5G ile birlikte yeni bir iletişim ortamını ve bunun üzerine kurulan sürücüsüz arabalar benzeri sayısız uygulamayı birlikte yaşayacağız. Şu anda kullanmakta olduğumuz 4G’den 10-100 kat daha hızlı bir veri iletişimi Nesnelerin İnterneti (IoT – Internet of Things) teknolojileri ile de bir araya gelince bizim algılayamayacağımız adeta anında diyebileceğimiz bir bağlantı hızı ile birbirleriyle konuşan eşyalar, araçlar ve diğer tüm akıllı nesneler internet üzerinden birbirlerine bilgi gönderiyor olacaklar. Hem hızlı, hem de gecikmesiz ve çok sayıda nesnenin bu kaynaklara erişimi gerekecek. Bu bilgiler en yakın veri merkezinde işlenecek ve geriye her uygulamanın kendisine özel komutlarını gönderip uç noktalarda aksiyon alınmasını isteyecekler. Hemen bir örnek vermek gerekirse sürücüsüz bir araç bir kavşağa yaklaştığında diğer istikametlerden gelen araç bilgilerini veri merkezine sorup sonuca göre hızını ayarlayacak veya duracak. Bu bilgiye en kısa sürede erişebilmesi için ise verinin dünyanın diğer bir ucundaki bir veri merkezinde değil yakın bir lokasyonda hızla işlenip gelmesi en doğru çözüm olacak. İşte bu tür uygulamalar için önceki nesil (1G,2G,3G,4G) teknolojilerde beklenmeyen veri merkezi erişimi de çok daha önem kazanacak. Artık trafik hesapları ve şebeke planları yapılırken sadece baz istasyonları, anten gücü gibi parametreler dışında veri merkezi kapasitesi ve lokasyonunun da hesaplara katılması gerekecek.
Yapılan bir pazar tahminine göre, 5G mobil teknolojisi, veri merkezi şirketleri ve diğer network şirketlerinin 2025 yılına kadar BT altyapısına toplam giderlerinin yaklaşık %56’sına denk gelecek olan 326 milyar dolar yatırım yapmasına sebep olacak . 5G ile birlikte veri işleme ve saklama uçlara doğru yayılacak ve Sınır Bilişimi (Edge Computing) ile en yakındaki veri merkezleri ile eşleşerek yeni uygulamalara altyapı hazırlayacaklar. Bu yapı veri merkezlerinin önemimi artırırken bir taraftan da transmisyon şebekesindeki yükü hafifletmiş olacak. Esasen hızlı, gecikmesiz ve çok sayıda uç cihazın haberleşebilmesi için böyle bir yapı da kaçınılmaz olacak.
5G’de veri merkezlerinin önemini Otomatica şirketinden kıdemli veri merkezi uzmanı ve danışmanı Şenol Gürvit ile konuştuk.
Turk-internet.com: Günümüzde Türkiye’de veri merkezlerinin sayısı, yerleşimi ve donanım durumları nasıl ve yeterli midir?
Şenol Gürvit: Şu anda ülkemizde tüm kamusal, özel ve sivil toplum kuruluşları bilgi teknolojileri üzerinden yönetiliyor, ürün ve hizmetlerini oluşturuluyor ve sunuluyor. Bu aynı zamanda bilgi teknolojilerine yüksek bağımlılığın olduğunu gösteren bir gelişmişlik seviyesi olarak da gösterilebilir.
Türkiye’de bilgi teknolojileri üzerinden oluşturulacak, sunulacak ve yönetilecek ürün ve hizmetlerin artarak devam edeceği görülüyor. E-Devlet uygulamalarının da gün geçtikçe artıyor. Özellikle yeni endüstriyel yaklaşımlar ve teknolojilerin uygulanması ve küresel pazarlara entegrasyon bu artışı daha da hızlandıracak.
Küresel internet ağına erişim mevcut durumda tekel altındadır. Zamanla internet değişim noktalarının oluşturulması (IXP, Internet Exchange Point) hız, fiyat ve güvenirlilik gibi birçok parametreyi yükselteceğinden kullanımın yaygınlaşması daha da artacaktır.
