Amazon Web Services Türkiye Müdürü Burak Aydın ile görüştük. Merak ettiklerimizi sorduk. Kendisinden çok iddialı cevaplar geldi. Ülkemizin bulut kullanım oranının dünyadaki konumu, inovasyonlar, unicornlar, Türkiye’ nin verisi, regülasyon beklentileri, pazara genel bakış; kapsam geniş. Keyifli okumalar dileriz.
– AWS dediğimizde hangi hizmetlerden bahsediyoruz? Türkiye’ye özel sunulan bir takım hizmetleriniz var mı ya da sunulmayan hizmetleriniz var mı? Biraz bunlar hakkında bilgi almak istiyoruz.
Burak Aydın : Şöyle, AWS aslında bulut teknolojileri sunan global ölçekteki servis sağlayıcılarından biri. Hatta bulutun çıkış noktasında olan, bu konsepti ortaya atan lider firma konumunda. Sunduğumuz hizmet aslında farklı farklı katmanlardan oluşuyor. Infrastructure katmanından platform katmanına kadar farklı segmentlerde hizmet sağlıyoruz.
Ama özetle yaptığımız şey şu teknolojiyi bir platform sayesinde erişilebilir, ölçeklenebilir, sürdürülebilir kılıyoruz. Bu açıdan önemli teknolojinin dünyayı bu kadar etkilediği, ekonomiyi dijitalleştirdiği dijital ekonomiden bahsettiğimiz bir dönemde teknolojinin demokratikleşmesi, erişilebilir hale gelmesi, küçük yeni kurulan startuptan büyük kurumlara kadar herkes tarafından kullandıkça öde mantığıyla kullanılabiliyor olması büyük bir rahatlık.
Bu aslında inovasyon, ölçeklenme ve sürdürülebilirlik anlamında çok ciddi değer katıyor dünyaya, bulutun faydası şu ; Biraz önce bahsettim. Demokratikleştirme önemli ; teknolojiyi demokratikleştirme, erişilebilir hale kılmak önemli; dünyanın neresinden olursanız olun teknolojiyi birkaç tuşla kullanabiliyorsunuz. Normalde bir algoritmayı ortaya çıkartmak 6 ay 1,5 sene sürerken siz oradaki algoritmayı anında 30 saniyede 1 dakikada konfigüre edip kullanabiliyorsunuz.
Dolayısıyla biz şunu sağlıyoruz. Biz teknolojiyi ürün geliştiren veya hizmet sunan firmalara erişilebilir kılıyoruz veya son kullanıcılara erişilebilir kılıyoruz ki hayatlarına değer katalım diye. Buna geçmişin analojisiyle cevap vermek gerekirse, elektrik gibi. Naıl elektrik, büyük sanayi devlerini hayata geçirdi, fabrikaların çalışmasını sağladı, evlerin ayakta kalmasını sağladıysa, teknoloji de aslında bugün bulut teknolojileri sayesinde değer yaratmaya devam ediyor.
– Türkiye’de sunulmayan bir servisiniz var mı? Yoksa hizmet her yerde aynı mıdır?
Burak Aydın : Bulut teknolojileri dünyadaki dağıtık yapılardan hizmet veriyor. AWS Bulut, dünya çapında 33 coğrafi bölgede 105 Erişilebilirlik Alanını kapsıyor ve 12 Erişilebilirlik Alanının yanı sıra Almanya, Malezya, Yeni Zelanda ve Tayland’da 4 AWS Bölgesi daha planlandığı açıkladı. Bu hizmetlerin hepsi dünyanın her tarafından erişilebilir kılınıyor. Fakat ülkelerin belirli regülasyon ağları vesilesiyle değişkenlik gösterebiliyor. Türkiye’deki KVKK, BDDK, EPDK gibi kurumların regüle ettiği kullanım şartlarına göre müşterilerimiz bu hizmetlere belirli kıstaslara erişebiliyor veya bir kısmına erişemiyor. KVKKk burada önemli bir mevzuat.
– Bu yılın başı itibariyle AWS Türkiye olarak hizmet vermeye başladınız. Bunun altında yatan sebep ne? Bu size bir avantaj sağlıyor mu?
Burak Aydın : AWS Türkiye İstanbul ofisini 2015 yılında açtık. Amaç aslında Türkiye’deki müşterilerimize daha yakın olabilmek, daha fazla değer yaratabilmek. Bu vesile ile Türkiye’deki teknik ekibimizi ciddi oranda kuvvetlendirdi. Türkiye’deki dijital dönüşüm sürecindeki şirketlere ve startup teknik destek verebilmek için aynı zamanda partner eko sistemini ciddi oranda kuvvetlendirdi.
