Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği olarak, içinde bulunduğumuz “Pandemi” koşullarında öğrencilerimizin sağlığı önceliğimizdir. Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB), öğrencilerimizin okullarından uzak kalacakları süre zarfında “uzaktan eğitim” almaları kararını yerinde bulmaktayız.
Bununla birlikte uygulanmakta olan uzaktan eğitimin ilk gününde; en değerli varlığımız, ülkemizin geleceği çocuklarımızın eğitimi, bilişsel ve psikolojik gelişimleri açısından son derece kaygı verici ve ürkütücü yayınlara tanık olduk.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 42. maddesi “Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, devletin gözetim ve denetimi altında yapılır” hükmüne ve anayasal zorunluluk gereği tüm dinlere, inanışlara eşit mesafede olunması gerekliliğine rağmen çocuklara ilahiler dinletildi. Pedagojik olarak asla müfredatta yer almaması gereken idam ve şiddet içeren savaş sahneleri -çizim olarak da olsa – ayrıntılarıyla izlettirildi. Bugünlerde yaşadıkları olağanüstü koşulları kötü bir anı olarak hatırlayacak çocukları rehabilite etmemiz gerekirken, bu görüntülere maruz bırakmak akıl ve ruh sağlıkları için olumsuz sonuçlar doğuracaktır.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, “O görüntüleri ben de onaylamıyorum, güvendiğim için denetlemediğim ekip hazırladı” diyebilmiştir. Bu durumda Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği olarak Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’a soruyoruz;
“Okullarımızda çocuklarımıza eğitimi de, güvendiğiniz ama denetlemediğiniz farklı kişiler ve ekipler mi veriyor? Bu konuda soruşturma açacak ve gereken yaptırımları uygulayacak mısınız?”
Türkiye’nin de taraf olduğu Çocuk Hakları Sözleşmesi (ÇHS) çocuklar için daha iyi bir dünya ideali yönünden önemli bir kazanımdır ve yasal mevzuatımız açısından da bağlayıcıdır.Çağın gereklerine uymayan, bilimsel ve nesnel ölçülerle hazırlanmamış eğitim programlarının ve içeriklerin çocuklarımıza uygulanmasını istemiyoruz.
İçinde bulunduğumuz küresel salgını ve ileride yaşamamız olası başkaca felaketleri Türk bilim insanlarının yapacağı buluş ve katkılarla kendi olanaklarımızla yenebilmemiz mümkündür, yeter ki Büyük Önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ün arzu ettiği fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştirilsin. Bunun için ise eğitimin bilimsel ve laik esaslara göre verilmesi ön koşuldur.
Unutmayınız ki çocukların eğitimi ülkenin önce geleceğini ve sonra da kaderini belirler.