Bir süredir tüm ülkenin yaşamakta olduğu ekonomik kriz sebebi ile, diğer sektörlerde olduğu gibi BT sektöründe de bir durgunluk yaşandı. Oldukça ağır şartlarla karşı karşıya kalan sektör şirketleri, bu krizin de atlatılacağı, önümüzdeki günlerde bu durgunluğun yavaş yavaş azalacağı ve 2001’in ikinci yarısından itibaren ekonomik hayatın normal seyrine döneceği yönünde beklentiler taşıyorlar.
Ekonomik dengelerin bozulmasının ardından BT sektörü, büyük oranda dövize endeksli iş yapması sebebi ile oldukça durağan günler yaşadı. Araya bayram tatilinin girmesi, insanların kriz havasını üzerlerinden atması ve ilk şaşkınlığın geçmesinin ardından şirketler, bu kriz günlerinden en az zararla çıkabilmek için çeşitli önlemler almaya çalıştılar.
Bu önlemlerin başında maliyetleri kısmak ve döviz kurunda (geçici bir süre) reel kur seviyesinin altında işlem yaparak mal ve hizmet satışının durmasını engellemeye çalışmak geldi. Kur seviyesini kriz önceki rakamlara sabitleyenlerin başında eğitim firmaları geliyor. Bazı firmalar ise sıkıntılı günlerin geleceğini önceden sezip, tedbirlerini zamanında almışlardı. Yaşanan ekonomik durgunluk hakkında Microsoft Türkiye Genel Müdürü Haluk Maga, Software AG Genel Müdürü Ahmet Betil, Biltam Genel Müdürü Sait Ahtam ve Superonline Genel Müdürü Savaş Ünsal’a BT sektörünün bu krizden nasıl etkilendiğini ve şirket olarak kendilerinin neler yaptıklarını sorduk:
Haluk Maga / Microsoft Türkiye Genel Müdürü
“Son yıllarda Türkiye’de bilgisayar, yazılım ve özellikle de mobil iletişim pazarı çok hızlı bir büyüme gösterdi. Dinamik bir sektör olan bilişim sektörünün krizden etkilenmeyeceğini söylemek yanlış olur. Krizin etkisiyle planlanan yatırımların bir bölümü durdu veya ertelendi. Ancak şirketlerin büyük bir kısmı BT yatırımlarının ne kadar hayati olduğu konusunda hemfikir. Bu nedenle biz ertelemelerin ağırlıkta olduğunu ve krizin en kısa zamanda atlatılarak yatırımların hız kazanacağını düşünüyoruz.
Biz Microsoft olarak, Türkiye’nin geleceğine olan inancımızı sürdürüyoruz ve krizin kısa bir süre sonra geride kalacağından eminiz. Bu nedenle yatırımlarımızı durdurmadık. 1994 krizinde olduğu gibi yatırımlarımıza devam etmek ve bu süreçten daha da güçlenerek çıkmak istiyoruz. KOBİ’lerin ’sinde PC bulunan Türkiye’de yapılacak çok şey var ve biz yazılımda pazar lideri bir şirket olarak yatırımlarımızı durdurmayı düşünmüyoruz. Yatırımları sürdürdüğümüz için yeni elemanlar istihdam ediyoruz. Müşterilerimiz ve kanal için yürüttüğümüz faaliyetlerimize de hız kazandırdık. 2001 yılında özellikle kurumsal pazara yönelik geliştirdiğimiz projelerle şirketlere BT yatırımları konusunda destek vermeye devam edeceğiz. Bu yıl yeni ürünlerimizi de piyasaya sunuyor olacağız.
Krizler her zaman, şirketlerin harcamalarını en aza indirmeleri gereken dönemler olmuştur. Şirketler, verim artırıcı teknolojik çözümlerle maliyetleri düşürebilir ve her koşula ayak uydurabilecek çevikliği kazanabilirler. Bu teknolojileri üreten bir global şirket olarak önerimiz, ekonomik krizi verimliliği artırıcı sistemlere geçmek için bir fırsat olarak değerlendirmek.”
Ahmet Betil / Software AG Genel Müdürü
“Şu anda içinde bulunduğumuz ekonomik krizden negatif yönde en çok etkilenen sektör, geçmişte de olduğu gibi, BT sektörü, ve özellikle de yazılım sektörü oluyor. Bunun nedeni çok açık ve doğal. Türkiye’de üretim ekonomisi yok denecek kadar azaldı. Ülke tamamen bir tüketim toplumu oldu ve rant ekonomisi etkisi altında yaşıyor. Aslında krizin derin ve temel nedenlerinden biri de bu gerçek. Üretim açısından bakıldığında ekonomik açıdan çok gerilerde bir konumdayız. Dolayısı ile Türkiye bilginin öneminin farkında değil hala. Bilginin önemi ve hızlı kullanımı ancak üretim ekonomisinin ve küresel ekonominin aktif olduğu ortamlarda ve rekabette öne çıkmakta önemli oluyor. Bizde dairenin küresel ekonomi kısmı mecburen var ama üretim kısmı yok denecek kadar az. O nedenle de üretimden doğacak rekabet yok, ve bilgiye gereksinim yok. Rant ekonomisi yolu ile büyük cirolara ulaşan bankacılık sektörü için bilgi çok önemli gibi görünüyordu, ama şekilsel olarak. Şimdi, gerçek anlamda bankacılık yapılmaya başlandığında ve üretimden doğacak rekabet oluştuğunda bilgi öne çıkacak… o zaman da BT sektörü pozitif çıkışa geçecek. Önümüzde uzun ve ince bir yol var.