Türkiye’de geçen yıllarda modern fiziksel altyapı kullanan veri merkezleri yapıldı. Bazıları özel olarak deprem riskini azaltan önlemlere de sahipler. Türkiye, özellikle bu tesislerdeki elektro-mekanik sistemleri uçtan uca projelendiren ve onlara bakım hizmeti veren yerel kaynağa sahip olması açısından çok şanslı. Aynı zamanda dünyada kısıtlı olan profesyonel işletme ekipleri de Türkiye’de artıyor.
Dünyada veri merkezi fiziksel altyapı konusunda otorite olan Uptime Institute, ülkemizdeki bu modern veri merkezlerinin tasarım, tesis, sürdürülebilir operasyon kategorilerinde sertifikalandırılmasını da yapıyor. Bu sertifikalar veri merkezi altyapısının kaliteli tesis edildiğinin ve işletildiğinin dünya çapında ispatıdır. Gördüğüm kadarı ile Türk veri merkezi fiziksel altyapı endüstrisi, Avrupa ile yapım, test ve devreye alma, iş sürekliliği, sürdürülebilir operasyon, verimlilik yönetimi gibi konularda rekabet edecek konumda. Avrupa veri merkezi sektöründe muhafazakâr yapı hala var ve bizdeki yeni teknoloji ve uygulamalara yöneliş orada sık görülmüyor.
Son iki senedir, veri merkezi yatırımları bir ölçüde yavaşladı. Mevcut veri merkezlerinde hala kullanıma hazır boş beyaz alanlar büyüme için hazır bekletiliyor. Bu yavaşlamanın geçici olduğunu düşünüyorum.
Mevcut veri merkezleri fiber altyapısının gelişmesi ile büyük şehirlerde toplandılar. Çünkü hem elektro-mekanik hem de bilgi teknoloji donanımlarına servis ve bakım veren şirketlerinin ulaşımına yakınlık işletme için kritik. Doğal olarak merkezileşme ve büyük beyaz alanlara sahip olma ölçek ekonomisiyle avantaj sağlamış olsa da 5G gibi yeni teknoloji ve yaklaşımlar dağıtılmış Sınır Veri Merkezleri (Edge Datacenter) ihtiyacını ortaya çıkartacaklar. Sınır Veri Merkezleri ihtiyacı arttıkça konsept, yapım ve işletme başta olacak şekilde yeni stratejiler de geliştirilecektir.
Turk-internet.com: Veri Merkezi nedir, kurarken nelere dikkat edilir, bakım ve yönetimi nasıl yapılır?
Şenol Gürvit: Veri Merkezleri, hizmet ettikleri kurum ya da kurumsal müşterilerinin bilgi teknolojileri servislerinin sağlandığı cihazların barındırıldığı özel kritik tesislerdir. İşletme açısından bakıldığında teknik disiplin olarak katmanlara sahiptir.
İlk temel katman; tesis, bina ve elektro-mekanik sistemleri içerir ve “kritik fiziksel altyapı” olarak tanımlanır. Bu temel altyapı, fiziksel güvenliği ve kritik sistemlerin güç ve soğutma ihtiyaçlarını kesintisiz sağlamakla sorumludur. Elektro-mekanik sistemlerin bulundukları alanlar literatürde “gri alanlar” olarak adlandırılır. Ben bu katmanda uzmanım ve Otomatica şirketi olarak müşterilerimize veri merkezi kritik fiziksel altyapı tasarımından sürdürülebilir operasyon sürecine kadar geniş alanda danışmanlık vermekteyim.
Sunucu, veri depolama ve yapısal ağ cihazları “beyaz alanlarda” bulunmakta ve kritik fiziksel altyapının sağladığı güç ve soğutma ile kesintisiz hizmet verirler. Bilgi teknoloji katmanının işletmesi, hizmet ve iş sürekliliği sağlayan yönetim programları ile değişik veri alanı, akışı, siber güvenlik, yedekleme ve sanallaşma hizmetleri ile yapılır.
Veri merkezinden hizmet alan kişiler, internet ve çeşitli network yapılanmaları üzerinden bağlanarak 7x 24 uygulamalarını çalıştırır veya veri alışverişi yaparlar. Artık modern uygulamaların hepsi internet ağını kullanarak servis olarak yaygınlaşıyorlar. Dolayısı ile kullanıcılar, hızlı bakım ve servis aldıkları, gereksinimlerine göre ölçeklendirebildikleri uygulamalarla tüm kurumsal süreçlerde yer alıyorlar.
