Ağırlıklı işçi sınıfına dair haberleri ile bilinen ve 1995 yılından beri yayınlanan günlük basılı Evrensel gazetesinin temel gelir kaynaklarından birisi olan resmi ilanları, “Basın İlan Kurumu” tarafından tamamen kesildi. Bu doğrudan sansür anlamına geliyor.
1961 yılında kurulan “Basın İlan Kurumu (BİK)”, yerel ya da merkezi hükümetin (ihale vs gibi) resmi ilanlarını, basılı gazetelere adil bir şekilde dağıtan kurumdur. Halen yerel ya da ulusal 995 gazeteye ilan dağıttığını bildiriyor.
Kendi ifadeleri ile “Resmi ilan ve reklamların yayınlanmasıyla basına sağlanan; özellikle yerel gazeteler için hayati öneme sahip kamu desteği, 2002’de 53,5 milyon Türk Lirası iken 2021 yılında yaklaşık 613 milyon Türk Lirasını bulmuştur.”
Tahmin edileceği üzere bu paranın geldiği yer vergilerdir. Yani Basın İlan Kurulu, aynen diğer devlet kurumları gibi babasının parasını değil, vatandaşın parasını vatandaşın bilgi hakkını korumak için dağıtmaktadır. Bu nedenle de kararlarında adil olmak ve işçi sınıfının okumakta olduğu gazeteye çoğulculuk çerçevesinde ilan vermek zorundadır. Haberlerini beğenmediği için bir gazeteye ilan kesme hakkı yoktur.
Aksine kuruluş kanununa bakılırsa, görevleri arasında basının her türlü ihtiyacını temin etmek (makine, kağıt, mürekkep) de vardır. Yani basını cezalandırmak için değil, desteklemek için kurulmuştur.
Buna karşın Evrensel gazetesini cezalandırıyor. Hangi yetki ile?
Evrensel Cezalarına Karşı AYM Hak İhlali Deyince, İlanlar Tamamen Kesildi
Üstelik bu cezanın hayli tuhaf bir şekli var. O da önceki “ilan kesme” cezalarına karşı hukuki süreç uzantısında Anayasa Mahkemesi’nden çıkan “hak ihlali” kararını dinlemesi ve ceza kesmekten vazgeçmesi gereken Basın İlan Kurumu, adeta AYM kararı alınmasını da cezalandırırcasına, bu sefer Evrensel’in ilanlarını tamamen kesiyor.
Kısaca sürece bakalım; Evrensel gazetesi muhalif görüşleri itibariyle, iktidarın yaptığı yanlışlıkları haber yapan yayınlardan birisi. Buna karşılık Basın İlan Kurumu sürekli “ilan kesme” cezası veriyor.
Bu kararlara muhatap olan muhalif gazeteler, Basın İlan Kurumunun verdiği ilan durdurma cezaları için asliye hukuk mahkemelerine itirazda bulunuyor. Dönemin karakterine uygun bir şekilde, bu mahkemelerinin verdiği kararlar çoğu zaman maksadını aşan cinsten.
Bu nedenle Evrensel, BirGün, Sözcü ve Cumhuriyet gazeteleri avukatları Basın İlan Kurumu cezalarını ayrı ayrı bireysel olarak Anayasa Mahkemesine taşıdı. AYM karar vermeden önce Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Dairesi Başkanlığından görüş istedi. Adalet Bakanlığı görüşünde ifade ve basın özgürlüklerinin mutlak olmayıp Anayasa’da belirtilen sebeplerle sınırlandırılabileceğini iddia ederek “Söz konusu haberler ve köşe yazıları nedeniyle resmi ilan ve reklamların kesilmesi ifade ve basın özgürlüğüne bir müdahale teşkil etmemektedir” dedi.
Basın İlan Kurumunun gazetelere hakkı olmayan bir şekilde verdiği ilan durdurma cezaları Anayasa Mahkemesinden (AYM) döndü. 10 Mart’ta gazetelerin bireysel başvurularını değerlendiren AYM, ihlal kararının gerekçesini ise daha sonra açıklayacağını bildirdi. AYM’nin verdiği ihlal kararının pilot karar niteliğinde olması bekleniyor.
Ama işte tam da bu aşamada, Basın İlan Kurumu, kendisini aştı ve bu sefer toptan ilan kesme cezası verdi.
Fatih Polat : Fahrettin Altun, Basın İlan Kurumu’nu özel mahkemesiymiş gibi bir sopa olarak kullandı
Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat’a sorduk;
“Basın İlan Kurumu (BİK), 2019 yılının Eylül ayında, Evrensel’in ilan hakkını askıya aldı. Yani resmi ilan akışını durdurdu. Gerekçe olarak da bazı bayilerde okurların birden fazla, örneğin iki, üç ya da dört gazete aldığını belirterek bunun BİK’in ilan yönetmeliğinin “46. maddesinin dördüncü fıkrasına göre, son nokta-tali bayilerdeki satışların makul ve kabul edilebilir gerekçelerle birden fazla yapılan satışlar istisna olmak üzere fiilen ve birer birer yapılmış olması asıldır” hükmünün ihlali olduğunu öne sürdü. Yani okur dayanışmasını suç sayarak Evrensel’in mali anlamda yayın hayatını sürdürebilmesini güçleştiren bir karara imza atmış oldu.
Bunun dışında BİK, Evrensel’e yayımlanmış çeşitli haber ve köşe yazılarını gerekçe göstererek Evrensel’e toplam 108 gün ilan kesme cezası verdi. Yani zaten 3 yıl boyunca tek bir resmi ilan almayan Evrensel, ilan hakkı durdurulmuş ama iptal edilmemiş olmasından hareketle sürekli BİK’in yeni cezaları ile yüz yüze kaldı.