Bugün web sayfamızda bulunan 40’tan fazla partnerimiz var. Türkiye dünyanın en büyük 20 ülkesinden biri, G20 ülkesinden biri ve Türkiye’de sadece bir değil birçok endüstri kuvvetli. Sadece turizm sektörü değil, otomotiv sektörü, beyaz eşya sektörü, sağlık sektörü, sağlık turizmi, oyun sektörü gibi farklı farklı sektörlerin çok kuvvetli olduğu bir ülkeyiz. Bunların hepsi de teknoloji ile dijitalleşme ile yeniden yapılanıyor.
Dolayısıyla AWS gibi bu alanda lider olan bir hyperscaler’in, doğal olarak Türkiye’deki şirketlerin dönüşümünde destek olmak için burada ofis açması kaçınılmazdı. Bu dönüşüm yolculuğu içerisinde AWS bir iş ortağı olmak üzere konumlanmış vaziyette Türkiye’de. Bunu da zaten referans projelerden görüyoruz. Web sayfamızda da var. Getir, Yemek sepeti, Coca Cola gibi markaların dijital dönüşümünde, Hayat Kimya dijital dönüşümde ciddi anlamda rol aldık. Oyun sektörü Türkiye’nin namzet sektörlerinden biri oyun sektörlerinde Peak Games gibi Türkiye’nin oyun sektöründeki yolunu açan ana oyunculardan biri. Birçok oyuncu ile beraber çalışıyoruz ama Peak Games çok yakın olarak çalışıyoruz. Unicornlarımızdan biri. Türkiye’nin altı tane unicornu var. Umarım çok daha fazla olur. Onlarla da iş birlikteliği halindeyiz.
– Son dönemde bir motto olarak da yerleşti. Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalır diye bir motto var hayatımızda. Bu tabi tüm bulut hizmet sağlayıcılarını etkiliyor bir şekilde. Olumlu olumsuz. Burada bir takım yönetmelik ve genelgeler ile de bu artık sabitlendi ve yerleşti. Bu sizin işlerinizi nasıl etkiliyor? Bunun hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı rica ederim.
Burak Aydın : Tabii ki birçok ülkede veri ile ilgili kısıtlamalar var. Türkiye’de de bu kısıtlamalar var. Verinin ülkede kalmasıyla ilgili olarak, dünyaya baktığımızda bunların farklı ülkelerde benzer şekilde ele alındığını görüyoruz. Buna karşı da farklı farklı teknolojiler çıkıyor.
Öncelikle aslında verinin dünya etrafında dolaşabiliyor olması aslında bulut kullanımı açısından önemli başlıklardan biri. Ama eğer dolaşımı yoksa kanunlarla ve yönetmeliklerle çizildiği çerçevede dolaşmıyor ise bizim de farklı teknolojilerle verinin dolaşmadan, burada işlenmesini sağlıyor olmamız lazım.
Bu anlamda geçen hafta lanse ettiğimiz outposts önemli bir teknoloji. Outposts hibrit mimarinin en önemli teknolojilerinden biri. AWS dünyasında yaptığımız şey şu aslında Bizim region daki bir parçayı kopartıp Türkiye’deki data içerisine yerleştiriyoruz. Bu data center müşterilerinin veri merkezleri Onpremises içerisinde işletmeye başlıyor ve veri yurtdışına çıkmıyor. AWS outposts içerisinde değer yaratacak bir şekilde. KVKK ya ve diğer yönetmeliklere uygun şekilde işlenmesini sağlıyor.
Böylelikle hem regülasyonlara uygun bir çözüm geliştirmiş oluyoruz hem de müşterilerin hayatına değer yaratmış oluyoruz. Bu gerçekten hibrit mimarinin önemli bir parçası olduğunu düşünüyoruz ve Türkiye’de ciddi oranda karşılık gördüğünü, göreceğini düşünüyoruz.
Outposts Hizmeti, Türkiye gibi ülkelere ülkelerdeki regülasyonlara çözüm olarak çıkmış bir hizmet diye anlıyorum. Öncelikli olarak bizde mi başladı?