Esasen özetlemeye çalıştığım temel katmanlar farklı uzmanlık isteyen alt katmanlara ve teknolojilere ayrılıyorlar. Ulusal bir bilgi ağının küresel ağ ile bütünleşik olarak yüksek performans ile kesintisiz sürdürülebilmesi birikimli uzman insan kaynakları gerekir. Türkiye’de bu uzmanlıklar vardır ve kurumlar böylece bilgi teknolojilerine yüksek bağımlıkla hizmet verebiliyorlar.
Bilgi teknolojilerine bağımlılık arttıkça kurumların üretkenliği yükseltirken, aynı zamanda veri merkezi ve kurumsal ağ iş sürekliliğine de bağımlılık artıyor. Veri merkezinde oluşan bir kesintinin, tüm kurumun işleyişini büyük kayıplara neden olacak şekilde etkilemesi söz konusudur.
Modern organizasyonlarda, son kullanıcıların gezici (mobil) olarak daha etkin ve verimli çalışmaları planlanıyor. Kişisel bilgisayarda yapılan her işlemin el-mobil cihazlarından da yapılabilir olması günümüzde standart hale geldi. Kişisel bilgisayarlar da yaygın wi-fi ağına dahil olarak mobil çalışmaya uygunlar.
Son kullanıcıların (kurumsal açıdan iç ve dış müşteri olarak algılanabilir) 7×24, tüm ulusal ve uluslararası bağlantılar ile kesintisiz hizmet alabilmeleri için veri merkezi fiziksel kabuğundan, içinde barındırılan bilgi teknolojisi donanımları ve üzerlerinde koşan uygulamalara kadar her katmanda bakım ve yönetim faaliyetlerinin titizlikle yapılıyor olması gerekir. Buradaki temel teknik “yedekliliktir”. Bakım yapılan sistem devre dışına alınıp bakım (veya tamiri) yapıldıktan sonra test edilip tekrar “üretime” (production) alma işlemi sırasında gerekli kapasite ve performans yedek sistemler tarafından karşılanır. Literatürde “eş zamanlı bakım yapılabilir” (concurrently maintainable) performans Tier 3 seviyesinin kriteridir. Tier 4 ise insan hatası dahil tek hatayı tolere etme (fault tolerant) performansını tanımlar.
Yedeklilik veri merkezi tesisi, elektro-mekanik sistem, bilgi teknoloji donanımı, alt komponenti (örneğin disk), sanal platform, ağ gibi değişik ölçekte söz konusu olabilir. Kurumlar bu yedekleme stratejisini kendi iş hedef ve risklerine dönük olarak yapılandırır ve geliştirirler.
Yönetim ise kurulan stratejiye uyumlu olarak verilen hizmetin kesintisiz ve yeterli kapasitede sağlanması için gerekli tüm faaliyetleri planlamak ve sürdürmek ile sorumludur.
Veri merkezi fiziksel altyapısında 15 – 18 arasında farklı sistem bulunur. Bu sistemlerin hem kendi görevlerini hem de diğer sistemleri destekler ilişkilerinin sürdürülmesi, barındırılan bilgi teknoloji donanımlarının performansı ve ömürleri açısından çok önemlidir. Mutlaka dijital platformda yönetilmesi gerekir. Aksi takdirde bakımlar yüksek risk oluşturur, arızalara olan tepki süresi belirli bir süre altına çekilemez ve dolayısıyla iş sürekliliği riski çok büyük olur.
Veri merkezi fiziksel altyapısının planlaması ve tasarlanması aşamasından itibaren bakım ve yönetim faaliyetlerinin göz önüne alınması gerekir. Veri merkezi tesisi ve fiziksel altyapısının planlaması, yapımı ve devreye alınması, 1-2 sene gibi bir sürede tamamlanır. Buna karşın 30 -50 sene boyunca hizmet verirler. Yatırımı planlarken geri dönüşünü hesaplamak zorunludur. İşletme yıllarında bütçelenmesi gerekecek personel, yakıt ve enerji masrafları, bakım sözleşmeleri ve diğer kalemlerin toplamları tasarım aşamasında kriter olarak alınmalıdır. Ucuz veri merkezi yatırımı, bir kurumun ana problemi haline gelip kurumsal prestij başta olmak üzere büyük maliyetlere neden olabilir.