Bu cezaların BİK’in, 2018 yılında Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’na bağlanmasının ardından öncesine göre devasa boyutlarda arttığını da özellikle vurgulamak gerekiyor.Örneğin Cumhuriyet Gazetesi muhabirlerinin, Cumhurbaşkanı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un arazisi ile ilgili yaptığı haberlerden ötürü ifade vermeye gittiklerini Evrensel’e haber olarak girdiğimiz için, bizzat Fahrettin Altun’un şikayeti üzerine BİK, Evrensel’e 3 gün ilan kesme cezası verdi.
Ayrıca, BİK’in daha önce de “CHP’li Özel’den Altun’a izinsiz inşaat tepkisi” başlıklı ve CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel’in Fahrettin Altun’a gösterdiği tepkiye dair olan haber nedeniyle de Evrensel’e 5 günlük ilan kesme cezası verdi. Yani, AKP’li Cumhurbaşkanı’nın İletişim Başkanı’na dair bir haber karşısında, onun şikayeti ile Basın İlan Kurumu, sanki onun özel mahkemesiymiş gibi bir sopa olarak kullanıldı.
Basın İlan Kurumu (BİK), Evrensel’de, köşe yazarlarımızdan Ragıp Zarakolu’nun “Makus Kaderden Kaçış Yok” başlığıyla yayımlanan yazısını gerekçe göstererek de 45 gün süreyle resmi ilan ve reklamların kesilmesi cezası verdi. Bu BİK’in tarihi boyunca verdiği cezalar açısından bir rekordur.
BİK, 2018’de Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’na bağlanmadan önce 1 ile 3 gün arasında değişen ilan kesme cezaları veriyor ve 3 günlük bir ceza ağır bir ceza muamelesi görüyordu. Bugünün gelinen nokta ise artık sansür tarihine geçecek boyutlarda.
BİK, Temmuz ayında bayilerde ve Evrensel’in merkezinde yaptığı denetimin ardından ise 17 Ağustos 2022 günü Evrensel’in ilan hakkını tamamen iptal etme kararı aldı. Karar bize 22 Ağustos 2022 günü tebliğ edildi.
Bu kararda da gerekçe olarak bazı sendika, parti ve belediyelerin toplu Evrensel aldığı belirtilerek yukarıda atıf yaptığımız maddeye dayalı olarak kural ihlali yapıldığı öne sürülüyor.Bu da aslında BİK’in kendi yönetmeliğini bile ihlal etmesi anlamına geliyor. Zira, bir kamu şirketi olan Türk Hava Yolları, dış hat uçuşlarında –Evrensel bunun dışında- pekçok gazeteyi yolcularına ücretsiz dağıtır. O zaman orada dağıtılan her gazetenin ilan hakkının iptalinin gerekçesi yapılabilir bu. Diğer yandan o madde tek tek okurların birden fazla aldıkları gazetelere dair bir hüküm öne sürüyor. Kurumların bir gazeteyi toplu alıp üyelerine dağıtmasını yasaklamıyor. Burada Evrensel’in ilan hakkını iptal etmek için zorlama bir suç icadı tutumu söz konusu özetle.
Biz, Meclis’te bağımsız bir araştırma kurumu kurularak tüm gazetelerin gerçek tirajları ile ilan aldıkları katsayı için esas alın görünürdeki tirajlarının gerçek olup olmadığının araştırılmasını istiyoruz. Bu çağrısı CHP’nin gazeteci kökenli milletvekili Utku Çakırözer de yaptı. Böylelikle iktidarı destekleyen ve yüksek oranlarda resmi alan geliri alan gazetelerin gerçek tirajları ile şişirme tirajları arasındaki fark da ortaya çıkmış olur.
Basın İlan Kurumu’nun kuruluş gerekçesi, fikir farkı gözetmeksizin basının desteklenmesi sorumluluğu yüklüyor bu kuruma. Yani BİK, tamamen bu gerekçe ile kuruldu. Ama en son Anayasa Mahkemesi’nin Evrensel, Sözcü, Cumhuriyet ve Birgün gazetelerinin başvuruları üzerine BİK’in bu gazetelere dair verdiği pek çok cezanın hak ihlali olduğu ve Anayasa’ya aykırı olduğunu belirtmesinde olduğu gibi tamamen siyasi saiklerle hareket eden bir kurumdur bugün. İktidarı destekleyen gazeteler halkın vergilerinden oluşan bütçeden oluk oluk ilan geliri akıtılırken, muhalefetin haberlerine yer veren, iktidarın yayınlarından hoşlanmadığı gazetelere çeşitli bahanelerle BİK tarafından sürekli cezalar veriliyor.Cezaevlerinde de tutuklular istedikleri gazeteyi cezaevi idaresine bildirip parasına ödeyerek talepte bulunuyorlardı. Cezaevlerine ancak Basın İlan Kurumu’ndan resmi ilan ve reklam alabilen gazeteler girebiliyor. Evrensel bugüne kadar bu hakka sahip olduğu için, cezaevlerindeki hak ihlallerini de düzenli haber yapan bir gazete olduğundan, cezaevlerindeki tutuklular tarafından takip ediliyordu. Ancak ilan hakkı iptal edildiği için artık tutukluların da haber alma hakkı engellenmiş oldu. Diğer gazetelerde bu haberler zaten yer bulmuyor.
Biz elbette öncelikle BİK, bu kararından geri dönmesini istiyoruz. Hukuki tüm itirazlar da bulunacak avukat arkadaşlarımız. Diğer yandan da kuşkusuz zararlarımızın tazmin edilmesini de talep ediyoruz.”