“Rekabetsiz kapitalizm, sömürüdür” diyen ABD başkanı Joe Biden, son 40 yılda ABD’de tekelleşen havayolları, et paketleyiciler, işitme cihazı üreticileri ve tabii ki teknoloji de dahil olmak üzere çeşitli firmaları hedef alan bir başkanlık yürütme direktifi imzaladı.
ABD’de mevcut antitröst yasası, sektördeki tek oyuncu olmaya izin veriyor. Biden ise FCC’ye atadığı Lina Khan ile ekonomik büyümeyi yeniden başlatmayı hedefleyen rekabet kurallarını yeniden kurmayı deniyor.
Microsoft 99’da Bölünmekten Kurtuldu, Şimdi de Hedefte Değil
Yürütme emri ile, yasa koyucular ve politika yapıcılar, antitröst yasasında ve mevcut rekabet kurallarının uygulanmasında büyük değişiklikler önerdiler. Özetle, Washington DC’de sürmekte olan siyasal çalışmalar fazla büyüyen firmaları korkutuyor. Ama en çok korkanlar, Alphabet (yani Google), Amazon, Apple ve Facebook başta olmak üzere “teknoloji sektörü”ndeki firmalar. Ama bu firmalar arasında Microsoft’un kendisini kurtardığı görülüyor.
Aslında Microsoft bu süreç ile daha önce de karşılaştı. 1990’lı yılların sonunda, bir federal yargıç şirketin bölünmesine karar verdi. Windows işletim sistemini, web tarayıcı işinden ayırmasını emretti. Böylece Explorer ile Windows’un birlikte satılmasını ve bu yolla rekabetin engellenmesini durdurmaya çalıştı. Ancak karar daha sonrasında bozuldu. Bölünme gerçekleşmedi[1].
Microsoft, Xbox hariç tüketici ürünlerinin çoğunda başarısız oldu. Akıllı telefonlar, giyilebilir cihazlar ve akıllı saatler, dijital asistanlar, sanal gerçeklik. Bu muhtemelen şirketin şanssız olduğu izlenimini veriyor.
Mahkemeler, bir ürünün veya şirketin tekel olarak kabul edilmesi için ne büyüklükte pazar payına sahip olması gerektiği konusunda belirlenmiş bir standarda sahip değil. Amerikan Antitröst yasası bir firmanın haksız fiyat avantajına sahip olup, olmadığına ve pazardaki gücünü rakibine karşı haksız kullanıp, kullanmadığına odaklanıyor. Ama bu arada Gartner araştırması Windows kullanan bilgisayar sayısını ABD’de %83 olarak raporlamasına karşın, buna bakmıyor.
Microsoft, büyük işletme müşterilerine Windows, Office ve arka uç bulut hizmetlerinden oluşan bir “entegre ekosistem” sunuyor; Hatta bazı analistler bunu Microsoft hisse senedi satın almaya devam etmek için bir neden olarak gösteriyor.
Büyük Teknoloji şirketlerinin, satın alınan en büyük ürünlerine ne dersiniz? Facebook, Instagram ve WhatsApp’ı satın aldığı için eleştirildi ve hatta bazı şirketleri satmaya zorlanmakla tehdit edildi. Microsoft, 2016 yılında 26.2 milyar dolarlık LinkedIn satın almasının rekabete aykırı olduğu yönündeki şikayetlerle mücadele etmek zorunda kaldı, çünkü bu, Microsoft’un yaklaşık 450 milyon profesyonelin verilerini kullanmasına, verileri öngörüler ve gelecekteki satışlar için kullanmasına izin verdi.
Bugün Skype’ın geldiği başarısız noktaya ve Zoom tarafından geçilmesine bakarsak, Microsoft’un on yıl önce Skype’ı satın almak için 8,5 milyar dolar ödemesi anlamsız gözüküyor. Ama bu başarısızlık, Microsoft’un yeni antitröst yasası önerileri içinde yer almasını engeller mi? Microsoft’un ofis konusundaki hakimiyeti ya da Xbox konusunda öne geçmek için neredeyse iki düzine oyun geliştirme stüdyosu satın alması diğer bir konu.
Microsoft ayrıca, TikTok, Pinterest ve oyun ağırlıklı iletişim uygulaması Discord’u satın almaya çalıştı ve alamadı. Nisan ayında ise, şimdiye kadarki en büyük ikinci satın alma olan sağlık hizmetleri odaklı konuşma tanıma ve yapay zeka teknolojisi olan Nuance’ı duyurdu.
Kendi çalışanlarının “savaş için yazılım geliştirmek istemedikleri” gerekçesi ile protesto ettikleri, Amerikan Savunma Bakanlığı ile yapılan sözleşme bir başka boyut. Pekin’in Bing arama motorunda sonuçları sansürlemesine izin vermek ve eleştirmenlerin gözetim ve baskı için kullanılabileceğini söylediği yapay zeka geliştirmek de dahil olmak üzere yıllardır Çin ile sessizce birçok iş yapıyor ; DEA’ya yüz tanıma teknolojisi satmaya çalıştığı bildirildi.
Peki, neden hiçbiri Microsoft’a Rekabet sorunu yaratmıyor? Bu sorunun cevabı, muhtemelen mevcut Amerikan antitröst yasasındaki boşluklar.