Intel’in Anadolu’daki bayi ağını, 2001 ve 2002 yılında genişlettiğini ve bu bayilere eğitim vermeye başladıklarını anlatan Ayşegül İldeniz
“Bizim asıl amacımız direkt satış değil. Daha çok, yeni teknolojileri anlatmak, eğitim vermek ve yeni gelen müşterilere bunlar hakkında bilgi aktarmak”
diyor. Anadolu’da, Armada, Hızlı Sistem ve Data Gate gibi alt bayilik sistemine sahip dağıtımcılarla çalışan İntel, bu yıl ki satışlarda iddialı. Kriz yılında 700 civarında “Akredite Olmuş Türk PC Üreticisi” müşterileri olduğunu söyleyen İldeniz, bu rakamın 2002 yılında 1070’e yükseldiğini belirtiyor. İldeniz Türkiye’de halen markalı ve markasız PC üreten 2000-5000 arası PC Üreticisi olduğunu ve bunların 1070 tanesine, Intel işlemci verdiklerini söylüyor. En çok hangi üreticiye işlemci sattıklarını, gizlilik nedeniyle söylemeyen İldeniz, bu 1070 rakamının önemli olduğunu, çünkü bunların vergi numaraları ve dükkanları olan firmalar olduğunu, İntel’in işlemcilerini ancak güvenilir firmalara sattığını, bu firmalara belli bir akreditasyon prosedürü uyguladıklarını belirtti.
Türkiye’de ürünlerini distribütör kanallarıyla satan İntel’in Genel Müdürü Ayşegül İldeniz bayi kanallarına verdikleri eğitimler konusunda turk-internet.com’a şu açıklamayı yaptı:
“İntel, bir numaralı yatırımını bu ‘kanal yapısı’ dediğimiz alana yaptı. Biz eskiden kanal konferanslarını sadece üç büyük ilde yapardık. Oysa geçtiğimiz mayıs ayında 8 Anadolu ilinde ‘kanal konferansları’ düzenledik. Kanal konferansları sonucunda, eğiteceğimiz insan sayısı azımsanacak gibi değil. Yaklaşık 2000 kişiyi eğitime tabi tutacağız.”
Anadolu’da Genişleme Planı
Genel Müdür Ayşegül İldeniz’in verdiği bilgiye göre, İntel’in dünyadaki yeni pazarları genişliyor. İntel işlemcili bilgisayarlar eskiden en fazla ABD’de tüketilirken, pazar bugün Asya-Pasifik ülkelerine kaymış.
Intel yetkilileri, senelik bir milyona yaklaşan bilgisayar pazarıyla Türkiye’yi, Doğu Avrupa, Afrika ve Ortadoğu dengesindeki en büyük ülkelerden biri olarak gördüklerini söylüyorlar ve şu saptamayı yapıyorlar;
“70 milyon nüfusun sadece yüzde onunun bile bilgisayar tüketmeye başladığını düşünürseniz Türkiye’de ne kadar büyük rakamların ortaya çıkacağını görebilirsiniz. İntel, 6 yıldır Türkiye’ye yatırım yapmaya devam ediyor. 2002 yılında ciddi bir atağa geçti ve bu atak devam ediyor. Hem kanal yapımızı, hem de dış yapımızı Anadolu’nun başka coğrafyalarına doğru genişleme anlamında geliştireceğiz.”
Öte yandan “2001 ve 2002’de markalı satışlarda ciddi bir gerileme yaşandı. Markasız bilgisayarların satışında ise korkunç bir patlama görüldü” şeklinde konuşan İldeniz, bunun nedenini şöyle açıkladı;
“Tabi ki bunun nedenlerinden birincisi fiyat. Yerel PC Pazarı, tüketici açısından bazı avantajları olduğu için ilgi görebiliyor.
Bu avantajlardan biri markasız bilgisayar satıcıların çok esnek biçimde hareket etmeleri. Dünyada bir yerlerde, yeni bir teknoloji çıktığı zaman anında onu Türkiye’ye getirebiliyor ve en uygun fiyatla satabiliyorlar. Bu bağlamda bir avantajı var.
Uluslararası markalılarda ise, kararlar yurtdışında verildiği için, esnek olamıyabiliyor. Halbuki markasız bilgisayar üreticileri, o gün Türkiye’de ne satılacağını, ne fiyata satılabileceğini biliyorlar ve o bilgisayarı anında toplayabiliyorlar. Yani yerel pazarın nabzını çok iyi tutuyorlar.
Öte yandan, Türkiye’de çok geleneksel alım yöntemleri var. Özellikle de kriz zamanında insanlar taksitli alıma yöneliyorlar. Satıcılar ise, tanıdıkları insanlar vasıtasıyla güvendikleri insanlara taksit yapabiliyorlar. Mahallelerde, semtlerde bilgisayar satışları, beyaz eşya satılır gibi yapılabiliyor.
Kriz dönemi Kurumlar ve Ev Kullanıcıları bilgisayar almayı bıraktı ama orta ve küçük ölçekli işletmeler bilgisayar almayı bırakmadılar. Küçük işletmeler varlıklarını sürdürmek için yeni teknolojiyi almak zorunda olduklarını biliyorlardı. Ama bunu ucuz yolla yaptılar. Kendileri için en mantıklı çözümleri yarattılar. Bu da markasız bilgisayarlarda patlamaya yol açtı.”
Yerli üretimin artmasının da bir yandan sevindirici olduğunu kaydeden Genel Müdür, ancak iyi olmayan yönünü de şöyle vurguladı
“Bence markasız satışın artması iyi bir şey değil. Çünkü marka büyük bir güven getiriyor. İnsanlar markaya yatırım yaptıkları zaman bunun arkasında durabilecek garantiyi bilirler. Yarın öbür gün geri döndükleri zaman, çeşitli problemlerini düzeltebilecek bir yerin varlığı güven verir. Ve ona sahip çıkabilecek bir şirkete yatırım yapmak demek, ödedikleri paranın karşılığını alabilmek demek. Bunun için İntel. Türkiye olarak markalı bilgisayarların satışını ve pazar payını büyütmelerini destekliyor. “
Yerli markaların gelişmesinin “katma değeri artırdığını” vurgulayan İldeniz’e göre marka olmadan satışın gerçekleşmesi insanlarda güven kaybına neden olabiliyor. Ekonominin ilerlemesi için insanların satın aldıkları şeylere güvenmelerinin gerektiğinin altını çizen Genel Müdür, konuya ilişkin açıklamasına son noktayı şöyle koydu:
“Bir bilgisayar ürününün arkasında doğru reklam ve tanıtımın olması gerekir. Aynı zamanda bunların parekende zincirleri bağlamında son kullanıcı ile yüz yüze gelebilmesi ve daha geniş tedarik zinciri oluşturulabilmesi önemli. Yani yüzde yüz kar marjıyla üç tane parçayı bir araya getirip satmakla, onun üç yıl garantisinin arkasında durup, parekende kanalı olan bir dükkanda satmak çok farklı. Bilgisayarın diğer yan ürünleriyle pazarlanması da tüketici için bir avantaj. Yanında dijital kamerasıyla satın alabilme imkanının olduğu bir dükkan olabilmeli bu.”