Turk-internet.com: Veri merkezlerinin lokasyonunun önemi nedir, nelere dikkat edilir?
Şenol Gürvit: Yeni bir veri merkezi projesi için planlamanın ilk aşaması ihtiyaçların saptanması ve lokasyon kriterlerinin belirlenmesi aşamasıdır. Geleneksel olarak yönetim binasında yer alan sistem odasının veri merkezine dönüştürülmesi yöntemi artık terkediliyor.
Büyük kuruluşlar ve barındırma – bulut bilişim hizmetleri sunan sağlayıcı şirketler artık “yeşil alan” (greenfield) yatırımları yapıyorlar. Bu tesisler, güvenlikten tüm altyapı yönetimine kadar her alanda beyaz alanlarda bulunan bilgi teknolojisi donanımının yüksek güvenirlik ve performansla hizmet vermesini sağlayan “kritik tesisler” olarak düşünülebilir. Bu büyük tesisler, sadece güvenlik ve işletme personeli için yer barındırırlar.
Dolayısı ile lokasyon seçimi yapılırken işletme personeli, yakıt ikmali, fiber ve enerji bağlantıları, bakım ve servis personel ulaşımı gibi kritik kişi ve kaynakların erişimine uygun; ama hava limanı, ana yollar, riskli tesisler gibi harici risk alanlarına yeterince uzak olan yerler tercih edilir.
Güvenlik mesafesinden başlayarak beyaz alanlara güç ve soğutma kapasitesini sağlayacak dış ve iç ünitelerin sağlıklı çalışma alanları, yangın kaçış alanları, bakım mesafeleri ve beyaz alanlar ve güvenlik koridorları göz önüne alınarak projelendirilmesi daha sonraki mimari tasarım aşamasını kolaylaştırır. Her modern veri merkezinin kritik fiziksel altyapı olarak hedeflenen Tier Kritiklik seviyesi hedefi vardır. Bu hem topolojik tasarımı hem de işletme şartlarını belirleyecek bir hedeftir.
Veri merkezi fiziksel altyapısı, daha önce belirtiğim gibi bilgi teknoloji donanımına bir kabuk oluşturur. Bu kabuğun ana görevi donanımın kesintisiz çalışması için gerekli ortamı sunmaktır. Bir başka tanımla fiziki iş sürekliliği sağlanır. Tesis uygun şekilde planlanmış, uygulanmış ve test edilerek devreye alınmışsa sürdürülebilir operasyon yönetimi, iş sürekliliği ve verimli bir işletme mümkün olur.
Turk-internet.com: Veri merkezinin maliyeti nasıl hesaplanır, ölçeklenebilir olması mümkün müdür, zorlukları nelerdir?
Şenol Gürvit: Yeni bir veri merkezi projesinde, ilk yatırım ve işletme maliyetleri yıllar bazında hesaplanarak alternatif tasarımlar belirlenir. İlk yatırım ve işletme yıllarındaki tahmini bilgi teknoloji envanterinin büyümesi göz önüne alınarak, toplam sahip olma maliyetleri hesaplanır. Alternatiflerden en ekonomik ve işletmesi en yalın olan seçilerek tasarıma başlanır. Sürdürülebilir işletme yönetiminin iş sürekliliği yanında ikincil görevi planlanan işletme maliyetleri hedefini tutturmaktır.
Veri merkezi dünyasında çok enteresan bir nokta; bilgi teknoloji donanımlarında harcanan gücün ancak milyonda 3’ünün (% 0.0003) uygulama için kullanılmasıdır. Geri kalan kısmı mikro işlemci soğutucusu başta olmak üzere diğer donanım komponentleri üzerinde, yani beyaz alanda kalır. Dolayısı ile bilgi teknolojileri donanımlarına verilen güç ve bu gücün ısıya dönüşmesi ile ortam sıcaklığının kararlı kılınması kritiktir. Bu kritik soğutma için harcanan güç, işletme açısından oldukça yüksek maliyetleri oluşturur, verimsizliğin ana kalemidir.
Ortalama bir standart sunucunun 500 W, insan beyninin ise 20-40 W gibi bir güç harcadığını ve bir beyin performansını ancak binlerce sunucu ile sağlanacağını ön görürsek bugün kullanılan bilgi teknolojileri yapılarının daha ne kadar geliştirmeye açık olduğunu tahmin edebiliriz. Her ne kadar donanım ve sanal platform bakımından son on yılda verimlilik açısından yol alındı ise de her teknolojinin bir sınırı olduğunu düşünmemiz gereklidir. Bu alanda da büyük bir teknolojik devrime ihtiyaç vardır.
