BİLGİnin kimyasal elementlerde kayıt edilip, aktarıldığını şu şekilde anlayabilirsiniz.
Bilgi faktörünün, varlıkların kimyasal bileşimlerinde kayıt altına alınıp, bu bileşimlerin de kopyalanarak nesilden nesile aktarılması şeklinde de çoğaltılıp-devam ettirildiği canlılar aleminin DNA-RNA’lı genetik yapısının çözülmesiyle ortaya konmuştur.
Çok yüksek güvenilirlikle oluşturulmuş açıklamaŞekilde bir canlıya ait genetik DNA kodlaması görülmektedir. Bu kodlama o canlının bedenini nasıl oluşturacağı, böcek mi, fare mi, kaç kollu, kaç parmaklı, vs gibi tüm bilgileri içermektedir.
Kodlama sayfasında görüldüğü üzere tüm kitapçık, A=Adenin ile T=Timin; G= Guanin ile C=Cytosin (sitozin) adı verilen 4-harften oluşmaktadır. Bu dört harf aslında iki harf ile de ifade edilebilir, çünkü, sarmal birbirinden ayrıldığında, ya (A), ya (T) (veyahut C veya G) şeklinde ayrımlaşırlar. Yani A mutlaka T ile, G mutlaka C ile eşleşmek zorundadır. Dolayısıyla iplikçikler birbirlerinin negatif-kopyası gibidirler.
Canlılar alemindeki tüm bilgiler nükleotid denilen bu dört harften oluşan SÖZCÜKlerle yazılmaktadır. SÖZCÜKler bu harflerin 3lü kombinasyonlarında oluşurlar ve amino-asit olarak tanımlanmışlardır.
Yani doğadaki tüm canlı varlıklar bu dört harfin farklı kombinasyonlarından oluşmaktadır. Bu üç-harfli sözcüklerden bazıları, örn. ATG (methionin) BAŞLAT komutu anlamını taşırken; bazıları, örn. TAG, “STOP = DUR” anlamı taşır. Bu şekilde, devam eden tüm harfler 3’er, 3’er yazılarak, yapılacak işlemler tarif edilirler.
SÖZCÜKler (aminoasitler) ile oluşturulacak ifadeler, farklı protein türlerine denk gelirler. Her protein, farklı bir işlev görür, kimisi örümcek ağı yapacak iplikçikler oluşturur, kimi tırnak gibi sert maddeler, vs.
Şimdi tüm canlılar aleminde kullanılan bu 4-tmel “harfi” tanıyalım. Harflerin nelerden oluştuğuna bakıldığında, bunların karbon (C), hidrojen (H), oksijen (O), azot (N) gibi temel kimyasal elementlerden oluştukları görülmüştür.
Yani tüm canlılar, kimyasal elementlerden oluşmuş bir dil kullanmaktadırlar. Hücrelerimiz birer mükemmel kimyagerdirler; enerji yoğunluğunu ve çevredeki sinyalleri algılayabilen birer mükemmel fizikçidirler; enerji kaynaklarının doğadaki hangi varlıklarla ilişkili olduğunun farkında olan ekoloji, biyoloji, jeoloji gibi doğa-bilimlerine hakim varlıklardırlar.
Hücreler, genetik veya eğitsel olarak bedenlerde oluşturulan protein gibi moleküllere bakarak davranışlarını tayin ettiklerine göre:
- Varlıkları bilinçsiz ve bilgisiz birer robot olarak kabul eden;
- Bu dünya yaşamını fani, başka bir dünyadaki yaşamı ebedi kabul eden;
- Tapu gibi tepeden devredilen toprak, fabrika, vs sahipliği gibi ayrımcılıklarla, doğadaki ekolojik sistemie ters davranışlara sebep olan;
- Dinamik sistemli hayat görüşüne tamamen ters, mantıksız diziler, romanlar, filmler vs yaparak halkın davranışını yanlış yönde etkileyen;
- Kadınlara ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapan ;
- Toplum yönetimini tepedeki bir zümrenin yöneticiliğine terk eden;
Vs. türlerde davranışlarda bulunan insanların sinaps-yapılarındaki proteinler hangi çevresel faktörler etkisiyle oluşturulmuşlardır?
Bu tür davranışlarda bulunmayı tetikleyen proteinler, hangi hayat görüşünün ürünüdür?
Hücrelerimiz birer mükemmel doğa-bilimci iken, biz insanların, doğa-bilimlerini temel alan bir eğitimle değil de, başka “sözde bilimlerle” eğitime ağırlık veren nesiller yetiştirmesi, bindiği dalı kesen bir insanın davranışının aynısıdır.