IBM Yazılım Bölümü Müdürü Gülsün Emüler, üç markadan oluşan IBM yazılımlarının (IBM, Tivoli, Lotus) “standartları destekleyen açık yazılımlar” olduğunu söylüyor. IBM’in web – stratejisinin “e – business”e dayandığının altını çizen Emüler; üç markanın ortak özelliğinin platform ve işletme sistemlerinin bağımsızlığı olduğunu vurguluyor. Gülsün Emüler sorularımızı yanıtladı:
Platform ve işletimde bağımsız derken neyi kastediyorsunuz?
Gülsün Emüler: Herhangi bir yazılımımızı aldığınız zaman, bu yazılım internet üzerinde çalıştığı gibi HP, Sun, Solaris, IBM 400, Linux, Windows 2000 ve diğer piyasada kabul görmüş her türlü platformda, işletim sistemlerinde çalışıyor. Stratejimiz e-business olduğu için, siz küçük bir yatırımla başlayıp nette başarılı oldukça linklerinizi arttırıyorsunuz. Bu nedenle yapınızı değiştirmeniz gerekebiliyor, baştan yatırım yapmıyorsunuz. Bu küçük yatırımı, platform bağımsız olduğu için aynı şekilde daha büyük ortamlara taşıyabiliyorsunuz. Dolayısıyla, tam anlamıyla bağımsızız. Adımız IBM yazılım, ama her ortamda çalışıyoruz. Standartları destekleyen açık bir yazılımın anlamı şu: sizin çözümünüzü oluştururken belli componentleriniz var, bunlar içerisinde standartları destekleyen yazılımlar bünyenizde varsa, size ‘bunu atın yeniden yatırım yapın’ demiyoruz. Onlarla entegre olabilir, birlikte çalışabiliriz diyoruz. Söylemesi çok kolay, yapması zor işler bunlar ve gerçek anlamda yapan da biziz diyoruz.
Internet’teki stratejilerinizden söz eder misiniz?
Emüler: IBM yazılım stratejisi dediğinizde bu brand’lerle birlikte ‘e-business’den söz ediyoruz. Yaklaşık dört sene önce kurulmuş bir grubuz, o zamanki adımız ‘e-business’ değil networkcomputer’di, yine web’de iş yapılacağını söylüyorduk. Söz ettiğimiz her türlü ürün, internette iş yapmak için konumlanmış durumda. Kişi ve kurumların iş hedefleriyle teknolojiyi bütünleştiriyoruz
Bu konuyu biraz daha açar mısınız? IBM’in e-business’le anlatmak istediği tam olarak nedir?
Emüler: Türkiye’de ‘e – business’ denildiğinde ‘e-business’in küçük bacağı olan e-ticaret anlaşılıyor. Yani, e-ticaret işin sadece bir parçası. Kurumların, bu günkü bilişim teknolojisiyle web teknolojisinin sağladığı evrensel erişimi bütünleştirerek, iş yapış şekillerini hedefe taşımalarını, yeni iş modellerinin kapsamında çalışıyor olmalarını anlıyoruz e-business’den.
Aradaki koordinasyonu nasıl sağlıyorsunuz? Acentaları olan bir şirket sahibi, e-busines’e girmek istiyor. IBM’in programını alınca işi bitiyor mu?
Emüler: İki yolumuz var. Biri IBM olarak biz burdayız, her zaman için biz direkt müşterilerimize ulaşabiliyoruz. Müşterilerimizin de ihtiyaç duyduklarında, müşteri hizmetlerine ulaşma şansı var. IBM sadece bir teknoloji şirketi değil, en büyük hizmet şirketi. Dolayısıyla, projelerin bazılarını IBM olarak en başından, işin danışmanlığından; işletmenin dizayn edilmesi, tasarlanması; uyarlanmasından tutun, teknolojik altyapının oluşturulmasına kadar gerekli olan donanım, yazılım ve yanı sıra hizmetleri de sağlıyoruz.
İkinci olarak çözüm ortaklarımız var. Bu konularda bizim tarafımızdan yetiştirilmiş, çözüm ortaklarımızla birlikte çözümler oluşturuyoruz. Hazır çözümler olabiliyor veya sizin bünyenize uygun çözümler olabiliyor.
Nasıl sunuluyor bu çözümler?
Emüler: Yazılımımızı dört ana bölümde topluyoruz. Bu kurumlar ilk önce web’de var olarak başlıyor. Web’de varolmanın yeterli olmadığını görüyorlar ve web’de iş yapabilmeleri, müşteri çekebilmeleri için hızlı olmaları gerekteğini görüyorlar. Onun için de, iş süreçlerini web’e taşıyorlar. İlk aşamaya web – integration diyoruz. Sizi ve kurumları web’e açacak ürünlerimiz var, uygulamalarınızı bir Jawa arayıcısı haline getirip aynen bir web uygulamasına dönüştürme şansımız oluyor. Bu tip ürünlerimiz var. Ayrıca ‘webspher aplications server’ adlı yazılım platformumuz var. Burada sadece bir internet sunucusundan bahsetmiyoruz. Eskiden internet sunucusu diyorduk. Haziran ayı sonunda yeni bir duyuru yaptık: ‘web küresi yazılım platformu’ dedik.
