Bu röportajın ilk 4 bölümünü
- Coşkunoğlu; Ulusal Bilişim Stratejimiz Belirlenmeli
- Coşkunoğlu; Amacım Kamu Alımlarında Tecrübe Aktarımı
- Coşkunoğlu; Açık Kaynak Seçenek Olamaz mıydı?
- Coşkunoğlu; İkinci Grup Soru Önergeleri Geliyor
başlıkları altında okuyabilirsiniz.
Osman Coşkunoğlu’na röportajımızın son bölümünde, ülkemizin siyasal yapısını nasıl gördüğünü sorduk;
turk-internet.com : Son yıllarda milletvekilleri güvenimizi fazlasıyla yitirdi. Bunun nedeni pek çok ama önemli hususlardan birisi de milletvekillerinin halkın oyunu aldıktan sonra halkı unutmaları. Oysa sizi mail listelerinden tanıyoruz. En azından bu ortamda herkesle temas etmeye ve hatta zaman zaman kırıcı hale gelen eleştirilere bile cevap vermeye çalışıyorsunuz.
Osman Coşkunoğlu : Milletvekili olduğum günden beri, demokrasinin sadece seçimden seçime oy vermek olmadığı bilinciyle, “vekili” olduğum “millet”in katılımına başvurdum. Kabaca iki kesim ile sürekli ve sistematik bir ilişki içerisinde oldum. Birincisi, kendi seçim bölgemdeki yurttaşlar. Pratik olarak Uşak’taki tüm yurttaşlarla birebir görüşemeyeceğime göre, maalesef bu kesimde internet de yaygın olmadığı için, bu kesimin temsilcileriyle ile ilişki sürdürdüm. Bunlar, mahalle ve köy muhtarları ile sivil toplum örgütleridir. Herbiriyle, ayrı ayrı ve düzenli toplantılar yaptım. Toplantılarda olan biteni anlatıp onların görüş, yorum, talep ve eleştirilerini dinleyip not aldım. Sonra da gereğini yapmaya, bir muhalefet milletvekili olarak elimden geldiğince çalıştım.
Sürekli ve sistematik ilişki içerisinde olduğum ikinci kesim de, ilgi ve bilgi alanım olan bilişim ve teknoloji alanındaki kuruluşlar ve kişiler oldu. Pratik olarak, bazı sivil toplum kuruluşlarıyla toplantılar yaparken, internet kanalıyla da çok geniş kitlelere erişme olanağım oldu. Zaman elverdikçe, olan biteni paylaşmaya, tepki, yorum ve eleştirilerden yararlanmaya çalıştım. Somut olarak, hükümetin bazı yasa tasarılarını gönderip görüş istedim; bu son soru önergelerinde yaptığım gibi, bir girişimim olacağı zaman bunu paylaşıp görüş, öneri ve eleştiri bekledim.
Sizin de dediğiniz gibi, internet üzerinden kurduğum iletişimde, az sayıda bazı kişiler belli önyargılarla hareket ederek sert veya hatta kırıcı üslup ve içerik ile olumsuz yanıtlar verdi, daha büyük çoğunluk ise yardımcı olmaya çalıştı. En büyük çoğunluk da sessiz kaldı. Herhalde toplumumuzun katılımcılığı içine sindirmesi, bunun zahmetine katlanmayı kabul etmesi zaman alacak.
İlginç olan şu ki, yukarıda sözünü ettiğim iki kesim içerisinde birincisi çok daha katılımcı. Örneğin, ben Uşak’ın bir ilçesinde köy ve mahalle muhtarlarını toplantıya çağırdım mı, katılım %90’ın üstünde oluyor. Bu ilk uygulama, daha önce hiçbir milletvekili böyle muhtar toplantıları yapmamış. Yani bir alışkanlık yok, ama bir heves var. Bu sonuç herkesi şaşırtıyor ve “neden bir muhalefet milletvekilinin çağrısına adam köyünden kalkıp zahmet ve masrafa katlanıp gelir?” diye soranlar var.
turk-internet.com : Son sorumuz şöyle; Siz ordan bu tarafı yani halkı, medyayı ve sivil toplum örgütlerini nasıl görüyorsunuz? Eksik bir şeyler var.. Bunlar nelerdir? Özetle demek istiyorum ki.. bizlere bir soru önergesi verseydiniz. Neler sorardınız?
Osman Coşkunoğlu : Çok pasif ve kolaycı olarak görüyorum. Oturduğu yerden genel eleştiriler yapmak veya genel dileklerde bulunmak kolaydır, somut konularda ve ayrıntılarda katılımcı olmak, öneri geliştirmek zordur. Toptancı olmak, yani tüm politikacıları kötülemek kolaydır, izleyip ayırdedici olmak zordur.
Dediğiniz gibi, siyasiler güven yitirmiş durumda. Bu nasıl değişir?
Sadece siyasi partiler yasasını değiştirmek gibi tılsımlı değnekle olmaz. Siyasiler bir gün uyandıklarında birden ve kendiliğinden daha iyi olmaz. Ancak, sürekli ve ayırdedici bir toplumsal baskı, hakedene övgü ve destek, haketmeyene yergi ile olur. Eksiklik burada.
Birkaç istisna dışında, siyasileri baskı altında tutacak güçte sivil toplum maalesef ülkemizde henüz yok.
Dolayısıyla, sizlere bir soru önergesi versem dört soru sorardım:
- Eğer sizler, hakedene destek ve övgü, haketmeyene yergiyle yaklaşmazsanız ülkeyi yöneten siyasiler nasıl daha iyiye gidecek?
- Eğer bir siyasinin arkasını dayayacağı güçte sivil toplum yoksa, siyasi parti liderinin gücünü kim dengeleyecek?
- Eğer sizler baskı altına almazsanız, kamu oyu oluşturmada en önemli rolü
oynayan medya sadece bazı güç odaklarının çıkarlarını savunmaktan niye vazgeçsin? - Türkiye’de neden (MIT profesörü) Noam Chomsky gibi medya ve siyasileri baskı altında tutan güçlü ve etkin bir sivil toplum önderi çıkmaz?
Sayın Osman Coşkunoğlu’na bilişim sektörüne katkıda bulunmaya çalışmasına, siyasi geleneğimize ve bizlere bir şeyleri yapıcı yoldan öğretmeye çalışmasına ve bu röportaj için teşekkür ediyoruz. Kendisini özellikle son soruya verdiği cevapta maalesef çok haklı görüyoruz.