• Günlük Haberler
  • *İNSAN KAYNAKLARI
  • *ÜRÜNLER / HİZMETLER
  • BİLİŞİM
  • DOSYALAR
  • e-TİCARET
  • Giriş
  • Kayıt
28 °c
istanbul
26 ° Cum
26 ° Cts
26 ° Paz
26 ° Pts
Türk İnternet
  • Ana Sayfa
  • BİLİŞİM
  • e-TİCARET
  • INTERNET
  • TELEKOM
  • YENİ TEKNOLOJİLER
  • Hakkımızda
No Result
View All Result
  • Ana Sayfa
  • BİLİŞİM
  • e-TİCARET
  • INTERNET
  • TELEKOM
  • YENİ TEKNOLOJİLER
  • Hakkımızda
No Result
View All Result
Türk İnternet
No Result
View All Result
Ana Sayfa INTERNET Online İçerik Akışık Yayın

Borgen’den, Emperyalizm ve Siyasete Bir Bakış

Fusun S.Nebil-Fusun S.Nebil
14 Temmuz 2022
-Akışık Yayın, Günlük Haberler, Toplum & Sosyoloji
0
Facebook'ta PaylaşTwitter'da PaylaşLinkedin'de Paylaş

İngiltere’de Boris Johnson’un istifası ve ABD’de Joe Biden‘ın eşinin ve oğlunun rezaletleri (Trump’ın yarattıkları bile geride kaldı), Fransa’da Uber uğruna Fransız taksicileri ve vergiyi sattığı anlaşılan Macron, Ukrayna’yı göz göre göre savaşa sokan komedyen başkan Zelensky, ülkemizdeki durum filan derken, anlaşılan dünya “kötü ve seviyesiz siyasetçiler” dönemini yaşıyor. Üstelik durum öyle kilitlenmiş vaziyette ki, onu değil, bunu seçseniz de saçmalıklar benzer düzeyde devam ediyor. Bütün dünyadaki aklı başında vatandaşlar / seçmenler aynı şeyi konuşuyor. Ne oldu da buraya geldik?

Aslında bu noktaya adım adım geldik. Çünkü tüm dünyada siyasetçiler –ya da bu siyasetçileri kullandığı düşünülen % 1– bizzat hukuku kullanarak, ortamı sadece kendilerinin ya da benzerlerinin seçilmesinin sağlanabileceği şekile getirdiler. Örneğin, ülkemizde 1983 tarihli Siyasi Partiler Kanunu bugün alanı dizayn eden en önemli araçlardan birisi. Partilere demokrasiyi değil, lider sultasını getiriyor.

Hiçbirimiz demokratik bir seçim hakkı kullanamıyoruz. Oy kullandığımız milletvekili aslında liderin seçtiği ve listeye koyduğu kişi/kişiler. Bu nedenle de, kim olduğunu bile bilmeden seçtiğimiz bu milletvekilleri, kendisini seçen “biz”e değil, listeye koyan “lider”ine hizmetle meşgul. Çünkü bir sonraki seçimde yeniden listeye girmek ve gücü kullanmaya devam etmek istiyor.

Bunun temel nedeni ise, ülkemizde ya da dünyadaki diğer demokrasiyle yönetildiği iddia edilen ülkelerdeki vatandaşlar ve sivil toplum örgütleri, siyaseti takip etmedi, denetlemedi. “Demokrasi’nin korunmasının ya da yürütülmesinin yalnızca siyasetçilerin işi olmadığı, herkesin görevi olduğu” konusunu hep birlikte anlayamadık. Bu nedenle de demokrasinin de tıkandığı bir noktadayız.

Demokrasi Bilincini Geliştiren Bir Dizi; Borgen

Sosyal medyanın ve internetin en önemli faydası, insanların tüm dünyayı daha iyi anlaması oluyor. Sorunların ortak olduğunu, karşılaştırarak farkına varıyoruz. Beyinlerimizi “Böyle olaylar ancak Türkiye’de olur” ya da “% 49 yüzünden” ya da “Muhalefet çalışmıyor ki” gibi “sonuçlar”la uğraşırken, asıl “neden”i göremiyoruz. Asıl problemi gözden kaçırıyoruz.

