Hindistan ve İsrail’de yüzlerce risk sermayesi yatırımının gerçekleştiğini belirten Arthur Andersen Türkiye ve Balkanlar Kurumsal Finansman Grup Başkanı – Yönetici Ortağı Can Deldağ, “Türkiye için risk sermayesi, hayati önem taşıyor. Politik ve mali istikrarın sağlanarak, yatırımların önünün açılması ve devlet eliyle desteklenmesi şart” dedi.
Can Deldağ, finansal kaynakların bir bölümünün mutlaka yeni filizlenen fikirlerde kullanılması gerektiğini söyleyerek şöyle konuştu:
“Ekonomik bir dönüşüm yaşanıyor. Endüstriyel ekonomiden yaratıcı ekonomiye geçiliyor. Yeniliklere, değişime ve risklere açık olmalıyız. Küresel girişimci, devlete daha az bağımlı, fikir ve insana daha çok bağımlı, teknolojiye ve piyasaya odaklanmalı. Avrupa’da her yıl 1 milyon yeni iş kuruluyor. ABD’de 1980 yılında 1.2 milyar dolar olan risk sermayesi yatırımları, 1999 yılında 48 milyar dolara çıktı. 2000 yılının ilk çeyreğinde ise ABD’de 22 milyar dolarlık risk sermayesi kullanıldı. Son 5 yılda 9 kat bir artış gerçekleşti. Risk sermayesi yatırımları, girişimcilere, finans, yönetim, alt yapı imkanları da sunar. Sermaye piyasalarının gelişiminde de, en önemli unsurlardan birini oluşturur.”
Devletin Rolü
Kamu kaynaklarının bir kısmını da yeni yatırımlara aktarmak gerektiğini söyleyen Can Deldağ, devletin, risk sermayesinin oluşumundaki rolünü şöyle anlattı:
“Devlet, teknolojinin gelişmesindeki rolü gereği, ihtiyaç duyulan ortamı ve altyapıyı sağlamalıdır. ABD’de risk sermayesi yatırımlarına gelir vergisi indirimi sağlandı. Sosyal Güvenlik Fonları, yeni yatırımlara aktarıldı. Bugün Hindistan’da, Türkiye’den daha az gelişmiş bir ülke olmasına rağmen, yüzlerce risk sermayesi yatırımı var. Çünkü Hindistan’da risk sermayesi yatırımları teşvik ediliyor. Bu nedenle de, global risk sermayesi yatırımcıları Hindistan’ı tercih ediyorlar.
İsrail’da ortam çok karışık olmasına rağmen, risk sermayi yatırımlarına vergi teşviği düzenlemesi bulunduğu için, bu tip yatırımları çekiyor.
Türkiye’de durum nedir? Risk sermayesini kullanacak teknik beceriye sahip, eğitimli girişimciler Türkiye’de mevcut. Piyasa, belli bir bilgi birikimine sahip, ancak tam rekabete açık olduğunu söylemek güç.”
Neler Yapılmalı?
Türkiye’ye risk sermayesini çekmek için yapılması gerekenleri ise Can Deldağ şöyle sıraladı:
Yasal çerçeve, risk sermayesi yatırımlarına uyumlu hale getirilmeli.
Fikri mülkiyet ve azınlık hakların korunmasına acilen ihtiyaç duyuluyor.
Yabancı sermayenin teşvik edilmesi gerekiyor.
Ekonomik ve siyasi istikrarın olması şart. Son 10 yıldır istikrar bekleniyor.
Teşvikler yeniden düzenlenmeli. Mevcut teşvikler, kapasite fazlası yaratan, ekonomik rekabet güçünü azaltan birer araç durumunda.
Birikimler doğru yatırımlara aktarılmalı. Fonların yanlış yatırımlara aktarılması, ekonomik büyümeyi engelliyor.
Risk sermayesinin Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde hayati önem taşıdığının altını çizen Can Deldağ, “Politik ve mali istikrarın sağlanarak, risk ve diğer yatırımların önünün açılması ve devlet eliyle desteklenmesi şart” dedi.