Bir başka analojiyi de cep telefonlarımızla ilgili kurabiliriz. Mobil olarak cep telefonlarımızı aklımızın destek aygıtı olarak yanımızdan ayırmıyoruz. Onlar da ortalama 1 W civarında güç harcıyorlar. Mobil telefonda harcanan 1 W, gerçekte uygulamanın çalıştığı veri merkezlerindeki yazılımı tetikleyen, bilgiyi replike eden ve ekranda görüntüleyen hizmet için kullanılıyor. Sizin mobil telefonunuzda internet bankacılık uygulamanızda yaptığınız bir transfer gerçekte veri merkezi içinde onlarca kat daha fazla güç harcanmasına neden oluyor.
Bunları anlatmamın sebebi; veri merkezi kapasite kullanımı ile ilgili önümüzdeki teknoloji değişimlerine dayalı olarak kestirimin zor olduğu ve mobil bağlantıların veri merkezinde yapılan işlemleri ve kapasiteyi büyük ölçekte etkilemesinin öngörülmesidir. İlkinde ek kapasite kazanılırken, ikincisinde kazanılan kapasitelerin hızlı şekilde kullanılacağı öngörülüyor.
İşletme maliyetlerinde ilk üç sırayı enerji tüketimi, personel giderleri ve bakım – servis sözleşme maliyetleri alır. Eğer veri merkezi kurulu kapasitesi, ilk gün düşük sayıda bilgi teknoloji donanımı barındırırken tüm kapasite ile kullanılmaya başlanırsa sürdürülemez bir işletme maliyeti doğurur ve ticari rekabet gücü kaybedilir. Buna karşın bilgi teknolojilerinde büyümeden, şirketiniz de büyümeyecektir ve eğer altyapınız hazır değilse çıkan fırsatları yakalama şansını kaybedersiniz. Esneklikte sanallaşma ve bulut teknolojileri büyük destek sağlasa da sonunda her halükârda bu sistemler de donanım üzerinde koşmaktadır ve veri merkezinde yer işgal edecektir.
Bu yüzden planlama sırasında büyüme stratejisi oluşturulurken ölçeklenebilirlik önemlidir. Modüler şekilde ölçeklenebilir yapılar, veri merkezi tesisi, elektro-mekanik sistem, bilgi teknoloji donanımı, alt komponenti (örneğin disk), sanal platform, ağ gibi değişik katmanda yapılabilir. Bu şekilde hem ilk yatırımı hem de işletme maliyetlerini doğrudan etkileyerek avantaj ve piyasa şartlarına uygun rekabet gücü sağlanacaktır.
Turk-internet.com: Dünyada en önemli veri merkezi sağlayıcıları ve işletmecileri kimlerdir, ne amaçlarla kullanılır?
Şenol Gürvit: Google, Facebook gibi bilgi teknoloji devleri kendi dev veri merkezlerini dünyanın çeşitli ülkelerine kurmakta ve işletmektedirler. Bu şirketlerin uygulamaları, kendi teknolojileri olduğundan bilgi teknoloji donanımları dahi kendileri tasarlıyorlar. Tesis bina mimarileri en verimli soğutma sistemlerini destekler şekilde oluşturuluyor ve uçtan uca verimlilik sağlamak üzere kendi teknolojilerini üretiyor ve uyguluyorlar.
Equinix, Digital Realty Trust gibi dünyanın çeşitli ülkelerinde veri merkezi portföyüne sahip ve özellikle çok uluslu firmaların küresel operasyonuna ev sahipliği yapan firmalar önemli rol oynuyorlar.
Bunun yanı sıra telekomünikasyon firmaları özellikle kendi ülke ve bölgesinde büyük veri merkezi yatırımları yapıyorlar. Sesli mobil iletişimin IP bazlı mobil iletişime dönüşmesinde ana rol oynadıklarından ve ekonomik avantaj sahibi olup büyümeğe çok açık pozisyondalar. Bu yüzden de sınır veri merkezleri kurulumunda da öncü olmaları bekleniyor.
