasyon kablolara gerek kalmadan mobil şebekeler üzerinden radyo veya kablosuz erişim yöntemiyle geniş bantlı ve hızlı erişim imkanı buluyorlar. Yani örneğin fiber olmayan bir yerden hızlı internet erişimi sağlamak istediğinizde özel bir modem ile GSM şebekesi üzerinden bağlantı sağlayabiliyorsunuz. Bunun Türkiye’deki örnekleri olarak Turkcell’in Superbox’ını ya da Vodafone’un Redbox’ını gösterebiliriz.
Fiber kabloları döşemek hem zahmetli hem de pahalı bir yöntem. Şehir içinde kazılar yapmak izinler almak daha sonra da bina içinde istenen yere kadar taşımak gerekiyor. Köyler, dağlar gibi şehirden uzak yerlere götürmek ise daha da zor. Havada radyo sinyallerini taşımak çok daha kolay bir yöntem olduğundan FWA – Sabit Kablosuz Erişim servisleri bütün dünyada artarak yayılıyor. Mobil servis sağlayıcı operatörlerin %60’dan fazlası böyle bir servisi abonelerine sunuyor. Pandemi ile birlikte artan dijitalleşme ihtiyacı FWA ile hızlı çözüm üretilebilmesine olanak sağlıyor. 2020 sonuna kadar hem işyerleri hem de evden internete erişimi için kullanılabilecek bu hızlı ve ucuz çözümü kullanan yaklaşık 60 milyon FWA abonesi olması bekleniyor. Şu anda çoğu 4G kullanan bu FWA çözümleri 5G ile birlikte çok daha yaygınlaşacak. Fiber kablolama açısından oldukça zayıf olan ülkemizde FWA’in önemli bir alternatif çözüm olması da sürpriz değil.
Mobil Veri trafiği
2020 sonu itibariyle internet trafiğinin %50.81 ‘i mobil şebekeler üzerinden sağlanıyor. Son bir yıl içinde mobil şebekedeki trafik oranı %50 artmış. Pandemiyle birlikte bu trafik ofislerden evlere yönlenmiş durumda. 5G ile birlikte bu oranın çok daha fazla yükselmesi bekleniyor. Ericsson’un Kasım 2020 mobilite raporuna göre 2026’ya gelindiğinde mobil trafiğin %54’ü 5G şebekeler tarafından taşınacak.
Cisco’nun öngörüsüne göre ise 2023’e geldiğimizde dünya nüfusunun %71 mobil erişime sahip olacak. Mobil erişim hızı 3 katından fazla artacak. 2018’de ortalama 13,2 mbps olan mobil erişim hızı 2023’de 43,9 mbps ‘a çıkacak. Dünyada mobil kullanıcıların çoğunluğu 4G servisi alsalar da (806 operatör) 2023’te 5G kullanıcıları %10’a ulaşacak.
2020’de 5G’de son durum
GSA’nın raporlarına göre Aralık 2020 itibariyle özetle dünyada 5G’de son durumu şöyle:
- 131 ülkede 412 operatör 5G yatırımı yapıyor
- 58 ülkede 135 operatör 5g’yi ticari olarak servise vermiş
- 104 üretici 519 çeşit 5G cihaz üretmiş (mobil telefon, FWA )
Pandemiyle birlikte gelen yeni şartlar bizi daha çok mobil dünyaya yöneltti. Teknoloji ise bu dünyayı desteklemeye hazır ve hız kesmeden ilerliyor. Bilim insanları ve teknoloji firmaları yeni teknolojiler keşfetmek için uğraşırken, operatörler her köşeye bu servisi yayabilmek için yatırımlar yapıyorlar. Devletler yatırımları destekleyip regülasyonlarla kullanıcıyı koruyan düzenlemeler yapıyorlar. 3GPP, ITU gibi organizasyonlar ise standartları belirliyorlar. 2G, 3G, 4G, 5G derken sürekli yeni nesil teknolojiler, yeni mobil ekipmanlar bizi dönüşüme zorluyor. Değişime ayak uydurmak, yeniliklere açık olmak, dönüşümü desteklemek ve yeni dünyaya hazır olmak gerek.