Türkiye’de yıllardır hep söylenen “üretim yok ki” sözleri, telekom sektöründe son yıllarda tersine döndürülmeye başladı. Dün katıldığımız bir basın toplantısında[1] bunun örneğini gördük. Telekom sektöründe BTK öncülüğünde ağırlık verilen ARGE çalışmalarının ve de elele çalışmanın bir ürünü olarak ilk defa “Radyolink” üretildi.
Radyolink’i BTK başkanı Tayfun Acarer “adeta bir sarf malzemesi” sözleriyle tanımlıyor. Telekom şebekelerinin hem sabit, hem de mobil olanında kullanılan bir ara eleman. Transmisyona yarıyor.
Ama soru bölümünde Turkcell Genel Müdür yardımcısı İlter Terzioğlu’nun ifadesine göre, şebekelerde başka bir yerli ürün yani “telekom sektörüne özel akü” çoktan kullanılmaya başlamış. Yine Terzioğlu’nun ifadesine göre % 20 düzeyine de ulaşmış.
Her 2 ürün için yurtdışına ihracat olanakları olduğundan da bahsediliyor. Akü halen ihraç ediliyor, radyolink için ise üretici irma Simpro Pakistan ile görüşme yaptıklarını söyledi.
BTK Başkanı Acarer ise, 3G ihalesi sırasında uygulanan 2 kuraldan bir tanesi olan belirli sayıda mühendis çalıştırma (3cü yılda 500 mühendis) şartının çok ilgi çektiğini ama aynı şartnamede yer alan, “alımın % 50’sinin yerel KOBİ’lerden yapılması” şartının daha önemli olduğuna ve getirilerini birkaç yıl içinde göreceğimizi belirtti.
Tübitak Bilgem Başkan Yardımcısı Dr.Hasan Palaz, işlemci gibi parçaların dışında, devrelerin tasarımının ve yazılımın tamamen Tübitak tarafından geliştirildiğini açıkladı.
Ama Simpro Genel Müdürü Gülbükeni’nin de vurguladığı gibi, üretim kadar önemli bir adım ise, yerel operatörlerimizin bu ürünleri kullanması. Dünkü toplantıyı Turkcell düzenlemişti ve ilk üretim için 2,1 milyon TL yatırım yaptıklarını söylediler[1]. Arkasından Vodafone’un açıklaması geldi[2]. Şırnak’tan başlayarak yerli Radyolink kullanacaklarını açıkladılar. Şimdi Türk Telekom ve Avea’dan da benzer açıklamalar gelecek mi, bekliyoruz.
Toplantı sırasında yapılan konuşmalardan turk-internet.com okuyucuları için bazı notlar aldık : İlk konuşmayı Turkcell Genel Müdür Yardımcısı İlter Terzioğlu yaptı ve şunları söyledi :
Yerli radyolink yaklaşık 5-6 yıl önce kurduğumuz bir hayaldi. Sayın Başkanımız Tayfun Acarer’in teşviği ile uzun yıllardır çalışıyordur. 2 yıldır da Tübitak Bilgem yönetiminde Simpro ile gerçekleştirme noktasına geldik.
2,1 milyon TL’lik bir başlangıç yatırımı yapıyoruz. Yerli üretime destek vermek önceliğimizdir. Yerli üretim istihdama ve gelire çok önemli katkılar yapacağına inanıyoruz. Daha önce yerli akü örneğimiz vardı. Telekom sektöründe yapılmıyordu. Firmalar şimdi bunu ihraç eder hale geldi.
Türkiye’de ilk biz bu radyolinki şebekemize dahil ediyoruz.. 7 GHz de çalışıyor. Kalite ve sürekliliğe katkı olacak. 3G ile birlikte artan data kullanımına da katkı sağlamış olacak. Yerli üretim yaptırırken, sadece yerli olsun demiyoruz, aynı zamanda teknolojisi de yeni olsun istemiştik. Öyle de oldu. Dünyadaki teknoloji ne durumdaysa bu da aynısı. Bazı açılardan daha iyi özellikleri bile var.