Burak Aydın : Aynen öyle, Şöyle bütün dünyada iki sebepten çıkıyor 1. Yani kısa gecikme süreleri. Cevap verebilmek için. Çünkü veri dolaşmaya başladığında gecikme süreleri artabiliyor. Bir başka bakış açısı getiriyoruz. O veri kaçmasın hızlı bir şekilde müşteriye değer yaratsın diye. Birinci kullanım modeli özellikle sağlıkta bu önemli anlık verinin işlenmesi gerektiği yerlerde veya verinin ülkede kalması veya şehirde kalmasıyla ilgili yönetmelikler veya regülasyonlar olursa diye ortaya çıkartılmış bir teknoloji bu. Bu dünyada sadece Türkiye için değil, buna ihtiyaç duyan her yerde, hem şehirlerde hem ülkelerde kullanılan bir teknoloji dolayısıyla yani birçok farklı ülkede kullanılan bir teknolojiyi Türkiye’ye getirdik.
Bayağı istek var. Çünkü regülasyonlar nedeniyle ile bulut kullanılamadığı zaman, inovasyonun önü de tıkanmış oluyor. Bugün şunu diyemiyorsunuz “ya tamam ben bulut kullanmalıyım da o algoritmayı kendim yazayım. Tamam 15 kişi, 20 kişilik bir ekibi koyayım buraya algoritmayı geliştirmeye başlayayım”. Ne zaman bitiririm? Bir sene sonra bitiririm. O da yetmez. Algoritmayı çıkarttım. O algoritmanın maintain (bakım) edilmesi lazım, devamlı desteklenmesi, güncel tutulması lazım. Onun için de 5 kişi koyayım ve bunu yaşatayım.
Ana işi teknoloji olmayan hiçbir şirketin bu lüksü yok. Bu kadar emek harcayacak, bu kadar kaynak ayıracak, para ayıracak lüksü yok. Ana işi bu olan teknoloji şirketlerine bunu ihale etmek mecburiyetinde. Yoksa esas işine odaklanamaz. Esas işi neyse ona odaklanıp teknolojiyi araç olarak kullanıyor olması lazım. Biz de tam bu sebepten buradayız.
Bizim ana işimiz bu en iyi yaptığımız iş bu dünyadaki lider konumumuzu ve burada değer yaratmak için müşterilerin hayatını kolaylaştırıp onların inovasyonunu desteklemek. Inovasyon konusundaki engelleri açmak için buradayız. Outposts’da bu anlamda önemli çıkamıyorlardı buluta, şimdi çıkabiliyorlar.
Bu teknoloji hibrit kendi data sensörlerinin bir parçası olarak kullanıp inovasyonun önünü açabiliyorlar. Kullandıkları kadar ödeyebiliyor, ölçekli yapabiliyorlar. Dünyanın istedikleri coğrafyasında yaşayabiliyorlar. Çok farklı şeyleri var. Türkiye’ye data center kurduk, artık verilerinizi Türkiye’de tutacağız demiş oluyorsunuz.
Şöyle. Aslında bu bir data center değil ama yerleşik data centerlara olarak biz bir önemli dediğimiz bir nokta yerleştiriyoruz. Yerleşik Data Center’ların ucunu cloud açıyoruz. Yurtdışındaki cloud açacak bir teknoloji aslında bu.
– Bir diğer sorumuz da geçtiğimiz haftalarda yapılan bir toplantınızda. Ben katılamadım o toplantıya ama orada şöyle bir açıklamanız olmuş. Bulutlaşma oranı %24 lerde Türkiye’de. Yani bu neden böyle, nasıl artar? Bunu nasıl yorumlamak lazım?
Burak Aydın : Evet, maalesef. Şöyle.Bulut kullanımının 2021 yılında Türkiye ekonomisi üzerinde önemli bir etkisi oldu. Telecom Advisory Services LLC tarafından gerçekleştirilen ve Columbia Tele-Bilgi Enstitüsü (Columbia Business School) tarafından yönetilen AWS araştırmasına göre, Türkiye GSYİH’sine yüzde 0,74 oranında katkıda bulunarak 6,1 milyar dolar ekonomik değer yarattı. Rapor, Türkiye’deki kuruluşların bulut kullanımındaki yüzde 1’lik bir artışın ortalama yüzde 0,07’lik bir GSYİH büyümesi ile sonuçlanacağını ortaya koyuyor.
Dünyada bulut teknolojilerin kullanımı arasında Türkiye %24’lük oranda ama gelişmiş ülkeler %49 oranında kullanıyor bulut teknolojilerini. Dolayısıyla biz neredeyse yarı yarıya kullanıyoruz.
