Tam iki yıl önce yine turk.internette yayınlanan “Bu Evliliğe İtirazım Var” başlıklı yazı ile Aycell ve Aria arasında yapılacak evliliğe karşı çıkarak, bu durumun Türk Telekom’un değerini olumsuz yönde etkileyeceğini anlatmaya çalışmıştık. Mayıs 2003 tarihli bu yazıdaki öngörülere geçmeden önce hafızalarımızı biraz zorlayalım.
Hatırlayacağınız gibi Telekom İtalya ve İş Bankası ortaklığı ile kurulan Aria, yapılan ihalede en yakın rakibinin iki katı bir bedel teklif ederek üçüncü GSM lisansını almıştı. Ortaklık böylesi yüksek bir bedeli, başka bir işletmecinin lisans almasını engellemek için ödemiş ancak mevcut GSM operatörleri karşısında ciddi bir ticari başarı elde edememişti.
Dört beş milyar dolar harcanarak kurulan bu ortaklık her iki yatırımcısının da yüzünü güldürememiş, bu memnuniyetsizlik içerisindeki İtalyanlar bir müddet sonra kendilerine Turkcell üzerinden roaming yapma taahhüdünün verildiğini, oysa bu taahhüdün yerine getirilmediğini, Türkiye’yi uluslararası tahkimde dava edeceklerini ve milyarlarca dolar tazminat kazanacakları haberlerini yaymaya başlamışlardı.
Bu açıklamalar üzerine dönemin Telekomünikasyon Kurumu Başkanı Sayın Ömer Arasıl, Aria’nın uluslararası tahkime başvurusu sonrasında Türkiye’nin çok büyük bir tazminat ödemek zorunda kalacağını bildirerek, tehlikenin büyüklüğüne dikkat çekiyordu. Ancak;
Aria ile imzalanan sözleşmede roaming taahhüdünün bulunmadığı, böyle bir taahhüt altına imza atılmasının mümkün olmadığı sadece görevden ayrılmış birkaç eski yönetici tarafından dile getiriliyor, o tarihteki siyasi irade ve bakanlık yetkilileri tarafından kamuoyu özellikle bilgilendirilmiyordu.
İmtiyaz sözleşmesinin tarafı olan Telekomünikasyon Kurumu tahkimde Türkiye’nin neden ve kaç para ödeyebileceği ihtimalinden çok en hayırlı işin Aycell ile Aria’nın birleşmesi olduğunu ısrarla vurguluyordu. Ne yazık ki; o tarihlerdeki tüm ısrarımıza rağmen, İtalyanların yaptığı bu başvuru ve imzalanan imtiyaz sözleşmesi ile ilgili hiçbir belge kamuoyu ile paylaşılmamıştır. Oysa Aria’nın bu davayı kazanmasının mümkün olmadığı, kazansa dahi ödenecek tazminatın birkaç milyon dolarla sınırlı olacağı bu satırın yazarı ve bir grup sektör çalışanı tarafından ısrarla belirtilmiştir. Tüm yapılan haklı uyarılara rağmen, Türk kamuoyu Aria ve Aycell’in birleşmesindeki haklı nedenlere inandırılmaya çalışılmıştır.
İŞ BANKASINA , İTALYANLARA %40
Ne büyük tesadüf ki; tam bu sıralarda ülkemizi ziyaret eden Berlusconi Başbakanımızın oğlunun düğününe gelerek vefalı bir dost olduğunu, Türkiye’yi AB yolunda sonuna kadar destekleyeceği mesajını veriyordu. Gerçi özel jeti ile yakın arkadaşı Tayyip Erdoğan’ın oğlunun düğününe gelmişti ama ilgililere “Aria’yı, Aycell’le birleştirin ” mesajını da veriyordu.
İşte tam bu sırada Aycell yönetimi de kendi zararlarından bahsederek birleşmeye sıcak baktıklarını gazetelere fısıldıyordu.
Sonunda ortaklık payları aynı olmasına rağmen Avea’nın hisselerinden İş Bankası’na % 20, İtalyanlara ise bunun tam iki katının verilmesi uygun görülmüştür. T. Telekom ise, elindeki lisansını ve tüm altyapısını vererek % 40 ile yetinmiştir. Ama hemen hatırlatalım ki; İtalyanlar yeni ortaklığa Türk Telekom’un + 300 milyon $ taze para koymasını ve tüm borçlarını temizlemesi şartını da koymuştur.
