Üniversitelerimizdeki Bilişim eğitimlerini incelediğimiz yazı dizimizin ilk görüşmesini Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. M. Ufuk Çağlayan ile gerçekleştirdik.
Turk-internet.com: Bilgisayar Muhendisliği eğitimi verdiğiniz kişilerin yeterli olduğunu düşünüyor musunuz?
Prof. Dr. M. Ufuk Çağlayan : Biz Türkiye’deki en iyi öğrencileri alıyoruz. En iyi öğrenci derken ÖSS kriterleri bakımından, en yüksek puanlı öğrenciler, Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümüne geliyor.
Zor bir soru. Bize sorarsan biz kötü bir eğitim veriyoruz diye bir şey yok. Ama belki şu tip parametrelerle konuşmak lazım. Buradaki Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nde şu anda 15 tane tam zamanlı doktoralı hocası var, iki kişi de gelecek –YÖK-Hükümet savaşından dolayı bunlar bir türlü gelemiyorlar–. Yani çok iyi bir eğitim kadromuz var. Öğretim üyelerimiz genellikle çok iyi doktoralar yapmış, konularında uzman kişilerdir.
Ders programımız 4 yıllık. Lisans ders programında, Amerika’daki okullar ne öğretiyorsa bizde onu veriyoruz. Ders programımız birebir örtüşüyor. Eğitim ingilizce. Zaten ders kitaplarımız da ingilizce. Amerika’da hangi kitap okutuluyorsa biz de onu okutuyoruz.
Turk-internet.com: Sizce Türkiye’deki hangi Üniversitelerin Bilgisayar Mühendisliği Bölümleri yeterli?
Prof. Dr. M. Ufuk Çağlayan : Türkiye’de yaklaşık 40 tane Bilgisayar Mühendisliği Bölümü var. Bunlardan hangisi kötü, hangisi iyi diye yorum yapmak istemem. Az önce bahsettiğimiz parametreler açısından bakmak gerekir. Hangisinin kaç tane hocası var, bu hocalar ne yapıyorlar, lisans programları nasıl, araştırma yapıyorlar mı? 15 yıl önce öğrendikleri bilgileri mi öğretiyorlar yoksa araştırma yapıp bilimi takip edip onları mı öğretiyorlar?
Birçok okulun yeterli olduğunu düşünmüyorum. Bir sürü bölüm var. Bize bakarsanız mesela, 15 tane öğretim üyemiz var 53 kişi alıyoruz. Her yıl lisansüstü eğitime de 60 öğrenci alıyoruz. 30’da doktora öğrencisi alıyoruz. Dolayısıyla oldukça yüksek bir rakam.
Bunun dışında bu yıl yeni bir yazılım Müh. Programı başlattık. Her dönem yaklaşık 20-25 kişi almayı düşünüyoruz. Bu tabi 15+2 kişi için büyük bir yük. Ama benzer bir yükün altına giren bazı Vakıf Üniversiteleri var. Bölümün 2 tane hocası var. Lisans eğitimi çısından biz 53 kişi alıyoruz adam 100 kişi alıyor. Öğretim üyesi kadrosuna bakıyorsun 2-3 kişi var. Gerisi nerde? Yani “birileri birşeyler öğretiyor” orada. Ben sadece sayıdan bahsediyorum şu anda 3 kişi var da o üç kişi ne? Yeterli mi bu konuda Bilgisayar Müh. konusunu nerden biliyor da öğretiyor diye bir soru sorduğunda tabi bir sürü açık nokta var.
Turk-internet.com: Neden Bilgisayar Mühendisliği bölümleri aynı zamanda araştırmalar yapmazlar? (Türkiye’deki bilgisayar kullanım oranları vs türü)
Prof. Dr. M. Ufuk Çağlayan : Onlar istatistiki araştırmalar. Üniversiteler bunu yapmaz. Üniversitelerdeki Bilgisayar Mühendislikleri Bölümleri daha akademik araştırmalar yapar.
Bizim bölümde grup halinde aşağı yukarı 3 alanda çalışılıyor. Birisi Bilgisayar ağları konusunda, burada yaklaşık 45-50 kişilik bir grup var. Türkiye’deki en büyük gruptur bu. Bilgisayar ağları, Bilgisayar ağlarında güvenlik, bilgisayar ağlarındaki internet uygulamaları, telsiz ağlar vs. gibi konularda bir takım araştırmalar yapıyor. Aşağı yukarı 6 tane öğretim üyesi biz beraber çalışıyoruz.
