Son dönemin en popüler konularından birisi olan, yapay zeka (AI) sohbet robotu ChatGPT, bilimsel literatürlerde resmen yer almaya başladı. En az 4 makalede yazar olarak gösterildi. Arkasından da tartışmalar başladı. Bu tür yapay zeka araçları kullanılarak hazırlanan makalelerin uygun olup olmadığı bugünlerin en önemli tartışma alanlarından biri halinde.
ChatGPT, internetten derlenen devasa bir metin veritabanında dilin istatistiksel kalıplarını taklit ederek inandırıcı cümleler üreten bir büyük dil modeli (LLM). Bot şimdiden akademi dahil sektörleri alt üst ediyor: özellikle üniversite makalelerinin ve araştırma üretiminin geleceği hakkında soru işaretleri uyandırıyor.
Anlaşılan “robotlar yerimizi alacak mı” sorusu sadece mavi yakayı ilgilendirmiyor. Bu gidişle robotlar (veya yapay zeka) beyaz yakaların da, akademisyenlerin de yerini alabilecek gibi gözüküyor.
Çünkü akademik yayıncılar, San Francisco’da teknoloji şirketi OpenAI tarafından kasım ayında ücretsiz kullanımlı bir araç olarak piyasaya sürülen sohbet robotu için politikalar oluşturmak için yarışıyor.
Ancak yayıncılar da, akademisyenler de ChatGPT gibi yapay zekaların bilimsel makalelerin içeriği ve bütünlüğü konusunda sorumluluk alamadıkları için çalışma yazarı kriterlerini karşılamadığını kabul ediyor. Bazı yayıncılar ise bir yapay zekanın makale yazmaya katkısının yazar listesi dışındaki bölümlerde kabul edilebileceğini söylüyor.
Bugüne kadar ChatGPT’nin yazar olarak gösterildiği 4 makale şunlar;
- Performance of ChatGPT on USMLE: Potential for AI-Assisted Medical Education Using Large Language Models
- Open artificial intelligence platforms in nursing education: Tools for academic progress or abuse?
- Rapamycin in the context of Pascal’s Wager: generative pre-trained transformer perspective
- Can GPT-3 write an academic paper on itself, with minimal human input?