Amerikan basını, Senatodaki “yıllık istihbarat harcamalarının araştırılması” konusundaki görüşmelerin CIA ya da Amerikan hükümeti ile Hollywood arasındaki ilişkileri ortaya dökebileceğini yazıyor[1][2].
Vice News’da yayınlanan habere göre, Senato’nun İstihbarat Komitesi Holywood ile CIA arasındaki ilişkiyi detayları ile ortaya koyan bir rapor istedi. Bu sadece CIA ile de sınırlı değil, 15 başka devlet kurumundan daha film endüstrisi ile ilişkileri istendi. Bu raporlar, kongrenin gözetim komitelerine yıllık olarak sunulmaya başlanacak.
VICE News’a göre, 2006-2011 arasında eğlence dünyasının 22 projesinde CIA’in halkla ilişkiler ofisinin rolü bulunuyor. Bunların arasında “Argo[3]”, “Zero Dark Thirty[4]” gibi filmler, “Top Chef”, “Covert Affairs” gibi TV showları var. Tarih kanalının “Air America” ya da BBC’nin “Terörün Gizli Savaşı” gibi dökümanter projeler ile Şeytan’ın Işığı gibi kitaplar yer alıyor [5].
Yargıyı izleme grubu tarafından 2012’de yayınlanan bir CIA raporuna göre[6], CIA Zero Dark Thirty filmi yapımcıları ile gizli bir ilişkisi varmış. VICE yapımcı Kathryn Bigelow ve Mark Boal’ın operasyonda görevli CIA yetkililerine akşam yemekleri, sahte inci küpeler, Prada defilesine bilet gibi hediyeler vermişler. Karşılığında ise operasyonun gizli detaylarına dair bilgiler almışlar.
Ama olay sadece bu değil. Yani tersi de var. CIA ile Holywood arasındaki ilişkinin çok daha eskilere yani 1950’lere dayandığı raporlanıyor.
“Holywood’daki CIA” isimli kitabın yazarı Tricia Jenkins ile yapılan bir röportajda şunları söyledi :
“Komünist ideoloji ile savaşmak için bir düşünce kurumu (Think Tank) oluşturdular. Soğuk savaş sırasında, Amerika’nın, dünyadaki görünümünü daha iyi hale getirmek için, 1950’li yılların film senaryolarında değişiklik yaptılar. Siyahları daha onurlu ve beyazları daha toleranslı gösterecek şekilde yazıldılar.”
1996 yılında CIA’in Holywood’a bir temsilci yerleştirdiği belirtiliyor. Aktör Tommy Lee Jones’un kuzeni Chase Brandon’un bu temsilcilikle [7] CIA ile Hollywood arasında önemli ilişkiler kurduğu ve bu sayede filmlerdeki CIA görünümünün değiştiği belirtiliyor.
1990’lardan önce “Condor’un 3 Günü” gibi filmlerde CIA kötülük yapan, suikastler düzenleyen, şapsal kişiler gibi tanımlanıyordu. Jenkins filmlerde şimdilerde CIA’in daha olumlu bir görünümü olduğunu ve genellikle ahlak değerleri yüksek bir organizasyon olarak tasvir edildiğine, nadiren hata yapan ve bugünlerde her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulan bir yapı olarak gösterildiğine işaret ediyor.
Jenkins 1990’lardan itibaren “the Sum of All Fears” filmi dahil bir çok filmde CIA’in destek verdiğini belirtiyor. 2000’lerin TV dizilerinden 24, Homeland ve Alias gibi dizilerde de CIA’in verilerinin ve rehberliğinin söz konusu olduğu belirtiliyor. Buna karşılık CIA’in çirkin yüzünü gösteren Syriana gibi filmlerin senaryolarının ise eski ajanların yardımıyla geliştirildiği belirtiliyor.
[1] The CIA in Hollywood – How the Agency Shapes Film and Television
[2] A Senate committee wants to crack down on spy agencies’ cozy relationship with Hollywood
[3] 3 Oscar’lı bir film – İran’daki ABD konsolosluğuna 1980’de yapılan baskın sırasında Tahran’da sıkışan 6 konosolosluk görevlisini kurtarma operasyonunu anlatan film Operasyon: Argo (2012)
[4] 1 oscar’lı bir film – El-Kaide lideri Usame Bin Ladin’in Amerikan İstihbarat Ajansı tarafından yakalanmasını anlatan bir film 00:30 – Zero Dark Thirty (2012)