Dünya Sağlık Örgütü’nün verdiği rakamlara göre korona virüsünün hayatımıza girmesinden bugüne kadar 170 ülkede, 678.000 kişi hastalanmış ve 31.000 kişi yaşama veda etmiş. Evlerimize kapandığımız ve hem kendi sağlığımız hem de sevdiklerimizin ve tüm insanların sağlığına odaklandığımız bu günlerde önemli bir mücadele veriliyor. İnsanlık olarak aklımıza gelen her türlü çareyi araştırıyor, emek veriyor, deniyor ve bu sorunu çözüp eskiden pek de memnun olmayıp daha iyisini arzuladığımız hayatımıza geri dönmek istiyoruz. Ölümlülüğümüzü unutup daha ne çok yapacağımız şey var diye hayıflanıp yine de güzel bir şeyler yaşayabilme hayaliyle çabalamak istiyoruz. Çare ararken de bilime, teknolojiye güvenmekten başka da çok fazla bir dayanağımız yok.
Korona ile savaşta önemli ilerlemeler kat eden Çin, bu çalışmalarda önemli ölçüde teknoloji kullanıyor. Kullanılan teknolojilerin çoğu esasen daha önce uygulamaya başladığı yöntemlerin bu problem için uyarlanmış versiyonları.
Robotlar
Dezenfeksiyon işlemlerinde kullanılan robotlar insan sağılığına zararlı olabilecek ilaçlama işlemlerini kolaylıkla yapabiliyorlar. Özellikle hastanelerde ve risk yoğun bölgelerde dezenfeksiyon işlemi robotlarla yapılıyor.
Ultraviyole ışınlarını kullanan robotlar da koronaya karşı savaşta önemli rol oynuyorlar. Çin’de 2000’den fazla hastanede kullanılmaya başlanacak olan bu robotlar 10 dakika içinde %99 oranında bir korunma sağlayabiliyorlar.
Bu robotlar hastane içinde insanlara ya da eşyalara çarpıp zarar vermeden dolaşabiliyor ve işlemleri kaydedebiliyorlar.
UV Disinfection Robot demo video
https://www.youtube.com/watch?v=bK4sx7mEDw8&feature=emb_logo
Robotlar dezenfeksiyon dışında insanların ateşini ölçmek, yemek ve ilaç taşımak, 7×24 kan basıncı, oksijen seviyesi gibi önemli hayati fonksiyonları takip edip alarm vermek, karantinadaki insanları eğlendirmek gibi alanlarda da kullanılıyorlar.
Bu robotlarda görüntü tanıma sistemlerinin (Yapay Zekâ) kullanıldığını da vurgulamadan geçmeyelim.
Termal Kameralar ve Yüz Tanıma Sistemleri
Çin, tüm vatandaşlarına toplumdaki davranışlarına bağlı olarak not verdiği bir “Sosyal Kredi Sistemini” (Social Scoring System) 2020 yılı itibariyle devreye sokmuştu. Tüm vatandaşlarının yüzlerini tanıttığı bir veri tabanı olduğunu ve bu bilgiyi kullanarak kişileri tanıyabildiğini de biliyoruz. Korona probleminde ise bu altyapıyı termal kameralarla aldığı ateş ölçümlerini yüz tanıma sisteminden aldığı bilgi ile eşleştirerek hasta kişileri saptama ve takip etme konusunda kullanmış.
Mobil Uygulamalar
Çin yaklaşık 200 milyon kamera ile tüm vatandaşlarını izleyebiliyor. Yüz kimliklerini daha önceden kayıt altına aldığından kimin nerede olduğunu biliyor. Wechat, Çin’de en yaygın kullanılan uygulamalardan biri. Bu uygulama üzerinden hem tanıdıklarınızla konuşabiliyor hem de alışveriş yapabiliyorsunuz. Böylece devlet nerede olduğunuzu, kimlerle ne konuştuğunuzu, yaptığınız alışverişleri biliyor. Dolayısıyla tüm bu veriler (big data – büyük veri) tarihsel olarak kayıt altında.
Çin’de korona virüs hastalığının halen etkin olduğu Şubat ayında “Yakın Temas Dedektörü” (Close Contact Detector) adını verdikleri bir uygulamayı kullanmaya başlamışlar. Bu uygulama yakın zamanda korona hastası biri ile temas edip etmediğinizi söylüyor. Bugüne kadar 200 milyondan fazla kişi bu uygulamayı kullanmış. Daha çok toplu ulaşım noktalarına odaklanmış, alışveriş merkezlerindeki hareket kayıtlarına bakmıyor. Wechat içinden bu uygulamaya da erişilebiliyor.
Diyelim ki bir hastaneye gittiniz ve korona teşhisi kondu. Öncesinde kimlerle temas ettiğinizi geçmiş veriden bulup onlara olası korona hastası oldukları bildiriliyor ve 14 gün kendilerini karantina almasını istiyorlar. Her bir Çin vatandaşının da kırmızı, yeşil, sarı kodları var. Sarı olanlar şüpheli olup karantinada olanlar. Yeşiller temiz olanlar ve kırmızı olanlar da korona hastası olanlar. Bu renklere bağlı olarak da kamusal alanlara, metro, otobüs gibi kalabalık yerlere girmeye izin verilmeyebiliyor. Bu renk sistemine de “Alipay Health Code” deniyor. Şu sıralarda 200 şehirde kullanılan bu uygulamanın tüm ülkeye yayılması hedefleniyor. Tüm bu bilgilerin devlet ile de paylaşıldığını söylemeye gerek yok sanırım.