Şirket olarak aktif olduğumuz alanlardan hareketle ve genel olarak baktığımızda krizin geleceğini ve yaklaşık şiddetini 2000 yılının başından itibaren görebiliyorduk. Temelde belirgin önlemler aldık. Finansal olarak fazla ve gereksiz açılmalardan kaçındık ve kaçınacağız. Üretim ve rekabeti ön planda gören sektörlere teknoloji ve hizmet üretiyorduk ve bu alanlarımızı genişletmeye özen göstermeye devam edeceğiz. Ülke genelinde yapilmasi gerekenler ise üretimin rantiyenin önüne geçmesi, tüketim ile denge kurmasi ve devletin borçlanmaması. Olaya gerçekçi yaklaşılması ve uzun dönemli önlemler alınması kararlılığı halinde, krizin atlatılması zaman alacak.”
Sait Ahtam / Biltam Genel Müdürü
“Olumlu olan tarafı var olumsuz olan tarafı var. Olumlu olanı krizde şirketlerin yaşama şansının verimli olup olmadıklarına bağlı olması ve verimliliği sağlamanın en etkin araçlarından birisinin de Bilişim Teknolojilerini kullanmasıdır. Bu hemen olumlu bir pazar açılması olarak karşımıza çıkmayacaktır tabii. Fakat kurumlar bu tür krizlerin oluşabileceğini ve krizlerden en az hasarla çıkabilmenin verimli olmakta olduğunu görecekler ve Bilişim Teknolojilerine verdikleri önemi artıracaklardır. Bu, hem özel hem de kamu kesiminde ilerisi için pazar büyümesine neden olacaktır.
Olumsuz yönü ise ne yazık ki sayılamayacak kadar çok. Zaten olumsuzluk son Şubat krizden önce de başlamıştı. Olumsuzluk genel ekonomik daralmanın sonucunda ortaya çıkan ve tüm sektörleri etkileyen bir durgunluktan kaynaklanmaktadır. Gerek dövizin artması ile artan BT harcamaları, gerekse küçülen ve giderek daha fazla ranta dayalı hale gelen bir ekonomide işletmelerin kurulması ve yatırım yaparak genişlemesi zaten çok yavaşlamış, durma noktasına gelmişti. En iyi BT kullanıcıları olan Yabancı Sermayenın varlığı da giderek küçülmüş, Türkiye’nin cazibesini kaybettiği inancıyla artık gelmez olmuşlardı. Kurumlar belki doğru belki yanlış, ilk reaksiyon olarak harcamalarını kısma yoluna gidecekler ve listede en göze batan harcama kalemlerinden olan BT harcamalarını kısacaklardır. Pazar bir müddet eldekini daha iyi kullanma ve idame ettirme yolunu tercih edecektir. Bu doğrultuda hizmet ön plana çıkacak, iyi ve kaliteli hizmet verebilen BT şirketlerinin şansı artacaktır.
Aslına bakarsanız kriz bir dizi yanlışlar nedeniyle ortaya çıkan sonuçlardan kaynaklanmıştır. Kriz zaten bir müddettir geliyorum demiştir. Bunu ekonominin her kesimi geçtigimiz 6 ay içinde açıkça ifade etmiştir. Dolayısıyla, şirketler zaten geliyorum diyen bu kriz için tedbirlerini önceden alıyor olmalıydılar. Biz bu tedbiri Kasım ayından başlayarak almaya başlamıştık. Yurt dışı borçlarımızı ödemiş, gümrükte bekleyen mallarımızı çekmiştik. Uzun vadeli Türk Lirası projelere de çok seçici ve dikkatli davranarak girmiştik. Bundan dolayı Şubat krizinin operasyonumuza verdiği hasar minimum seviyede olmuştur. Bundan sonrası için de söyleyebileceğimiz tek şey gelişmeleri yakın takip etmek ve piyasa dinamiklerine çabuk adapte olabilmektir. Bu dönemde fazla risk almadan minimum hasarla dönemi geçirmek gerekir.”
Savaş Ünsal / Superonline Genel Müdürü
“Özellikle Amerika menşeili yatırımcılar, geçtiğimiz senelerde ISS değerlendirmelerini abone sayısı ve sayfa hitleri baz alınarak yapmaktaydılar. Oysa dünyada gelişen yeni trendler sonucunda yatırımlarda gelir ve kârlılık önem kazanmaya başladı. Böylece yüksek maliyetler ile yapılan reklamlar, düşen erişim fiyatları yerini kârlılık arayışına bıraktı. İnternette gelir getiren en önemli araç olan internet reklamcılığının Türkiye’de henüz başlangıç noktasında olması sebebiyle yeni kanallar arandı. Birçok ISS bu radikal değişime kolay uyum sağlayamadı.
ISS’ye yatırım yapan büyük grupların önlerinde gördükleri Türk Telekom kaynaklı fırsatların son dönemde istenen şekilde gerçekleşmemesi (TT özelleştirilmesi, GSM 1800 ihalesinin sonucu vs.) .com yatırımlarının girdiği maratonda nefeslerinin kesilmesine sebep oldu. Gruplarının içersindeki sinerjiden yeterince faydalanamadılar.
Aynı dönemde Türkiye’de açığa çıkan ve tüm sektörleri ağır şekilde etkileyen kriz sebebiyle gruplar yatırım yaptıkları ISS’lere gerekli fonu aktarmakta yetersiz kaldılar.
Türkiye pazarında daralma, internet kullanıcılarının azalması sebebiyle, e-ticaret kullanımında çekincelerin oluşması, tüm yatırımların durdurulması, İnternette erişim fiyatlarının artması, endüstrideki şirketlerin konsolidasyonu, Türkiye’nin dijital bilgi toplumuna geçişini en az 2 yıl geciktirmiştir.”