Websphere yazılım platformunda, ‘marketplace’ açılabiliyor mu?
Emüler: Websphere ile ‘marketplace’ açabildiğiniz gibi B2B için gerekli olan entegrasyon toollar’ı da bu platform için bulabiliyosunuz. Sektörel çözümler de sunuyoruz: ‘financial components’ ve ‘general business components’ ile e-marketplace editionu aracılığıyla, siz IBM’den websphere’i aldığınızda işiniz büyüdükçe kendinizi onun üzerine büyütebiliyorsunuz. Web’e açıldınız, B2B, B2C yapıyorsunuz, yeni sitelere ulaşıyorsunuz, ticaret yapıyorsunuz.
Hepsi çok güzel, ama bir de topladığınız bilgileri kullanabilmeniz gerek. Burda da, ‘laborating information’ veriyi işletecek yapı devreye giriyor. Onun ötesinde ‘business intelligance’ ile yapısal verileri inceleyip, kurumların talepleri, stratejileri doğrultusunda ‘datawarehouse’ oluşturabiliyorsunuz.
Lotus yazılımıyla ‘managing organisation effectiveness’ dediğimiz bir kurumun tüm içeriğini yönetebilmek için (enterprise information portal) dediğimiz bir yapımız var. Bu yapı, kurumların bu enformasyonu çalışanlarıyla, çalıştığı firmalarla en iyi şekilde paylaşması ve dolayısıyla ‘entellectual capital’ adını verdiğimiz kurum içindeki bu bilginin veya becerinin herkese aynı şekilde, en kısa zamanda, en ekonomik şekilde ulaştırılması mümkün.
Lotus’un içindekileri tekrarlayabilir miyiz?
Emüler: Ajandası var, mesaj yönetimi var, kendi içinde ve dışında mesajlaşması var, web’e açılması da söz konusu. Lotus’un intranet, ekstranet ve internete açılma anlamında üç ‘e’ için de tanımı var.
Türkiye’deki birçok büyük firma Lotus Nots kullanıyor değil mi?
Emüler: Dünya çapında 100 binin üzerinde mail kullanan kurumun hemen hepsi Lotus kullanır. O nedenle bizim de IBM olarak ilk yaptığımız şeylerden biri kendimizi e-business şirketi haline getirmek oldu. Herkese e-business’e geçiş yapmalısınız diyoruz, ama en iyi örnek biz olmalıyız dedik. 4 yıl önce Lotus Nots’a geçtik, Domino’ya geçtik, dünyanın her yeriyle mesajlaşıyoruz.
Websphere’le yazılımda bir bütünlük yaratmışsınız. Lotus’u satın aldınız. IBM’in software açısından ileride yönelmeyi düşündüğü veya şu anda geliştirmeyi planladığı başka neler var?
Emüler: Lotus’tan sonra Tivoli’yi satın aldık. Tivoli’nin yaptığı iş sistem yönetimi. Yine, web’e açıldığınızda siz 24 saat 7 gün güvenli bir ortamda çalışmak zorundasınız. Bunun için de diyoruz ki, taşları üst üste koyduğumuzda ordaki çözümlerin üstüne Tivoli sistem yönetimi ile IBM’in güvenlik çözümleri sunuyoruz. Policybase tamamen e-business güvenliğine yönelik. Burda da e-business güvenliğine var olan e-ticaret güvenliğine bilişim dünyasının güvenliğini de entegre ediyoruz. Bu da çok kritik sadece bir tarafı tamamlamanız yetmiyor. IBM’in satın almaları ufak da olsa devam ediyor. Kurumların şirketlerin kendi içinde ve müşteriye hizmet götürürken belli bir servisle düzeyi yakalamaları gerekli. Bunu dayandırabilecekleri belli kriterleri olmalı. Onun için IBM ‘Software Artisty’ diye bir firmayı satın aldı. Bugün Tivoli dediğimiz ürünün arkasında, aslında, konusunda çok uzman ‘Software Artisty’ vardır. Şuna inanıyoruz ki, biz büyük resmi tamamladık ve özellikle websphere’de hakikaten çift haneli büyüme değil, üç haneli büyüme yaşıyoruz. Websphere yıldan yıla yüzde 2600-3000 oranında büyüyor. İyi bir brand’imizin olduğunu düşünüyoruz. Bundan böyle resmi tamamlayacak küçük çözümleri satın almak, onları oturtmak yönüne gideceğiz.
