15 yıl kadar önce global telefon cihaz sektörünün derdi, artık herkesin iyi kötü bir telefon almış olmasıydı. O zamanlar firmalar yeni cep telefonu satmak için ne yapacaklarını düşünüyordu. Cep telefonu konusunda o dönemde bakir olan Afrika’ya yönelik ucuz telefonlar planlıyorlardı.
Ancak iPhone’un dünyamıza girmesiyle birlikte, akıllı telefonlar ve mobil uygulamalar çağı başladı. Telefon cihaz satışları, akılsız cep telefonlarını fiyat olarak da miktar olarak da kat kat aştı. Ama herşeyin bir sonu vardı. Yine aynı noktaya gelindi. Şimdi, IDC’ye göre, on beş yıllık genişlemeden sonra, küresel akıllı telefon pazarında, önümüzdeki dört yıl içinde büyüme olmayacak.
Bu nedenle cihaz üreticileri açısından şimdi farklı bir yola geçmek lazım. Apple bunu çoktan keşfetmiş gözüküyor. Enerjisini bir yandan daha fazla kişiye iPhone satmaya odaklarken, diğer tarafta farklı iş modelleri de kurguluyor. Bu modellerde iPhone cihazları adeta bir vitrin olarak konumlandırılıyor. Çünkü iPhone alıcıları, tüketici grubunun bir üst sınıfını da temsil ediyor.
Şirket bugüne kadar kadar dünyanın en zengin tüketicilerinin bazılarının ceplerine ve masalarına 1.8 milyar cihaz koydu. Şimdi diğer şirketlere “bu müşterilere erişimi” satıyor. Bir yandan da iPhone sahiplerine yönelik abonelikler kurguluyor. Ortalama bir Apple kullanıcısının, Apple hizmetlerine (uygulama mağazası satın alımları dahil) ayda yaklaşık 10 ABD doları harcadığı kaydediliyor.
iPhone satışları hala şirketin gelirlerinin % 50sini temsil ediyor. Ama Apple’ın, yatırımcıları bir hizmet firması olarak düşünmeye itiyor gibi görünüyor. Örneğin, son yıllarda tahmini “aktif” cihaz sayısı hakkında açıklamalarını artırdı. Mart ayında Bloomberg, Apple’ın bir iPhone abonelik planı üzerinde çalıştığını ve aylık bir ücret karşılığında düzenli donanım güncellemeleri sunacağını bildirdi. Yakında donanımını abonelik bazında bile satabilir.
Apple’ın finans direktörü Luca Maestri çeyrek açıklamasında, dolaşımdaki Apple cihazları “hizmet işimizin büyük bir motoru” tanımını yaptı. Apple’ın stratejisi bu işlerinde hız kazanmak. Geçen yıl hizmetler 68 milyar dolar gelir veya Apple’ın toplamının %19’unu getirdi. Bu, 2015’teki payın iki katı. Son çeyrekte hizmetlerin payı %24 ile daha da yüksekti. Apple, paranın kaynağı konusunda bilgi vermez. Ancak en büyük payın, geçen yıl belki de 25 milyar doları bulan uygulama mağazasından alınan ücretler olduğu tahmin ediliyor.
Bir sonraki en büyük kısım, muhtemelen Apple cihazlarının varsayılan arama motoru olma hakkı için Google’dan alınan ödemedir. Bu, 2020’de 10 milyar dolardı; analistler, gidişatın şu anda 20 milyar dolara yakın olduğuna inanıyor.
Başka bir araştırma firması olan eMarketer’a göre, Apple’ın hızla büyüyen reklamcılık işi (çoğunlukla uygulama mağazasında arama ağı reklamları satıyor) bu yıl yaklaşık 7 milyar dolar getirecek.
Geri kalanların çoğu bir dizi abonelik hizmetlerinden geliyor: Bir yatırım bankası olan Morgan Stanley, iCloud depolama, Apple Music ve Apple Care sigortasının, abonelik gelirlerin muhtemelen en büyük payları aldığını tahmin ediyor. Geri kalanını Apple tv+, Apple Fitness, Apple Arcade ve Apple Pay gibi daha yeni girişimler oluşturuyor. Yeni hizmetler ortaya çıkmaya devam ediyor.
Geçen Kasım ayında Apple, “Apple Business Essentials” adıyla küçük şirketler için teknik destek, cihaz yönetimi vb. sunan bir abonelik ürünü başlattı. Haziran ayında “şimdi al, sonra öde” hizmetini duyurdu. Şirket, bir yıl öncesine göre neredeyse dörtte bir oranında toplam 860 milyon aktif ücretli abonelik talep ediyor.