Hepimizin durumdan sorumlu olduğumuzu farketmek ve demokratik süreçlerin içine, siyasi partilerde çalışarak ya da siyasetle uğraşmak istemiyorsak, baskı grupları (sivil toplum örgütleri) kurarak dahil olmamız lazım. Bir an önce. Yoksa demokrasi uçurumu açılıyor. Bir daha geri gelemeyecek düzeye doğru gidiyor.

Bu noktada demokrasiyi daha iyi anlamak için siyasi süreçleri yakından anlatan bir filme işaret etmek istiyorum. Borgen’in adını ilk olarak Avrupa TV Ödüllerinde Jüri üyesiyken duymuştum. Farklı farklı fikirlere sahip olan farklı ülkelerden 12 jüri üyesi birden aynı fikirdeydi. Bu diziyi çok beğenmişlerdi. Çünkü siyasetin içindeki en anlaşılmaz olayların arkasındaki çelişkileri, acımasız ve sınırsız bir şekilde gözler önüne seriyordu (Mesela Grönland’dan gelen ve CIA adına terör şüphelilerini taşıdığı tahmin edilen uçuş). Siyasete giren bir kadının, kendi zekası ile başbakan olmasının, sonra düşüşünün ve özel hayatında yaşadıklarının anlatıldığı dizi çok beğenildiği için aradan 10 yıl geçse de, hemen hemen aynı kadro ile çekilen 4.bölümü Netflix’de geçen ay yayına girdi.

2010’larda çekilen bölümlerle ilgili olarak, filmin senaristlerinden Gjervig Gram o dönem şunu söylemişti;

“Seçmenleri soldan sağa ya da tam tersi yönde kaydırmak istemedik. Onları siyasi tartışmaya dahil etmek istedik. Amacımız insanların demokratik sürece ilgi duymasıydı”

Bunu Kopenhag Üniversitesi de yaptığı bir araştırmayla onaylamış ve şöyle bir sonuç açıklamış;

“Borgen izleyicileri parti değiştirmedi ama politikayla daha öncekine nazaran daha yakından ilgilenmeye başladılar.”

Hatta Danimarka’nın ilk kez bir kadın siyasetçiyi başbakan olarak seçmesinin nedeni olarak da bu dizi gösteriliyor.

Netflix tarafından hemen hemen aynı kadro ile çekilen 4.sezonunun son bölümünde, bu sefer Avrupa Parlamentosundaki işlerin anlatılacağı gibi anlaşılan 5.ci sezona göz kırpıldığı da görülüyor. Şimdi 4.sezona dair bazı notları aktaralım.

Danimarka’ya Bağlı Özerk Bir Bölge ; Grönland

4.sezonun temel konusu Danimarka’nın sömürgesi durumundaki Grönland (yeşilada). İlk bölüm dünyanın bu en büyük adasında petrol bulunmasıyla başlıyor. Bir tarafta müthiş büyük (285 milyar $ kapasitede) bir petrol rezervi söz konusu. Diğer tarafta ise çevre konuları.

Ama daha önemli çelişki, Grönland üzerindeki güç kavgası. Aktörler ise olağan şüpheliler. Yani Çinliler (ve Ruslar) ve ABD. Ama bir yandan da kendi bağımsızlığını elde etmeye çalışan ada ile hamisi görüntüsü altında emperyalist amaçlarını ortaya koymaktan çekinmeyen Danimarka.

Grönland, 1814’ten itibaren Danimarka kolonisiyken, 1953’de Danimarka’ya bağlı özerk bir bölge haline geldi. Ulusal yönetim 1979’da kuruldu ve 2008’de daha fazla özerklik oylaması yapıldı.

57 bin kişinin yaşadığı ada dışişleri ve savunma konularında Danimarka’ya bağımlı. Buna karşılık yıllık 3,2 milyar Danimarka Kronu (7,5 milyar TL) hibe alıyorlar. Ama Grönland kendi doğal kaynaklarından gelir kazanmaya başlarsa, bu hibe azalacak. Bu aynı zamanda ülkenin tam bağımsızlığı anlamına gelecek.