Güvenlik ürünü olarak Tivoli’yi bize anlatır mısınız?
Emüler: Tivoli’nin modüler bir yapısı var, ‘firewall’ sadece en basit, en temel olanlarından biri olduğu için ‘firewall’u kapsıyor. Açık bir yapısı olduğu için burda checkpoint’i de Tivoli’nin içerisinde kullanabiliriz. Ama, o işin en basit, herkesin yaptığı kısmı. Esas siz internette iş yapıyorsanız, sadece ‘firewall’la bu işi yapabilmeniz mümkün değil. Her birşeyi tam olarak yerine oturtmanız gerekli.
Diğer firmalarla da görüştük. Onların pazarlama yöntemi daha farklı. Makinasından bağlantısına kadar paket olarak hazırlayıp yine paket halinde kiralıyorlar. Yurtdışında bu çok doğal, ama Türkiye’de yeni bir trend. Sizin de daha alt düzeyde iş yapmak isteyenlere yönelik bu türlü bir çalışmanız var mı?
Emüler: ISP ve ASP dediğimiz kurumlar kendi müşterilerine bu tip hizmetler sunuyorlar. Onlara yönelik programlarımız var. Biz bunlara UDB diyoruz: Universal Data Base. Teknik olarak daha üstünü yok. Onların gereksinim duydukları arama motorları ve belli transactionları güçlü bir şekilde karşılayabilme özelliklerini sağlıyor. ISP’lerin bizim ürünlerimize yönelip, kendi müşterilerine bu ürünlerle hizmet sunabilmeleri için onlara yönelik kolaylıklarımız var. IBM Küresel Hizmetler (World Services) kapsamında ‘webhosting’ hizmetleri var. Müşterimiz kendisi ürünü satın almıyor, bizden onları bizim ortamımızda güvenli bir şekilde host etmemizi bekleyip, hizmet kriterleri sağlamamızı istiyorlar. Aynı şekilde ‘outsourcing’ de bunlardan bir tanesi, tamamen ‘host’ etmenin ötesinde müşterinin makinalarını burada bizim işletmemiz söz konusu. Böyle müşterilerimiz de var. Bizim bir başka farkımız daha var. IBM olarak global bir şirketiz, 140 ülkede hizmet vermekteyiz. Dolayısıyla zaman zaman zaten uluslararası müşterilerimizin kendi stratejileri doğrultusunda bunları yapıyoruz.
Büyük firmaların bir kısmı da finans desteği sağlamak isteyen veya ‘venture capital’ yoluyla internet üzerinde iş yapanlara bir takım imkanlar sağlıyor. Para vermek yönünde değil de makina sağlamak, teknoloji sağlamak şeklinde. Sizin bu yönde çalışmanız var mı?
Emüler: IBM bunu ‘venture capitalist’ dediğimiz firmalar aracılığıyla yapıyor. Henüz Türkiye’de bu uygulama yok.
Böyle bir uygulamayı düşünüyor musunuz?
Emüler: Gelen projelere bağlı olarak değerlendiriliyor. Diğer yandan ‘Start of Company’ler, ISP’ler mesela biz onlara net.gen diyoruz. IBM içerisinde net.gen şirketlere yani tamamen internette doğmuş şirketlere yönelik özel bir ekibimiz var. Bu dünya çapında bir ekip, ama aynı ekibin bir parçası da Türkiye’de.
Nasıl çalışıyor bu ekip?
Emüler: Bu konuda işin uzmanlığını artırmak, yani çözümlerini Türkiye’deki net.gen şirketlerine sunmak, onlarla birlikte projeler gerçekleştirmek. Net.gen ekibiyle biraraya gelmek mümkün. IBM, e-busines veya net.gen dediğimiz zaman, sadece teknoloji sağlayıcısı değil. Hakikaten iş yapış şekli, iş yapış modelleri, yeni iş dünyası anlamında da çok büyük katkıları var. Bu ekibin görevi onu yansıtmak Aynı şekilde biz mümkün olduğunca yeni başlayan kurumlar için olanakları daha rahatlatıcı hale getiriyoruz.
IBM, Linux hizmeti vermeye başladı. Bazı makinaları da ‘linux operating’ sistemle satıyorsunuz. Bu konudaki stratejiniz nedir?
Emüler: Bizim Microsoft’la da ilginç bir ortaklığımız var. Microsoft, IBM’in en büyük partnerlerinden biri. Bizim ürünlerimizi sattığımız, en hızlı büyüdüğümüz platformlar da Microsoft platformları. Mesela bir örnek vereyim size: Windows 2000’de en iyi performansı sağlayan veri tabanı universal database’dir. Bunu Microsoft kendisi söylüyor. Ama öbür taraftan pazarda kabul görmüş platformları destekliyoruz. Ürünlerimiz Linux platformunda çalışabilir durumunda.