Bu makalenin ilk bölümünü BSA’nın Türk Ekonomisine ZARAR Açıklamasının Arkasında Ne Var? – 1? başlığı altında okuyabilirsiniz.
Bir önceki bölümde BSA’nın ne yaptığını sorguluyorduk. Aslında BSA olayın bir tarafında son derece doğru bir yaklaşımı temsil ediyor görüntüsü var. Telif hakları önemli. Bir firmanın yarattığı yazılımın da korunması, tüketici tarafında, yazılımın devamlılığını sağlamak için finansmanının sürdürülebilir olması açısından önemli. Bu konuya bir itirazımız yok.
İtirazımız olan husus 2 konuya. Bunun ilki fiyatlar, ikincisi yöntemler. Microsoft ve arkasına saklandığı BSA ülkemizdeki tüketici bilincinin zayıf olması ve hükümetlerin tedbir almaması ve hatta olayın bilincinde olmayışları nedeniyle zaman zaman şaşırtıcı fiyatlara ve yöntemlere imza atıyor. Bunlardan birisi Milli Eğitim Bakanlığı’nın birkaç yıl önce başlattığı “her öğretmene bilgisayar” kampanyası.
Microsoft MEB Kampanyasına, verdiği fiyat 500.000 PC için Uygun muydu?
Dediğimiz gibi korsan yazılım iddiası yapan firmaların, kendi sicilleri nasıl ona da bakalım.
Microsoft’un lisanslama modelleri çeşitli. Zaman zaman da değişiyor. Ama değişmeyen şey şu; doğal olarak bireysel ve kitlesel satışlardaki fiyatlar farklı.
Kitlesel, kurumsal vs diye adlandırabileceğimiz modelde, mesela Casper ya da Vestel gibi bilgisayar üretici firmalarına verilen fiyatlar, “sürümden” modeli olduğu için daha düşük. Doğal olarak 500.000 laptopun satılması planlanan “öğretmenlere laptop” kampanyasında da bu kadar düşük olması beklenirdi ama Microsoft 70 $ fiyat verdi. Bu fiyat daha sonra TBD forumu gibi yerlerde gelen tepkiler sonucu 40 $ indirildi[2]. Ama paranın geri ödenmesi 1 yılı buldu.
Bunun Türk ekonomisine verdiği bir zarar var mıdır, yok mudur, bilmiyoruz. Çünkü anlı şanlı büyük araştırma firmaları maalesef bu tür araştırmalar yapmıyor.
Onlar sadece Amerikan firmalarının satamadıkları rakamları, Türk ekonomisine ya da dünya ekonomisine zarar olarak raporluyorlar.
Biz Türk ekonomisine etkisini anlamak için Pardus yöneticilerinin yaptığı açıklamayı hatırlatalım; Erkan Tekman, bu tür kampanyalarda 25 ¢ fiyat verebilmekten bahsediyor[1].
Yani Microsoft’un ilk verdiği 70 $ fiyatın 280’de biri. Yani 1 laptoptaki yazılım için Microsoft’a ödenmesi istenen rakamla 280 bilgisayardakini ödeyebilmekten bahsediyor Tekman.
Doğal olarak Tekman ve ekibi, bilgisayar başına çok komik olan bu parayı alabilseler, kendi yazılımları da bir adım ileri gidebilecek.
Bundan dolayı yani 25 cent’lerle yeni bir finansman olanağı bularak, daha çok gelişecek olan Pardus’un, Türk ekonomisine getirebileceği katkı ise yine bilinmiyor. Yine bu konuda bir araştırma bulamadık.
Türk Pazarındaki Korsan Yazılım Araştırması Nasıl Yapılıyor?