Şimdi dünyanın hiper rekabete döndüğü, artık ülkelerin çok yoğun bir şekilde birbiriyle yarıştığı ve teknolojinin stratejik bir güç olduğu noktada bulutu kullanabiliyor olmak önemli. Özellikle gelişmiş ülkelere yetişmek için bunu yeterince kullanıyor ve değer yaratıyor olmak lazım. Dolayısıyla %24 gelişmiş pazarlara oranla düşük bir oran. Bu bizim gidecek yolumuzun olduğunu gösteriyor.
Bunun birkaç tane sebebi var aslında bunun. Neden böyle diye baktığımızda bir tek regülasyon olmamalı. Regülasyon etmenlerden sadece biri. Birçok sektörü –finans gibi– bu alanı yoğun kullanan sektörün önündeki bariyerlerden biri ama birkaç tane daha başlık var.
Nitelikli insan kaynağı Türkiye’de bulut teknolojilerini bilen insan kaynağının yeterince olmadığını, arttırılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu farklı farklı raporlarda ortaya çıktı. TÜSİAD’IN, TÜBİSAD’ın raporlarında da var. Bugün bulut mühendisleri Türkiye’de ciddi oranda istihdam edilen ve aranan bir başlık dolayısıyla bu konudaki arzın da artması lazım. Talep fazla çünkü.
İkincisi, farkındalık seviyesi şirketlerde de yeterince yüksek değil. her şirket bu konuda bulutu hayatında nasıl kullanabileceğini konumlandırabileceği konusunda yeterince olgun değil. Burada bizlere de görev düşüyor. STK’lara da görev düşüyor. Şirketlere de bu konuda kendilerini araştırma ve geliştirme noktasında desteklemelidir diye görev düşüyor.
Bu aslında kolektif bir şey. Yani sırf regülasyona atmak çok anlamlı değil ama şu açıdan kritik bir dönemdeyiz. Bugün CAPEX yatırımları daha pahalı hale geldi. Artık para değerli. Faizler yukarıya doğru arttığı için bütün dünyada dolayısıyla para harcarken şirketlerin hepsi iki defa, üç defa düşünüyorlar. Dolayısıyla teknoloji yatırımları onpremises yapılacaksa, kendi data santrallerini kuracak varsa çok ciddi kaynak ayırmaları gerekiyor ve bu kaynağı da en tepe noktasındaki talep için peak time’lar için ayırıyor olmaları lazım.
Birçok işletme için peak time senenin belki birkaç günü, belki bir ayı mesela black Friday için öyle. Ama genelde %20’ler civarında olduğu tahmin ediliyor bağımsız araştırmalara göre. Dolayısıyla hani eak time yatırım yapmak demek çok ciddi bir capex yatırımı yapmak demek. Bu da bugünün dünyasında oldukça pahalı bir yatırım. İkincisi, insan kaynağı çok değerli bu konuda çalışan insan kaynağı. Buradaki insan kaynağını bulmak da çok zor. Dolayısıyla bulut teknolojiyi kullanmadan hayatta kalmak bu kadar rekabetçi dünyada bunu verimli bir şekilde yapıyor olmak çok zor.
– Türkiye bulut pazarının resmini genel olarak çizerseniz, hangi tür bulut servisi tercih ediliyor? Sizce Türk firmaları bulut olayında neyi tercih ediyor? Bu tercihi yorumlar mısınız?
Burak Aydın : Burada temel bir takım depolama ve computing denilen veri işleme hizmetleri sunuluyor. Sonra üst seviyede platform servisleri var. Bu platform servisleri infrastructure üzerine farklı teknolojileri ve servislerin sunulması anlamına geliyor.
Bir üstünde SAAS segmenti var. Yani bu platform üzerinden yazılımların son tüketicilere ulaştırılması. Şimdi genelde, bulut hizmetlerinde en temel ürünler, en temel hizmetler yani “infrastructure layer” ciddi oranda yer işgal ediyor. Ama daha katma değerli hizmetler, daha yüksek teknoloji barındıran hizmetler bunlar.
Bulut hizmetinin en inovasyona açık, en inavasyona dönük yüzleri nedir ? Bunlar learning algoritmalarıdır. Makine öğrenmesi algoritmalarıdır veya nesnelerin interneti, IOT servisleridir veya işte bugün generative AI Dediğimiz, LLM modellerinin kullanılmasıyla ortaya çıkan versiyonları servisler ve hizmetlerdir.