Onun dışında burada yapay zeka konusunda araştırma yapan büyük bir ekip var. Onlar gerek yapay zekanın temelleri, gerek robot uygulamaları öğrenme üzerine çalışıyorlar.
Bir üçüncü grup var. Onlara PI-LAB deniliyor (perceptual intelligence). Yine yapay zekayla ilgili ama daha çok konuşma tanıma, resim ve video ile ilgili çalışıyorlar.
Bunun dışında tek başına çalışan hocalar var. Örneğin donanım tasarımı konusunda bilgisayar mimari konusunda veritabanları konusunda çalışıyorlar. Benzer büyüklükte araştırma yapmaya çalışan ODTÜ, İTÜ’de gruplar hocalar olabilir. Nitekim bu eğitim kalitesine yansıyor.
İstatistiki araşrtırma Pazar araştırması sınıfına sokulabilecek bir türden araştırmadır. Onu bir takım şirketler yapıyor zaten. En çok kadınlar mı internet kullanır, erkekler mi? Ya da bunların coğrafi dağılımı nedir? gibi konularla Üniversiteler ilgilenmez.
Turk-internet.com: Türkiye’de verilen Bilgisayar Mühendisliği eğitimi ile ihtiyaç duyulan Bilgisayar Mühendisliği aynı mıdır?
Prof. Dr. M. Ufuk Çağlayan : Tam olarak bunu anlamak mümkün değil. Biz bunu anlamak için bazı çalışmalar yapıyoruz. Bu bölümün Amerika’daki Mühendislik Programlarına sertifikasyon veren ABET sertifikasyonu vardır. 1998 yılından beri ilk defa bizim Bilgisayar Mühendisliği Bölümü almıştır. Şimdi ABET’in yeni şekli var ABET 2000 deniliyor. Toplam Kalite Yönetimi özellikleri olan yeni bir sertifikasyon. Bizim Bölümümüzün sertifikasyonu 2003 yılı itibariyle bitiyor. 2004’ten itibaren bu sertifikasyonu almak için şu anda işlem yapıyoruz biz.
Bu sertifikasyonda mesela benzer sorulara cevap verebilmek için mezunlar aldıkları eğitimden memnun mu? Mezunlarla 3-5 yıldır piyasada çalışanlarla ve bunların işverenleriyle anket yapıyorduk biz. Bu tür bilgileri ben kişisel ben böyle tahmin ediyorum gibi hayali bilgilerle cevap vermek kolay değil. Piyasada bizim mezunlarımız acaba ne işlerle uğraşıyorlar bankacı mı oluyorlar? Yoksa gerçekten bilgisayar mühendisliği ile mi uğraşıyorlar. Üniversitede edindikleri bilgileri yeterli görüyorlar mı? Bunları ancak bilimsel bir şekilde çalışma yaparak söyleyebiliriz. Biz şu anda mezunlarımızla aşağı yukarı bu şekilde bir anket yaptık 70 mezunumuz cevapladı ancak anket sonuçları henüz işlenmiş değil.
Kişisel düşüncemde biz iyi bir eğitim veriyoruz. Piyasadaki Bilgisayar Mühendisliği ile tam örtüşmüyor olabilir. O tabi piyasadaki insan talebinin farklı olmasındanda kaynaklanıyor olabilir. Biz Mühendis yetiştiriyoruz tabi burada. Mühendis demek bilgisayar konusunda bilgisayar sistemini, bunun yazılımını, donanımını oturacak tasarlayacak bunun üretilmesini sağlayacak kişilerin yetiştirilmesini hedefliyoruz. Piyasada buna ne kadar ihtiyaç var o bir soru işareti. Bizim mezunlarımızdan bu tip benzer araştırmaya ve geliştirmeye yönelik çalışanlar olduğu gibi, parasal ihtiyaçlarından dolayı kısa bir süre bir bilgisayar şirketinin yazıcı tamir bölümünde çalışan kişilerde var ancak biz o adamı o amaçla yetiştirmiyoruz. Daha büyük daha önemli işler yapsın diye yetiştirmeye çalışıyoruz.
Turk-internet.com: Bilişim Teknolojileri zaman içinde Bilişim ve haberleşme Teknolojileri haline dönüştü. Acaba telekoma yönelik bir eğitim var mı?