Atlas Okyanusu’nun kuzeyinde yer alan, fiziki olarak Amerika kıtasına yakın ve % 81’i buz örtüsü ile kaplı olan Grönland’ı, ABD 1946’da satın almak için Danimarka’ya 100 milyon $ teklif etmiş. Çünkü Grönland’ın doğal kaynakları ve Grönland kıyılarındaki hidrokarbonları kullanmakla ilgileniyor. Aynı kapsamda 2019 yılında Donald Trump da Grönland’ın bu sefer kendisine satın alma teklifinde bulundu.

“Gelecek Kadın” ise, Kadın Siyasetçi Yalnızlığa mı Mahkum?

Borgen dizisinin 4.sezonunda tam bu konular var; bulunan petrolün Danimarka ile Grönland arasında bir tartışma konusu olması, Grönland’ın petrol geliri uğruna Danimarka’dan aldığı yıllık hibeden vazgeçebilir olması, ama bazı Grönland’lıların tam tersine Danimarka’dan kopmanın tehlike olduğunu düşünmesi, Çin’in kendine özgü yöntemlerle olaya dahil olması, ABD’nin ada üzerinde uçurmaya başladığı devriye uçaklar, 2050 yılına kadar karbon nötr hale gelme sözü veren Danimarka’nın Paris anlaşması yükümlülüğü.

Dizinin bir boyutu da, basının özgürlüğünün ne düzeyde olabileceği konusunda. Tabii ki gazeteciler “basının özgürlüğü” savunuculuğu yapıyor ama anlaşılan medya sahipleri aynı fikirde değiller. Bu çelişkiyi de dizi boyunca görüyor ve hissediyorsunuz.

Diğer yandan Dışişleri Bakanı olarak Nyborg sadece Grönland ile değil, bir yandan kendi “Yeni Demokratlar” adını taşıyan ve çevreciliğe çok önem veren partisi ile, bir yandan ailesi ile, bir yandan da koalisyon yaptığı kabine ile mücadele vermek zorunda kalıyor.

Ama ABD ve Çinliler arasında yaşadığı tartışmalar çok daha ilginç. Çinlilerin adaya telekom teşkilatı kurmasının ve nadir metal aramalarının engellenmesini “İcabına Bakıverin” şeklinde kaba bir ifade ile adeta emreden Amerikalılara karşın, Çinlilerin yardım yaparak içeri girmeye çalıştıkları ve Ruslarla da yakın işbirliğinde oldukları görülüyor.

Başroldeki Sidse B.Knudsen’in bütün bu olaylar arasında rolünün hakkını verdiğini ve oynadığı karakterin yaşamış olabileceği duyguları çok başarılı bir şekilde aktardığını görüyoruz; bazen öfkeli, bazen ağlamaklı ama hep yapayalnız.

4.sezonun ilk bölümünün başlığı “Gelecek Kadın” olsa da, dizi adeta “kadın siyasetçi yalnızlığa mahkumdur” gibi bir mesaj da veriyor. Önceki sezonlarda başka kadına giden kocası ile başlayan bu mesajı, 4.sezonda oğlunun ifadeleri ile daha fazla hissediyoruz.

Bu dizi bir “kadın yönetici” dizisi ve dediğimiz gibi “gelecek kadın” teması ile başlıyor ama yan karakter olarak yalnız olmayan (ailesi olan) kadının da, bu sefer yönetimde başarısız olduğunu ve hatta kadın çekememezliği gibi bir şeyler yaşadığını görüyoruz. Bu sezonda gazetenin yöneticisi haline gelen, Birgitte Hjort Sorenson’un canlandırdığı Katrine Fonsmark tiranlık taslayan bir yönetici halinde. Yönettiği kadınlarla savaştığı yetmiyormuş gibi sonuçta panik atak geçiriyor ve işe uygun olmadığını anlayıveriyor (kim yazdı bu senaryoyu?).

Ama 4.sezonun asıl tartıştığı konu şu ; politikacılar ideallerinin arkasında ne kadar durmalı? İlkelerini ekonomi avantaja feda etmeli mi? Güç herşey midir?

