turk-internet.com’un “Radyoculuk dışında ne gibi fonksiyonlarınız var?” sorusuna Trafik Radyo Genel Yayın Yönetmeni Cezayir Doğan şöyle cevap verdi :
“Eskiden İstanbul’a ait bir radyo yoktu, artık oldu. İstanbul’un radyosu olduğumuz ve problemli trafiği konuşan bir radyo olduğumuz için, öncelikle trafikteki vatandaşlardan çok sayıda şikayet alıyoruz. Yollarla ilgili şikayetler alıyoruz ama bunun yanı sıra kente dair sıkıntıları sorunları olan çıkıyor ve anlatıyor. Çünkü dinleyiciler bir muhatap buldular karşılarında.
Biz de bunları yetkili birimlerle paylaşıyoruz ki zaten birçok mecranın bizi dinlediğini biliyoruz. Belediyelerin dinlediğini biliyoruz. Biz, beyaz masanın radyo versiyonu gibi olduk. İnsanlar bizi arıyor, yetkililer duyuyor, ve harekete geçiyor. Aslında bulunmaz bir fırsatız belediyeler için de çünkü onların göremediği fark edemediği birçok noktadan biz sorunu şikayeti her neyse buluyor ve dile getiriyoruz. Onlara kalan ise gidip çözmek oluyor.
turk-internet.com’un “Doğal olarak çok sayıda izleyicisi olan bir yayın kuruluşusunuz. Bir çok anınız vardır diye tahmin ediyoruz. bu perspektif ile ilginç bulduğunuz, aktarmak isteyeceğiniz anılarınız var mı?” sorusuna Cezayir Doğan şu şekilde cevap verdi :
“Hamile bir hanımefendinin doğuma yetişmesini sağladık gönüllü muhabirlerle beraber. Beyefendi aradı “eşim hamile, hastaneye yetiştirmem lazım. Bana yardımcı olun, yollar çok yoğun” dedi, biz de “hadi bakalım” dedik dinleyenlerimize “nereden gitsin? Zeynep Kamil’e ulaşması lazım.” Sokak sokak tarif ettiler ve sonunda hastaneye ulaştı.
“Sağ olun Allah razı olsun” diyip çıktı yayından, bize yayında teşekkürlerini sundu. Bu, bizim unutamadıklarımızdan, “biz müthiş bir iş yapıyoruz”, “farklı bir iş yapıyoruz”, “acayip bir iş yapıyoruz” diye düşünmemizi sağlayan ilk örnekti.
Bu bahsettiğim olay radyonun ilk yayın hayatına başladığı dönemlerdeydi. Bunu başardıktan sonra, dedik ki biz “evet biz farklı bir yere doğru gidiyoruz. Bundan sonra daha temkinli olmalıyız çünkü gözler üzerimizde, çünkü verdiğimiz veya vereceğimiz bilgiler hayati önemde, hayati değerde”.
Buna uygun yayınlar yapmaya başladık, buna uygun söylemlerde bulunmaya başladık. Bir başka anı, bir beyefendi aradı “yolda gidiyorum, sağ tarafta bir minibüs, minibüsün içinde bir adam duruyor, muhtemelen kafası direksiyonda, muhtemelen baygın. Ben duramadım arkadan gelenler dursunlar, baksınlar “ diye ricada bulundu. Sonra, yaklaşık bir dakika sonra, bir başka telefon çaldı ve yayına çıkan kişi dedi ki “ben o kişiyim, kafasını direksiyona koyduğu söylenen kişi benim. Bayılmadım, sadece arabam bozuldu.” Yani çok kısa sürede, hemen anında bilgi alabildik. Bu da ilginç anılardan birisiydi. Yani İstanbul’un her yerine kısa süre içerisinde ulaşabilen bir radyo olduk diyebilirim.
Cezayir Doğan, trafiğin bu denli içerisinde yer alan bir isim olarak sorunların çözümünde bilinçlenmenin şart olduğunu düşünüyor. Trafik bilincinin oluşması adına herkesin elini taşın altına sokması gerektiğine inandıklarını ifade eden Doğan, devletin bu konuda bir seferberlik ilan etmesi gerektiğini, bu çerçevede radyo olarak destek vermeye hazır olduklarını belirtiyor.