Bu röportaj Gazetecilik, Halkla İlişkiler ve Reklam başlıklı dosyamız kapsamındadır.
Röportajın birinci bölümünü Aytül Özkan : İyi Halkla İlişkiler Firmalarını, İyi Müşteriler Yaratır – 1 ve ikinci bölümünü Aytül Özkan : Tüketici Kontrolü Eline Almış Durumda, O Nedenle Sihir, Ancak Ürünün Kendisidir – 2 başlıkları altında okuyabilirsiniz.
Son yıllarda şirketlerin halkla ilişkiler departmanları ad değiştirdi. Bu fonksiyonun adı “Kurumsal İletişim” haline dönüştü. Aytül Hanıma bunu sorduk. Kendisi bize, örnekleme yaparak Capitol Ogilvy PR’ın uzmanlaştığı alanları anlattı.
turk-internet.com: Halkla İlişkiler sadece şirketin dışını mı Hedefler, şirketin kendi içine yapılacakları da kapsar mı? Son yıllarda artık halkla ilişkiler yerine kurumsal iletişim bölümleri görüyoruz.
Aytül Özkan: Aslında bu bir bütündür. Onun için diyorum, her şey içeriden başlıyor. Zaten içeride parlamayan bir şey dışarı ışık veremez. İç iletişim denen bir şey var. Halkla ilişkilerin adı değişmedi.
1990’ların sonuna doğru, Berson Mainstyler buna yeni bir tanım getirdi “perception management” yani “Algılama yönetimi” dedi. Bugün artık halkla ilişkiler yönetiminde daha farklı alanlar var.
Örneğin Capitol Ogilvy PR olarak, biz şu an da 35 ülkede 65 ofisi olan, daha dinamik ve genç bir networkuz. Halkla ilişkiler açılımı dediğimiz zaman 7 tane alanda uzmanlaştık. Bunlardan birisi tüketiciye yönelik. Direkt pazarlamanın içinde. Tüketici odaklı çalışmalar. Bunlar satış noktalarında yaptığınız “tattırma” çalışmaları da olabilir. Onlara verdiğiniz “partiler” de olabilir. Yani direkt pazarlama içindeki “consumer marketing” denilen tüketiciye yönelik çalışmalar ki bunun içinde organizasyonlar da vardır tabi. Türkiye’de belki de halkla ilişkilerin daha çok bu tarafı gelişti diye düşünüyorum.
Bizim networktaki ikinci alanımız kurumsal iletişimdir. Bugünün tüketicisi sadece markaları değil, o markanın arkasında kimin olduğunu da bilmek istiyor. Bu dünyada da böyledir. “O firmanın etik değerleri var mı? Çevre kurallarına dikkat ediyor mu?”, “Bu şahane bir kalem ve markası Aytül” diye çıkamıyorsunuz, “kim bunun üreticisi?” Dolayısıyla kurumsal iletişim, kurumun çalışanlarını da kapsıyor. Satış ortaklarını, bayilerini, rakiplerini, her şeyi içine alıyor. O da çok önemli bir alan.
Bizim networkta üçüncü uzmanlık alanımız, 360 derece dijital etkileşim dediğimiz alan. Artık iş yapış biçimimiz değişiyor.Yani iletişim değişiyor. Burada convergence dediğimiz birleşmiş teknolojiler, şu anda cep telefonlarının geldiği nokta.
Dördüncü alan, teknoloji. Alanlarda da uzmanlaşmak gerekiyor. Teknoloji kendi alanında zaten gelişiyor.
5. alan “public affairs” dediğimiz, kamuyla ilişkilerdir. O da çok önemlidir. Yani bakanlıklar, kamu ile bürokrasi ile ilişkiler, onlara yapılacak hazırlıklar, kurumun davranışı. Buradaki alanda daha çok ünlü stratejistler ve uzmanlar görev alıyor zaten.
Diğer bir konu, sosyal pazarlama, tabi sosyal sorumluluk kampanyaları da var. Ama aynı zamanda toplumun içindeki davranış biçimlerini izleyen bölümdür. Biraz önce yükselen değerlerden bahsettik. Tüketicilerin veya gidişatın tetikleyicisi, içgörüleri izleyen bir alanıdır, halkla ilişklerin. Bu da çok önemli bir alanıdır.
Sonunda health care diye tanımlanan sağlık alanı. Bunların aslında hepsi halkla ilişkilerin içinde. En azından bizim Ogilvy networkünün içinde.
Dediğim gibi tüketici odaklı, kurumsal, 360 derece dijital etkileşim, teknoloji, kamu ilişkileri, sosyal pazarlama ve sağlık alanı. Biz bu 7 alanda uzmanlaşmaya ve müşterilerimizin bu alanlardaki ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyoruz.
Röportajın dördüncü bölümünü Aytül Özkan : Reklam ile Halkla İlişkiler Arasındaki Oran 2/3 Olmalıdır – 4 başlığı altında okuyabilirsiniz.