Bu tercüme yazı Prof.Jean Twenge (ABD / San Diego State Üniversitesi Psikoloji Bölümü) tarafından, 2017’de World Economic Forum sitesinde yayınlanan makaleden alınmıştır [1].
2010 ile 2015 yılları arasındaki sadece beş yılda, büyük ulusal anketlerde, kendisini yararsız ve gevşek (klasik depresyon belirtileri [2]) hissettiğini bildiren Amerikalı gençlerin sayısı% 33 arttı. Genç intihar girişimleri % 23 oranında artarken, daha rahatsız edici bir durum ise, intihar eden 13 – 18 arasındaki çocuk sayısının yüzde 31 artması oldu.
Klinik Psikoloji alanında yayınlanan yeni bir raporda[3], meslektaşlarım ve ben, her etapta – tüm ırk ve etnik bölgelerde ve ülkenin her bölgesinde daha ayrıcalıklı ve daha az ayrıcalıklı olan her alanda gençlerin arasında depresyon, intihar girişimleri ve intihardaki artışların ortaya çıktığını tespit ettik . Analizimize göre “iGen” dediğimiz gençlerin (1995’den sonra doğanlar) millenial denilen bir önceki nesile nazaran daha fazla akıl sağlığı sorunları yaşayacakları bulundu.
Ne oldu ki, bu kadar çok genç insalar, kısa bir süre içinde depresyona kapılıp, intihara teşebbüs ediyor ve hatta ölüyorlar? İpucu bulmak için gençlere yönelik bir çok büyük araştırmayı yaptıktan sonra, tüm olasılıkların gençlerin hayatlarında büyük bir değişikliğe yol açan bi yere doğru yönlendiğini gördüm : akıllı telefonun ani yükselişi.
Tüm işaretler ekrana işaret ediyor
2010-2015 yılları arasındaki istikrarlı bir ekonomik büyüme ve düşen işsizlik dönemi olduğu için[5], ekonomik kırılganlığın bir faktör olması mümkün değil. Gelir eşitsizliği bir sorundu (ve halen devam ediyor), ancak bu 2010’un başında aniden ortaya çıkmadı: Zenginler ve yoksullar arasındaki bu uçurum, onlarca yıldır genişliyor [6]. Ev ödevlerinde harcanan zamanın da, 2010 ile 2015 yılları arasında neredeyse hiç değişmediğini, bu nedenle akademik baskının da bir neden olmadığını gördük.
Buna karşın, Pew Araştırma Merkezi’nin, akıllı telefonların sahipliğinin 2012 sonlarında % 50 barajını aştığına [7] dair raporu ile, genç depresyon ve intiharın artmaya başlaması aynı dönemi gösteriyordu. 2015 yılı itibariyle, gençlerin yüzde 73’ünün [8] akıllı telefonu oldu.
Akıllı telefon kullanımı ve depresyon birbiri ile paralel artmakla kalmadı, online harcanan zaman, iki farklı veri setinde zihinsel sağlık sorunlarıyla bağlantılı gözüküyordu. İnternet üzerinde günde beş saat veya daha fazla saat geçiren gençlerin, yalnızca 1 saat harcayanlara nazaran, intihar konusuyla % 71 daha fazla ilgili olduğunu bulduk. Bunlar % 71 daha fazla depresyonda, daha fazla intihar düşünüyor, bir intihar planı yapıyor veya intihar girişiminde bulunuyor. Genel olarak, intihar risk faktörleri, günde iki saat veya daha fazla geçirenlerde önemli derecede yükseldi.
Elbette, internette vakit geçirmenin depresyona neden olduğu yerine depresyonda olanların daha fazla internet girdiği gibi bir olay düşünülebilir. Fakat diğer üç çalışma bunun imkansız olduğunu gösteriyor (en azından sosyal medya kullanımı yoluyla incelendiğinde).
Her iki çalışma da sosyal medyaya daha fazla zaman ayırmanın mutsuzluğa yol açtığını ve tersine mutsuzluğun daha fazla sosyal medya kullanımına yol açmadığını ortaya koydu [9]. Üçüncü araştırmada rastgele seçilen katılımcılar, bir hafta boyunca Facebook’tan vazgeçerken, diğer bir grup her zamankinden daha fazla kullanmaya devam etti. Facebook’tan kaçınanlar haftanın sonunda daha az depresif hissettiklerini bildirdiler.
