Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Milletvekili Ahmet Koca, Mahmut Göksu ve Halil İbrahim Yılmaz, Telgraf ve Telefon Kanununda değişiklik yapılmasına ilişkin kanun teklifi verdi. Kanun teklifi ile, Hazine’nin Türk Telekom üzerindeki pay sahipliğine dayalı oy, yönetim, temsil, denetim gibi hak ve yetkilerinin Ulaştırma Bakanlığı’na devredilmesi öngörülüyor. Diğer yandan, Aycell’in Aria ile birleşmesine ilişkin ayrıntılı bir madde hazırlandığı da dikkat çekiyor. Kanun teklifinde, Aycell’in birleşme ile ortaya çıkan şirkete, iki şirketin toplam lisans bedellerinin yüzde 10’u kadar sermaye katkısında bulunacağı kaydediliyor. Bu rakam 500 milyon dolar seviyesinde bulunuyor.
Kanun teklifi veren milletvekillerinin telekom sektörü ile doğrudan bir ilgisi olmadığı dikkat çekiyor. Afyon milletvekili Ahmet Koca Uludağ İlahiyat Fakültesi mezunu, Kütahya milletvekili Halil İbrahim Yılmaz İmam Hatip ve Kütahya Meslek Yüksek Okulu Maden Bölümü mezunu. Adıyaman milletvekili Mahmut Göksu ise İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü mezunu.
Türk Telekom’un, dolayısıyla Hazine’nin, Aycell-Aria birleşmesi sonucu oluşan Türk Telekom-Telecom İtalia-İş Bankası (TTI)’nın sermayesine 300 milyon dolar katkı yapacağı söyleniyordu. Edindiğimiz bilgilere göre Hazine bürokratlarının bu birleşmeye değil, sermaye katkısına itiraz ettiği söyleniyor. İtirazlarını Türk Telekom’a yazı ile ileten Hazine bürokratlarının karşısına, Kanun teklifi çıktı. 406 Sayılı Telgraf ve Telefon Kanununa eklenecek madde ile birlikte, Türk Telekom’un Hazine’nin elinden alınıp, Ulaştırma Bakanlığı’na bağlanması öngörülüyor.
KANUN TEKLİFİNİN GEREKÇELERİ
AKP milletvekilleri Ahmet Koca, Halil İbrahim Yılmaz ve Mahmut Göksu tarafından hazırlanan Kanun teklifi, 6 Ocak 2004 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’na gönderildi, buradan da komisyonlara havale edildi.
Söz konusu kanun teklifinin gerekçesinde şu ifadelere yer veriliyor:
“Hazine Müsteşarlığının Türk Telekom’daki pay sahipliğine dayalı oy, yönetim, temsil, denetim gibi hak ve yetkilerin Ulaştırma Bakanlığınca kullanılması, özelleştirme bedelinin Hazine Müsteşarlığına aktarılması ve pay sahipliğine dayalı mali hakların Hazine Müsteşarlığınca kullanılması ile imtiyazlı hisseyi temsil eden üyenin Ulaştırma Bakanlığınca atanması ve Aycell Haberleşme ve Pazarlama Hizmetleri A.Ş.nin başka bir şirket ile birleşmesinin usul ve esasları ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.”
Kanun teklifinin gerekçesinde, Türk Telekom’un pay sahibinin Hazine olduğu, Ulaştırma Bakanlığı’nın ise, yılların sektör birikimi ve uzmanlığı ile Türk Telekom üzerinde bir kısım yetkileri haiz olduğu belirtiliyor. Bu durumun Türk Telekom’u hantal bir yapı haline getirdiği ve gün geçtikçe Türk Telekom’un rekabet gücünün azaldığı yorumu yapılıyor.
Türkiye’nin haberleşme alt yapını kuran ve hizmetlerini geliştiren Türk Telekom’un, rekabetçi, etkin ve verimli olabilmesi gerektiğinin altı çizilirken, “Hazine Müsteşarlığı ile Ulaştırma Bakanlığının Türk Telekom üzerindeki yetkilerini açıkça ve tereddüde yer vermemek üzere düzenlenmesini teminen hazırlanmıştır” deniliyor. Kanun teklifinin gerekçesinde şöyle deniyor:
“Hazine Müsteşarlığının Türk Telekom’daki pay sahipliğine dayalı oy, yönetim, temsil, denetim gibi hak ve yetkilerinin geçmişten gelen bir sektöre birikimi ile uzmanlığına sahip Ulaştırma Bakanlığınca kullanılması, buna karşın özelleştirme bedelinin Hazine Müsteşarlığına aktarılması ve pay sahipliğine dayalı mali hakların da Hazine Müsteşarlığınca kullanılması zorunluluğu ortaya çıkmıştır.”
AYCELL-ARİA BİRLEŞMESİ MÜMKÜN MÜ?