Bu arada bilgi teknolojileri sağlayan tüm uluslararası şirketlerin de genellikle kendilerine ve kurumsal müşterilerine hizmet sağladıkları veri merkezleri dünyanın her yerinde varlar. Ayrıca yerel veri merkezi şirketleri de servis sağlayıcı olarak hizmet veriyorlar.
Kurumsal veri merkezleri genelde iç ihtiyaçları için kullanılırken, diğer ticari veri merkezi işletmeleri barındırma, kiralama, bulut, yedekleme, internet servisleri gibi çeşitli hizmetler vererek varlıklarını sürdürüyorlar.
Turk-internet.com: Veri merkezlerinin veri bağlantıları nasıl olmalıdır, bunun önemi nedir?
Şenol Gürvit: Veri merkezleri, geniş bant fiber bağlantılar ile ulusal ve uluslararası iletişimde bulunarak görevini yerine getirebilirler. Fiber konusunda uzman olmadığımdan sadece fiziksel altyapı olarak bazı uygulama notları söyleyebilirim.
Hem sağlayıcı hem de fiziksel güzergah olarak yedekliliğin sağlanması zorunludur. Maalesef internet değişim noktaları bulunmadığından sağlayıcı yedekliliği her sağlayıcıdan çekilecek fiberlerle sağlanıyor. Dikkat edilmesi gereken güzergahların ayrı olmalarıdır. Kazıyıcı bir makinanın sokaktaki çalışması sırasında veri merkezinin dış dünya ile kesilmesi mutlaka kaçınılması gereken bir durumdur.
Gerek TIA-942 gerekse Uptime Institute Tier Standartlarında bu güzergahların beyaz alana ulaşana kadar minimum 20 metre mesafeli olmasını gerektirir. Daha sonra bu veri bağlantıları ile birçok başka önlemler de alınır.
Turk-internet.com: Sizce veri merkezlerinin 5G için önemi nedir, daha önceki nesil mobil şebekelerde de bu tür ihtiyaçlar var mıydı?
Şenol Gürvit: Önce isterseniz veri merkezleri ve sınır veri merkezleri ile ilgili olarak geçmişe uzanalım. Fiber bağlantının yaygın olmadığı zamanlarda bağlantı hızı ve bant genişliğinin 7×24 iş sürekliliğinde sağlanamadığı zamanlarda ana veri merkezi ile şube sistem odaları topolojik yapısı kullanılıyordu. Aksi takdirde şube ofislerdeki bilgi teknoloji sistemleri eğer ana veri merkezinden veri almak zorunda kalırsa yapılan işlemler bağlantı sıkıntıları nedeniyle uzun sürüyordu. O zamanki sınır veri merkezleri bu şube sistem odaları idi. O zamanlarda hatırlanacak olursa cep telefonları ile ancak SMS gönderebiliyorduk.
Şu anda hala sınır veri merkezleri kullanılıyor. Fakat fiber hızının birçok altyapıda yeterli hız ve bant genişliğini sağlaması önceki gereksinimi büyük ölçüde ortadan kaldırdıysa da özel uygulamalar hala var. Örneğin bir finans şirketi mutlaka Borsa İstanbul veri merkezinde bilgi teknoloji donanımlarını barındırmak zorundadır. Aksi takdirde onlarca milisaniye mertebesindeki gecikmeler alım-satım emirlerinin etkinliğini azaltacak ve karsız borsa işlemi yapılmasına sebep verecektir. Bu tür sınır merkezleri ile veri merkezleri arasındaki bağlantı fiber ile sağlanıyor.
Artık akıllı telefonlar ile veri merkezinde sunulan hizmetlerden yararlanabiliyoruz. Sınır, kişisel alanlara kadar uzadı. Dolayısı ile şu anda bahsettiğimiz sınır veri merkezleri, topolojik olarak artık sınırda değil, arada bir yerde. GSM şebekesi ile hizmet kişilere uzanıyor ve şu ana kadar kullandığımız 3G-4G teknolojileri IP bazlı olarak da uçtan uça bağlantı için yeterli gözüküyor.
Eğer Endüstri 4.0 yaklaşımı tüm dünyada yaygınlaşırsa, Nesnelerin İnterneti (IoT), Servislerin İnterneti (Internet of Services) ve Siber Fiziksel Sistem (Cyber Physical Systems) olarak tüm sektörlere yayılması ve tüm yönetim fonksiyonlarını dijital dönüştürmesi bekleniyor.