Zaten depresyonun internette daha fazla vakit geçirmeye neden olabileceği argümanı, depresyonun 2012 yılından sonra neden bu kadar ani bir artış gösterdiğini de açıklamıyor. Bu senaryoya bakarsak, daha fazla gencin bilinmeyen bir neden yüzünden depresyona girip, sonra akıllı telefonlar satın almaya başlamaları düşüncesi de çok mantıklı görünmemektedir .
Bağlandığımızda ne kaybediyoruz?
Online zaman, zihin sağlığına doğrudan zarar vermese bile, dolaylı yoldan onu olumsuz bir şekilde etkileyebilir, özellikle çevrimiçi zaman diğer etkinliklere zaman harcamayı engelliyorsa..
Örneğin, iGen’deki kitabım için araştırma yaparken, gençlerin şimdi arkadaşlarıyla kişisel olarak etkileşimde bulunmak için daha az zaman harcadıklarını keşfettim. Yüz yüze insanlarla etkileşim, insan mutluluğunun en derin rahatllama alanlarından biridir [11]; O olmadan, ruh halimiz acı çekmeye başlar ve sıklıkla depresyon izler. Toplumsal olarak yalıtılmış hissetmek de intihar için en önemli risk faktörlerinden biridir [12]. Ortalama çevrimiçi kullanıma göre daha fazla zaman harcayan gençlerin ve arkadaşlarımızla kişisel olarak ortalamanın üzerinde olmadığı zamanlarda en çok depresyona maruz kaldıklarını gördük. 2012’den beri, topluca gerçekleşen şey budur: Gençler, zihinsel sağlıktan yararlanma (kişisel olarak sosyal etkileşim) ve daha fazla vakit harcama (çevrimiçi zamanlama) aktiviteleri için daha az zaman harcıyorlardı.
Gençler artık daha az uyuyor ve telefonlarında daha fazla vakit geçiren gençlerin, yeterince uyku alamama ihtimalleri daha yüksek[13]. Yeterli uyku alamamak depresyon için önemli bir risk faktörüdür [14], bu nedenle akıllı telefonlar daha az uykuya neden oluyorsa, bu tek başına depresyon ve intiharın bu kadar aniden nasıl arttığını açıklayabilir.
Depresyon ve intiharın pek çok nedeni vardır: Genetik yatkınlık, aile ortamları, zorbalık ve travmanın bir rolü olabilir. Bazı gençler, hangi ortamda yaşadıklarına bağlı olmaksızın zihinsel sağlık sorunları yaşarlar.
Bazen zihinsel sağlık sorunlarına sahip olmayan ama savunmasız gençler, çok fazla ekran zamanı harcayıp, yeterli yüz yüze sosyal etkileşim, yetersiz uyku veya bu üçünün bir kombinasyonu nedeniyle depresyona girmiş olabilirler.
Araştırmanın tamamen kesin olmadığı göz önüne alındığında, daha az ekran zamanı önermek için çok erken olduğu iddia edilebilir. Bununla birlikte, ekran saatini sınırlamanın dezavantajı, örneğin günde iki saat veya daha az olan zamanı minimum seviyededir. Aksine, hiçbir şey yapmamanın dezavantajı – depresyon ve intiharın olası sonuçlarına bakarsak – bence oldukça yüksek [15].
Ekran zamanını sınırlamayı düşünmek için henüz erken değil; Umarım çok geç değildir.
[1] Smartphones are damaging this generation’s mental health
[5] Labor Force Statistics from the Current Population Survey
[6] GINI Index for the United States
[7] Record shares of Americans now own smartphones, have home broadband
[8] 73% of Teens Have Access to a Smartphone; 15% Have Only a Basic Phone
[9] Facebook Use Predicts Declines in Subjective Well-Being in Young Adults
[10] Cyberpsychology, Behavior, and Social Networking
[11] The Need to Belong: Desire for Interpersonal Attachments as a Fundamental Human Motivation
[12] The Interpersonal-Psychological Theory of Suicidal Behavior: Current Empirical Status
[13] Teens are sleeping less – but there’s a surprisingly easy fix
[14] Sleep debt and depression in female college students
[15] Families and screen time: Current advice and emerging research