Bu ve benzeri birçok servis ve hizmetler kullanılıyor ve bunları kullanarak aslında şirketler kurumlar startuplar inovasyon açısını yakalayabiliyorlar. Çünkü temel servisi almak tabi ki mümkündür. Ama özellikle yüksek katma değerli algoritmaları kullanıp müşterilerin ihtiyaçlarına değer yaratmak, buradaki kritik başlıklardan biridir
Dolayısıyla bizim gibi Hyperscaler’lar bunları müşterilerine sunma noktasında çok daha fazla derinliğe sahip AWS de burada çok pozitif olarak ayrışıyor. En fazla servis sayısı sağlama noktasında pazar lideri konumunda.
Aynı zamanda Bulut servislerinin ve data center hizmetlerinin en önemli başlıklarından biri de verinin güvenliği. Verinin bugünün dünyasında en değerli meta olduğu günlerde o veriye sahip çıkabiliyor olmak da çok önemli.
Bugün hem ülkemizde hem de dünyada çok farklı şirketin korsan yazılımlarla veya Fidye yazılımlarıyla çok ciddi sarsıldığını görüyoruz. Bulut teknolojilerinde çok farklı katmanlardan oluşan ve güvenlik seviyeleri en üst seviyeye çıkartılmış hizmet sağlaması mümkün dolayısıyla bu da önemli, Bulut özellikle HyperScaler Bulut sağlayıcılarının ayrıştığı noktalardan biridir.
– Burak Bey, dediniz ki, müşteriler kendi inavasyonlarını müşteriler getirebilir bazı araçları kullanarak. Sizin verdiğiniz servisler kim tarafından geliştiriliyor?
Burak Aydın : Bizim servislerimizin %90 ‘nının çıkış noktası müşteriler. Müşterilerin ihtiyaçları servise
dönüştürülüyor %90. Bu çok ciddi bir oran. Yani biz şunu yapmıyoruz ; bir Ar-Ge merkezi kurup kendi Ar-Ge merkezimizin içerisinde servisleri tanımlamıyoruz. İstiyoruz ki belirli endüstriler kendi ihtiyaçlarını tariflesinler ve bu ihtiyaçlardan bir servis tanımlayalım. Bu servisler de doğal olarak kullanılabilir olsun. sadece o şirkette o
endüstride değil, bütün dünyada kullanılabilir olsun istiyoruz. Dolayısıyla buradaki bakış açımız çok net.
– Yani İngiltere’deki bir firmanın ihtiyacına göre geliştirilmiş servisi Türkiye’deki aynı koldaki firmada kullanabilir mi ?
Burak Aydın : Doğru , sektör spesifik aslında. Örneğin finans sektöründeki bir ihtiyacı eğer bir banka adresleyebiliyorsa, bu bütün dünyadaki finans sektörünün ortak sorunlarını adresliyordur. Veya örneğin bir üretim noktasında bir fabrikada nesnelerin internetiyle ilgili bir ihtiyaç varsa, dünyanın hangi fabrikasında olursa olsun ihtiyaç aynıdır. O zaman çözümde ölçeklenebilir diye düşünüyoruz.
– AWS gibi çok uluslu bulut firmaları için genelde bir kafalarda bir soru işareti bir eleştiri olabiliyor o da şu; bir kere müşteri oldunuz mu kalıcı olarak müşteri olmaya devam etmeniz gerekiyor gibi bir algı var müşteri tarafında, yani veri taban Oracle işte Sales Force gibi firmalarda bu gibi soru işaretleri yaratıldığını görüyoruz müşteri tarafında en azından şüphe olduğunu görüyoruz burada bu bir risk midir Siz ne düşünüyorsunuz. Bununla ilgili çözüm öneriniz var mı ?
Burak Aydın : Çok güzel bir soru teşekkürler. Bugünün modern veri mimarisinde açık kaynak kodu kullanımı çok ciddi talep görüyor. Dolayısıyla AWS üzerinde ki hizmetlerin çok büyük bir kısmı da açık kaynak kodlu hizmetlerdir ve modern mimaride yazılan tasarımların böyle bir kaygı taşıması çok yerinde değil. Çünkü açık kaynak kodunda herhangi bir bağımlılık söz konusu olmaz. Farklı farklı platformlarda aynı açık kaynak kodunu kullanabilirsiniz dolayısıyla yeni yazılmış Kubernetic ortamında veya Docker kullanarak yazılmış mimarilerde bu, çok önemli bir başlık olmamalı diye düşünüyoruz.
