Röportajın ilk bölümünü Cem Polatoğlu; Online Tatil Siteleri için Güven Ortamı Gerekli – 1 başlığı altında okuyabilirsiniz.
turk-internet.com; Tatil sitesi açmak yani bu işe girişmek bu kadar kolay mı?
Cem Polatoğlu; Türkiye’de, kesinlikle son derece kolay. Önlemi de kolay ama, bir türlü halledemedik. Kesinlikle çok kolay açarsınız bir web sitesini. Otellerin, direkt web sitesinden satışınızı yaparsınız. Ve yahutta oturup bir tur düzenlersiniz.
turk-internet.com; Bu işi legal yapan firmalar buna bir şey demiyorlar mı?
Cem Polatoğlu; Yok, o parasını alma derdinde. Parasını alsın da kim gelirse gelsin. Bir yerde de haklı.
turk-internet.com; Sonuç olarak ucu onlara da dokunmuyor mu?
Cem Polatoğlu; Dokunuyor aslında. En son bir olay yaşandı. İsmini vermeyeyim, kaçak bir acenta gazetelere de yansıdığı şekliyle 40’ın üzerindeki müşterisini bir otele ki yönlendiriyor. Otele gidiliyor ki görevli, “ben bu adamı tanımıyorum. Bize yaptırılmış böyle bir kayıt yok, parası da ödenmedi” diyor.
Orada müthiş olaylar çıkıyor. Tabi içinde meşhur insanlar da olduğu için basın orada alaka gösterdi. Protesto için burdan kalkıp Antalya’ya gitmişler “kapı-pencere duvar”.
Bu gibi mağduriyetler sözkonusu, ancak illaki bir meşhur kişiye ya da arkası kalın kişiye rastlayınca bunlar ortaya çıkıyor. Ama binlerce internet mağduru, tatil mağduru söz konusu.
Bu yüzden seyahat acentalarına henüz böyle güven sağlanamadı. Çünkü bir kere adam seyehat acentası olup olmadığını araştırmıyor bile. Sadece bu olayları duyuyor ve seyahat acentasıyla ilgili genel bir güvensizlik söz konusu oluyor.
Bunu önlemenin yolu var. Biz Tursab’a defalarca anlattık, faksımızı da çektik. Umarım, yardımcı olacaklardır. Ama, kısa dönem içerisinde ben Türsab da adayım tahmin ediyorum bu kitle beni seçecektir. Çünkü, genç bir nesil geliyor.
turk-internet.com: Peki, sizin ne gibi bir öneriniz söz konusu?
Cem Polatoğlu; Tabii ki, bu çok ciddi bir sorun. Bir kere, tüketici cephesinde bunun aydınlatması gerekiyor. Bu iş için Tursab sertifika yaptıracak. SSL gibi özel bir sertifika yaptıracak. Bu yazılımı sadece seyahat acentalarına verecek ve tüketiciye “sadece bu yazılım yüklü olanlar benim seyahat acentamdır. Lütfen üzerine tıklayıp kontrol ediniz” mesajı verilecek.
turk-internet.com; Peki, bunun kopyalanması mümkün değil değil mi?
Cem Polatoğlu; Değil. SSL gibi biz yazılımı kendimiz yapacağız. İkinci bir metod daha var; banner olayı. Bu, özel bir kodlama ile yapılacak ve içinde Türsab logosu olacak. Bunun üzerine tıklandığı zaman bizler için açtığı özel siteye geçecek ve o sitenin güncel olduğu da yine oradan takip edilebilecek. Tüketici; o sayfanın güncel olduğunu, Türsab tarafından onaylı bir site olduğunu gördükten sonra gönlü rahat bir şekilde alışverişini yapacaktır.
turk-internet.com; Peki Türsab’ın, acentaların burada yapabileceği şeyler yok mu?
Cem Polatoğlu; Bireysel bazda değil. Tabi ki; eğer benim bir örgütüm varsa, ben örgüte senede 1.200 TL para ödüyorsam, bu örgütün diğer başka gelirleri de varsa, güvenlik için benim örgütümün; hem para ayırması lazım, hem vakit ayırması lazım, hem de emek ayırması lazım diye düşünüyorum.