Etiketler: Akışık MedyaBorgenDanimarkaGrönlandManşet

Türk İnternet'ten buna benzer yazılar için bildirim almak ister misiniz?

ABONELİKTEN ÇIK
Lütfen yorum yapmak için giriş yapın.

GÜNLÜK BÜLTEN ABONELİĞİ

Aboneliğinizi onaylamak için gelen veya istenmeyen posta kutunuzu kontrol edin.

YAZARLARIMIZ

Ernur Öktem
  • Yakında Yerli Üretim Huawei Telefonlar mı Göreceğiz?
Fusun S.Nebil
  • SEÇSİS Nasıl Çalışır?
Innocenzo Genna* / EU telecom regulation expert
  • Dezenformasyonla İlgili Yeni Avrupa Uygulama Kuralları: Öz Düzenlemeden Ortak Düzenlemeye
Mehmet Taşnikli
  • Güney Koreli Akademisyenler, Lityum İyon Pillerin Ömrünü Artırmak İçin Evrensel Bir Yöntem Geliştirdi
turk-internet.com / Bilgi
  • Kaldığınız Otel ya da Kiralık Evde Gizli Kamera Var mı?
Ümit Ağaçsakal
  • “Bırakınız Yapsınlar” mı, “Durdurun Otursunlar” mı?

HAFTANIN ÖNE ÇIKANLARI

  • BTK’da 3 Kurul Üyesinin Yenilenmesi Yaklaşırken
  • Big Data’nın Seçimde Kullanım Şekli; CHP Örneği
  • Cisco Hacklenmiş, Fidye Çetesi 2,8 GB Veri Çalmış
  • TELKODER Türk Telekom’un Fiberde Çizdiği Pembe Tabloyu Yorumladı: “Tedavi Ancak Hastalığın Kabulünden Sonra Başlar”
  • Amazon, Robot Süpürge Üreticisi iRobot’u 1,7 milyar $’a Satın Aldı, Evlerin Haritasına Göz Dikti

HAFTANIN KELİMESİ

3GPP

3. Nesil Ortaklık Projesi (3GPP), dünya çapında çeşitli mobil (hücresel) ve telekomünikasyon standartlarını geliştiren ve sürdüren bir grup standart kuruluşudur.

3G ile birlikte kurulmuş ve telekom endüstrisinin Birleşmiş Milletleri diye tanımlanabilir. Sonraki nesiller için de standartları belirlemiştir.

Detayı için Wiki-Turk'e bakınız

Bildirimler

Turk-internet.com masaüstü bildirimlerini almak için lütfen buraya tıklayın

Son Yorumlar

  • Seçim Yaklaşırken, Kişisel Veriler Kötüye Nasıl Kullanılır? için [email protected]
  • Video Sunan Platformları En İyi Nasıl İzleriz? için Tolga Kaprol
  • Rusya, Meta’ya (Facebook) Erişimi Engelledi için Tolga Kaprol
  • Metaverse, Bir Can Simididir için tkaprol
  • Kademeli Tarifede Elektrikten Tasarruf Tüyoları için maltun1

Haber bültenimize abone olun

Aboneliğinizi onaylamak için gelen veya istenmeyen posta kutunuzu kontrol edin.

  • Haber İndeksi
  • Hakkımızda
  • Gizlilik Bildirimi
  • Firmaların turk-internet.com ile Çalışabilirlik Yöntemleri
  • Destek
  • Bize Yazın

© 2021 Turk-Internet.com

No Result
View All Result
  • Ana Sayfa
  • BİLİŞİM
  • e-TİCARET
  • INTERNET
  • TELEKOM
  • YENİ TEKNOLOJİLER
  • Hakkımızda

© 2021 Turk-Internet.com

Tekrar Hoşgeldiniz!

Aşağıdan hesabınıza giriş yapınız

Şifremi unuttum? Kayıt Ol

Yeni Hesap Oluştur

Kayıt olmak için aşağıdaki formu doldurunuz

Tüm alanların doldurulması gerekiyor. Giriş yap

Şifrenizi geri alın

Lütfen şifrenizi resetlemek için kullanıcı adı veya email adresinizi girin.

Giriş yap
Bu internet sitesinde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Gizlilik Bildirimi.