Monolitik yapılarda 20 sene önce yazılmış mimarileri kımıldatmak zordur derler sektörde. Ama bugünün dünyasında bunların da hepsinin modernizasyon çalışmaları devam ediyor. AWS de bu modernizasyon çalışmalarına çok ciddi destek veriyor yani sizin arkaik veya monolitik yapıda bir mimariniz varsa bunu tabi ki desteklemek yaşatmak belirli bağımlılıklar getirebilir. Ama bugünün veri dünyasında ve teknoloji dünyasında bunların hepsi modern mimarilere dönüştürülüyor. Bu dönüşüm yolculuğunda da AWS ciddi oranda destek veriyor. Bu dönüşümü yapmak aslında hem açık kaynak kodu kullanmak hem mimarinin kendi içerisindeki bağımlılıklarını düşürmek açısından önemli. AWS’nin de bu anlamda çok ciddi programları var. Yani bu dönüşümü sağlama destekleme konusunda güncel platformlarda çalışırsanız bu geçişler daha rahat olur.
– Yani Güncel Platformlarda Çalışınca Destek Veriyosunuz
Burak Aydın : Aynen öyle. Hatta güncel platformlarla çalışın diye biz destek veriyoruz. Yani biz bağımlılığın teknoloji bağımlılığı değil, inovasyon bağımlılığı olmasını istiyoruz. Bizimle beraber daha fazla inovasyona yol açın. Beraber müşterilere değer yaratalım şeklinde görüyoruz ve kazan kazan ilişkisiyle olması gerektiğini de düşünüyoruz.
– Bir yandan da pazarda bulut işinde ciddi bir öbeklenme, bir merkezileşme gözlüyoruz. Birkaç büyük oyuncu artık sıyrıldı ve yerini sağlamlaştırdı diye görüyoruz. Bu bir risk midir? Bunun rekabetin ortadan kalkmasına yol açacağını öngörüyoruz. Buradaki düşünceniz nedir? Dünyada bir takım elektrik kesitleri vs yaşanıyor bir yandan bunları da görüyoruz. Yani kullanıcılar neden AWS’yi tercih etmeli?
Burak Aydın : AWS bulut konseptinin çıkış noktasında var olan firma. Dolayısıyla bulut konseptini ortaya atan bu teknolojilerin yaygınlaşmasını sağlayan dünyadaki lider firma konumunda. Hem pazar payı açısından, hem ürün servislerinin genişliği ve derinliği açısından.
Bulut pazarı oldukça büyük bir pazar dünyada ve birçok oyuncuya yer var. Hem yerel oyunculara, hem uluslararası oyunculara, hem global oyunculara yer var. Ama burada unutulmaması gereken nokta, bulutun inovasyon noktasındaki ciddi desteğinin mutlaka şirketler startuplar açısından kullanılabiliyor olması lazım.
Ölçeklenebilir hizmetlerin önemi çok kritik. Bu kadar globalleşen bir dünyada belirli ürünleri çıkartıp dünyaya sunmak için mutlaka bir bulut sağlayıcısına, Hyperscaler’a (kuruluşlara ve bireylere büyük miktarlarda bilgi işlem gücü ve depolama kapasitesi sunma konusunda uzmanlaşmış büyük ölçekli veri merkezleri) ihtiyacımız var.
Türkiye’de çok güzel örnekler var. Türkiye’nin oyun sektörü bulut teknolojileri vasıtasıyla aslında dünyaya yayılmış vaziyette. Bunu yerel Bulut sağlayıcıları veya yerel data centerle yapmanız mümkün değil. Bugün 2,5 milyar dolardan fazla yatırım alan bir sektörden bahsediyoruz. Bu bulut sayesinde ortaya çıkan bir sektör veya Türkiye’nin yine unicornları arasına girmiş, daha sonra decacorn olan Insider firması da bu anlamda ciddi başarılardan biri. O da bulut sayesinde bu hizmeti dünyadaki büyük oyunculara sunabiliyor. Dolayısıyla Bulut, teknolojileri bir ülkenin rekabetçi olabilmesi için ülkedeki startupların yeşerebilmesi için önemli başlıklardan biri. Özellikle Hyperscaler bu anlamda çok kritik, AWS de bu noktada hem Türkiye’deki startupları hem kobileri, hem de büyük ölçekli firmaları desteklemek için var.
Burada aslında biraz şu mesajı veriyorsunuz gibi algıladım. Unicorn olmak istiyorsanız dünya çapında çalışmanız gerekiyor gibi bir iddialı mesaj var.