Dediğimiz gibi BSA Dünya Başkanı Holleyman ilginç rakamlar anons ediyor. Mesela diyor ki;
Korsan yazılım kullanım oranı, dünya genelinde 3 puanlık artış göstererek yl yüzde 41’e ulaştı. Bu artışın ekonomiye maliyeti ise 53 milyar USD’nin üzerinde. Türkiye’de korsan yazılım kullanım oranı 1 puan azalarak % 64’e geriledi ama ekonomik etkileri katlanarak büyüdü. Türk ekonomisine verdiği zarar da 5 yılda % 40’a yükseldi. Bu rakamlar dünya genelinde ciddi bir işgücü ve istihdam kaybı anlamına gelmektedir.
Bu rakamlar nasıl bulunuyor derseniz, önce % 64 rakamını belirtelim. Bu rakam Türkiye’nin içinde bulunduğu bölgedeki diğer ülkelerle (Kuveyt, Suudi Arabistan vs), Türkiye arasında, gayri safi milli hasıla, satın alınan PC-laptop sayısı, satın alınan işletim sistemi vs gibi rakamların kıyaslanması yoluyla tespit ediliyor. Yani masa başında bir takım rakamların benchmark yapılarak hesaplanması ile oluşturuluyor (hatta uyduruluyor diye yorum yapanlar da var)[3].
Ama bu araştırmada, örneğin alınan PC’lerde, ülke bazında Linux, Pardus, Open Office kullanım oranına nasıl bakılıyor acaba?
Yabancı araştırma firmaların bu tür araştırmaları, piyasaya büyük toplantılarla sunuluveriyor. Neden? Çünkü, bu tür araştırmalarla kamuoyu yaratılıyor. Özellikle de resmi makamlar etkilenmeye çalışılıyor. Örneğin BSA baskınlara giderken, bu rakamları kullanıyor.
Ama baskınları nasıl yapıyorlar bir bakalım; bir tamir servisi bize ilginç bir noktayı anlattı[4];
Buraya tamir ya da 2.el satışı için bırakılan başkalarına ait bilgisayarlar, laptoplar var. Biz bunları tamir edip sahibine teslim ediyoruz ya da satıyoruz. Ama kazara bunlarda lisansız bir yazılım varsa, Microsoft da o gün baskına gelmişse, bizi sorumlu tutuyor. “Bunun sahibi biz değiliz” savunmasını kabul etmiyor ve biz başkalarının bilgisayarları yüzünden önemli oranda cezalar (tazminat) yiyoruz.
Hatta içinde ofis yazılımı olmayan makinalar bile sorgulanıyor. “Yazılım yüklemeyi teklif etmediniz.” denilebiliyor.
Bu nedenle de, maalesef kullanmayacağımız halde, sırf olası baskınlarda hazır bulundurmak amacıyla, tamirdeki bilgisayar sayılarının belli bir oranında lisans satın almak zorunda kalıyoruz. Sadece göstermek amaçlı aldığımız lisans bedeli, bu yıl 10.000 $’ın üstünde. Bu gereksiz maliyet maalesef bizim üstümüzde kalıyor.
Tamir merkezinin ifadesi ilginç. Microsoft bu konuda bir açıklama yaparsa memnuniyetle yayınlarız ama aklımıza şu geliyor; acaba bu şekilde davranan kaç tane tamir servisi var ve evet acaba kaç binlerce dolar bu nedenle, sadece “BASKIN’ın BASKISINDAN” kurtulmak amacıyla veriliyor. Acaba BSA’nın sunduğu Türk ekonomisine % 40 zarar kalemi içinde, bu boşuna ödendiği belirtilen kalemin yeri var mıdır? Aynı konuda bir de internet cafe baskın örneği anlatacağız ama yarın.
Bu bölümü BSA 120’nin Üstünde İnternet Cafe Bastı ve Tazminat+Lisans Parası İstedi – 3 başlığı altında okuyabilirsiniz.
[1] Tekman; MEB Projesine 25 ¢’e İşletim Sistemi Sağlarız
[2] Öğretmenlere Bilgisayar Dağıtımına Başlandı
[3] Bu Korsan Yazılım Kayıp Rakamları Nerden Bulunuyor?
[4] Yusuf Yıldırım : OEM Lisansları 20 $ Olmalı – 3