Ben ne yapabilirim? Ben ancak kaçak gördüğüm şirketleri Türsab’a yönlendirebilirim. Ben bunu bunu yapıyorum ama bunun dışında benim, tek başıma gidip de savcılığa başvurmam olmuyor. O zaman da; “senin birliğin yok mu? Senin birliğinin avukatları yok mu?” deniyor.
Türsab’ın, 22 tane avukatı var. Gerekirse 152 tane olsun ama bu kaçak acentalıktan bizi bir şekilde kurtarması gerekiyor. Çünkü, baktığınızda internetteki seyahat acentalarının yüzde 95’i kaçaktır. Yani sadece yüzde 5’i piyasada ve geride kalan yüzde 95’i kaçak ve biz hala ekmeğimizi kaçak acentalarla paylaşıyoruz.
Bugün, üniversite okuyan bir öğrenci, hatta bir memur bile boş zamanlarında internet sitesinden tur düzenleyerek ek gelir sağlıyor ama, bu bizim işimiz, bizim mesleğimiz. Bu bir meslek ve bu meslek ek gelir mesleği değil. Biz pazarda çorap satmıyoruz. Bu; belli bir yatırıma dayalı, vergiler verdiğimiz, emek harcadığımız bir meslektir.
Belli teminatlar yatırdık. Bakanlık olsun, Türsab olsun teminatlar yatırdık. Evden kurulmuş, maliyeti olmayan bir site ile insanlar mağdur edilebiliyor. Sonuçta mağdur olan Türk turizmi oluyor. Otelcinin de bundan memnun olduğunu düşünmüyorum. Yine turizm içinde hiç bir sektörün bundan memnunluk duyduğunu düşünmüyorum. Hep beraber aynı gemide olduğumuzu düşünerek otelcinin de ancak kendisi direkt satış yapabilir. Ama ancak seyahat acentalarına yer vermesi gerektiğine, uzun vadede onun da zararlı olduğunu belirtmek istiyorum.
turk-internet.com; Türkiye’de kriz yaşadık ve bu işler de yara aldı bildiğimiz kadarıyla. Siz, neler yaptınız bu dönem içerisinde?
Cem Polatoğlu; İnsanlar haklı. Çocuklarının karnını doyurucak, evinin kirasını ödüyecek, üstüne başına birşeyler giyecek, çocuğunu okula gönderecek, arabası varsa arabasının masraflarını ödiyecek. Ondan sonra senin aklına tatil gelir. Yemeğe çıkmak zorundasın, arkadaşlarınla konuşmak zorundasın, kafeye gitmek zorundasın, sinemaya, tiyatro ya da bir yere gitmek zorundasın ya da gidiyorsun. En son tatili düşünüyorsun.
O yüzden hakikaten ağır darbe aldık. Biz Baracuda Tur olarak neler yapabildik? Biz turlarımızı çeşitlendirdik. Örneğin televizyonda yemekteyiz programını izlerken biz “niye bunu yurtdışında yapmayalım?” dedik. İnsanlara neden yurtdışında yemek programları sunmayalım, onları yemek kurslarına göndermeyelim?
İtalya’da başladık. Bizim İtalya’daki yemek programımız çok tuttu. Burası sertifika verilen bir akademidir. Buradan mezun verdik ve insanlar ciddi ciddi restorantlara ilgi gösterdi. İlgi gösterenlerin içinde ev kadınlarının dışında beyler de var. Birkaç tane de hobi olarak gelen beyimiz vardı. Bu olay baktık tuttu ve Fransa’da da denedik. Orada da tuttu.
Şimdi Uzak Doğu’da Bangkok’ta deniyoruz. Orada daha çok tuttu, ve şimdi biz sadece yemekteyiz diye bir tur programı çıkardık. İtalya, Fransa ve Uzak Doğu Bangkok’ta yemek okullarında kurs veren, sertifika veren böyle bir tur.
Bunun dışında alışveriş turları düzenlemeye başladık. Alışveriş için her ülkenin, her bölgenin kendine has dönemleri var. Örneğin; Dubai’de senede iki kezdir. Orada markaları bulabiliyorsunuz. Hong Kong’da, Singapur’da da bu şekilde bulabiliyorsunuz. İtalya’da outletlerde mevsim dönemi geçişlerinde yüzde 70’e varan indirimler var ve o dönemleri yakalıyorsunuz. Keza abiye kıyafetler de ayakkabılar için yine bazı markalarda Amerika çok ucuzdur. Los Angeles’ ta 100 dolara biz abiye kıyafetler satın alabiliyorsunuz.