Prof. Dr. M. Ufuk Çağlayan : Spesifik olarak telekoma yönelik yok. Telekom ve bilgisayar ağları denilen konu içiçe girdi zaten ve içiçe girerek devam edecek. Tabi telekomünikasyon alanının Bilgisayar Mühendislerini ilgilendirmeyen mikro dalga, uydular vs. gibi başka yönleri var. Elektrik mühendislerini ilgilendiren konular var, bilgisayar mühendislerini ilgilendiren bölümler var. Bilgisayarın girmediği herhangi bir alan yok. Telekom ve bilgisayar ağları denilen konu içiçe girmesi, Telekomünikasyon denilen şeyin tamamen sayısal alana kaymasından kaynaklanıyor.
Bizim burda konunun sadece bilgisayar ağları ile ilgili bir eğitim var. Ancak bu eğitim açığının farkında olduğumuz için biz NETAŞ’la bir telekomnet diye telekomünikasyon ve bilgisayar ağları programı başlattık. Bu bir sertifika programı geçen yıl başlattık. Bunun bi rtakım dersleri var bunları öğretmeye başladık. İlerde bunu bir yğksek lisans programı haline dönüştürmeyi düşünüyoruz.Onun için çalışmalar yürütüyoruz.
Turk-internet.com: Türkiye’de Bilgisayar Mühendisi yetiştirilirken yazılımcı donanımcı farkı gözetiliyor mu?
Prof. Dr. M. Ufuk Çağlayan : Biz ders programlarımızı genellikle Amerika’yı örnek alarak yapıyoruz. Amerika’dan örnek vermek gerekirse Amerika’da bilgisayar mühendisliği donanım ağırlıklı alanını isimlendirmek için kullanılır. Bir de bilgisayar bilimleri adı vardır. O da daha çok işin teorisini, yazılım alanını vurgulamak için kullanılır.
Bizim Bölümün adı her ne kadar Bilgisayar Mühendisliğiysede ders programından dolayı bizim öğrencilere verdiğimiz eğitim yazılım, donanım eğitimidir. Yani Bilgisayar bilimleri ve mühendisliği eğitimidir. Türkiye’deki bütün mühendislik bölümleri aşağı yukarı bu şekildedir. Sadece Bilgi Üniversitesi’nde matematikle beraber Bilgisayar bölümleri programı var.
Turk-internet.com: Özel şirketlerle Ar-ge çalışması, ortaklaşa araştırma yapıyor musunuz?
Prof. Dr. M. Ufuk Çağlayan : Yapıyoruz. Ekonomik krizden sonra yapamaz olduk tabi, Şirketler de dar boğaza girdi. Uzun zamandır çeşitli araştırma projelerini kısmen bütün olarak burada yapılması için uğraştığım bir konu.
Üniversite’nin sanayiden bağımsız olarak bir iş yapmaması gerekir. Ya da belli bir oranda yapabilir. Sanayinin ihtiyaçlarını araştırma-geliştirme ihtiyaçlarına cevap verecek bir şekilde araştırma yapması gerekir. Tabi burda lisansüstü öğrencilerden bahsediyoruz.
Turk-internet.com: Özellikle yazılım tarafında verdiğiniz eğitimin güncel olduğuna inanıyor musunuz?
Prof. Dr. M. Ufuk Çağlayan : Bizim normal Bilgisayar Mühendisliği programında yazılım mühendisliği dengeli bir program olduğu için bir sürü ders vardır. 4 yıl sonunda mezun olan bir kişinin yazılım mühendisi ihtisası olmaz o programda, çünkü bir sürü ders almıştır. Yazılım mühendisliğide o ders programı içinde sadece bir tane derstir. Programlama ilgili bir sürü ders vardır onlar tabi yazılımın temelleri. Yazılım anlaşılmış bir konu değildir. Hintlilerde yazıyor bizde yazaırz yaklaşımları var ancak oldukçada zor bir iştir. Çünkü farklı entellektüel seviyede farklı eğitimde insanların yetiştirilmesi gerekiyor. Türkiye’de bu tip eğitim alan insan çok az. Niye yazılım üretmiyor Türkiye adam yok ta o yüzden üretemiyor. Yazılım üretmek için gerekli altyapı çok büyük değil. Esas maliyet insan maliyetidir.
Turk-internet.com: Piyasadaki belli başlı programların, platformların eğitimi de, öğrencilerin geleceği için çok önemli. bu konuda bu şirketlerle ortak öğrenim planlaması yapıyor musunuz?
