Türk Telekom’dan gelen cevabı okuduğumda, Türk Telekom’un konunun özüne yönelik özeleştiri yapmak yerine, detayı hakkında açıklama yapmayı tercih ettiğini görüyorum.
Arabağlantı konusunda Türk Telekom ile İşletmeciler arasında yapılan görüşmelerde yaşanan durumu anlatmaya çalıştığım yazımın, Türk Telekom tarafından sadece “Karasal Hatlar Üzerinden Veri İletimi” işletmecileri ile yaptığı Arabağlantı görüşmelerinde yaşananlar gibi algıladığı anlaşılıyor. Halbuki İnternet Servis Sağlayıcı İşletmeciler ile de benzer bir süreç yaşanmıştı.
Aslında bu detay içerisinde kalmanın bir anlamı yoktur. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve Telekomünikasyon Kurumu Başkanı Ömer Arasıl, Türk Telekom’u Telekom sektörünün ağabeyi olarak tanımlamış ve Türk Telekom’un Serbest ve rekabete açık bir telekomünikasyon sektörünün oluşturulabilmesi için yardımcı olması gerektiğini ifade etmişlerdir. Türk Telekom yetkililerinin basında yer alan beyanları da bu görüşlere katıldıkları yönündedir. Ancak Türk Telekom’un söyledikleri ile yaptıkları farklıdır. Anılan yazımda vurgulamak istediğim konunun özü budur.
Bu konuyu açmak için aşağıdaki durumu okuyucularımızın dikkatlerine sunuyorum.
Bugün işletmeciler, İnternet Servis Sağlayıcılığı konusunda 28 Ay önce, Karasal Hatlar Üzerinden Veri İletimi konusunda 5 ay önce, Uzak Mesafe Telefon Hizmeti konusunda 1.5 ay önce Lisanslarını almış durumdadırlar. Bu işletmeciler Arabağlantı sözleşmeleri imzalamak için aylar önce Türk Telekom’a başvurmuşlardır. Ancak bu gün, yukarıdaki konularda imzalanmış bir tane bile Arabağlantı sözleşmesi bulunmamaktadır.
Halbuki Telekomünikasyon Kurumu tarafından yayınlanmış “Erişim ve Arabağlantı Yönetmeliği” nin 10. Maddesinde Türk Telekom Arabağlantı yükümlüsü olarak tanımlanmakta, 20. ve 21. Maddelerinde işletmeciler ile Türk Telekom arasındaki Arabağlantı sözleşme görüşmelerinin en fazla 3 ay olabileceği ve daha sonraki uzlaştırma ile ilgili yöntem ve süreler belirtilmektedir. Türk Telekom’un davranışları ve işletmecilere gönderdiği yazıların tümü ise zaman geçirmeye ve yukarıda belirtilen Maddeler nedeni ile yasal olarak sorumlu olmamaya dayalıdır.
Yukarıdaki konu sadece Arabağlantı konusunda yaşananları yansıtmaktadır.
Bunun yanı sıra bir önceki yazımda bahsettiğim gibi, Türk Telekom hakim durumunu kullanarak Uzak Mesafe Telefon Hizmetlerinde yeni işletmecilerin piyasaya girişini engellemek için Uluslararası görüşme tarifelerinde %50, Şehirlerarasında ise %40 indirim yapma hazırlığı içindedir.
Bir diğer konu Türk Telekom’un işletmecilerin talep ettikleri PRI bağlantılarını gerekçesiz olarak engellemesidir.
Bunlara benzer engelleme haberlerini önümüzdeki günlerde sıkça duyacağımız anlaşılmaktadır.
Yani Türk Telekom küçük büyük demeden tüm engellemeleri yaparak serbest ve rekabete açık bir telekom sektörünün oluşmasının önüne geçmek istemektedir. Bakanımızın ve TK Başkanımızın sözünü ettiği ağabeylik ile, Türk Telekom’un bu davranışların tam tersini yapmasını istedikleri çok açıktır.
Türk Telekom bu davranışlarını devam ettirdiği sürece, işletmeciler Temmuz sonunda arabağlantı sözleşmesi yapamamış, mali olarak tamamen zarar etmiş durumda olacak, Türk Telekom ise fiyatlarını %40-50 düşürmüş olarak serbest sektörü yok etmiş ve halkın parası ile halkın rekabet altında ucuzluk hakkını tehdit etmiş olacaktır.