Görüntü tanıma ile Korona Teşhisi
Yapay Zeka sistemleri görüntü tanıma konusunda başarılarını kanıtlayalı epey bir zaman oldu. AliBaba firmasının geliştirdiği bir sistem 20 saniyede %96 doğrulukla Göğüs filmlerinden korona teşhisi koyabiliyor. Bu analizi bir insanın yapması ise ortalama 15 dakika sürüyor. 5000 korona vakasının görüntüsü ile eğitilmiş olan bu sistem makine öğrenmesi metodunu kullanmış.
Bu yoğun dönemde doktorların yükünü bir nebze de olsa azaltabilecek olan bu yöntem yorgunluktan kaynaklanabilecek insan hatalarına karşı da destekleyici bir yöntem olarak kullanılabiliyor.
Bulut tabanlı bu yapay zeka destekli teşhis uygulamasına internet üzerinden ulaşmak mümkün. Bu kolaylığı nedeniyle AliBaba firması platformu Avrupa’nın da kullanımına açmış.
Dronlarla İlaç Taşıma, Gözlem ve Dezenfektasyon
23 Ocak’ta Wuhan’da karantina ilan edilmesinden sonra salgını önleyebilmek için tüm eyalete ilaç taşınması gerekmiş. İnsanlar arası teması en aza indirmek ve güvenli bir taşıma yapabilmek için de dronlar kullanılmış. Dronlar arka tarafta yapay zeka ile desteklenen otomatik bir yapı üzerinden ihtiyaçlara cevap vermeye başlamışlar. Bu hem hızlı hem de güvenli bir ortamda ilaçların gereken yerlere zamanında ulaşmasını sağlamış. Geleneksel taşıma yöntemlerine göre %50 zaman kazandırmış ve bu konuda çalışacak personelin de farklı alanlarda çalışmalarına olanak sağlamış.
Dronların bir başka kullanım alanı ise sokaklarda yürüyen insanları gözlemlemek ve ikaz etmek. Maskesiz yürüyenleri maske takma konusunda, evlerine gitme ve izolasyon konusunda üzerlerinde monte edilmiş hoparlörle sesli olarak uyarıyorlar. Burada da yapay zekâdan görüntü tanıma açısından faydalanıldığını da unutmayalım.
Yine sokakları ve riskli alanları dronlarla ilaçlayarak dezenfekte ediyorlar. Manuel yapılan ilaçlama işlemine göre pek çok avantajı olan bu yöntem öncelikle işlemi yapan insan olmadığından hem bir koruma sağlıyor hem de olası hatalara karşı koruyucu oluyor. Verimlilik açısından da dronla ilaçla yönteminin insanla ilaçlamaya göre 50 kat daha fazla verimli olabileceği hesaplanmış.
Günlük ihtiyaçların taşınmasında da dron kullanımı insanların toplu olarak bulunacakları alışveriş merkezlerinden uzak olmasına sebep olacağından risk azaltan bir önlem olarak kullanılması öngörülen bir yöntem olarak öne çıkmış. Alışveriş yaparken kurulabilecek olası riskli temas yerine uzaktan alışveriş ve dronla teslimat çok daha güvenli bir yöntem.
Chatbot’lar Bilgi Paylaşıyor
Korona sadece bilim adamları için yeni bir alan olmakla kalmıyor, insanlar için de hiç bilmedikleri tanımadıkları ve korku duydukları bir konu olarak merak uyandırıyor. Her zaman uzman birinin yardımını almak kolay olmadığından Çin’de birçok sağlık kuruluşu Chatbot’lar kullanarak soruları cevaplamaya çalışıyorlar. Chatbot’lar yapay zekâ kullanan yapılar. Sözlü veya yazılı olarak gelen sorulara cevap veriyor ve yanlış bilgilerin halk arasında yayılmasının önüne geçiyorlar.
Wechat uygulamasının geliştiricisi olan Tencent firması Chatbot’lar ile korona konusunda da bilgi sağlamaya devam ediyor.
İlaç ve Aşı Geliştirme
Tencent, DiDi ve Huawei gibi birçok büyük teknoloji şirketinin bulut bilgi işlem kaynakları ve süper bilgisayarları, korona virüsü için bir tedavi veya aşının geliştirebilmesi amacıyla araştırmacılar tarafından kullanılıyor. Bu sistemlerin hesaplama ve model çözümlerini çalıştırabilme hızı standart bilgisayarlara göre çok daha yüksek.
İlaç üretimi oldukça yavaş ilerleyen pahalı bir süreç olarak biliniyor. Yapay zekânın bu süreçleri hızlandırabileceği ve maliyeti düşürebileceği düşünülüyor. Test verilerinde insanların göremeyeceği bağlantıları ve algoritmaları bulan yapay sinir ağları kullanılıyor. COVID-19 aşısı geliştirebilmek için yapay zekâ metotları kullanılarak, yıllarca sürebilecek araştırmaları haftalara sıkıştırarak küçük ama umut verici bir alt kümeyi tanımlamak için milyarlarca bileşken analiz edilebiliyor.
Biyoteknoloji, yapay zekâ, robotlar, mobil uygulamalar, büyük veri, veri analitiği gibi birçok araç insanlığın önündeki bu büyük zorluğu aşmak üzere kullanılıyor. Problemin ilk ortaya çıktığı yer olan Çin, son dönemde teknoloji anlamında da lider oyunculardan biri olarak tüm imkânlarını çözüm için kullanıyor. Bilim insanlarının kısa vadede hayatımızı alt üst eden, sağlığımız ve hatta varlığımızı tehdit eden bu engeli kaldırmalarını diliyoruz.