Türkiye çapında montajını yapmaya başlıyoruz. Uzun mesafeli transmisyon aktarımlarında şebekelerde yaşanacak kesintilerde, doğal felaketlerde yaşanacak kesintileri en aza indirecek. Çok yönlü katkıları var bu ekipmanın. Değişik boyutları var.
Bundan sonra da yatırımlarımızda da yerli üretimin, katkının arttırılması açısından bakacağız.
Basın toplantısında 2.konuşmayı, Radyolink cihazlarını üreten firma olan Smppro’nun Genel Müdürü Alaeddin Gülbükeni aldı. Gülbükeni kendilerini KOBİ olarak tanımladı ve projede yer almaktan duydukları memnuniyeti aktardı :
Kendi alanında bir ilk olan bu projede yer almakla, KOBİ olan Simpro gurur duyuyor. İletişimde yerli ürün kullanılması, dışa bağımlılığı azaltırken, istihdamı arttıracaktır. Son dönemde cari açıkları konuşuyoruz. En büyük sorunun dışardan gelen ürünler (ithalat) olduğunun bilincindeyiz. İtahl ettiğimiz ürünlerin çoğunluğunu burada azaltabilirsek, cari açık küçülür.
Projenin gerçekleştirilmesinde, frekans tahsisi konusunda yrdımcı olan BTK, geliştiren Tübitak, prototip üretimini yapan tüm KOBİlerle, kendi şirketim olan Simpro çalışanlarına teşekkür ediyorum.
Tübitak hem donanım hem de yazılım olarak geliştirdi. Üretimi de bizler yaptık. Böyle olduğunda kaynaklar yeni yatırımlara dönmüş olacak. Ümidimiz odur ki; diğer aktörler de bu ürünleri tercih ederler.
Bu çalışmaya katkısı ile bu ülkeyi sevmiş olduğunu gösteren Turkcell’i kutluyorum.
Yerli Radyolink’in ARGE’sini, donanım ve yazılım olarak yapan Tübitak Bilgem adına toplantıya katılan Tübitak Bilgem Başkan yardımcısı Dr.Hasan Palaz ise şunları söyledi :
Tübitak’ın ana görevi, ülkemizdeki teknolojik gelişmelere destek sağlaması. Farklı sistemlerin teknolojilerin ülkelerimize kazandırılması.
Radyolink çalışmalarında BTK özel frekans sağlayarak yolu açtı. 2008 yılında başlatılan ARGE çalışmalarını Tübitak kendi öz kaynakları ile yürüttü. Prototipler ile saha denemeleri yapıldı. Daha sonra sanayileşmesi üzerinde çalışıldı ve Simpro üzerinden üretim yapıldı. Turkcell de bunu kullanmaya karar verdi.
Bu güzel bir an; çünkü gerçekleştirilen ürünü bir Türk şirketi kullanmaya karar verdi. Turkcell’le yaptığımız anlaşma yani yönetim ve destek merkezi hayırlı olsun..
Son konuşmayı BTK Başkanı Tayfun Acarer yaptı :
İlter ve Hasan bey bu konuda BTK’nın çalışmalarından bahsetti ama 1 kişinin hakkını vermek lazım. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım Bey, ARGE’ye hep destek veriyor.
6 yıl önce bu konuda seferberlik başlatılmıştı. Yeni ürünlerin başlatılması, var olanların desteklenmesi. O dönemler yapılanlar meyvalarını verdiler.
Bir çok cihazla ilgili çalışmalar yapılırken, bakan da bu konuda çok istekliydi. O dönem bazı aksilikler oldu. O dönem yapılan toplantılarda operatörler destek verdi. Turkcell çok destek verdi. Özellikle İlter Bey toplantılara hep katıldı. Maalesef biraz geç oldu ama önemli olan sonuç alınmış olması.
Benden önce konuşanlar “Radyolink nedir?” detayına girmedi ama bana göre bu bir sarf malzemesidir. Telekom firmaları sabit ve mobil şebekeler üzerinden haberleşir. Sabit şebekeler artık ağırlıklı fiber, mobil de öz olarak baz istasyonu. Bizim Türkiye’de hızla mevcut şebekeyi geliştirmemiz lazım. Çünkü data kullanımı arttıyor. Transmisyon ortamı ya fiberdir ya radyolinktir. Ama fiberi her yere çekemezsiniz, fiber bir yere gelir, kalır, Ordan sonra radyolink gerekir. Yani çok kullanılan bir teçhizattır. Sabit ve mobil şebekenin ortak elemanıdır. Türkiye’de herkes, Türk Telekom başta, Superonline vs herkes kullanır.
