Kitapları gözünüzün önüne getirin. Kitap üzerinde basılı bir sayfa sadece okuyucu için bilgiler içerir. Yani kitap sadece bilgilerin sunulmasını sağlayan bir araçtır. Kitapları eski öğrencilerin birlikte büyüdükleri Web sunucuları olarak kabul edebilirsiniz. Peki, sayfalarını kendi okuyan, okuyucular sayfaya bakmadan önce çeşitli yönergeleri tarayabilen çok akıllı bir kitabı düşünebiliyor musunuz?
Web sunucuların yetenekleri ek teknolojiler sayesinde gelişti, yani son sonuçlar istemciye teslim edilmeden önce artık sayfaları işleyebilme yeteneğine kavuştular. CGI (Common Gateway Interface) Web sunucularının daha istemciye ulaşmadan verileri işleyip sonuçları Web sunucusuna gönderebilecek harici programlarla etkileşebilmelerini sağlayan ilk popüler teknoloji oldu. Ardından Microsoft’un ASP (Active Server Pages) ve PHP gibi sunucu tarafı gömülü betik (scripting) teknolojileri ortaya çıktı. Bu teknolojiler işleme kodlarını doğrudan Web sayfalarının içine gömebilmelerini sağladı.
Bilgi sunucusu olarak da adlandırılan uygulama sunucuları yukarıda anlattığımız tüm becerileri üzerinde toplayan kapsamlı bir terim olarak karşımıza çıkıyor. Çünkü bu sunucular kitaplardan farklı olarak artık bilgileri işleyebiliyorlar, istemcilerle uygulamalar gibi etkileşime girebiliyorlar.
Bir uygulama sunucusu ayrıca diğer teknolojilerle de bir araya getirilebilir. Örneğin açık sistem geliştiricisi Apache Web sunucusunu PHP betik dili ile bağlayabilir. Sonuç olarak bu bir uygulama sunucusu haline gelir. Fakat pazarda “uygulama sunucusu” teriminin genellikle üreticinin ihtiyaç duyulan tüm teknolojileri birlikte verdiği çözümler için kullanıldığını görüyoruz. Bazı şirketler açısından tüm bileşenlerin bir arada geldiği bir çözüm tüm geliştirme modellerini birleştirmesi ve desteği merkezi bir hale getirmesinden dolayı işlerini kolaylaşmasını sağlıyor.