Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Bylock konusunda Türkiye’nin insan hakları ihlali yaptığı kararına vardı. Bugün açıklanan karar, öğretmen Yüksel Yalçınkaya’nın açtığı dava üzerine verildi. Mahkeme, 15 temmuz darbe girişimi sonrasında bir öğretmeni, komplocu olduğu iddia edilenlerle (FETÖ) bağlantılı şifreli mesajlaşma uygulamasını (Bylock) indirdiği gerekçesiyle mahkum etiği için kınadı.
17 Mart 2020’de yapılan başvuruyu karara bağlayan AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) “kanunsuz ceza olamayacağını” öngören 7. maddesinin, örgütlenme ve toplanma hakkıyla ilgili 11. maddesi ve adil yargılanma hakkıyla ilgili 6. maddenin ihlal edildiğine hükmetti.
AİHM’in Büyük Dairesi, 7. maddenin ihlali için 11’e karşı 6 oyla, 6. maddenin 1. fıkrası için 11’e karşı 1 oyla ve 11. madde için oy birliğiyle ihlal kararı verdi. Türkiye karar gereği, başvuru sahibine 15 bin euro mahkeme masrafı ödeyecek.
Yalçınkaya 2017’de Suçlandı ve 6 Yıl 3 Ay Hapis Cezasına Mahkum Edildi
Yalçınkaya, 6 Ocak 2017’de Kayseri Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan iddianamede “TCK 314/2 temelinde FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olmakla” suçlanmıştı. Suçlamaya gerekçe olarak, “ByLock uygulaması kullanmak, Bank Asya’da hesap sahibi olmak (3.110 TL), FETÖ-PDY bağlantılı dernek ve sendikalara üye olmak, OHAL döneminde yayınlanan Kamu Personeline İlişkin Önlemlerle İlgili 672 nolu KHK kapsamında işten çıkarılmak ve gizli tanık ifadeleri” gösterilmişti.
Yalçınkaya, 21 Mart 2017’de Kayseri Ceza Mahkemesi tarafından 6 yıl 3 ay hapis cezasına mahkum edildi. İstinaf Mahkemesi ve Yargıtay’a yaptığı temyiz başvuruları reddedildi. AYM’ye yaptığı bireysel başvuru da kabul edilemez ilan edildi. Yalçınkaya, bunun üzerine 17 Mart 2020 tarihinde hak ihlali iddiası temelinde AİHM’ye başvurdu.
“Tarafsız ve bağımsız mahkemeler tarafından adil yargılanmadığı, CMK’nın 134 ve 135’inci maddeleri ihlal edilerek ve Mahkeme kararı olmaksızın MİT tarafından kanunsuz yollardan elde edilen kanıtlar temelinde suçlandığı, kanıtların kendisine gösterilmediği, mahkemelerin sadece savcıların tek taraflı tezleri temelinde karar aldığı, bunun silahların eşitliği ilkesine aykırı olduğu ve avukatıyla etkin iletişim sağlamasının engellendiği”
tezlerini savunan Yalçınkaya, internet veri trafiği ve sendika ve dernek üyelikleriyle ilgili keyfi muamelede bulunulduğunu iddia ediyor.
Emsal Teşkil Edebilir
Yüksel Yalçınkaya’nın haklarının ihlal edildiğine ilişkin karar, Strazburg merkezli mahkemede bekleyen binlerce benzer davayla önemli bir emsal oluşturabilir. Darbenin ardından binlerce kişi, Gülen grubuyla bağlantılı oldukları suçlamasıyla tutuklandı ve mahkum edildi.
AİHM, mahkûmiyet kararında, “ByLock’u kullanan herkesin prensipte yalnızca bu temelde silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan mahkum edilebileceğini” ifade etti. Öte yandan, 2016 yılında tutuklanan ve 2017 yılında hüküm giyen Yalçınkaya’nın davasında “usul eksiklikler” olduğu ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiği belirtildi.
AİHM şu anda benzer nitelikte 8.500 başvuru olduğunu ve Türkiye’de yaklaşık 100.000 ByLock kullanıcısı tespit edildiği göz önüne alındığında, potansiyel olarak çok daha fazla başvurunun yapılabileceğini söyledi.
Türk yargısının ByLock kullanımına ilişkin kanıtlarla ilgili başarısızlığının “sistemik” olduğu ve Türkiye’nin bu “sistemik sorunlarla” mücadele etmek için harekete geçmesi gerektiği belirtildi.
ByLock Neydi?
MİT’in takip ettiği ve FETÖ üyesi olarak bilinen kişiler arasındaki haberleşme, 17-25 aralık olayları sonrasında bir anda kesilince, başka bir şekilde haberleştikleri düşünülüyor. O dönem PDY (Paralel Devlet Yapılanması) kapsamında gözaltına alınanların hemen hepsinin cep telefonlarında bu By Lock uygulaması bulununca da, incelenmeye başlanıyor ve bu adeta FETÖ üyesi olmakla eşdeğer hale geliyor.