Bu teknolojilerin yaygınlaşıp kullanıcılarına değer sağlamaya başlaması için, mobil, 1-10 Gbps veri iletişimi hızı, 1 milisaniyeden daha kısa süre gecikme, yüzlerce nesne ile bağlantı, %99.999 iş sürekliliği, %100 kapsama kapasitesi, %90 ağ enerji kullanımı ve makine tipi ekipmanda 10 yıl akü kullanım zamanı sağlayacak bir mobil bağlantı teknolojisinin gerekliliğini ortaya koyuyor. Bu performansı sağlayan mobil ağ ise 5G olarak adlandırılıyor.
Geleceğin Sınır Veri Merkezleri, ana veri merkezleri ya da ara sınır veri merkezleri ile sahadaki nesneler arasında yer alan ve sahadan alınan bilgileri değerlendirip 1 msn altında kullanıma hazır veri sağlayan ve nesnelere yakın konumlanan veri merkezleri olarak kullanılacaklar. 5G ağı; yüzlerce kenar veri merkezlerinden bilgi toplayan ana veya ara merkezler arasında ve uygulamaya bağlı olarak da sınır veri merkezi ile uç noktalar arasında da veri taşıyacak. 5G bir ölçüde düşük gecikme, geniş bant genişliği, yüksek iş sürekliliği, geniş kapsama alanı ve çoklu iletişim kanalları gerektiren her bağlantı olarak düşünülebilir.
Daha önceki nesil şebeke sistemleri, mobil haberleşme ihtiyacının IP bağlantı ihtiyacına taşınması ile ortaya çıkmış ve kalite sağlandığı ölçüde günümüzde birçok yenilikçi teknolojiye altyapı sağlamış ve sağlamaya devam edecekler.
Nesnelerin İnterneti (IoT), Servislerin İnterneti (Internet of Services) ve Siber Fiziksel Sistem (Cyber Physical Systems) sistemlerinin hepsi buluta bağlantı gerektiriyorlar. Doğal olarak 5G teknolojilerinin kullanıldığı iletişim sistem yapısının da değişmesi gerekecek. Basitçe söylemek gerekirse her kurum, işletme ve firma kendi kullandığı sistemlerle ilgili verilerini buluttan toplayabilecekler. Örneğin bir araba üreten şirket küresel anlamda ürettiği tüm arabaların verilerini buluttan toplarken aynı zamanda kendi personel ve paydaşlarının üretim davranışları dahil tüm üretim sisteminin de verilerini hangi lokasyonda olursa olsun ulaşacak durumda olacak.
Veri Merkezi sektörü açısından bakıldığında, hem fiziksel altyapı, hem bilgi teknolojileri, hem ağ yapıları hem de yazılım ve uygulama sektöründe devrimsel değişikliklere yol açacak bir dönem yaşanacak.
Turk-internet.com: Türkiye 5G’ye hazırlanırken veri merkezleri konusunda da çalışmalar yapıyor mu, sizce eksikler ver mı?
Şenol Gürvit: Hatırlarsanız GSM ilk Türkiye’de kullanıma açıldığında müşterinin tercihi, kapsama alanı en geniş olan sağlayıcıyı seçmekti. Uygun radyo alanı bulunan evlerin damlarını ve radyo cihazlarını koyacak alanı bulmak ve kiralamak abone sayısını artırmak ve karlı trafiği oluşturmak açısından çok önemli idi. Bu sadece ulusal alanla sınırlı bir mücadeleydi. Yurtdışı operasyonunu o ülkedeki sağlayıcı ile yapacağınız anlaşma sağlıyordu. Bu yapı şimdi de aboneler için geçerli.
5G teknolojisi ile artık abone bir insan değil, nesneler. Bir düşünsenize; verisi ile ilgilendiğiniz nesnelerin sayısı dünyadaki insan sayısına göre kaç kat büyüyor. Bunların çoğunun insandan bağımsız dolaşımı da söz konusu. Ve bu iletişim küresel olmak zorunda. Ütopik olarak bir ülkenin 5G teknolojisini kullanacağı bir potansiyeli olmasa bile, diğer ülke endüstrileri bu ülkede “kendi” nesnelerini takip etmek isteyecektir.