Aria’nın ise borçlarını ödediğine ilişkin herhangi bir bilgiye sahip değiliz. Ödediği 2,5 milyar $ a karşılık bir GSM şirketinin % 20 hissesine sahip olmayı kabul eden İş Bankası’nın ise ne düşündüğü bilgimiz dışındadır.
T. TELEKOMUN ÖZELLEŞTİRİLMESİ SÜRECİ
Türk Telekom’a ilgi gösteren yabancı alıcıların ihaleden çekilmesinin nedeni tam iki yıl önce yazılan yazıda ayrıntılı olarak anlatılmış ve hiçbir yatırımcının % 40’ı İtalyanlara, % 20’sı bir bankaya ait GSM şirketine ilgi göstermeyeceğini dilimiz döndüğünce anlatmaya çalışmıştık. Zaten İtalyanlar da kendileri dışında bir başkasının T. Telekomu alması halinde bu ortaklığı yürütmek istemeyeceklerini açıkça söylemişlerdir. (Bkz : dip not)
Şimdi sormak lazım… İtalyanların kabul etmeyeceği bir ortaklık yapısını Belçikalıların ya da İspanyolların kabul etmesini beklemek saflık olmaz mı? İspanyolların ihaleden çekilirken sebep olarak Avea’yı göstermelerini anlamazlıktan gelmek mümkün müdür? Her şey bir yana; Türk Telekom’un özelleştirilmesinden önce Avea’nın hisselerinin ayrılması ve gerekiyorsa ayrıca satılması daha doğru olmaz mıydı? Bunu kim ya da kimler istememiştir ?
SATIŞ SÜRECİNDE MUHTEMEL SENARYOLAR
Yapılan en büyük hatanın İtalyanların tahkime gitme tehdidine boyun eğilmesi ve Aria&Aycell evliliğine yeşil ışık yakılması olduğu ortaya çıkmıştır. Bugün gelinen noktada böylesi büyük bir özelleştirmeye dünya telekom devlerinin ilgi göstermemesi, gösterenlerin ise bir müddet sonra manzaranın farkına vararak çekilme kararı alması üzerinde dikkatle durulması gereken bir konudur.
İtalyanlar’a yeni destek verilmeyeceğini açıklayan Abdullah Gül’ün, daha önce verilen desteğin ne olduğunu Türk halkına açıklaması gerekmez miydi?
Şimdi yapılan bu açıklamalardan yola çıkarak özelleştirmeyle ilgili bazı tahminlerde bulunalım.
İtalyanların “Türk Telekom’u biz alamazsak Avea’dan çekiliriz” tehdidi işe yararsa, siyasi iradenin, İtalyanlardan daha yüksek teklif veren gruba oluşan fiyatı düşük bulduğunu söyleyerek halka arz yoluna gitmesi kuvvetle olasıdır. Bu durumun İtalyanlar’ı fazla rahatsız etmeyeceği, kamu tarafından atanan yöneticiler ile mevcut Avea yönetimiyle yola devam edecekleri açıktır.
Ancak; doğal olan zaten ihalede en yüksek teklifi İtalyanların yapmasıdır. Zaten mevcut koşullar bir başka alıcının İtalyanlardan daha yüksek bir teklifte bulunmasını engellemektedir. Çünkü; İtalyanların Aveada sahip olduğu % 40 hisse ile Türk Telekom’un satın alınmasıyla sahip olacağı %40 hisseyi birleştirmesi halinde zaten İş Bankası’nın elindeki hissesinin hiçbir anlamı kalmayacak, Avea’nın tüm kontrolü İtalyanlara geçecektir.
Bir başka deyişle ; ihalede en yüksek bedeli İtalyanların vermesi en beklenen sonuçtur. Bu olasılık dışında bir başka alıcının İtalyanlardan daha yüksek bir teklifte bulunması halinde siyasi iradenin teklifi düşük bulduğunu açıklayarak halka arz yoluna gitmesi ikinci yüksek olasılıktır. Bu durumun İtalyanları çok da fazla rahatsız etmeyeceği, halka arz sonrasında Avea’daki mevcut yönetimle çalışmaya devam edeceği kuvvetle beklenmelidir. Bir başka dünya telekom devinin profesyonel yöneticileri ile çalışmaktansa, siyasi irade tarafından atanan, bu iradeye bağlı yöneticiler ile çalışmanın İtalyanları rahatsız etmeyeceği açıktır.
Kısaca İtalyanlar T. Telekom ve Avea’da son sözlerini bizim sert Anadolu erkeğinden öğrendikleri bol acılı bir cümle ile söylemişlerdir.
YA BENİM OLACAKSIN YA DA TOPRAĞIN… 🙂
ilgili yazilar