Prof. Dr. M. Ufuk Çağlayan : Ortak öğrenimden ziyade o tip şirketlerle anlaşmalarımız var. Örneğin Microsoft gibi. Onların ürünlerini kullanıyoruz ancak onların eğitimlerini kullanmıyoruz. Bir dersin içinde bir ürünün eğitimini filanca şirket gelip anlatmıyor. O dersin projelerinin yapılmasında laboratuvarlarında bu tip ürünleri kullanıyoruz. Bu şirketlerden ya satın alıyoruz ya da anlaşmalar yapıyoruz onlar eğitim kurumu olduğumuz için bir sürü şeyi ücretsiz olarak sağlıyorlar. Ama bu çok yoğun değil.
Turk-internet.com: Bilgisayar parkınızın öğrencilerinizin etkin eğitimi için yeterli olduğuna inanıyor musunuz?
Prof. Dr. M. Ufuk Çağlayan : Orada sıkıntılarımız var. Geçen yıl bilgisayar laboratuvarlarımızı yeniledik. Donanım laboratuvarımıza büyük bir yatırım yaptık. Gayet modern bir hale getirdik. Ancak tahsis edilen bütçelerin küçüklüğünden dolayı burada yeteri kadar iyi olduğumuzu ben zannetmiyorum. Biraz daha büyük paraların yatırılması lazım.
Örneğin devlet üniversite bütçesine teçhizat alımı için belirli bir tahsisat konulur ancak ben bilgisayar bölümü olmama ve benim teçhizatımın bilgisayar olmasına rağmen ben bunu bilgisayar olarak almaya çalıştığımda Maliye Bakanlığının ya da Üniversitenin bir takım kurallarından hayır sen bilgisayar alamazsın ama klima alabilirsin gibi şeyler olabiliyor Türkiye’deki çarpık düzenden dolayı.
Turk-internet.com: Öğretim elemanı kadronuzun ışık hızıyla değişen bilgisayar dünyasına adapte olabilecek şekilde bilgilerini güncellediğini düşünüyor musunuz?
Prof. Dr. M. Ufuk Çağlayan : Bu noktada tabi ki, öğretim üyelerinin kendi kendilerine araştırma yaparak güncelleştirmelerini bekliyoruz. Her yerde bu beklenir zaten. Öğretim üyeleri doktoralarını aldıktan sonra artık onlar için başka bir eğitim söz konusu değildir. O eğitimin araştırma yapıyor olması demek konferanslara gidiyordur o konudaki bilimsel yayınları okuyordur ve kendini güncelliyordur. Beklentimiz o şekilde. Sanayi ile ortak projeler yapıyordur. Araştırma-geliştirme çalışmaları yapılıyordur.
Turk-internet.com: Özellikle e-devlet gibi konularda akademik olarak devlete destek veriyor musunuz?
Prof. Dr. M. Ufuk Çağlayan : Biz şimdi İstanbul’da olduğumuz için bunu çok fazla yapamıyoruz. Zaten üniversiteden destek istediği zaman devlet genellikle Ankara merkezli olduğu için Ankara’daki üniversitelere danışır. Dolayısıyla bizim bölümün devletle olan ilişkileri minimum düzeydedir.
E-devlet diye bir proje yok. E-devlet konusunda devletin bir eylem planı yok. 2004’e kadar şunu yapacağız. 2005’e kadar şunu yapacağız diye bir plan programı yok. Ne var vergi dairesi vergi otomasyonu yapıyor, MERNİS projesi şunu yapıyor gibi ihale tarzında yapılan işler var. Bu tip projeler genellikle Ankara’dan yürütüldüğü için burada Ankara’daki Üniversitelerden birtakım hocalar danışman vs. olarak görev alıyor. Belki araştırmaya-geliştirmeye yönelik çalışmalar yapıyorlardır. Bizim bir çalışmamız yok.
Turk-internet.com: Eklemek istedikleriniz?
Prof. Dr. M. Ufuk Çağlayan : Ciddi insan gücüne ihtiyaç var. Yani burası 15 hoca var diye bahseyorum ancak maaşların düşüklüğü nedeniyle hoca bulmakta zorlanıyoruz. Özellikle Yard. Doç. Ve Doç. Seviyesinde maaşlar çok düşük. Yeni bir Yard. Doç. Geldiğinde yaklaşık 800 milyon maaş alıyor. Bu adam evliyse iki çocuğu varsa karısıda çalışmıyorsa erkek olduğunu varsayarak 800 milyon lirayla açlıktan ölür ya da ancak karnını doyurur.
Bizim 18 asistan kontenjanımız varken biz asistan bulamıyorduk şimdi ise iki asistan alacağımız zaman 20 kişi başvuruyor bunun nedeni ekonomik krizdir. Piyasada iş bulamayanlar asistanlığa başvuruyor.