Dolayısı ile tüm GSM sağlayıcıları ve onlara destek veren firmalar bu konuda mutlaka araştırma yapıyorlardır ve yapmalıdırlar. Benim sağlayıcılardan duyduğum kadarı ile sınır veri merkezi ile ilgili prototip aşamasında onlarca çalışma yapılıyor.
İnşaat sektörü bile bu değişimden etkilenecektir diye düşünüyorum. Bir ara 1+1 daire moda iken, merkezi konumda olan binaların sınır veri merkezi şartlarını sağlayacak yapıda alanları daha yüksek getiri sağlayacağını şimdiden söyleyebiliriz. Hatta katma değerli gayrı menkul şirketlerinin böyle bir portföy ile şirket tarihlerinde en büyük karı yapmaları dahi mümkün.
Bunları şunun için söylüyorum. Tüm sektörlerin bu değişimi gözden geçirmelerinde ve fırsatları takip etmelerinde fayda var. Çalıştığım teknoloji üreten Otomatica firması, küçük bir şirket olsa da bu gidişatı okuma ve ulusal paydaşları ile değişimi yakalayacak teknolojileri geliştirme konusunda büyük çaba gösteriyor. Bu şirketimiz için bir nevi kendini aşma ve prestij mücadelesi.
Turk-internet.com: Türkiye gerekli veri merkezlerini de kurarak ne zaman 5G’ye hazır olabilir, sizce hâlihazırda böyle bir gereksinim var mı?
Şenol Gürvit: Bugün ilgilendiğimiz ve öngördüğümüz teknolojilerin hepsi, mevcut ve gelecekte 5G ile oluşturulacak yeni yapının sınırlarını işaret ediyor. Makina – Makina (M2M, üretim endüstrisinde nesneler arası) uygulamaları için mevcut altyapı kullanılabilir gözüküyor. Buna karşın diğer teknolojilerle ilgili henüz ekonomik değer yaratan bir talep oluşmamış ya da oluşma aşamasında bulunuyor. Arabaların otomatik sürülmesi (sürücüsüz taşıtlar günümüzde mevcut), sanal ve arttırılmış gerçeklik uygulaması gibi uygulamaların üzerinde her ne kadar çalışılıyor olsa bile 5G teknolojisi olmadan yaygın kullanımı henüz mümkün gözükmüyor.
Bu teknolojileri yaratmaktan çok kullanan ya da ikame eden bir ülke olduğumuzdan sanırım uçtan uca sistemi kurmak bu aşamada geri dönüşü çok uzun bir yatırım olur ve hızlı gelişen teknoloji nedeniyle çağ dışı bir durumda da kalınabilir. Ama bizim nesnelerimize ulaşımı yeterli performasta sağlayacak şekilde de hazır olmamız, yeni teknolojileri takip etmemiz, uygulamamız ve kendi yöntem ve ürünlerimizi geliştirmemiz gerekli diye düşünüyorum.
Ben modern veri merkezi yapımı ile başlattığımız bu üst düzey mühendislik ve sinerji seviyesinin sınır veri merkezi ile daha da tırmancağı inancındayım.
Veri merkezleri için fiziksel altyapı işletmesi bakımından da hazır olmalıyız. İş sürekliliği bu tür uygulamalar açısından bakıldığında daha da yükselen ve olmazsa olmaz kriter olacak. Fiziksel altyapıdan kaynaklanan kesintiler %30 – 50 mertebesinde ihmal edilemeyecek boyutlarda önümüze çıkabilir. Yüzlerce veya binlerce sınır veri merkezleri ve bunları bölgesel destekleyecek ara veri merkezleri envantere katıldığı düşünülürse uçtan uca iş sürekliliğini sağlamak oldukça önemli bir işletme sorunu yaratacaktır. Hali hazırda merkezi veri merkezlerini yüksek iş sürekliliği ile işletmek zorlu bir iş iken, bu kadar büyük bir envanteri yönetmek yeni teknolojilere gereksinim duyacaktır.
Günümüzde özellikle bulut servislerini kullanırken yaşanan kolaylığın ve verimlilik artışının en önemli altyapı bileşeni diyebileceğimiz veri merkezleri 5G ile birlikte çok daha önemli hale geliyorlar. Yeni bir dünyaya doğru giderken bu alandaki expertiz ve deneyimimiz de değer kazanacak.