Emlak Bankası’nın hala hayatta olduğu yıllarda reklam kampanyalarından birinde kullandığı “Gelecek’te Bir Gün Gelecek” sloganını bugün otuzlu yaş ve üzerinde olan bir çok insan hala hatırlıyordur.
Önümüzdeki yıllara damgasını vurabilecek sloganlardan birisinin Turkcell tarafından bulunduğu düşüncesindeyim. Reklam panolarında “Gelecek Geldi” sloganını görüyoruz. Şahsen fuarı gezdikten sonra “Geleceğin Geldiği”ni gördüm. Zaten son birkaç yıldır yeni olarak sunulan hiçbir şey bizi heyecanlandırmıyor. Artık hepimiz bir zamanlar bilim kurgu filmlerinde gördüklerimizin ve ilerisinin, günlük hayatımızın bir parçası olmaya başlamasını kanıksadık.
Ankesörlü Telefonların Dönüşü
Çoluk çocuk dahil kimsenin elinden düşmeyen cep telefonları bir zamanların en yaygın iletişim aracı olan ankesörlü telefonların sonunu getirdi. Kullanımı giderek azalmaya başladı.
Ancak Türk Telekom’un standını gezerken ankesörlerin belli mekanlarda tekrar gözde olmaya başlayacaklarının ayak seslerini duyar gibi oldum. GSM firmaları 3G üzerinden video konferans özelliklerine sahip hizmetlerini tanıtırken sabit hat pazarının şimdilik hemen hemen tek oyuncusu olan Türk Telekom’un buna karşılık verdiğini görmek sevindiriciydi.
“Alo, alo, beni görebiliyor musun?”
Yeni nesil ankesörlü telefonun önüne geçtim. Sağına soluna baktım. Klavyesini parmakladığım sırada Türk Telekom yetkilisi cihazı tanıtmaya başladı. Video Konferans özelliğini olduğunu, resim çekip email yollanabildiğini söyleyince daha fazla dikkat kesildim. Kulaklarıma inanamıyordum. Türk Telekom değişimin izlerini şimdiden göstermeye başlamışmıydı acaba?
Önce bu cihazı biraz daha fazla inceledim. Karşısına geçip gülücükler atarak resimler çekilip arkadaşlarıma email atmak istedim. Ama tahmin edin ne oldu.. Kötü bir süprizle karşılaştım diyeceğim (ama pek de süpriz olmasa gerek diyenleri de duyar gibiyim) e-mail göndermek için kullanılan sunucularda yaşanan problemden dolayı boynu bükük bir şekilde Türk Telekom standından uzaklaştım.
Türk Telekom standını gezen bir dostum ise kendisinin gülücükler atıp çekildiği resimleri bana yollayıp dip not olarak “ankesörlü telefon’dan” yazdığını görünce çocuklar gibi sevindim. 🙂
Türk Telekom bir değişim süreci içinde sanırım. Artık elimde ne varsa müşteri bununla yetinmeli zihniyetinden yavaş yavaş sıyrılmaya başlamış gibi gözüküyor. Video Konferans özelliğini aktif olarak kullanılmasa da bu yeni nesil ankesörlü telefonlar havaalanları, üniversite kampusleri, oteller, iş merkezleri gibi alanlara bırakılacak. Artık sokaktaki insanlar bile teknolojinin günlük hayatlarına daha fazla girdiğine şahit olacaklar. Türkiye’ye gelen turist, evinden uzakta okuyan öğrenci, iş gezisinde bulunan işadamı belki bir süre sonra görüntülü olarak iletişim kurma imkanına kavuşacaklar.
Cepten Cepe : Alooo, beni görüyormusun?
Türk Telekom standından sonra Turkcell ve Telsim’in standlarının bulunduğu bölüme adım atınca artık bilim kurgu filmlerinde yazılan senaryoların günlük hayatımızın bir parçası olmaya başladıklarını daha yakından görme fırsatım oldu.