Maalesef yıllarca bu malzeme Türkiye’de yapılma olanağına rağmen ithal edilmiştir. Bakın 2 senelik bir çalışma ile üretildi. Baştan beri emeği geçen herkese gönülden teşekkür ederim..
Türkiye’de mobil şebeke altyapısı, Avrupa’dan daha iyi. Bunun basit bir nedeni var. 3G yaklaşık 2,5 sene önce başladı. Avrupa’da 3cü nesil 2001’de başladılar. Çok ciddi krizlerl yaşadılar , lisansları iade etmeye kalktılar. Biz en uygun zamanda başladık. Lisans ücreti ne az ne çoktu. Kimse itiraz etmedi. Operatörler en yeni cihazları aldılar. Bizdeki sistem 3G değil, 3.5Gdir.
Altını çizmek istediği konu; özellikle 3G ile geniş bantın yaygınlaşması ile, şu anda geniş bant abone sayısı 16,3 milyon. 2013’e konulan hedef 13 milyondu. Ama 2011 sonunda 16,2 mlyona gelmiştik. Hedefi revize ettik..
Özet ; geçen sene 2011 de mobil geniş banttaki artış % 95 oldu. Avrupa’daki hiçbir ülkede bu artış yok. Fransadan sonra en çok konuşan ülkeyiz. 263 dakika konuşuyoruz. SMS de 1 ülkeyiz.. 313 mesaj atıyoruz. Çin ya da Hindistan gibi ülkelere rağmen, Facebook vs kullanımında 4. -5.sıradayız.
Son 1 yılda data trafiğimiz % 1495 arttı (15 kat).. Ama İnternette kalma süresi (aylık 33 saat) artmadı, abone sayısı da artmadı. Buna karşın data kullanımı beklenenin çok üstünde arttı. Bu durumu resim, video, film yaratıyor. Bir süre sonra ki, bu uzun bir süre değil, 2-3 yıl, bu övündüğümüz şebeke eğer yeterli yatırım yapılmazsa yetmeyecek. Bu trend dünyada da böyle. Önümüzdeki 5 yılda data kullanımı 75 kat artacak.
Hesaplamalar ortada olunca şebekeyi hızla en kısa sürede genişletmemiz, hızlandırmamız lazım. Ortaya çıkan sorunlar. Gelişmenin önündeki engellerin de kaldırılması da lazım. Ulaştırma Bakanlığının bu konuda çalışmaları var. Sizlerle yakında paylaşacaklar.
ABD’de bazı yerel idareler, yeni sistemin kurulması için “fedekarlık” yapacağını açıklıyor. Örneğin, “sistemi bedava kuran firmanın ismini “sponsor” olarak şehrin adının başına vereceğim” diyorlar. Ama Türkiye’de bazı yerel idareler, çoktandır orada duran eski baz istasyonlarını bile davul zurna ile aşağıya indiriyorlar.
Bu şebekelerin (lisans almış şebekeler) malları devletindir. Türk Telekom ya da mobil sistemler devletindir. 12-13 yıl sonra geri devlete dönecek (belki aynen devam eder).. Yani bu tür bir şey yapıldığında, devlet malına zarardır. Devletin ha şimdiki malına ya da devletin ha 12-13 yıl sonra olacak malına zarardır.
Sonuç olarak, “Gelecek bilişimle gelecek”. Ama bunun için zemini hazırlamak lazım. O zemin de altyapıdır. Bunun için de fiber lazım, baz istasyonları ve ara elemanı radyolinktir.
Yerli Radyolink konusunu turk-internet.com olarak izlemeye devam edeceğiz.
[1] Kamu-Özel İşbirliği Çerçevesinde Yerli Üretime Turkcell Desteği
[2] Türkiye’de Üretilen ve Geliştirilen Radyolink Kullanımına Vodafone’dan destek