Bu sorunun cevabını kim verecek bilemiyorum. Ama birleşmeyi sonuçlandırmak için yoğun bir çaba harcandığı, “verilen sözlerin arkasında olmak” için gayret gösterildiği ortada.
Söz konusu Kanun teklifinde, Aycell-Aria birleşmesine ilişkin nasıl bir yasal düzenleme getirildiğine bakmadan önce bir hatırlatma yapmakta fayda var; 4971 sayılı Kanun’un 17. maddesi ile 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanununa eklenen geçici 7. madde ile Aycell-Aria birleşmesine olanak sağlandı. Bu eklenen hükümlerle birlikte, Türk Telekom tarafından, GSM 1800 mobil telefon hizmeti sunmak üzere kurulmuş bulunan Aycell’in, GSM 1800 imtiyaz sözleşmesi imzalayarak faaliyet yürüten başka bir işletmeci şirket ile kurulacak yeni bir şirket aracılığıyla birleşmesi düzenlenmişti.
Son olarak söz konusu Kanunda değişiklik öngörülen Kanun teklifinde, bu birleşmenin “sorunsuz bir şekilde gerçekleştirilmesi” öngörülüyor. Gerekçede aynen şu ifadelere yer veriliyor:
“Bu birleşmenin, sorunsuz bir şekilde gerçekleşmesinde, Ülkenin stratejik ve ekonomik öncelik ve çıkarları mevcut olmakla birlikte, 4971 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemenin bu ihtiyaca cevap vermekten uzak olduğu anlaşılmıştır. Bu cümleden olarak, bu birleşmenin şartlarının da ayrıntılı olarak düzenlenmesi bir zorunluluk olarak ortaya çıkmıştır.”
Birleşmeye ilişkin hangi sorunlar nedeniyle böyle bir yasal düzenlemeye ihtiyaç duyulduğu madde gerekçesinde şöyle ifade ediliyor:
“Birleşmenin gerçekleşebilmesi, ülkenin stratejik ve ekonomik önceliklerinin gözetilmesi şartına bağlanmıştır. Böylece, özellikle, daha önce Anayasa Mahkemesi kararlarında da vurgulandığı gibi ülke savunması ve güvenliği açısından büyük önem taşıyan telekomünikasyon hizmetlerinin ulusal çıkarlara uygun biçimde yürütülmesi garanti altına alınmıştır.”
Ulusal çıkarlar denilince akan sular duruyor. Birleşmeye yönelik birkaç ayrıntıya dikkat çekmek istiyorum. Bundan önceki haberlerimizde belirttiğimiz gibi, Aria’nın borçlarına karşılık yüzde 70.5 hissesi HSBC Banka rehinli bulunuyor. Üstelik hisselerin el değiştirmesi halinde her zaman yüzde 70.5 oranındaki hisselerin rehin edilmesinin sağlanacağı da belirtiliyor. Bu birleşmenin “sorunsuz” olabilmesi için her şeyden önce birleşmenin sağlanacağı şirketin “temiz” olması gerekir. bu yüzden de ARİA’nın borçlarının temizlenmesi gerekiyor.
Bununla ilgili olarak madde gerekçesinde şu ifadelere yer veriliyor:
“Birleşmeden beklenen kamusal yarar gözetilerek ve birleşmeye ilave bir külfet yüklenmemesini teminen, birleşme nedeniyle ve neticesinde doğacak mali yükümlülüklerden arındırılması öngörülmüştür”
KANUN TEKLİFİ
Kanun teklifinde, Aycell’in birleşme ile ortaya çıkan şirkete, iki şirketin toplam lisans bedellerinin yüzde 10’u kadar sermaye katkısında bulunacağı kaydediliyor. Aycell ve Aria’nın toplam lisans bedeli 5 milyar dolar seviyesinde. Bu rakamın yüzde 10’u olan 500 milyon doları, Aycell’in, yani Türk Telekom’un dolayısıyla Hazine’nin ödeyeceği belirtiliyor. Ödenecek 500 milyon dolar ile birleştirilen şirketin yüzde 40 payına sahip olacağı belirtiliyor. Kanun teklifinde ilgili maddede şu ifadelere yer veriliyor:
“4971 sayılı Kanununun 17. maddesi ile geçici 7. maddesine aşağıdaki fıkralar eklendi:
Birleşme, ülkenin stratejik ve ekonomik öncelikleri gözetilmek kaydıyla gerçekleşebilir.
Türk Telekom, Aycell Haberleşme ve Pazarlama Hizmetleri A.Ş.’ni borçtan arındırarak, birleşme neticesinde ortaya çıkan ödenmiş toplam lisans ücretinin en fazla yüzde 10’unun da ödemek suretiyle bünyesinde birleşilen şirketin yüzde 40 payına sahip olur.”