Son 5-6 yıl içinde smartphone, tablet ve giyilebilir teknolojilerle birlikte teknolojik anlamda yeni bir çığır açıldı. Hızlı bir sıçramanın gerçekleştiği bu dönemde teknolojiyle tıp bilimini bir araya getiren uygulamalar da hızla ilerliyor. Güney Koreli bir grup bilim insanı, ilaç saatini algılayabilen ve otomatik olarak ilaç salınımı yapan/ilaç salınımını kesen bir cilt bandı geliştirdi. Nature Nanotechnology adlı bilimsel makalede yayınlanan çalışmanın önümüzdeki 5 yıl içinde pazara sunulması beklenmiyor. Ancak araştırmacılar, gerekli saha testlerinin ve deneylerin yapılmasınında sonra bu teknolojinin hayat kurtaran bir gelişme olarak ilaç pazarına sunulabileceği konusunda ümitli.
Söz konusu çalışmada 2 inç boyutunda kare dikdörtgen şekilli özel bir cilt bandı tasarlanmış. Nano parçacıklarla üretilen ve esneyebilen yapıya sahip ısıya duyarlı bu özel bant, uygulandığı bölgedeki kas aktivitesini takip ederek ilaç salınımını otomatik olarak başlatabiliyor. Örneğin bu cilt bandı sayesinde bir Parkinson hastasının titremelerinin cilt bandı tarafından algılanıp anında ilaç salgısının başlatılabileceği ve doz aşımı korkusu olmadan ilaç salınımının otomatik olarak kesilebileceği ifade edilmekte.
Seul Üniversitesi araştırmacıları geliştirdikleri teknololojiyi bir prototip ile denediklerini de aktarmaktalar. Ancak bu teknolojinin henüz kablosuz networkler ile aktive edilemediği söyleniyor. Projeyi geliştiren ekip, çalışmalarını Nature Nanotechnology adlı bilimsel makalede yayınlatarak önemli bir adım atmış durumda ancak bu teknolojinin pazarlanabilir nihai ürün haline gelmesinin en az 5 sene süreceği söyleniyor.
Geliştirilen bu yeni cilt bandı teknolojisi, teknolojide çığır açan gelişmelerin tıp dünyası gibi farklı alanlarda da yankı bulduğunu göstermesi açısından oldukça önemli. Ancak tam da bu noktada, benzer teknolojilerin pazara sunulmadan önce mutlaka tam ve kapsamlı güvenlik testlerinden geçirilmesi gerektiğini hatırlatmak gerekiyor. Benzer bir biçimde şeker hastalarına otomatik olarak belirli dozda insülin enjekte eden kablosuz cihazların hack edilebilir oldukları kanıtlanmıştı. Dolayısıyla teletıp uygulamaları söz konusu olduğunda güvenlik unsurları çok daha geniş bir perspektiften ele alınmalı.