Burak Aydın : Biraz öyle aslında. Çünkü unicorn olmak demek dünyaya hizmet satmak demek. Sadece Türkiye pazarındaki faaliyetlerle unicorn olmak mümkün değil. Türkiye’nin 6 tane unicorn sektörü var. Bunların da hemen hemen hepsi Türkiye’deki operasyonlarını, dışarı taşımış vaziyetteler veya taşımak üzere çalışıyorlar.
– Bir diğer sorumuz da tüm dünyadaki operatörler, uzun zamandır çok yatırım yaptıklarını ama yeterince para kazanamadıklarını bu yatırımlarının karşılığını alamadıklarına dert yanıyorlar benzer risk bulut hizmet sağlayıcıları içinde olacak mı yakın dönemde? Nasıl ön görüyorsunuz ?
Burak Aydın : Bulut hizmet sağlayıcıları Hyperscaler anlamında mı sorunuz?
– Yani üzerine konulan servisler bunlara taşıyıcı diyelim. Operatörler yani taşıyıcılar yatırım yapıyor ama üzerine konulan servisler daha çok para kazanıyor acaba bunu bulut servislerinde de görecek miyiz? Yatırımı bulut servisleri yaparken, üzerine konulan servisler daha çok para kazanacak olur mu?
Burak Aydın :Aslında olur çünkü bulut aslında bir platform sağlıyor ve o platformu kullanarak dünyanın büyük oyuncuları kendi ürünlerini ve hizmetlerini tasarlıyorlar. Hani tabiri caizse bulutun nimetlerini kullanarak, kendi alanlarında çok daha büyük büyük hizmetler ve servisler tasarlıyorlar. Unicorn, decacorn oluyorlar. Çok çok büyük şirketler oluyorlar.
Bugün sosyal medya şirketlerine bakalım, bunlar da belirli bulutların üzerinde çalışıyorlar. Yarattıkları değer milyarlarca dolarlık değer veya dünyanın e-ticaret siteleri veya Netflix gibi broadcasting yapan şirketler. Bunların hepsi, aslında teknolojileri üzerinde kendi hizmetlerini servislerini tamamlayan şirketler. Dolayısıyla biz aslında platform sağlayarak, birçok şirkete kendi ürünlerini ve servislerini dünyaya pazarlama şansı sağlıyoruz. O anlamda da ciddi bir ekonomik değer yaratıyoruz. O yüzden bulut, bütün dünyada, ekonomik girdi teşkil ediyor.
– Son dönemde AWS gelirinin arttığını ama karlılığını düştüğünü gözlemliyoruz. Yayınladığınız raporları incelediğimiz zaman görebiliyoruz. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz. Genel olarak pazarın durumunu nasıl yorumluyorsunuz?
Burak Aydın :Şöyle aslında ; en son açıkladığımız kamuya açık rakamlara bakacak olursak %12 oranında bir büyüme söz konusu global rakamlarda. Yani dünyadaki buluta yönelimin, hala pozitif oranda büyüme rakamlarına yansıyacak şekilde değer kattığını, büyüdüğünü görüyoruz.
Rakamlardaki düşüşün sebebi AWS’nin ciddi bir Ar-Ge firması olması, Ar-Ge yatırımlarına hız kesmeden devam etmesiyle açıklanabilir. Şu bir gerçek dünyada ekonomik durgunlukla ilgili söylentiler var ama biz hala ciddi oranda büyümeye namzet bir yol aldığını görüyoruz ve AWS olarak yatırım yapmaya devam edeceğiz.
Yatırım yapmak bir çok farklı alanda diğer sektörlerinde önünü açacaktır dolayısıyla AWS bu alanda yatırım iştahını kaybetmeden devam ediyor.
– Son olarak şunu sormak istiyoruz. Gerçi biraz ucundan girdik bu konuya önceki sorularda. Bulut konusunda ve veri merkezleri konusunda, Türkiye’de devletin atması gereken adımlar var mıdır? Nasıl bir ortam sağlanmalı firmalara? Ayrıca siz Outposts isimli yeni hizmetinizi duyurdunuz ama Türkiye’de ayrıca veri merkezi yatırımı yapmayı planlıyor musunuz ?
