Avrupa Parlamentosu, artan ruh sağlığı sorunlarıyla mücadele etmek ve yüksek riskli popülasyonları belirlemek için ruh sağlığına ilişkin ilk raporunu onayladı. Komisyon, Covid-19 salgını sonrasında ruh sağlığı sorunlarının belirgin bir biçimde arttığını ifade ederken, salgından önce her altı Avrupa vatandaşından birinin karşılaştığı ruh sağlığı sorunlarının, 2022 yılında her iki kişiden birine yükseldiğini vurguladı. Ruh sağlığı alanında herhangi bir önlem alınmazsa yılda 600 milyar euro civarında maliyetin ortaya çıkabileceğini öngören komisyon, bir Avrupa stratejisi oluşturulmasının ve farkındalığın artırılması için Avrupa Ruh Sağlığı Yılı düzenlenmesinin gerekli olduğunu savunuyor. Ruh sağlığı ihtiyaçlarının entegre ve bütünsel bir bakımla karşılanması gerektiğini vurgulayan raporda çocukların ve genç yetişkinlerin ruh sağlığının korunmasının, erken teşhis ve müdahalenin öneminin yanı sıra, özellikle okul ve ailede ruh sağlığı hizmetlerinin erişilebilirliği üzerinde duruluyor.
Düşük Maliyetli veya Ücretsiz Ruh Sağlığı Hizmetlerine Erişim Kolaylaşacak
Parlamento raporuna göre COVID-19 salgını, enerji krizi, savaş ve çatışmalar, ekonomik istikrarsızlık gibi olumsuzluklar, 10-19 yaş arası zihinsel sağlık sorunu teşhisi konulan gençlerin sayısında artışa sebep oldu. Bu gruptaki intihar oranlarının, özellikle de ergenlik çağındaki erkekler arasında yüksek olması, toplumsal değişimlerin genç neslin ruh sağlığı ve toplumsal beklentileri üzerinde kalıcı bir etki bırakma potansiyeli olduğunu gösteriyor. Ruh sağlığı koşullarını bu demografik grup için en önemli sağlık sorunlarından biri olarak kabul eden raporun, çocuklar ve gençlerin refahına öncelik verilmesi yönünde çağrıda bulunduğunu belirten Maya Vakfı Genel Müdürü Yunus Emre Ünsal şu açıklamalarda bulundu:
“Avrupa Parlamentosu raporu, çocuk koruma hizmetlerini güçlendirmeyi, böylece ruh sağlığı sorunlarını önlemeyi amaçlamayı, aynı zamanda düşük maliyetli veya ücretsiz ruh sağlığı hizmetlerine erişimi kolaylaştırarak çocukların, ergenlerin ve genç yetişkinlerin ruh sağlığına öncelik veren politikaların geliştirilmesini teşvik etmeyi amaçlıyor. Raporda ayrıca; potansiyel dijital bağımlılık, toplumsal cinsiyet eşitsizlikleriyle mücadele, sağlıklı çalışma koşulları, kronik hastalıklar, yaşlılar ve hassas gruplar gibi odak konuların üzerinde durularak ruh sağlığı sorunlarının yükünün azaltılması gerektiği vurgulanıyor. En savunmasız nüfus grupları ve dışlanmış topluluklar da dahil olmak üzere herkesin zamanında, etkili ve uygun fiyatlı ruh sağlığı hizmeti almasını sağlamak için atılan bu adım oldukça değerli.”
“Raporun Sunduğu Yönergeleri Yakından Takip Edeceğiz”
Avrupa Parlamentosu raporunun, bu alanda atılacak adımların toplum genelinde nasıl bir etki yaratabileceğini göstermesi açısından önemli bir kılavuz niteliğinde olduğunu belirten Yunus Emre Ünsal, konuyu Türkiye bağlamında değerlendirerek şu ifadeleri kullandı:
“Her bireyin etkili ruh sağlığı hizmetlerine erişimini sağlamak, ulusal düzeyde bir öncelik olmalıdır. Raporun küresel anlamda da büyük bir etki potansiyeline sahip olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye olarak, bu raporun sunduğu politika önerilerine odaklanarak, çocuklardan genç yetişkinlere kadar toplumun her kesimini kapsayan bir ruh sağlığı stratejisi oluşturabiliriz. Özellikle dijital bağımlılık, toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri, sağlıklı çalışma koşulları gibi konulara odaklanarak, ruh sağlığı sorunlarını azaltmak adına daha kapsamlı ve etkili çözümler üretebiliriz. Maya Vakfı olarak, Türkiye’de ruh sağlığı hizmetlerine erişimi artırmak, bilinçlendirmeyi güçlendirmek ve toplumsal değişime liderlik etmek amacıyla bu raporun sunduğu yönergeleri yakından takip edeceğiz ve destekleyeceğiz.”