Sn.Ahmet Özkan, Horoz Lojistik A.Ş.Bilgi İşlem Müdürüdür. Aşağıdaki yazıyı kendi şirketinden ziyade, bulunduğu sektördeki Bilgi İşlem Müdürlerinin 2001 yılında yaşadıklarını genel olarak aktarmak amacıyla yazdı. Bu konuda kendisi “Yazımda Şirketim olan Horoz’dan hiç bahsetmedim ama bir bilgi işlemci olarak önemsediğim için “e-lojistik” kavramını yazımın içine aldım. Bunu çalıştığım firmayla alakasının olmadığını bilmenizi isterim. E-ticaret, B2B, B2C, CRM filan denilirken bir şey gözden kaçırılıyor.
Eşyanın doğasına aykırı tamam her şey sanal ama para gerçek ve bunun
yapılabilmesi için tarafların elinde elle tutulur-gözle görülür hizmetin
malın olması gerekiyor. İşte bu süreçte lojistik giriyor ve inanın tüm kilit
nokta burada toplanıyor. Hatta ekonomik olarak bile karlılığın en fazla
olduğu bir sektör olacak yakında” diyor.
————————————————————————
Acaba sizinde düşüncelerinize tercüman olabilecek miyim ?
2001 yılına girmeden önce her sene olduğu gibi bütçemizi hazırladık, yönetimle çetin pazarlıklar sonucu çıkartabildiklerimizi uygulayacağımız günlerin hayalini kurmaya başladık.
Büyük bir umutla 2001’e girdik ama hızla geçen günler ve biri bitmeden diğerinin başladığı krizler sonucu ortalık biranda toz dumandan görünmez oldu. Yapılan acil toplantılar sonucunda önceleri daha yumuşak olan kararlar daha da sertleşerek uygulamaya alınmaya başladı.
Neler yaşandı şirketlerde ve bilgi işlem departmanlarında ?…
– | Bütçemizdeki tüm yatırım, revizyon projeleri durduruldu. Doların yükselişi, günlerin belirsizliği nedeniyle tüm alımlar rafa kalktı. Yürümekte olan projelere destek kesildi… Hatta iş ortaklarımıza ulaşamaz, konuşamaz duruma geldik. Çalışma hayatının devamı için ortaklaşa çalıştığımız firmaların bile yatırımlarını, desteklerini durdurması ile hayat bir anda durdu. |
---|---|
– | Yatırımların durması sonucu gözler çalışan personele kaydı. Herkes üzerinde büyük bir yük hissetti. İnsanlar ve yaptıkları işler tartışılır oldu kapalı kapılar ardında. Sonra eylem planı hazırlandı. Her departmandan işten çıkarmalar başladı. Çıkan her elemanın işleri diğerlerine kaydırıldı. Görünürde herşey devam ediyor gibiydi ama bilgi işlemin üzerinde çok daha büyük yük vardı. Hem acil bilgiler isteniyor, hem diğer departmanlara destek olunması isteniyor, hem yazılımların donanımların kesintisiz bir biçimde çalışması isteniyor. Tüm bunları yapacak elemanların da kafasında hiçbir düşünce olmadan rahatça, uzun saatler boyunca mesai yapması bekleniyordu. Motivasyonun ters çalıştığı bir dönemdi bu. Aman işimden olmayayım kaygısı ile çalıştı insanlar. Maaşların ödenemediği, kesintilerin yaşandığı günlerde sadece düşünerek çalışan bilgi işlemcilerin yaptıkları programların, raporların hatasız olması beklenir mi? |
– | Diğer şirketlerle çalışmalarda da sorunlar yaşadık. Destek aldığımız firmalarda çalışan personelin azalması, finansman zorlukları, tahsilat yapamamak gibi konularda bilgi işlem müdürleri ya telefona çıkmadılar ya da telefonda muhatap bulamadılar. Ödemelerin geç yapılması sonucu şirketlerin internet bağlantıları, diğer ofislerle olan iletişimlerinde kesintiler yaşandı. Bunlara çözümler istendi ama çoğu firmada acil durumlara yönelik planların, yatırımların olmaması çözümsüzlükleri daha da arttırdı. |
– | Şirketler olarak ayakta kalabilmek için bir yandan küçülmeler yaşanırken bir yandan da bazı işlerin lojistik hizmetini yürüten dış firmalara verilmesi gündeme geldi. Bunları yaparken maliyetlerin minimuma indirilmesi için internetin kullanılması mutlak şarttı. Tabii internetin kullanılacak olması bu hizmetin adını da değiştirdi ve “e-lojistik” kavramını getirdi. Bilgi alışverişinin, iletişimin internet ortamında olması, süreçleri hızlandırdığı gibi, rahatlığı, heryerden anında ulaşılabilirlik gibi kavramlar yöneticilerin bu olaya daha sıcak bakarak benimsemelerine yol açtı. Ama bilgi işlemciler pek de hazırlıklı değillerdi ne yazılım ne de donanım olarak. Mevcutlar gözden geçirilerek kısa yoldan çözümlere gidilmesi için epeyce mesailer harcandı. |
– | Her kaybın bir kazancı vardır ya, bu kriz günleri şirketlerin kendi iç dinamiklerine yönelmelerine yol açtı. İş süreçleri tekrar analiz edildi, kimlerin, işleri nasıl yaptıkları, nasıl olması gerektiği tartışıldı. Tasarruf veya hızlı karar vermek ; Amaç ne olursa olsun bu isteklerin yerine getirilmesi için bilgi işlem departmanlarına müraacat edildi. İşte yılın son çeyreğine 11 Eylül krizine rağmen umutla girmemizi sağlayan bu yaşanan tecrübelerdir. Çözümlerin hayata geçirilebilmesi için artık şirket yönetimleri, bilgi işlem departmanlarının 2002 bütçelerini tartışırken daha bilinçli ve daha istekliler. Alımlara geçilmesi, çarkların yavaşta olsa dönmesini sağlamakta. İş yapmak isteyenler birbirlerini anlıyorlar da piyasanın tek hakimi olan parayı yöneten taraflar sanki biraz güçlük çıkartıyorlar. Onlarda bu krizden başka şeyler öğrendiler. Güçlü görünenlerin güçsüzlükleri, her köşedeki banka şubelerin kapanması gibi yaşananlar paranın kullanımına yönelik güvensizlikleri beraberinde getirdi. Önümüzdeki yılda aşılması gereken en büyük sorun PARAYA OLAN GÜVENİN tekrar kazanılmasıdır. |
İşte dilim döndüğünce bizlerin yaşadıklarının kısa bir özeti. Hatamızla sevabımızla bilgi işlemcilerin 2002 yılı, çekilenlere değecek şekilde olsun. Çarkların hızlanmasını, umutların gerçekleşmesini, en çok işsiz kalma durumundaki arkadaşlarımızın biran önce aramıza dönmesi için istiyorum.