Burak Aydın : Bugün inovasyonun bulut olmadan gerçekleştirilmesi çok zor. Bugünün dünyasında çok zor. Neden? Çünkü, bugün tarım da yapıyor olsak, sağlık sektöründe de faaliyet gösteriyor olsak, üretim de yapıyor olsak, buluta dokunmadan bunları yapmak mümkün değil. Bugün tarım, akıllı tarıma dönüştü. Ne zaman, Ne kadar yağış alacağı, hasatın erken hasat mı, zamanında mı olması gerektiği gibi konuları, teknoloji hep bulut teknolojileri söylüyor.
Bugün bir otomotiv firmasında üretimin nasıl optimize edileceği veya bir rüzgar tribünü firmasında rüzgar tribününün ne zaman kırılacağı, ne zaman değiştirilmesi gerektiğini, hep bulut teknolojileri söylüyor. Dolayısıyla bulut olmadan, bugünün dünyasında inovasyon olması çok zor. O yüzden de, istisnasız bütün sektörlerin, geleneksel sektörlerin hızla dijitalleşmesi söz konusu.
Türkiye’de de çok güçlü sektörlerimiz var. Türkiye’nin bulutu kullanmadan, dijital ekonomide var olması mümkün değil. O yüzden de biraz önce bahsettiğim, Colombia Business School’un yaptığı bir araştırmadaki gibi ülkemizde %24 olan bulut kullanımının mutlaka G-20 ülkelerinin ortalaması olan %49’lara doğru çıkartılması lazım.
Biz dünya bulut olgunluk endeksinde ilk 40’dayız ama 39. sıradayız. Oysa bizim yerimiz hep 20’lerin altında olmalı. yani G20 ülkesi olarak o 20’lik listeye girmemiz lazım. Dolayısıyla yapacağımız çok şey var. Regülasyonların adım atmasını bekliyoruz uzun süredir.
Cumhurbaşkanımızın yaklaşık bir buçuk sene önce bu konuda yaptığı konuşmada bir başlık vardı ve GDPR’a uyumla ilgili adımların atılacağını söylüyor idi. Bu ve benzeri gelişmeler sektörün önünü açacaktır. İçinde bulundurduğu sektörleri inovasyona yöneltecektir.
Bir örnek vermek istiyorum. Bugün bankacılık dünyasında Türkiye bankacılık sektörü inovasyon ödüllerini çok ciddi oranda alan ülkelerden biri konumunda idi. Ama inovasyon hızımız birazcık kayboldu maalesef. Sebebi de bankacılık çok regüle bir sektör olduğu için ve BDDK kuralları bu konuda çok belirleyici olduğu için. Sektörün inovasyon hızı düşüyor ve içe kapanmaya başlıyor.
Ama şu olurken bu tabii zor oluyor belirli ürünler artık “onpremises (Şirket içi kurulum)” çalışmaya veda ediyorlar. Diyorlar ki –özellikle Finans sektöründe bu son bir 1,5 senedir gözlemlediğimiz bir başlık– artık ben onpremises çözümleri bırakıyorum ve sadece buluttan hizmet vermeye başlayacağım. Çünkü onpremises yaşatmaya çalışmak zor. Çünkü her onpremises lokasyon için ayrı ayrı yatırım yapmanız lazım. Bu da çok maliyetli bir iş ve o yatırımları da tekrarlamak lazım.
O yüzden de bırakıyorlar. Şimdi onpremises’de uygulamalar olmadığı, buluta çıkmak mecburiyetinde olduğu zaman, regülasyonlar bu engellerse, ne oluyor? Siz yenilikçi teknolojileri kullanamıyor oluyorsunuz. Bu da ciddi oranda sektörün önünü kesiyor inovasyon anlamında.
O yüzden hani zaten burada Cumhurbaşkanımızın o 1,5 sene önce söylediği irade var. Her kurum ve kuruluş içerisinde çalışmaların da olduğunu biliyoruz. Yasa tasarılarının içerisinde bunun tartışıldığını biliyoruz. Umarız ki önümüzdeki dönemde bu konuda güzel haberler alırız. Biz outposts hizmetini Türkiye’ye getirerek, bulutun önemli bir uzantısını Türkiye’ye konumlandırmış olduk. Onpremises yatırımların yanına koymuş olduk. Türkiye’ye bakışımız çok pozitif ve çok heyecanlıyız bundan sonraki yatırımlar için.
Harika, çok teşekkür ediyoruz Burak Bey kıymetli vaktinizi ayırdınız sorularımıza cevap verdiniz keyifli bir sohbet oldu çok teşekkür ediyoruz.
Burak Aydın : Ben çok teşekkür ederim sağolun.