Julian Assange, koronavirüs salgını nedeniyle aylarca ertelenen davası Londra’da devam ediyor. Davanın gerekçesi farklı gözükse de, temel olarak Assange WikiLeaks web sitesinin yayınladığı gizli devlet belgeleri nedeniyle ABD’ye iade edilmekten kurtulmaya çalışıyor.
ABD yetkilileri, Avustralya doğumlu 49 yaşındaki Assange’ı, 2010-11’de WikiLeaks tarafından gizli kabloların serbest bırakılmasıyla bağlantılı olarak devlet bilgisayarlarını hacklemek için komplo kurmak ve bir casusluk yasasını ihlal etmekle suçluyor.
Assange bazıları için ABD’nin güç ihlallerini açığa çıkaran ifade özgürlüğünün savunucusu olarak görülüyor[1]. Buna karşılık Amerikalılar, belgeleri olduğu gibi yayınlayarak Irak, İran ve Afganistan’daki istihbarat kaynaklarının hayatlarını pervasızca tehlikeye attığını söylüyor.
Ayrıca, 2016 ABD başkanlık kampanyası sırasında WikiLeaks’in Demokratik Ulusal Komite’den çalınan ve aday Hillary Clinton’a zarar veren belgelerin yayınlanmasıyla ilgili de suçlanıyor. WikiLeaks’in bu belgeleri Rus bilgisayar korsanlarından aldığı yönündeki suçlamaları Assange reddediyor. Ama zaten bu konu dava içeriğinde yer almıyor.
2010 yılında, WikiLeaks, Bağdat’ta Apache helikopterlerinin iki Reuters haber personeli de dahil olmak üzere bir düzine insanı öldüren 2007 saldırısını gösteren bir ABD askeri videosunu yayınladığında Assange uluslararası manşetlere çıktı. Site daha sonra çok sayıda ABD askeri kayıtları ve diplomatik mesajlarını yayınladı.
Londra’daki hukuk ekibi, ABD’nin kendisine yöneltilen suçlamalarının siyasi olduğunu ve basın özgürlüğüne yönelik bir tehdit olduğunu savunuyor. Ayrıca, yıllarca hapis cezasıyla karşı karşıya kalabileceği ABD’ye gönderilirse intihar riski olacağını da söylüyorlar.
Avukatlar, koronavirüse karşı savunmasız olduğunu savunarak Mart ayında onun için kefalet başvurusunda bulundu. Ancak mahkeme, kaçma riskini yüksek olduğu gerekçesiyle tutuklu kalmasına karar verdi. Assange’ın Britanya’daki hukuki sıkıntıları, o zamandan beri reddedilen cinsel saldırı iddiaları hakkındaki soruları yanıtlamak için onu İsveç’e iade etme girişimiyle mücadele etmeye başladığı 2010 yılına dayanıyor. Haziran 2012’de, yakın bir iade ile karşı karşıya olan Ekvator büyükelçiliğine sığındı. Orada yedi yıl geçirdi.
Ev sahipleriyle görüştükten ve Ekvator iltica başvurusunu iptal ettikten sonra Nisan 2019’da elçilikten dışarı çıkarıldı ve kefalet şartlarını ihlal ettiği için kısa bir İngiliz hapis cezasına çarptırıldı. Şu ana kadar da tutuklu durumunda.
[1] Dear media: if you won’t speak up for Assange, maybe stop using WikiLeaks’ stuff