Ankesörlü telefonlardan video konferans düşüncesi, cep telefonlarında 3G lisanslarının verilmesi ile her an her yerde yüzyüze, göz göze iletişim olarak önümüze çıkacak.
Halihazırda bir odanın içinde kamera ve televizyon’un veya bilgisayarın karşısında gülücükler atarak katıldığımız video konferans olayını artık sokakta hep birlikte yaşamaya başlayacağız.
Telsim, bu yıl ilk kez katıldığı fuarda tam bir şov yaratmış bence. Üzerindeki onca yüke –satış süreci– rağmen sahneye çıkarak kendisini son kullanıcılara daha fazla gösterme imkanı buldu. Gerçek müşteri sayısının verildiği ekrandaki rakam 8 milyon 8 yüz bin aşmıştı. Konuştuğum bir Telsim yetkilisi, bu rakamın Telsim’in aktif müşteri sayısı olduğunu, bir şekilde abone olup ancak şu an Telsim hizmeti kullanmayan müşterileri kapsamadığını söylerken gözlerinde haklı bir gururun ışıltısı yansıyordu. Son bir iki yılın en hızlı büyüyen GSM firmasının bu dev standı gözlerin bir kere daha kendilerine çevrilmesini sağladı.
Turkcell, her zamanki gibi fuarın en gözde firmalarından olmaya devam etti. Gelecek Geldi sloganının sadece lafta kalmadığını uygulamaları ile gösteriyordu. Telsim gibi Turkcell de 3G uygulamalarını ziyaretçilerine tanıtırken, mobil ödeme en çok dikkati çeken hizmetti.
Gözlerim AVEA‘yı aradı ama göremedi. Bu sene fuarda yoktular.
Fuarda bu bölümü terk ederken Türkiye’de ki mobil telefon kullanıcı sayısı nedir diye sordum kendime. Elbette firmaların açıkladığı rakamlara göre çoktan 35 milyon geçilmişti. Ancak yine de içimden geçen “gerçek kullanıcı rakamı acaba bu mu?” oldu. GSM firmalarının abone sayıları hakkında bilgi verirken aktif abone sayısı, abone başına gelir gibi bilgileri biraz daha detaylı olarak bizler ile paylaşsalar da daha detaylı bir karşılaştırma yapma imkanına sahip olsak. Bu bilgilerin bir kısmı ticari kaygılar sebebi ile açıklanmayacağı için biz sadece ümit etmekle kalmış olalım. Kim bilir belki bir gün Turkcell, Telsim ve Avea bizler ile çeşitli bilgileri paylaşırlar da bizde hangi bilgiye göre kim en tepede onu haber yapma imkanına sahip oluruz.
–Toplam abone sayısı
–Abone başına görüşme süreleri
–Abone / Görüşme süre aralıkları
ve benzeri çeşitli karşılaştırma soruları.
Nerede kalmıştık. 3G lisansının verilmesi ile cep telefonlarından yüksek bantgenişliğine ulaşma imkanlarına kavuşunca artık bilim kurgu filmlerini kendi hayatlarımızda yaşamaya başlayacağız. Artık evlerimizde kullandığımız ADSL’den daha hızlı bir şekilde İnternet’e bağlanırken, sadece evde işyerinde veya 802.11 b/g olan Kablosuz Erişim Noktalarında değil, yürürken, otobüste, dağda bayırda kısacası her yerde bilgiye ulaşmış olacağız.
Bir bakacaksınız elinde cep telefonu televizyonda maç seyreden bir taraftar, diğer yanda ailesi görüntülü olarak konuşan öğrenci, müdürüne işten kaytarmadığını kanıtlamak için bulunduğu yeri cep telefonunun kamerası ile karşı tarafa gösteren eleman, sevgilisinden uzakta ona özlemini gözlerindeki sevgi ışıklarını cep telefonundan yollayan aşık…
Ve daha niceleri…
Evet “Gelecek Geldi” ve hatta bir süre sonra da “Gelecek Geçmişte Kalacak”