Zeynep Tunuslu, ünlü bir modacımızdır. Onlarla bir konsept oluşturduk ve yurtdışında alışveriş gezileri düzenledik. Bu gezilerimiz de oldukça tuttu. Birkeç kez İtalya’ya gittik. İki üç kez Los Angeles yapıldı. Iki kere Singapur yapıldı. Dört defa Dubai yapıldı. Bu tür turlarımıza da ilgi artmaya başladı.
Biz tabi zaman zaman bu çeşitliliğimizi arttırmaya devam ediyoruz. Yine Formula 1 yarışlarına İtalya’ya götürüyoruz ve burdan götürdüğümüz kişilere Formula 1’i kullandırtıyoruz.
Bunun dışında motosikletliler için; İstanbul’dan çıkarak Yunanistan, Dalmaçlı Kıyıları ve tekrar Yunanistan üzerinden veya Romanya- Bulgaristan üzerinden tekrar Türkiye’ye getiriyoruz. Motosikletliler için de böyle bir turumuz var.
Yaptığımız turizmi çeşitlendirmektir. Bunu yapmaya çalışıyoruz. Yakın ülkelere turlar düzenlemeye başladık. İran’a turlarımız başladı. İran çok enterasan bir yer. Keza Ermenistan’a tur düzenlemeye başladık. Gürcistan oldukça popüler bir destinasyon oldu.
turk-internet.com; Online seyahat acentalarının geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Cem Polatoğlu; Ben, yaşım itibariyle ve ayrıca internetten 74 milyarımı kaybetmiş bir mağdur olarak dijital mecraa gençler kadar adapte olamıyorum. Buna rağmen, şu an özel bir yazılım yaptırarak internetten satışa hazır hale geldik. Bizim bayramdan sonraki gün online satışımız başlıyacak. Hem acentalar için toptan satış hem de tüketici için bireysel satış ve paket turlar. Kısa zaman içinde de bunun oturacağını düşünüyorum. Tabiki bu güven meselesidir. Tüketicilere ulaştıktan sonra tahmin ediyorum ki bu ivme gittikçe artacaktır. Kısa zamanda da satışımızın yüzde 70 civarında internetten olacağına inanıyoruz.
turk-internet.com; Sene sonu geldi. 2010’a ilişkin ne gibi hedefleriniz var?
Cem Polatoğlu; 2010 tamamen internet çağı olacak. İnsanlar, artık evden herşeyi görerek alışveriş yapacak. Tabi bu seyahat acentaları için de çok önemli bir sene olacağı anlamına geliyor. O yüzden, bütün hazırlıklarımızı 2010’a göre yaptık ve bunu kendi güvenlik yazılımımızla yaptık. Kopyalama vs. kolay kolay mümkün olmayacak. Şu an internetten satışımız olmadığı için 2010’da ivmemiz sıfır. Online satışımız yok. Sadece internetten, web sitemizden görüp, bize telefon açıp, alışveriş yapıyorlar.
turk-internet.com; 2010 ve sonrası için ne gibi bir hacmi hedefliyorsunuz?
Cem Polatoğlu; 2010 yılında satışımızın yüzde 30’unu biz internetten yapmayı düşünüyoruz. 2011 yılında da yüzde 70 varan bir oranla internetten satış yapıcağımızı umuyoruz.
turk-internet.com; Online seyahat alışverişi yapanlara ne gibi önerileriniz olacak?
Cem Polatoğlu; Tüketiciler; internetten alışveriş yaparken en azından alışveriş yapacakları yerin seyahat acentası olup olmadığını kontrol etsinler. Bunu, Türsab’dan kontrol edebilirler. Alışverişlerini ondan sonra yapsınlar. Sonuçta onların mağduriyeti sadece onları üzmüyor. Bu, en az onlar kadar beni de üzüyor. Çünkü bu bizim geleceğimize de sekte vuran bir olay oluyor. O yüzden tüketicileri uyarmak istiyorum.